Kıbrıs tüp bebek uzmanı Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen ile tüp bebek hakkında herşey

LAPAROSKOPİ NE ZAMAN, KİMLERE YAPILIR?

Laparoskopi, göbekten bir iğne ile girilerek karın içinin gözlenebildiği endoskopik bir ameliyattır. Tüplerle ilgili sıkıntı olan hastalarımızda tüplerdeki hasarı ve problemi ortaya koymada altın standart denilen en iyi yöntemdir.Genellikle yine adet bitimi bir hafta içinde ve anestezi altında yapılır. Hastanede 4–6 saat kalındıktan sonra eve gidilebilir. Fakat tüplerle ilgili ciddi problemler varsa, örneğin büyük bir hidrosalpenks çıkarılmış veya karın içi çok yapışık olarak tespit edilmiş ise, bu gibi durumlarda bir gece hastanede yatış ve gözetim önerilmektedir.

Yapılan değerlendirmeler neticesi hiçbir problem tespit edilmeyen çiftlerde de laparoskopi ile tüplerin durumu kesin olarak ortaya konabilir. Yani laparoskopi, çocuk sahibi olmak için başvuran ve yapılan testlerde problem tespit edilemeyen çiftlere, rahim filmi ile tüplerinde problem olduğundan şüphelenilen çiftlere, rahim filmi veya ultrason ile büyük hidrosalpenks tespit edilen ve bu yapıların çıkarılması gereken kadınlara önerilen ve faydası olduğu ortaya konan endoskopik bir ameliyattır.

 
Tüp bebek tedavisi sonrasında dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?

· Yaşam koşulları düzenlenmeli: Tüp bebek tedavisi maddi açıdan zorlayıcı bir süreç olduğundan tedavi sonrasında doktorun tavsiyelerine harfiyen uyulmalı ve başarısızlığa yol açabilecek durum ve alışkanlıklardan kaçınılmalıdır. Örneğin sigara, alkol gibi sağlığı olumsuz etkileyen tüketimlerden, aşırı stresli ve yoğun iş, ev koşullarından uzak durulmalıdır.

· Tüp bebek sonrası dinlenmek: Tedavinin ardından hemen ayağa kalkıp normal yaşamına devam eden kişilerle birkaç saat dinlenenler arasında başarı açısından bir fark görülmemiştir. Ancak tedavi sonrasında uzun süre evde ya da hastanede yatanların strese girdiği ve bu durumun tedaviyi olumsuz etkilediği bilinmektedir.

· Cinsel ilişkiye dikkat: Tüp bebek tedavisi sonrasında hemen cinsel ilişkiye girilmesinin direkt olarak olumsuz etkisi gözlenmemiştir. Ancak ilişki esnasında nadiren de olsa kanama, yırtılma, zorlama, ağrı gibi sorunlar yaşanabileceğinden, birkaç gün ilişkiye girilmemesinin daha iyi olabileceğine dair fikirler bulunmaktadır.


· İlaç kullanımı önemlidir: Tedaviden sonra doktorun tavsiye ettiği ilaçlar aksatılmadan kullanılmalı, doktorun izni olmadan her hangi bir ilaç kullanmamaya özen gösterilmelidir.
Örneğin progesteron içeren ilaçlar ve coraspirin bu süreçte önerilen ilaçlardandır.


· İş koşulları önemlidir: Tüp bebek sonrasında çalışmaya devam etmenin gebelik oluşma şansını düşürdüğüne dair bir veri bulunmamaktadır. Ancak yoğun kimyasallara ya da stresli saatlere maruz kalınan bir işte çalışılıyorsa tüp bebek tedavisi sonrasında kısa bir izin kullanmak daha iyi olacaktır.


· Sıvı tüketimi artırılmalı: Tüp bebek süresince kullanılan progesteronlu ilaçlar bağırsak hareketlerini azalttığından bu dönemde anne adayları kabızlık sorunu yaşayabilirler. Bunu en aza indirmek adına sıvı tüketimine, lifli gıdalarla beslenmeye ve özellikle de günde yaklaşık 2 litre su içmeye özen gösterilmelidir.


