Aynı boydayım sizinle ve kilonuz bana normal geldi
artık ben sizden daha kilolu olduğum için midir bilinmez, ama yine de sizin bilebileceginiz bir durum... Eğer kendimizi daha rahat hissedecekseniz, zayiflamalisiniz...
Sadece şeker ve çikolata bağımlılığınızla ilgili yorum yapabilirim.
Şekerli gıdalar ve çikolata maalesef hayatımızı aslında tehdit ediyorlar. Bize süslü paketler içinde, cazip bir halde sunulsalar da, aslında insan sağlığını tehlikeye atmaktan başka bir işlevleri yok. Ve tıpkı sigara ve alkol gibi aslında bağımlılık yapıyorlar.
Canan Karatay ve daha bircok uzman, şekerin zararları ile ilgili kitaplar yazmışlar, internette bununla ilgili çokça gazete yazısı ve makale var. Okumanızı tavsiye ederim.
Ben de önceden çok şekerli gıda vs tuketirdim. (Kilo almamin yegane sebebi budur aslında.) Ama sonradan, önce insülin direnci, sonrasında ise iç organlarımda yağlanma ortaya çıkınca, birkaç gündür süren bir diyetle hepsine son vermek durumunda kaldım...(gerçi insülin direncim düşmüş şu an için ama ailemde şeker hastalığı riski olduğundan dolayı riskim her daim var. Dikkat etmek zorundayım...)
Aslında bir şeyleri yerken farkindaligimizla yemek gerekiyormuş. Her şeyi, çöp tenekesi misali midemize atmamak lazımmış. (Bilhassa ben öyle yapıyordum.) Ben bunu çok geç öğrendim...
Şeker hastalığının birçok zarari var. En basitinden yaralariniz bile geç iyileşiyor. Hatta iç organların iflasına kadar gidebiliyor çok ileri vakalarda. İç organları mahvediyor yani... (Babamdan biliyorum.)
İşte aslında bir şeyin zararlarını bilirsek, onu tuketmemek için bir korku duygusu olusturursak, zararlı şeylerden kendimizi daha kolay koruyabiliriz.
Sunu unutmayın; hayat, her ne kadar isyan etsek de, bazen ölmek istesek de, TATLIDIR. Hayat, biz içinde olmadığımız sürece anlamsızdır.
Ve aynı zamanda, sağlığımızın elden gitmesi durumunda da, hiçbir şeyden tat alamayiz.
Şekerden vazgeçmek zor değil(miş). Annem hep bana, "Aslında şekeri kessen, otomatikman kilo vereceksin" derdi. Doğru söylüyormuş.
Hiçbirimiz, bahanelerimizden daha güçsüz değiliz. Ancak bahanelerimize o kadar anlam yüklüyoruz ki, büyüyor da büyüyor.