Kendine Faydası Olmayan Bir Evlilik Terapistinin Hikayesi

Çektiğiniz acının sebebinin; istediğiniz gibi sevilmemek en sevdiğiniz yerden incitilmek ve düşlediğiniz evliliği yaşayamamak olduğunu düşünüyorum naçizane.

O acabalar belkiler, yaşanmamışlıkların yaşanabilme ihtimali. O ihtimale güvenmeyin lütfen. O adam hiç bir zaman düşlediğiniz gibi biri olmayacak dünya tersine bile dönse olmayacak.

Kendinizi sevin sizi seven değer veren ailenize sarılın. Kolay olmayacak belki ama geçecek inanın.
Hislerimi çok güzel betimlemişsiniz, teşekkür ederim
 
Şimdi çok şükür hayattasın yanında ailen var bir sebin eşinle yaşanmaz hakaret dayak şiddetin her türlüsü insan onuruna yakışmıyor sen niye yaşayasın sende onurlu sevgi dolu insanca yaşamayı hak ediyorsun kanserli marazli hastalıklı bölgeyi kesip atacaksın bir nevi ameliyat olacaksın acıyacak ama geçecek iyileşme sürecin bu adama kullanmaktan daha az sancılı olacak inan bana mecbur değilsin hayatta tek şansın yok yenilerini daha iyilerini seçebilirsin analar ne güzeller doğuruyor hani fakirlik aile şu bu olsa kabul ama şiddet olmaz canım sen insanlığından çıkarsın yeri gelir aynaya bakamazsın kolay mı dayak yemek hakaret görmek sen çok değerlisin şimdi iyileşme zamanı bu ameliyatı olacak bosanacak kanserli hücreyi kesip atacaksın sonra iyileşme küllerinden yeniden doğma zamanı insanca daha güzele kendini suçlama yaşanması gerekiyordu yaşandı bitti mesleğine gelince terzi kendi söküğünü dikemez biz doktorlarda gidip başkasına muayene oluyoruz HAYDI KALK ŞIMDI BİR KAHVE YAP KIRMIZI OJELERINI SUR kendini iyi hissettiren insanlarla bir arada ol yolun açık olsun kim ne evlenirse evlensin bosverrr sen mutlu olmaya bak
 
Bütün unvanlarımızdan önce insanız. Şiddetten bosanan avukat bir arkadasım karar verilince durusma salonunda oturup aglamıstı.. Cok insani hisleriniz ama yolunuza bakmalısınız. Cok şanslısınız çocuğunuz yok işiniz var. Daha ne güzel kapılar acılır ohoooo, bunlar da heybenizde çıkardınız dersler olarak durup belli bir zaman sonra unutulacak bile.
 
İnan hepssiiiii ama hepsiii geciyor
cocuk yoksa yenidenn baslamakkk o kdr kolay aranizda gorusme bag muhabeti kalmiyor. benim gibi cocukla bosansan gör karsi tarafin hepsi ayri bir terane iki kat hasar görüyoruz size gore .kendine hedef koyabilirsin ilk bosanma memurluk istiyorsan memurluk yurt disi planiniz varsa yurt disi yasiniz cokk cok genc
 
Ay aklıma geldi 15 senelik sigortacıyım:)Kaza yapmıstık 3 sene önce hafif biseydi ama ben yeni lohusayım kızım kucagımda,ufak caplı bı soka girmistim.
Esim sen daha iyibilrsin kaza tutanagını sen doldur demısti,adama sormustm doldururken buraya mı yazıyorz ,ay resim nasıl cizcezki diye gfjlkgkg
İhtiyac halinde terzi kendi söküğünü dikemıyor arkadaslar,kesin bilgi yayalım:KK70:
 
Merhabalar, 25 yaşındayım ve belki olduklarınızdan sonra ilginç gelebilir ama mesleğine yeni başlamış sayılan psikoloğum. Aile ve Evlilik üzerine çalışıyorum. İlginç gelebilir dedim çünkü, insanın başına gelince kendi mesleğini ilgilendiren bir konu bile olsa Bi çare kalıyor, sağlıklı düşünemiyor. 5 yıl önce evlendim. Çocuğum yok. Hem okudum hem evlilik yürüttüm. Severek ve herkes gibi çok güzel hayaller, umutlar ile evlendim. Benden 11 yaş büyüktü. Aslında evliliğimizin ilk zamanlarından belliydi sonumuzun olmayacağı ama devam ettim, sevdim onunla evli kalmak istedim. Zamanla düzelmeyeceğini bildiğim halde kendimi kandırdım. Hakaret, aşağılama her şeyi kabullendim, affettim. Güvenmek istedim her zaman bir daha olmayacak derdi, inanırdım. Bu kavgalara anormal kıskançlıklar, paranoyalar eklendi. 3 yıl önce bir ağustos günü şiddet gördüm, ilk kez oldu ve çok ağırdı bildiğiniz yumruklar tekmeler. şikayetçi oldum ama ne oldu dersiniz; barıştım ve yine güvendim ya da kendimi kandırdım işte.. Şikayetimi çektim ama kamu davasına dönüştü. Ertelenmiş hapis cezası aldı. Çok fazla dağınık anlatmak istemiyorum ama çok detay da veremiyorum kusura bakmayın kötü anlatışımdan dolayı. Daha sonraki zamanlar da bu kadar ağır bir şiddet uygulamasa da (ki çıkan karar sebebiyle cesaret edemediğini düşünüyorum) hakaret devam etti, psikolojik şiddet devam etti, ve beni itmeleri, hırpalamaları... Başka detaylar da var ama yazmayacağım bunlar zaten yeterli. Sonuç olarak artık boşanma sürecindeyim, aile evindeyim, ailem her zaman destekçim, maddi gücüm var. Şükürler olsun.

