Kıbrıs tüp bebek uzmanı Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen ile tüp bebek hakkında herşey

Dış Gebeliğin Belirtileri Nelerdir?

Normal gebelik belirtilerinin yanı sıra belirtilerin devamını karının alt bölgesinde ağrı, anormal kanama ve omuz ağrısı izler. Bu gibi belirtiler ortaya çıktığında teşhisi koymak çok da zor değildir. Kanama belirtisi olmadığı zamanlarda ise kanda bhCG değerlerine bakılarak da tanıya varılmaya çalışılır.

Tedavisi :

Tüplerde yırtılma ve bu yırtılmaya bağlı olarak kanama meydana gelmişse tek tedavi cerrahi operasyondur. Çok fazla tehlike yaratmayan vakalarda tüp korunup gebeliğin devamı sağlanabilir. Fakat bazen ise Dış Gebeliğin geliştiği tüp alınarak gebeliğe son verilir.
dış-gebelik-1.jpg

Yırtılmanın meydana gelmediği durumlarda yakın takip altında beklenebilir. Buna bekle ve gör yaklaşımı adı verilir. Bu gruptaki hastalar her gün ya da gün aşırı kontrollere çağrılır. Her seferinde ultrason çekilir ve testler yapılır.

Diğer bir tedavi yöntemi ise kemoterapi uygulanmasıdır. Bu tedavi yönteminde bebek canlı dahi olsa kemoterapi uygulanarak hamileliğin iç kanamaya sebep olmadan sonlandırılması sağlanmaktadır.
Detaylı bilgi için : http://tupbebekmerkezlerikibris.com/dis-gebelik-nedir/

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
5.jpg
 
Endometrium Hasarı, Değerlendirilmesi ve Tanısı

Endometriumdaki hasarın değerlendirilmesi ve tanısının konulması noktasında en etkili yöntemin vajinal yoldan yapılan ultrasonografi olduğunu söylemek mümkün. Transvajinal USG olarak tıp terminolojisindeki yerini almıştır.

Endometrium, adet kanamasının başlangıcı ile birlikte dökülür ve incelmeye başlar. Adet döneminin ilk 6-7 günlük döneminde incelir, sonrasında yumurta hücresinin gelişmesiyle salgılaması yapılan Estradiol hormonu ya da ağızdan alınan hormon ilacı endometrium’u kalınlaştırır.

Folikül 20 mm büyüklüğe ulaştığında veya ilaç alımı 10 güne ulaştığı takdirde kalınlık 8 mm ve üzerinde seyreder. Menopoz dönemindeki hastalarda biraz daha uzun süreli ilaç tedavisi gerekebilir. Yumurtlama ve de yeterli ilaç tedavisine rağmen 8 mm’ye ulaşım sağlanamadıysa; endometrium’da sorun olduğu ortaya çıkar. Şekil bozukluklarında zarın hasar gördüğü ifade edilebilir.
endometrium-jpg.1999887


Endometriumdaki Hasarın Değerlendirilmesi:

Bozuk ve ince endometrium yapısı

Kısmen düzensiz endometrium

Düzenli ve üç çizgi halinde endometrium (tripline)

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Tüp Bebekte Sigara Kullanımı Zararlı mıdır?

Sigara kullanan bireylerin tüp bebek tedavisine başlamadan önce yapacakları ilk iş sigarayı bırakmak olacaktır. Elbette bu süreç tiryakiler için son derece zor olacaktır ancak; anne-baba olabilmek adına katlanmak zorunda olduğunuz bir zorluktan bahsetmekteyiz. Sigarayı bırakmanızı önermememizin nedeni: kadınlardaki yumurtalıkları zayıflattığı ve yumurta kalitesini ciddi düzeylerde düşürdüğü bilinmekte. Tüp bebek tedavisinde en önemli faktörün kaliteli yumurtalık rezervi olduğunu hatırlatırız. Bunun yanı sıra; tedavi sürecinde yumurta gelişimini, yumurta uyarılmasını, döllenme ve embriyo gelişimini de olumsuz olarak etkilediği tespit edilmiştir. Yalnızca bu zararlarla da kalmayıp gebelik gerçekleşse dahi bebeğin gelişimine ciddi zararlar vermektedir.
tup-bebek-sigara-alkol-jpg.1999889


