Kıbrıs tüp bebek uzmanı Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen ile tüp bebek hakkında herşey

Yumurta Toplama (OPU) Ağrılı Bir İşlem midir?

Tüp bebek tedavisinde yapılan yumurta toplama işlemi, damar yolu ile uygulanan sakinleştirici ve ağrı kesici ilaçlarla rahatça yapılabilmektedir. Hasta, işlem sırasında ağrı duymuyor.



Yumurta Toplama İşlemi (OPU) Süresi

Yumurtalıklardaki follikül (yumurta) sayısına bağlı olarak bu süre değişiklik göstermektedir. Ortalama 15 ile 30 dakika arasındadır. İşlemden sonra ortalama 15 dakikada kendinize geliyorsunuz.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Tüp Bebek İşleminde Eş Ne Zaman Sperm Vermelidir?

Yumurtaların toplandığı gün (opu günü) bayanın eşinden de semen / sperm örneği alınmaktadır. O yüzden yumurta toplama işlemine eş ile beraber gelinmesi gerekiyor.






Başarısız olmuş bir tüp bebek denemesinden sonra ikinci tüp bebek için ne kadar ara verilmesi gerekiyor?

Bir tüp bebek denemesinden sonra, ikinci deneme için 1 ay ara vermek yeterlidir. Aslında önemli olan, çiftin psikolojisidir. Kendi hazır hisseden çiftler için fazla ara verilmeden, 1 aydan sonra tekrar denemeler yapılabilir.


Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Donör (Bağışçı) Nedir/Kimdir ?

Belirli sebeplerden dolayı kendi sperm veya yumurtalarını kullanamayan (veya yetersiz olan) kişilere ''donör'' yumurtası veya donör spermi ile tüp bebek tedavisi uygulanmaktadır. Donör, yumurtayı veya spermi veren bağışçılara denir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen

 
Yumurta Donörü Nasıl Seçilir ?

Yumurta bağışcısı (donörü), çok titiz bir kontrol sürecinden sonra seçilir. Yumurta bağışçısına sağlıksal tüm testler yapılır. Donörün aile yapısı, fiziksel ve ruhsal sağlık durumu, hormonları, genetik hastalıkları incelenir ve bu etkenlerin sağlıklı olduğundan emin olunur.

Ayrıca yumurta bağışçısının saç, göz, ten rengi, vücut yapısı & kan grubu gibi özellikleri hasta ile en uyumlu donör olarak seçilmesine büyük ölçüde önem verilir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen

 
Yumurta Donasyonu (Nakli) Nedir?

Yumurta donasyonu ile tüp bebek tedavisi, özenle seçilmiş yumurta donörlerinden/bağışçılardan yumurta toplama yöntemi ile elde edilen yumurtaların, baba adayından alınan uygun spermler ile döllenme işlemine denir. Oluşturulan embriyolar, 3 ile 5 gün arasında anne rahmine transfer edilmektedir ve tedavi süreci sona ermektedir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen

 
Sperm Donasyonu Nedir?

Sperm Donasyonu sperm üretimi olmayan, az olan veya mevcut sperm yapısı kaliteli bir embriyo oluşturmak için uygun olmayan erkekler için uygulanan bir tüp bebek tedavi yöntemidir.

Spermler bağış yapan sağlıklı bir bağışcıdan alınır. Anneden toplanan yumurta hücreleri ile laboratuvarda birleştirildikten sonra oluşan embriyolar anne rahmine yerleştirilir. Detaylı Bilgi için internet sayfamızı ziyaret edebilirsiniz:
http://tupbebekmerkezlerikibris.com/sperm-donasyonu/

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen

 
Azospermi Nedir?

Azospermi, menide hiç sperm görülememe durumuna denir. Bu hastalarda azospermiye sebep; hormonal veya genetik bozukluklar, çocukluk çağında inmemiş testis veya fıtık nedeniyle geçirilen ameliyatlar, testislerin yerinde olmamasının geç farkına varılması ve erişkin yaşta ameliyat olmak yada hala testislerin yerinde olmaması ( kasık kanalından torbaya inip çıkan, kasık kanalı veya karın içinde vb ), çocukluk çağında geçirilen ve testisleri şişirerek faaliyetini bozan ateşli enfeksiyonlar ( kabakulak, menenjit vb ) testis tümörü nedeniyle ameliyat sonrası kemoterapi veya radyoterapiye maruz olmak , çeşitli travmalar (trafik kazası, spor yaralanmaları) olabileceği gibi sperm yollarının doğuştan olmaması, gelişmemesi veya tıkanık oluşudur.