· Spor ve yoğun fiziksel aktiviteler tehlikeli olabilir: Tüp bebek tedavisi sonrasında çok fazla hız ve efor gerektiren sporların, ağır fiziksel etkinliklerin yapılmasının embriyonun rahme tutunmasını zorlaştıracağı bilinmektedir. Ani ve zor bir hareket anında embriyo yerleştiği yerden hareket edebilir ve düşük olabilir. Bu sebeple tüp bebek tedavisi sürecinde en uygun spor yürüyüştür.

 
Merhaba Kadınlar Kulübü’nün değerli okuyucuları;

Kıbrıs'ta sağlık hizmeti veren sayılı kadın doğum doktorlarından biri ve tüp bebek uzmanı JIN. OP. DR. MÜRÜDE ÇAKARTAŞ DAĞDELEN olarak, hastalarıma olan hassasiyetimle, güvenilir tedavi süreci sağlamayı amaçlıyor ve uzman ekibimle bu doğrultuda sağlık hizmeti veriyoruz.



Gelişmiş tıbbi cihazlar sayesinde, Kıbrıs'ta yapılan farklı tüp bebek yöntemleri ile yüksek bir başarı oranı yakalamış bulunmaktayız.

T.C Sağlık Bakanlığı Tüp bebek uzmanlığı sertifikasına sahip, sayılı kadın doğum doktorlarından biri olarak, tümü kadın olan kadromuz ile hastalarımıza kendilerini rahat hissettirecek bir ortam sunuyoruz.

Gözlemlerim doğrultusunda hamile kalmayı önleyen tüm sebepler, yapılan tetkikler ile ortaya çıkarılmakta ve probleme uygun tedaviyle sorunu çözmekteyiz.

Tüp bebek tedavilerinin son derece kolay, acısız ve ameliyatsız bir yöntem olması, yüksek başarı şansı ile çocuk sahibi olabilme konusunda tercih edilen alanlardandır.

Farklı metotları olan tüp bebek tedavisini yaptırmaya karar veren çiftler için problemin ne olduğu saptandıktan sonra hangi yöntemin uygulanacağına karar veriyoruz.

Normal tüp bebek tedavisinin yanı sıra, sperm donasyonu (nakli), yumurta donasyonu, PGD yöntemi, embriyo donasyonu vb. yöntemler ile hastanın problemine en uygun tedaviyi seçiyoruz.

Türkiye’nin en büyük kadın sosyal paylaşım ağı olan Kadınlar Kulübünde, siz değerli üyelerin sorularını yanıtlarken makalelerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

Saygılarımla,
Tüp Bebek Uzmanı Jin. Op. Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen

www.tupbebekmerkezlerikibris.com
 
Kısırlık (infertilite) türleri nelerdir ?

Kısırlığı birinci ve ikinci derece kısırlık olarak ayırabiliriz.

Primer infertilite (birincil kısırlık): En az bir yıl süreyle korunmamaya rağmen gebelik oluşmaması halidir.
Sekonder infertilite (ikincil kısılık): Önceden gebelik oluşmasna rağmen sonrasında tekrar çocuk isteme durumunda, en az bir yıl korunmamaya rağmen yeni bir gebelik olamaması halidir.

İnfertilite görülme sıklığı toplumlar arasında çok fazla farklılık göstermez. Tüm dünyada çiftlerin yaklaşık %15’i infertilite nedeniyle yardımla üreme tekniklerine başvurmak zorunda kalmaktadır. Bu infertil (kısır) çiftlerin büyük bir kısmında gebe kalamamanın nedenini açıklayacak sebepler bulunabilirken, yaklaşık %10-12’sinde ise herhangi bir patoloji tespit edilemez. Bu çiftlerdeki problem “açıklanamayan infertilite (unexplained infertility)” olarak adlandırılırlar.