Sigara kullanımı yapılan evlerde ani bebek ölümlerinin görülme oranı sigara kullanımı yapılmayan evlere nazaran kat ve kat yüksek oranlarda. Tüp bebek tedavisine karar vermiş olan çiftler şunu unutmamalıdır ki; sigara kullanmayan çiftlerin bu tedavide başarı oranı kullanan çiftlere nazaran çok daha fazla. Gebelik oluşsa dahi kadında düşük olasılığını arttıran bir alışkanlıktan bahsetmekteyiz. Uzun süreli sigara kullanımı yapan kadınlarda kalıcı yumurtalık hasarları ortaya çıkmakta ancak; tedaviye başlamadan bir süre önce sigarayı bırakmak başarı şansını oldukça yüksek noktalara ulaştırmakta.

Sigara dumanı karbonmonoksit, hidorkarbon, kadmium, nitrosamin ve nikotin gibi 3000’den fazla içerdiği kimyasal bileşenle ciddi zararlara sahiptir. Bu bileşenlerin tamamı insan vücudu için ciddi anlamda zararlı olabilecek toksik etkisi içerir. Gerçekleştirilen bilimsel çalışmalarda çelişki varmış gibi görünse de; önemli ve güvenilir çalışmalardan elde edilen veriler sigaranın her iki cinsiyette de üreme fonksiyonları üzerine olumsuz etkileri bulunduğu yönünde ifade edilmektedir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Tüp Bebek Tedavisi Olurken Saç Boyatabilir miyim?

Saç boyalarında bulunan kimyasal bileşenlerin erişkin kişilerde mutajente ve karsinogenez yönünde oluşturduğu etkiler ve fetüse geçiş çocukluk çağına kadar ilerleyebilen zararlı etkileri beraberinde getirebilmesi nedeniyle her zaman araştırma konusu olmuştur. Boyaların içeriğinde yer alan bileşenlerin mutajenik (genetik yapıyı bozucu) olduğu olduğu az çok bilinse de günlük yaşamda fetal ya da çocukluk çağında yaratabilmesi muhtemel mutajenik etkiler net bir şekilde görülememiştir.
hamilelik-donemi-sac-jpg.1999890


Ayrıca; gebelik süresince transplasental olarak geçiş neticesinde bebekte yaratabileceği karsinojen (kanser yapıcı) etkiler henüz net olarak aydınlatılabilmiş değildir. Gebelikte saç boyası kullanımı yönünde elde net bir sonuç bulunmaması nedeniyle pek de güvenilir olduğu söylenemez. Gebe bayanların bu tarz maddelerden gebelik süreci boyunca olabildiğince uzak durması en güvenilir hamlelerden olacaktır.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Tüp Bebek Tedavisi Süresinde Cinsel İlişkiye Girmenin Sakıncası...

Tüp bebek tedavilerinin altında yatan amacın kadının yumurtlamasını arttırmak olduğunu söylemek mümkün.Tam olarak bu tarz bir sonuç elde edebilmek adına kadınlar birtakım hormon iğneleri kullanmak durumundadır. Yumurtaların gerek sayıca artış göstermesi gerekse; büyümesi nedeniyle kadınlar cinsel ilişki esnasında ağrı hissedebilir. Tedavinin ilk aşamalarında cinsel ilişki yasağı bulunmamaktadır. Yumurta toplama ve anne rahmine yerleştirme işleminin ardından gebeliğe kadar geçen süre zarfı içerisinde cinsel ilişki kesinlikle önerilmez. Gebelik testinin gerçekleştirilmesi ve gebeliğin başlaması durumunda bebeğin kalp atışlarının alınmasına kadar bu yasak devam eder.
cinsel-iliski-jpg.1999891