Çocuk sahibi olamayan azospermik erkekler artık ‘mikroskobik testiküler sperm ekstrasyonu’ dediğimiz “mikro tese” yöntemiyle çocuk sahibi olabilmektedirler.
http://tupbebekmerkezlerikibris.com/azospermi/

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Tesa/Tese Micro Tese Nedir?


Erkeğin semeninde sperm bulunmamasını ''azospermi'' olarak açıklamıştık. Spermi taşıyan kanallarda tıkanıklık veya testislerdeki sperm yapımı bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Tedavi yöntemi ise mikroenjeksiyondur. Bu tedavi yönteminde spermin elde edilmesi ürolog tarafından gerçekleştirilen TESA ya da TESE olarak bilinen cerrahi işlemlerle sağlanır. Günümüzde tüp bebek merkezlerine başvuran çiftlerin yaklaşık %5’i bu yöntemlerle tedavi edilmektedir.

Sperm hücrelerini taşıyan kanalların tıkalı, gelişmemiş olması veya çok az sayıda sperm üretimi nedeniyle erkekten alınan semen içerisinde sperm bulunmaması durumunda, testislerden iğne ile sıvı çekilip sperm hücresi elde edilmesi yöntemine TESA denir. Operasyon lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Hasta aynı gün içerisinde normal hayatına devam edebilir. Bu yöntemle elde edilen olgun veya gelişmekte olan spermler, ICSI (mikroenjeksiyon) yönteminde kullanılır.



Mikroenjeksiyon, sperm sayısının ya da hareketliliğinin eksik olduğu durumlarda , ayrıca sperm şekillerinin (morfoloji) bozuk olduğu durumlarda kullanılabilen erkeğin sperminin kadın yumurtasında sitoplazma (cytoplasma) içine yerleştirilmesi ile oluşturulan bir tüp bebek tedavi şeklidir. Erkek infertilitesi için devrim yaratmıştır. “Intra-Cytoplasmatic Sperm Injection” (ICSI) olarak da bilinmektedir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Endometriozis Hastalığı Nedir?

25-35 yaş aralığında bulunan üreme dönemindeki kadınların gebeliklerini olumsuz yönde etkileyen rahatsızlık olarak bilinen Endometriozis, kadınlarda 10% oranlarında görülen bir problemdir. Rahim içini örtme işlevi bulunan zar tabakasının olması gereken yerde değil de farklı bir noktada bulunmasını ifade eder.

Endometriozis, pelvis bölgesi başta olmak üzere rahim ve yumurtalığın bulunduğu bölgelerde görülür. Endometrium, östrojen ve progesteron düzey değişikliklerine karşı son derece duyarlıdır. Normal bölgesinde bulunan Endometriozis rahatsızlığının ortaya çıkışı ile birlikte normal yerinde duran Endometrium’un dışa doğru düzgün bir kan akışı bulunamadığından içeride birikme gerçekleştiren kan kist oluşumuna davetiye çıkarabilmekte veya farklı dokulara yerleşim yapabilmekte. Bahsi geçen kisti kanser gibi kötü huylu oluşumlar arasında düşünmemek gerekir. Yumurtalık bölgesinde oluşması halinde çikolata kisti adını alır. Kontrol altında tutuladığı takdirde büyümeleri ve zamanla yerleşmeleri kötü sonuçlarla karşılaştırır.