Hiç bir sağlık problemi olmayan tamamen normal bir çift kadının tek bir adet döneminde, her gün ilişkide bulunsalar bile, gebe kalma olasılığı sadece %25’dir. Çiftin fertilite potansiyelini gösteren bu durum “fekundite” olarak adlandırılır.

Görüldüğü gibi gebelik (fertilite) aslında olasılık işidir. Hangi çiftin gebe kalabileceğini ya da hangisinin gebe kalamayacağını önceden tahmin etmek mümkün değildir.
Tek bir aydaki %25 olan gebelik elde etme şansı (fertilite) bir yılın sonunda %85’e ulaşır. Yani bir yıl sonunda her 100 çiftten 85’inde gebelik elde edilecek ;geri kalan 15 çift ise infertilite ile karşı karşıya kalacaktır.

İnfertilite sebebiyle yapılan araştırmalarda, %40 oranında erkeğe bağlı, %40 oranında kadına bağlı ve %20 oranında ise her iki eşe bağlı nedenler saptanır.

 
Aşılama Tedavisi (IUI) Nedir?

Aşılama (IUI) tedavisi, kadında dışarıdan verilen ilaçlar yardımı ile yumurtlama sağlandıktan sonra hızlı hareketli spermlerin rahim ağzından geçirilerek rahim içerisine bırakılmasıdır. Dolayısıyla bu tedavi yönteminde kaliteli sperm ve seçilmiş yumurta sağlanarak döllenmenin oluşması kendi haline bırakılmaktadır.

Bu tedavide menideki spermler, özel bir yöntemle yıkanarak en hızlı hareketli ve dölleme kapasitesi en yüksek olanlar ayrılmaktadır. Ardından özel şartlarda korunan spermler, rahim ağzından ilerletilen özel kateterler kullanılarak rahime iletilmektedir.

Sperm hazırlandıktan sonra geçen süre 1 saati aşmamalı, kısa sürede aşılama yapılmalıdır. Doktorunuz, özel bir kanül (inseminasyon kanülü) ile sperm örneğini rahim içine hassas bir şekilde enjekte eder. Spermlerin rahim içine enjeksiyonu basınç oluşturmadan yavaş ve kontrollü yapılır.

İşlem anestezi gerektirmez, ağrısızdır. İşlemden sonra bir süre (yaklaşık 15-20 dakika) dinlenmeniz gerekir.

Konu ile ilgili detaylı bilgi almak için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz:
http://tupbebekmerkezlerikibris.com/asilama-yontemi-nedir/

Saygılar
DrMurudeCakartasDagdelen
 
Aşılama Hangi Durumlarda Uygulanır?

Aşılama pek çok infertilite durumlarında uygulaması kolay, pratik, nispeten ekonomik ve risksiz bir işlem olduğu için pek çok durumda ilk tercih edilen yöntemdir. En sıklıkla:

– Düşük sperm sayı veya hareketlilik oranı (Erkek faktörü)
– Endometriosis
– Açıklanamayan İnfertilite (Unexplained Infertility)
– Servikal mukus problemleri (servikal faktör)
– Rahim ağzının (serviksin) anatomik problemleri
– Sperme karşı antikor varlığı (İmmünolojik İnfertilite)
– Kadında yumurtlamanın olmaması veya yetersiz olması (Ovulatuar Faktör)
– Cinsel işlev bozukluklarında tercih edilen bir yöntemdir.


Tüm bu durumlarda, inseminasyon genelde 4-6 defa denenir. Deneme sayısı uygulama nedenine, çiftin ihtiyaçlarına ve durumuna göre ayarlanır.
Başarı şansı kullanıldığı duruma göre değişir. %5- 20 gebelik şansı vardır. Uygun kişiye, uygun teknikle doğru zamanda yapıldığında gebelik şansı artar. Aşılamadan sonuç alınamayan çiftlerde Mikroenjeksiyon (ICSI) ‘ye geçilmelidir.