Gebelik sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi neticesinde ilk 3 gün sonunda cinsel ilişki yasağı ortadan kalkar. Tüp bebek tedavisine başlamış olan çiftlerin cinsel ilişkinin ne zaman yasak ne zaman serbest olduğu konusunda doktorlarından ayrıntılı bilgi istemeleri önemli hususlardandır. Sebebine gelecek olursak; hastanın durumuna bağlı olarak ne zaman serbest ya da ne zaman yasak olacağına uzman doktor karar verecektir. İlişki ile alakalı olarak önemli sorulardan bir tanesi de erkeğin yumurta toplama öncesi sperm vermeden önceki perhiz süresi yönündedir. İyi bir sperm oranı ve kalitesi yakalayabilme noktasında en az 3 en fazla 5 günlük perhiz süresinin olması gerektiği unutulmamalıdır. İlişki sıklığı da bu doğrultuda ayarlanmalıdır.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Tüp Bebek Tedavisine Kimler Başvurmalı?

Erkekte sperm çıkışı bulunmuyor(azospermi) ise; tüp bebek tedavisi gerekecektir. Kesin tedavisi tüp bebek yöntemidir. Azospermi olan erkek adaylara verilen pregny ve pregon gibi yardımcı ilaçlarla testesteron seviyesi yüksek noktalara çekilerek sperm üretiminin desteklenmesi sağlanır. İlaç tedavisi yapılmasına rağmen; sperm üretimi halen yok ise; başka yollara başvurulur.

Uzman doktor tarafından mesa, tesa, tese ve mikro gibi uygun yöntemlerden biri kullanılarak erkekten sperm çıkışı amaçlanır. Bu yöntemlerin temeli testislerden parça ve kan örneği alınması üzerine kurulmuştur. Bunun yanı sıra; sperm morfolojisi düşük düzeylerde seyreden erkekler, hastalık taşıyan spermlere sahip olan erkekler ve sperm hareketliliği yeterli oranlarda olmayan erkekler içinde çocuk sahibi olabilmenin en garanti yolu tüp bebek tedavi yöntemidir.
tup-bebek-jpg.2000631


Kadın adaylarda yumurta sayısının yeterli seviyelerde olmaması, yumurtaların yeterli büyüklüğe ulaşamıyor olması, sperm hücrelerinin yumurtaları dölleyememesi gibi birtakım durumlardan dolayı kadınlarında hamile kalamadıkları dikkat çeker. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınların bu noktada yine yararlanabilecekleri en uygun tedavi yöntemi tüp bebek tedavisi olacaktır. Tüp bebek tedavisini denemesine rağmen bebek sahibi olmayı başaramamış olan kadınlar donasyon işlemlerini gözden geçirebilir.

Donasyon işlemlerinde başarı oranı kesin denilebilecek oranlardadır. Çocuk sahibi olmayı arzulayan çiftlerde ekstrem durumlar olmadığı sürece tüp bebek tedavisi genelde başarı ile sonuçlanmakta. Tüp bebek tedavisine başvuru yapmadan önce çiftlerin gerekli motivasyona ulaşması ve bu doğrultuda hareket etmesi gerekiyor. Sebebine gelecek olursak; tüp bebek tedavisinde birden çok deneme yapılmak durumunda kalınabilir. Başarısız olunması durumunda tekrarlayacak denemelerde sabırlı motivasyonlu olmak gerçekten büyük önem taşımakta.

ÖZETLE TÜP BEBEK TEDAVİSİ;

· Her iki tüpü de tıkalı olan kadınlara,

· Açıklanamayan kısırlık durumunda,

· Sperm kalitesinde bozukluk yaşayan veya azospermi olan (hiç spermi olmayan) erkeklerde,

· Yumurta bozukluğu veya yetersizliği olan kadınlara,

· İleri derecede polikistik over sendromu olan kadınlara uygulanıyor...