Hafif düzeylerdeki Endometriozis durumunun infertiliteye neden olup olmadığı henüz kanıtlanmış bir durum olmaktan uzaktır fakat; üreme üzerindeki etkisi bilinmekte. Birtakım araştırmalardan yola çıkılarak öne atılan teorilere bakıldığında; endometriozis oluşumu pelvis boşluğun bir reaksiyon yaratarak ortaya çıkan reaksiyon neticesinde yumurta gelişimi üzerinde olumsuz bir etki yaratan kimyasalları beraberinde getirebilmekte. Bunun yanı sıra; doğum kontrol hapı kullanma, hamilelik, menopoz etkileri adet kanamasını azaltarak adet kanının içeride birikmesini engelleyerek endometriozis riskini ciddi düzeylerde azaltan faktörler arasında yer almakta.

Endometriozis durumu ile karşı karşıya kalan çok sayıda bebek sahibi olabilmeyi başarmıştır. Endometriozis’ten dolayı yumurta kalitesi telafisi mümkün olmayacak düzeylerde bozulmuşsa; bu tarz bir durumla karşılaşan kişilere yumurta donasyonu önerilmekte ve sağlıklı bir bebek dünyaya getirebilmeleri adına her türden destek sağlanmakta.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Embriyo Donasyonu Kimlere Uygulanır?

Hem erkek hem de bayanda kısırlık problemi olan durumlarda tercih edilir.

Kadında;

– Rahmi olup ta erken menopoza girmiş kadınlara,

– Menapozdaki kadınlara,

– Herhangi bir nedenden dolayı yumurtalıkları alınan kadınlara,

– Radyoterapi veya kemoterapi nedeniyle yumurtalık etkinliğini yitirmiş kadınlara,

– Yumurta sayısı azlığı ve düşük kaliteli yumurtaya sahip kadınlara,

– Devamlı suretle düşük yapan kadınlara,

– Genetik hastalığı olan ve bu hastalığını çocuklarına bulaştırma riski olan kadınlara,

Erkekte;

Sperm örneğinde sperm olmayan (azospermi) erkeklere uygulanır. (Bu erkeklere embriyo donasyonu öncesinde başka tedaviler de deneniliyor.)

– PESA (kanalların içinden ince bir iğne ile sperm aranmasıdır)

– PTSA (yumurtalığın çeşitli bölümlerinden iğne parça alınarak sperm aranmasıdır)

– TESE (yumurtalığın çeşitli bölümlerinden açık cerrahi parça alınarak sperm aranmasıdır) Bu tekniklerle hastaların yaklaşık % 60 ında sperm bulunabilmektedir. Eğer bu durumda da sperm bulunamıyorsa bu durumdaki erkekler embriyo donasyonu uygulanır.

Genetik hastalık taşıyan ve bunu çocuklarına geçirme riski olan çiftler:

– Huntington’s koreası,

– Hemofili,

– Duchenne’s muscular distrofisi gibi hastalıkları taşıyan çiftler,

– Kromozomal anormalliklere bağlı tekrarlayan düşükleri olan çiftler embriyo donasyonuna başvurabilirler.
 
PREIMPLANTASYON GENETİK TANI ''PGT''

Genetik hastalığa sebep olan geni veya kromozomal bozukluğu gebelik oluşmadan önce tespit ederek sağlıklı embrioların belirlenmesi için genetik tanı yapılmaktadır.
PGT, tanı yöntemi olmakla beraber hasta çocukların doğan kardeşlerinden alınan HLA uyumlu kök hücreler ile tedavi olmasını da sağlamıştır.

Başarılı bir preimplantasyon genetik tanı (PGT) işlemi için başarılı bir tüp bebek (IVF) işlemi gerekiyor. PGT işleminden fayda sağlayabilmek için yeterli sayıda iyi embriyo (döllenmiş yumurta) gelişimi çok önemlidir. Başarıyı sağlamak amacıyla tüp bebek laboratuarında ICSI (intra cytoplasmik sperm enjeksiyonu) veya tüp bebek yöntemlerinden biri yada her ikisi birden kullanılmaktadır.

Genetik tanı yapılırken embriyoların cinsiyetleri de belirlenmiş oluyor.


Özetle PGT ;

* Tüp bebek uygulamasının başarısını ve gebelik oranını artırır.

* Aileye cinsiyet seçimi hakkı verir.

* Gebeliğin düşük riskini ve tıbbi sonlandırılma gerekliliğini azaltır

* Çoğul gebelik oranını azaltır.