Şimdi işte muhtemelen insanların bana kızacağı yere geliyoruz. Canım acıyor, çok acıyor. Elbette şu süreçte mutluluk saçamayacağımı biliyorum. Ama sürekli bir ağlama hali, kafamdan kovmaya çalıştığım düşünceler, saçma sapan bir pişmanlık hissi, tarif edemediğim bir boşluk, her gün kurtulmaya çalıştığım "acaba barışır mıyız?" hissi. Kimseyle konuşmak istemiyorum sadece uyumak, kendimi iyice içe kapatmak. Hatta ve hatta çok çok saçma, yanlış ama bazen "bunlar boşanmaya sebep miydi?" diye düşünürken buluyorum kendimi. Neyi düşünüyorum tabi ki sebep diye kızıyorum sonra, öyle bir çekişme halindeyim kendimle. O kadar evli danışanım oldu hangisinde böyle mantıksız düşündüm, hiç birinde.

İçimdeki duygunun adı korku. Geleceğe çok karamsar bakıyorum istemesemde. Tabi ki hemen evlenmek gibi bir düşüncem, derdim yok beni yanlış anlamayın ama insan ister istemez "bir gün tekrar evlenebilir miyim, mutlu olabilir miyim?" diye düşünüyor. Boşanma süreci bittiğinde nasıl olur, daha iyi olur mu yoksa her şey daha mı kötüye gider gibi düşüncelere, korkulara sahibim. Bilmiyorum işte bu süreç bittiğinde iki ayrı yabancı olacağız, belki o evlenecek yeniden falan felan işte. Acaba buralarda, boşandıktan sonra gerçekten mutlu olan, tecrübelerini paylaşacak birileri var mıdır? Okuyan herkese teşekkür ederim.
Ben boşandım. Çok mutluyum. İnanın hayatimin en doğru kararı 😁
Sonra yine evlendim buda hayatımın en doğru kararı 😁
Söylemek istediğim tek şey bu duygular bende de vardı. Şimdi ne olacak duygusu.
Herşey geçecek bunu bilin. Size kocaman sarılıyorum.
 
Merhabalar, 25 yaşındayım ve belki olduklarınızdan sonra ilginç gelebilir ama mesleğine yeni başlamış sayılan psikoloğum. Aile ve Evlilik üzerine çalışıyorum. İlginç gelebilir dedim çünkü, insanın başına gelince kendi mesleğini ilgilendiren bir konu bile olsa Bi çare kalıyor, sağlıklı düşünemiyor. 5 yıl önce evlendim. Çocuğum yok. Hem okudum hem evlilik yürüttüm. Severek ve herkes gibi çok güzel hayaller, umutlar ile evlendim. Benden 11 yaş büyüktü. Aslında evliliğimizin ilk zamanlarından belliydi sonumuzun olmayacağı ama devam ettim, sevdim onunla evli kalmak istedim. Zamanla düzelmeyeceğini bildiğim halde kendimi kandırdım. Hakaret, aşağılama her şeyi kabullendim, affettim. Güvenmek istedim her zaman bir daha olmayacak derdi, inanırdım. Bu kavgalara anormal kıskançlıklar, paranoyalar eklendi. 3 yıl önce bir ağustos günü şiddet gördüm, ilk kez oldu ve çok ağırdı bildiğiniz yumruklar tekmeler. şikayetçi oldum ama ne oldu dersiniz; barıştım ve yine güvendim ya da kendimi kandırdım işte.. Şikayetimi çektim ama kamu davasına dönüştü. Ertelenmiş hapis cezası aldı. Çok fazla dağınık anlatmak istemiyorum ama çok detay da veremiyorum kusura bakmayın kötü anlatışımdan dolayı. Daha sonraki zamanlar da bu kadar ağır bir şiddet uygulamasa da (ki çıkan karar sebebiyle cesaret edemediğini düşünüyorum) hakaret devam etti, psikolojik şiddet devam etti, ve beni itmeleri, hırpalamaları... Başka detaylar da var ama yazmayacağım bunlar zaten yeterli. Sonuç olarak artık boşanma sürecindeyim, aile evindeyim, ailem her zaman destekçim, maddi gücüm var. Şükürler olsun.