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen

murude-cakartas-dagdelen-png.2000633
 
Yumurta Donasyonu ile Başarı Şansını Artırmak

Doğum yapma noktasında yeterli fonksiyonları olmayan kadınların başvurduğu yöntem olan yumurta donasyonu yönteminde; sağlıklı, genç bağışçının yumurtası ile eşin spermlerinin döllenip rahime transferi gerçekleştiriliyor.

Dolayısıyla yumurta donasyonu ile ortaya konulacak hamilelik şansı %80 gibi ciddi rakamlara ulaşıyor.

Sebebi: Yumurta donasyonu öncesinde detaylı aşamalar uygulanarak birçok veri aracılığıyla analizler gerçekleştirilir ve bu doğultuda hareket edilir.

Yumurta donasyonu için başvuru yapan çiftler ve yumurta bağışı gerçekleştirecek donor, işlem öncesinde geçirilen yoğun sağlık kontrolleri ile uygunluğu saptanılıyor. Donör ve çiftler arasında gerçekleştirilen testler neticesinde bir uyum olması şarttır.

yumurta-donasyonu-2-jpg.2001427


Yumurta donasyonunda başarıya ulaşmak, sağlıklı bir gebeliğin oluşması ve ardından sağlıklı bir bebeğin doğumunun gerçekleşmesi anlamına gelmekte. Başarılı bir uygulama için aşamaların her birinden doğru geçmek gerek. Uygun kriterleri yakalamak ise; ayrı bir önem taşımakta. Yalnızca an ile kısıtlı olmayıp beraberinde sağlık durumu ve tedavi şekli ile de önem arz etmekte. Doğru analiz ve teşhisler ile devamı getirilecek olan tedavinin başarı oranı büyük oranlarda olacaktır.

Yumurta donasyonu uygulamasının başarı şansı birden fazla veriyi bünyesinde barındıran bol unsurlu bir denkleme benzetilebilir. Başarı oranı ise; bu denklemin sonucuna bağlı olarak farklılık gösterebilir. Herhangi bir unsurun eksikliğinde denklem bozularak tedavi başarısızlıkla sonuçlanır. Bu yüzden tüm unsurların tam bir vaziyette olması gerekir. Örnekle daha da açıklamak gerekirse; 30 yaşından küçük olan genç donörler tercih edildiğinde başarı oranı %70 30 yaş üstü donörler değerlendirildiğinde başarı oranı %40’larda olmakta.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Oligospermi ve Azospermi

Erkeklerde bulunan sperm sayısı 20 milyonun altında ise normalden az kabul ediliyor ve buna Oligospermi olarak ifade ediyoruz.

Erkeğin meni örneğinde yapılan incelemeler neticesinde sperm sayısının sıfır düzeyinde olması yani; hiç bulunmaması durumu Azospermi olarak isimlendirilir.

Menide spermin bulunmaması birçok nedenden ortaya çıkabilir. Kanallardaki tıkanıklık, spermin dışarı çıkamayışı veya doğuştan ya da genetik nedenlerle testislerde sperm üretiminin olmamasından kaynaklanabilmekte.

Herhangi bir erkek hastada hiç sağlıklı spermin bulunmadığını ifade edebilmek adına Azospermi durumunu yaşayan erkeklerde testis dokularda, TESA/TESE ya da Micro TESE ismi verilen cerrahi bir operasyon yardımıyla canlı sperm araştırması yapılır.

Tıkanıklıktan kaynaklanan bir problem durumunda %100 sağlıklı spermler bulunabilmektedir. Ancak, genetik bir sorundan kaynaklanması halinde sağlıklı sperm bulabilme olasılığı da ciddi manada düşüş göstermekte. Canlı spermin bulunması tüp bebek tedavisi uygulanabilmekte. Doğal bir düzeyde sperm barındıran erkeklerle testis dokusunda sperm yer alan erkeklerin spermleriyle aynı düzeylerde sağlıklı gebelikler oluşturulabilmekte.