* Tekrarlayan başarısız IVF denemeler sonucu oluşan gerek ekonomik vegerekse psikolojik yükleri azaltır.

DETAYLI BİLGİ İÇİN SİTEMİZİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ;
http://tupbebekmerkezlerikibris.com/preimplantasyon-genetik-tani/
 
Tüp Bebek Tedavisi İçin Kıbrıs'ta Kaç Gün Kalmalı?

Tüp bebek işlemi için (özel bir durum olmadıktan sonra) tüm hastaların ortalama en fazla 5 gün Kıbrıs'ta kalmaları tedavinin tamamlanması için yeterlidir.

Transfer işleminden sonra hastanede ortalama 2 saatlik bir dinlenmenin ardından yürüyerek kalkıp hastaneden çıkabilirler. Dileyen hastalar aynı geceden, dileyen ertesi gün veya sonraki günlerde uçağa/gemiye binip ülkelerine geri dönüş yapabilirler. Uçak yolculuğu ile dönüş yapmanızın herhangi bir sakıncası yoktur.

 
Polikistik Over Sendromu Olan Kişilerdeki Riskler

– Endometriyal hiperplasiya: Uterusun (Rahmin) iç çeperini örten müköz membran olarak tanımlanan endometriyum, over hormonlarının etkisiyle değişiklikler göstermektedir. Bu değişiklikler döllenmiş bir ovumun implantasyonuna hazırlık amacına yöneliktir ve implantasyonun gerçekleşmemesi durumunda olay menstruasyonla sonlanır. Sağlam bir doku yönünde patolojik doku şekillenmesi olarak tanımlanan hiperplasiya ise yeni oluşan elementlerin şekilleri ve işlevleri bakımından kendilerini oluşturan dokulardan ayırt edilemeleri sonucunu doğurmaktadır.

– Endometriyal kanser (Rahim duvarı kanseri): Bu riskin doğrudan sendroma mı yoksa obezite, hiperinsulinemi (kandaki insülin düzeyinin aşırı yükselmesi) ya da hiperandrojenizme (androjenik yetmezlik) mi yol açacağı tam olarak belirlenememiştir.

– İnsülin direnci/Tip II diyabet,
  • – Yüksek tansiyon,
    – Dislipidemi,
    – Kalp rahatsızlıkları,
    – İnme,
    – Kilo alımı,
    – Düşük yapma,
    – Kanda hormon ölçümleri yapıldığında çeşitli problemler saptanır; özellikle LH (Luteinizan Hormon) ve erkeklik hormonları (testosteron, DHEAS) yükselmiştir.
Bu sendromda; beyindeki hipofiz bölümünden salgılanan ve yumurtalık hormon üretimini düzenleyen, FSH ve LH hormonları arasındaki denge bozulmuştur. Bunun sonucu olarak yumurtalık hormon üretiminde anormal sapmalar ve yumurtlamada problemler oluşmaktadır.

Erkeklik hormonu yüksekliğine bağlı olarak vücutta (özellikle yüzde, göğüslerde, göbek etrafında ve bacaklarda) erkek tipi tüylenme artışı (kıllanma) olurken bazen köşelerde açılma şeklinde erkek tipi saç dökülmesi (lokal alopesi) de izlenmektedir.

Hastalığın bir diğer fenomeni olan yumurtlama olmaması (anovulasyon) sonucu progesteron hormonu üretimi olmamakta ve estrojen hormonu tek başına salgılanmaktadır. Estrojen hormonunun tek başına salgılanması ise rahim kanseri riskini arttırabilmektedir.

Hastalığın bulguları tipik olarak puberte ile başlar. İlk adetle birlikte adet düzensizlikleri, adet gecikmelerini takiben oluşan yoğun adet kanamaları ilk şikayetlerdir. Bu hastalar sıklıkla adet gecikmeleri şeklinde belirgin adet düzensizliklerinden yakınmaktadırlar.