Saygılar
DrMurudeCakartasDagdelen
 
Aşılama Tedavisinin Avantaj ve Dezavantajları Nelerdir ?

Aşılama tedavisinin en önemli iki avantajı şunlardır. Birincisi menideki en kaliteli spermlerin seçilmesidir. İkincisi spermlerin rahim ağzı ve vajinadaki asidik ortamdan zarar görmeden direk olarak rahime verilerek yumurtaya daha kolay ulaşmasının sağlanmasıdır.

Aşılama tedavisinin tek dezavantajı ise döllenmenin sperm ile yumurtanın birbirlerini bularak, kendiliğinden oluşmasının beklenmesidir. Tüp bebek tedavisinde, rahim ağzından laboratuarda elde edilen embriyolar verilmekte iken, aşılama tedavisinde sadece spermler verilmektedir.



Tüp bebek tedavisinde gebeliğin elde edilmesi sadece verilen embriyoların rahime tutunmasına bağlı iken, aşılama tedavisinde gebeliğin oluşması için spermler önce tüplerden geçerek yumurtayla buluşmalıdır, ardından döllenen yumurta embriyo oluşturarak yeniden tüplerden geri dönerek rahime tutunmalıdır. Dolayısı ile aşılama tedavisinde başarı için hasta seçimi çok önemlidir.

Saygılar
DrMurudeCakartasDagdelen
 
Microenjeksiyon (İntrastoplazmik Sperm Enjeksiyonu) – ICSI Yöntemi

Mikroenjeksiyon sperm sayısının ya da hareketliliğinin eksik olduğu durumlarda , ayrıca sperm şekillerinin (morfoloji) bozuk olduğu durumlarda kullanılabilen erkeğin sperminin kadın yumurtasında sitoplazma (cytoplasma) içine yerleştirilmesi ile oluşturulan bir tüp bebek tedavi şeklidir. Erkek infertilitesi için devrim yaratmıştır. “Intra-Cytoplasmatic Sperm Injection” (ICSI) olarak da bilinmektedir.

Saygılar
DrMurudeCakartasDagdelen

 
Tüp Bebek Tedavisi

Çocuk sahibi olamayan, yani infertilite teşhisi konulmuş olan hastaların çocuk sahibi olabilmelerine olanak tanıyabilecek olan pek çok alternatif üreme yöntemi olsa da; bireylerin ilk olarak başvurmakta oldukları tıbbi üreme yöntemi tüp bebektir.

Bunun temel nedeni; uygulanmakta olan tıbbi üreme yöntemleri dâhilinde, gebe kalma olasılığını en yüksek ihtimali olan alternatiftir.

Şuan Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi’nde hem üreme kanallarında hasar gözlenen kadınlara, hem de İnfertilite(kısırlık) teşhisi konulmuş çiftlere tüp bebek (in vitro fertilizasyon) tedavisi uygulama ve hizmetleri sunulmaktadır.



Saygılar
DrMurudeCakartasDagdelen
 
Tüp Bebek İçin Kimler Başvurabilir?

Genç ve yeni evli çiftler için iki senelik korunmasız ilişki sonrası %90 oranında gebelik beklentisi vardır. İki senelik korunmasız ilişkiye rağmen gebelik elde edilmediyse yardımcı üreme tekniklerinden destek almak gerekmektedir.

Kadın yaşı otuz beşin üzerindeyse evlilik süresi gözetilmeksizin tedavi planlaması yapılmaktadır. Erkek hastanın sperm sayısının 5 milyonun altında olduğu durumlarda, kadın hastanın tüplerinin çalışmadığı ya da yumurta sayısının azaldığı durumlarda ve 2 yada 3 aşılama denenmesine rağmen gebelik elde edilmediği takdirde tercih tüp bebek yöntemini denemek olacaktır.

 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…