Eğer ki; Mikro TESE yöntemi uygulanmasına rağmen canlı sperme rastlanamadıysa; bu sonucu yaşayan çiftlere Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi’mizde Sperm Donasyonu yöntemi uygulaması yapılmakta. Bu yöntem ile gebelik şansının son derece yükseltilebildiğini söylemek mümkün.
azospermi-jpg.2001428


Erkeklerde normal şartlarda bulunması gereken 20 milyon/ml sperm sayısının altında olan sperm değerlerinin normalden az kabul edilerek Oligospermi olarak anıldığını ifade etmekte fayda görüyoruz. Erkeğin meni örneğinde yapılan incelemeler neticesinde sperm sayısının sıfır düzeyinde olması yani; hiç bulunmaması durumu Azospermi olarak isimlendirilir. Menide spermin bulunmaması birçok nedenden ortaya çıkabilir. Kanallardaki tıkanıklık, spermin dışarı çıkamayışı veya doğuştan ya da genetik nedenlerle testislerde sperm üretiminin olmamasından kaynaklanabilmekte.

Herhangi bir erkek hastada hiç sağlıklı spermin bulunmadığını ifade edebilmek adına Azospermi durumunu yaşayan erkeklerde testis dokularda, TESA/TESE ya da Micro TESE ismi verilen cerrahi bir operasyon yardımıyla canlı sperm araştırması yapılır. Tıkanıklıktan kaynaklanan bir problem durumunda %100 sağlıklı spermler bulunabilmektedir. Ancak, genetik bir sorundan kaynaklanması halinde sağlıklı sperm bulabilme olasılığı da ciddi manada düşüş göstermekte. Canlı spermin bulunması rahatlıkla tüp bebek tedavisi uygulanabilmekte. Doğal bir düzeyde sperm barındıran erkeklerle testis dokusunda sperm yer alan erkeklerin spermleriyle aynı düzeylerde sağlıklı gebelikler oluşturulabilmekte.

Eğer ki; Mikro TESE yöntemi uygulanmasına rağmen canlı sperme rastlanamadıysa; bu sonucu yaşayan çiftlere Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi’mizde Sperm Donasyonu yöntemi uygulaması yapılmakta. Bu yöntem ile gebelik şansının son derece yükseltilebildiğini söylemek mümkün.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Kadınlarda vajinismus ve ilişkiye girememe sorunu

Vajinismus tüm kadınların yaklaşık %1'inde ortaya çıkan bir durumdur ve vajinanın dış 1/3'lük kısmında yeralan kaslarda, penis, parmak, vajinal tampon ya da muayene spekulumu yerleştirme girişimi olduğunda ortaya çıkan istemsiz kasılmalardır.
vajinismus-1-jpg.2001430


Bu kasılmalar gerçek bir girişim yanında yanlızca girişimin hayal edilmesiyle bile ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda vajinismus o kadar ağır olur ki, gerçek bir cinsel ilişki mümkün bile olmaz.

Hatta muayene esnasında da kasılmalar ortaya çıktığından böyle bir durumda normal vajinal doğum bile mümkün olmayabilir. Vajinismusu olan kadınların büyük kısmında cinsel istek ve uyarılma tamamen normaldir ve orgazm da olabilirler.
vaginismus-nedir-1-jpg.2001431


Bazı kadınlarda vajinismus baştan beri vardır, bazılarında ise sağlıklı bir cinsel yaşamı takiben sonradan ortaya çıkar. İkincil vajinismus adı verilen bu durum genellikle disparoniye (ilişki esnasında ağrı) bağlı olarak gelişir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
REGL / Adet Düzensizliği nedir?