Sonraki dönemde yıllar içerisinde giderek artan erkek tipi kıllanma (hirsutism) izlenir. Daha önceleri çenede ve dudak üzerindeki tek tük, ince olan tüyler giderek kalınlaşır ve sayı olarak artarak estetik bir problem yaratır. Yetişkin yaşta bu yakınmalara ilave olarak “infertilite” yani çocuk olmaması problemi de eklenebilir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
MİYOM NEDİR?

Miyom, rahim kasları içerisinde var olan ve bu kaslar ile uyumlu bir şekilde duran ve halk arasında da ur adı ile bilinen iyi huylu tümördür. Miyom; yirmi ile elli yaş arasında olan kadınlarda genel itibari ile görülür. Ve buna ek olarak; yaşın ilerleyişi miyomunda ilerleyişi ve artışı anlamına gelmektedir.

Miyom daha önce doğum yapmamış olan kadınlarda çok daha fazla görülür.

Miyom bazı durumlarda genetik faktörlerin etkisi ile de ortaya çıkabilir. Bu bir nevi; kalp rahatsızlığı gibi düşünülebilir.


İleri yaşlarda görülme ihtimali artan miyomların bir duruşu da vardır. Şöyle k,i yaşı ilerlemiş ve menopoz dönemine girmiş kadınların miyom ile karşılaşma ihtimalleri oldukça azdır.

Menopoz döneminde olan ve bu menopoz dönemini atlatmış olan kadınların miyomlarında bir küçülmede söz konusu olur.

Bazı menopozlu kadınların miyom boyutlarında bir artış görülür. Fakat belirtmek gerekir ki boyutları artan özellikle de menopoz döneminde boyutları artan miyomlar için iyi huylu tümör demek, doğru değildir.

Miyomların kimler için görülme ihtimali fazla diye sorulur ise; şişman kadınların risk altında olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Miyom Nelere Yol Açabilir?

Miyomların genel itibari ile sessiz olduklarını söylemek gerekir. Yani; miyom bir kadın üzerinde herhangi bir şikayete neden olmaz. Buna ek olarak; miyomun rahim duvarı içerisindeki yerleşmesine göre farklı şikayetleri ortaya çıkarması söz konusu olabilir. Bu bağlamda;

Miyom kadın üzerinde adet düzensizliklerine yol açabilir.

Adet dönemi olmadığı halde orta çıka kasık ağrıları da söz konusu olabilir.


Yaşanılan kasık ağrılarının tıpkı bir kist ağrısıymış gibi his vermesi söz konusu olabilir. Bu bağlamda anlatılmak istenen; ilaç kullanımı, sıcak su ve farklı yöntemler ile kasık ağrısının geçirilmemesidir.

Miyom, aslında yumurtalıkları sağlıklı olan kadınların kısırlık yaşamasına da sebep olabilir.

Hamile kadınların miyom ile karşı karşıya kalmış olmaları halinde düşük yapma ihtimalleri fazladır.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
DIŞ GEBELİK NEDİR?

Dış gebelik tam anlamıyla, yumurtanın anne rahminde değil de dışarıda büyümeye devam etmesidir. En çok fallop tüplerinde görülür. Normalde 10 ile 12 gün arasında döllenen yumurta rahim içerisine doğru yolculuğa başlar ve rahim içine yerleşir. Fakat Dış Gebelik Vakasında döllenen yumurtanın rahim içerisine girmesini engelleyen bazı faktörler olmaktadır. Rahim kanalının tıkanması gibi durumlarda yumurta rahim içine ulaşamaz ve dışarıda büyür.


Dış gebelikte de aynı şekilde normal gebelik bulgularını görürüz. Âdetin gecikmesi, gebelik testinin pozitif çıkması, bulantı, kusma gibi durumlar dış gebelikte de görülür. Dış Gebeliğin tek farkı anne rahimine yerleşememiş yumurtanın dışarıda büyümesidir. Kanallara yerleşen yumurta hamileliğin ilerleyen zamanlarında büyümeye başlar ve büyümeden kaynaklı olarak tüplerdeki gerilme sebebiyle yırtılmalar meydana gelir. Yırtılma sebebiyle de kanama oluşur. Durum, fark edilip de tedavi edilmezse iç kanama sebebinden dolayı anne ölümüyle sonuçlanabilir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…