Bir adetin başlangıcından diğer adetin başlangıcına kadar geçen süre (1 siklus) 21-35 gün arasında olmalıdır. Kanama süresi 2-7 gün olması normaldir. Ortalama kan kaybı ise bir adet döneminde 35-40 ml civarındadır. Bu da genellikle günde 3-5 pet eder.

Genellikle 80 ml’nin üzerindeki kanamalar fazla olarak değerlendirilir. Bu normal düzenden daha uzun süren kanamalar, daha seyrek olan kanamalar, daha sık olan kanamalar veya ara kanamalar olması adet düzensizlikleri olarak adlandırılır.
murude_cakartas_dagdelen-png.2002291


Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Adet kanamasının zamanlanması

Adet kanaması, çok özel durumlarda doktor önerisiyle ve kendi kendine alınan bazı önlemlerle ileri alınabilir. Sağlıklı bir kadın her ay genital ve hormonal sisteminin "yenilenme" sürecinin önemli bir parçası olarak 1 ile 5 gün arasında süren bir adet kanaması döneminden geçer. Kanama bazı kadınlarda iş yaşamı ve sosyal yaşamı etkileyen kramp tarzında sancılarla da beraber olabilir. Kadınların önemli bir kısmı bu adet günlerinden rahatsız olmazlar ve günlük yaşam bu kanamalardan az etkilenir. Nitekim bazı durumlar vardır ki burada beklenen adet kanamasının rastlayacağı tarihler hiç de uygun olmayan günlere denk gelebilir.

adet-ayarlamasi-jpg.2002268


Tam evlilik ve balayı günlerine rastlayacak olan, ya da tam önceden planlanmış bir tatile (özellikle de yaz tatiline) denk gelen bir adet kanaması, ya da yoğun bir iş temposunda oluşacak adet sancıları kadın için bir dezavantaj teşkil edebilir. İşte bu durumlarda doktor önerisiyle ve çok özel durumlarda kendi kendine alınan bazı önlemlerle beklenen adet kanamasının ileri alınması mümkündür. Adet kanamasının senede bir ya da iki kez bu şekilde düzenlenmesinin kadının sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yaratması teorik olarak mümkün gözükmemektedir.. Bu, yalnızca doktor önerisiyle doğum kontrol hapı kullanmakta olan kadınlar için söz konusudur.
 
RAHİM İLTİHAPLANMASI NEDİR?

Genellikle adı, rahim iltihabı olarak bilinen bu sağlık sorununun asıl adı Servisit’tir. Çoğu kadında rastlanan bir vakadır. Bayanın rahim İltihaplanması hastalığına yakalanması için aktif olarak seks yapıyor olması gereklidir. Son zamanlarda çok sık rastlanır hale gelmiştir. Rahim Ağzı İltihabı, vajinal akıntı ile birlikte gerçekleşir. Daha sonra enfeksiyon sonucunda oluşur. Bu hastalığın, hasta tarafından şüphelenilmesi oldukça zordur ancak uzman bir jinekolog tarafından tespit edilebilir. Yaşı kaç olursa olsun cinsel faaliyeti olan her kadın bu hastalığa yakalanmaya adaydır.
rahim-iltihabi-jpg.2004081


Servisit, adet kanamasının bitişini takip eden, kanamadan sonra oluşan bir vajinal akıntıdır. Diğer farklı belirtileri ise; anormal kanama, kaşıntı, yanma, cinsel birliktelikte ağrıyı hissetme, idrarda ağrı, bel ağrısıdır.

Hafif vakalar önemli olmamakla birlikte hastalığın ilerlemesi durumunda kötü kokulu akıntı ortaya çıkmaktadır. Tedavi edilmemiş Serviks Salgısı kısırlığa yol açabilmektedir. Bu hastalığı taşıyan bayan eğer hamile kalırsa ya erken doğum ya da düşük ihtimali bulunmaktadır. Bu tür annelerden doğan bebeklerde ise doğum sonrası göz ve akciğer enfeksiyonları normalden çok görülmektedir.

Sebepleri ve Tedavisi hakkında detaylı bilgi için sitemizi ziyaret edebilirsiniz:
http://tupbebekmerkezlerikibris.com/rahim-iltihabi/

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Vajina Estetiği Operasyonu Nasıl Yapılır ?

Günümüzde bayanlar, her açıdan dış görünümlerine ve güzelliklerine önem vermekte, her zaman için kendilerini daha mutlu ve rahat hissedebilecekleri cerrahi işlemlerden kaçınmamaktadırlar.

Son yıllarda oldukça popüler hale gelen cinsel estetiğin yapılmasındaki ana amaç, sıklıkla normal doğum sonrası vajina bölgesinde meydana gelen kalıcı esnemeler sonucu ortaya çıkan yapısal hoşnutsuzlukların giderilmesi ve psikolojik olarak kişilerin kendilerini daha iyi hissetmeleridir.

Bazı bayanlarda, labia minora’ların (küçük dudakların)” doğuştan asimetrisi veya “fil kulağı” şeklinde tabir edilen geniş yüzeyli olması psikolojik ve işlevsel bir takım problemleri de beraberinde getirmektedir.

Yine, vajinal bölgede doğum sonrası oluşan kalıcı esnemeler haricinde hoşnutsuzluk yaratan diğer bir olumsuz durum da “Epizyotomi” yani doğum sırasında bebeğin çıkması için yapılan kesilerdir. Bu bölgede iyileşme sonrası gelişen nedbe dokusu (skar) hem kadının hem de erkeğin cinsel tatminini engelleyebilir ve kadın açısından ilişkiyi ağrılı bir ıstıraba dönüştürebilir.

Diğer taraftan, vajinadaki idrar kesesi ile “rektum” adı verilen barsakların anüsten önceki en son kısımlarının sarkmaları da cinsel fonksiyon bozuklukları yanı sıra idrar tutamama gibi patolojik durumlara neden olabilir. Sarkmaların ileri derecede olduğu durumlarda rahim sarkmaları (Prolapsus uteri) da görülebilir.

Tüm bu fiziksel problemlere ilaveten pek çok kadın da kendi cinsel organını anatomik olarak beğenmemekte, ancak bunu çoğu zaman yakınlarına bile söylemekten çekinebilmektedir.

Bu konuda sıklıkla karşılaşılan durum iç dudak olarak tabir edilen “labium minus” lerin normalden büyük veya asimetrik olmasıdır. Bunun altında yatan sebep büyük bir olasılıkla genital organlarının ergenlik öncesi şeklinden değişiklik göstermesidir. Bu tür şikayeti olan kişilerde yapılacak olan plastik-estetik operasyonlar, psikolojik olarak kadını destekleyecek ve bu nedene bağlı olarak bozulan cinsel yaşantıları normal hale getirebilecektir.

Tüm bu nedenler vajinal estetik operasyonlarının modern jinekolojik cerrahide yer almasına neden olmuştur.

Özetlemek gerekirse, vulva ve vajina estetiği operasyonları bazen işlevsel, bazen kozmetik, bazen de hem işlevsel hem de kozmetik amaçlarla yapılmaktadır.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Kadının En Doğurgan Olduğu Dönem Ne Zamandır ?

Kadının en doğurgan olduğu dönemi bilmek için yumurtlama takibi gereklidir. Bunun anlamı yumurtlama zamanının takip edilerek kadının en doğurgan olduğu tarihleri belirlemek ve ilişkiyi buna planlamaktır. Bu şekilde gebe kalma şansını daha da artırmak mümkün. Yumurtlama zamanı günümüzde ultrason takibi ile yapılmaktadır.
kadinin-en-dogurgan-oldugu-donem-jpg.2004624


Erkekten gelen spermler üç gün boyunca canlı kalabildiğinden haftada iki ya da üç kez düzenli olarak ilişkiye giren çiftlerin takip yapmasına gerek yoktur. Fakat değişik nedenlerden dolayı düzenli olarak ilişkiye giremeyen çiftler eğer çocuk sahibi olmak isterlerse yumurtlama dönemi takibi yapmaları yararlarına olacaktır. Daha önce vücut ısısını da önemseyen doktorlar güvenilir bir BBT çizelgesi yöntemi olmadığından birçok merkezde bunu bırakmışlardır.

http://tupbebekmerkezlerikibris.com/kadinin-en-dogurgan-oldugu-donem/

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Hamile Olduğunuzu Nasıl Anlarsınız ? Gebeliğin Başlıca Belirtileri

Evli bayanların çoğu erken hamile kalmaktan korkmaktadır. Kimi ya korunmadan ilişkiye girmekte kimi ise isteyerek hamile kalmaktadır. Sizde erken hamileliğin belirtilerini merak ediyorsanız makalemizi okumaya devam edin.

Adet Gecikmesi:

Regl döneminiz gecikiyorsa gerçekten endişelenmenizi tavsiye ediyoruz. Çünkü adet gecikmesi hamileliğin en önemli belirtilerinden biridir. Ayrıca hamilelik döneminde anne adaylarımızın bazıları çok açık pembe renkte adet kanaması görmektedir. Bu durumda hamile olmayacağınızı düşünmeyin. Bu aksine hamileliğinizin habercilerinden diyebiliriz.

Hamileyim Duygusuna Kapılmak:

Sizde şuanda bu yazıyı okuyorsanız hamile olabileceğinizden şüphe ediyorsunuz demektir. Amerikalı bilim adamları yaptıkları deneyler sonucunda hamileliğini hisseden anne adaylarının kesin sonuç aldıklarını fark etmiştir. Sizde hamile olduğunuzu önseziyorsanız bu doğru olabilir.
hamilelik-belirtileri-jpg.2004626


Göğüslerde Hassasiyet:

Eğer hala hamileliğinizi fark etmemiş iseniz hamile olduğunuzu anlamanın çok kolay bir yolu var. Kadınların %95’inin hamilelik dönemi boyunca göğüsleri şişer. Şişen göğüsler doğal olarak ağrı yapar ve önemli bir hassasiyete yol açar. Sizinde böyle bir durumunuz varsa en kısa süre içerisinde bir hamilelik testi yaptırmanızı tavsiye ediyoruz.

Yorgunluk ve Halsizlik:

Gün içerisinde çok hareketli biriyseniz bir anda yorgun ve halsiz düşebilirsiniz. Hamile olan bayanlarımızda vücut ağırlaştığı için yorgunluk belirtilerinin görülmesi gayet normal. Ayrıca hamileliğinizin ilk aylarında yorgunluk ile birlikte uykuda kendini gösterecektir.
855_499772003538583_1199296719920478262_n-jpg.2004629


Sıklıkla Tuvalete Gitmek:

Hamile olduğunuzu anlamak istiyorsanız kesinlikle tuvalet alışkanlığınızı kontrol etmenizi öneriyoruz. Eğer normalin dışında bir artış oluyorsa bu hamile olabileceğiniz yönünde bir işaret! Hamileliğin ilk döneminde oluşan sıklıkla tuvalete gitme olayı rahimin mesaneye olan baskısından kaynaklanmaktadır.

Mide Bulantısı:

Bazen hiç ummadığınız anda bulantınız başlayabilir hatta çok ileri giderek yediklerinizi çıkartabilirsiniz. Hamileliğin en önemli belirtilerinden biridir. Kimi anne adayımız mide bulantısını sabah yaşarken kimileri ise gün boyunca bu sıkıntıyı çekebilmektedir.
13510910_575742455941537_4145485531566676452_n-jpg.2004630

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
X