Şimdi işte muhtemelen insanların bana kızacağı yere geliyoruz. Canım acıyor, çok acıyor. Elbette şu süreçte mutluluk saçamayacağımı biliyorum. Ama sürekli bir ağlama hali, kafamdan kovmaya çalıştığım düşünceler, saçma sapan bir pişmanlık hissi, tarif edemediğim bir boşluk, her gün kurtulmaya çalıştığım "acaba barışır mıyız?" hissi. Kimseyle konuşmak istemiyorum sadece uyumak, kendimi iyice içe kapatmak. Hatta ve hatta çok çok saçma, yanlış ama bazen "bunlar boşanmaya sebep miydi?" diye düşünürken buluyorum kendimi. Neyi düşünüyorum tabi ki sebep diye kızıyorum sonra, öyle bir çekişme halindeyim kendimle. O kadar evli danışanım oldu hangisinde böyle mantıksız düşündüm, hiç birinde.

İçimdeki duygunun adı korku. Geleceğe çok karamsar bakıyorum istemesemde. Tabi ki hemen evlenmek gibi bir düşüncem, derdim yok beni yanlış anlamayın ama insan ister istemez "bir gün tekrar evlenebilir miyim, mutlu olabilir miyim?" diye düşünüyor. Boşanma süreci bittiğinde nasıl olur, daha iyi olur mu yoksa her şey daha mı kötüye gider gibi düşüncelere, korkulara sahibim. Bilmiyorum işte bu süreç bittiğinde iki ayrı yabancı olacağız, belki o evlenecek yeniden falan felan işte. Acaba buralarda, boşandıktan sonra gerçekten mutlu olan, tecrübelerini paylaşacak birileri var mıdır? Okuyan herkese teşekkür ederim.
Bie diğer adı konunuzun,terzi söküğünü dikemezmiş:KK43:((
 
Terzi kendi söküğünü dikemez, demişler.
En yakın olan kendimiziz bazen kendimizi göremiyoruz
Bence siz de iyi bir psikologdan yardım alın.
 
Ama zaten boşanmak bence insan hayatının en sancılı dönüm noktalarından biri.

Benim başıma gelmedi ama bazen kendimce eşimle boşandigimizi tasavvur ederim de... cidden çok çok zor bir karar.

Hep bir yerlerde saklanan "amalar, acabalar,belkiler" insanin önüne atlıyor, yolunu şasırtıyor.

Şöyle yapsaydım acaba böyle mi olurdu?

Belki şu sebeple böyle davrandı.

Ama ben de şunu şunu yaptım o yüzden böyle oldu ... gibi aslı astarı olmayan binlerce düşünce insanın beyninin kenarlarını kemiriyor.

Insan bir an bile olsa düşünmekten kurtulmak istiyor..beyin bu kadar düşünceyi reddediyor.

Işin aslı şu, evlendiğiniz adam sizi sandığınız kadar sevmiyordu. Seven adam sevdiğine zarar vermez. Ne fiziken ve ne de ruhen.

Dayak yedim diyorsunuz. Yani bu korkunç bi şey. Rahmetli babannem 2018 de öldüğünde 80 üzerindeydi. Ve kocasından hiç dayak yememiş. Bugün toplumca "şiddet" denilerek yumuşatılan dayak bu toplumdaki kadınların üzerinden 100 sene önce kalkmaya başladı.

Siz gencecik bir kızken, eğitimli, geleceği parlak sandığımız z kuşağı insanıyken nasıl dayak yedikten sonra "acaba" dersiniz. Dememelisiniz.

Dayak varsa biz yokuz. Babaannemin 100 sene önce yemediği dayağı bugün ben yemeyeceğim. Babamdan yemediğim fiskeyi elin çocuğundan yemeyeceğim. Bu konu net.

Dayağa müsamaha yok.

Dayak varsa geri kalan hic bir şey üzerinde dusunulmeyi hak etmiyor. Bu evlilik eşinizin gerizekalı zalimliği nedeniyle bitmiştir.

Bırakın sonrasini o düşünsün.

Siz kendinize yakıştırabilir miydiniz dayak yiyen bir kadın olmayı?

ÇOcuk olmaması bu boşanmanın en güzel yanı. Kadın döven bir embesille hiçbir bağınız kalmayacak.

Acınızı yaşayın. Ona sözüm yok. Ama "ihtimalleri,acabaları" birakin.
Bırakın bunları o düşünsün.

25 yaşında genç bir kız olarak yeni bir başlangıç yapacaksınız.

Ben 29 yaşında severek sevilerek evlendim. Siz neden sevilmeyesiniz?

Gerçekten sevildiğiniz zaman, gerçekten seven adamların size ne kadar özel ve guźel hissettirebilecegini göreceksiniz.

Değil caninizi yakmak, sizin canınızı yakacak her şeyi ortadan kaldıran biri olunca bugünku üzüntüler icin pisman olacaksiniz.

Yolunuz açık ve aydınlık olsun.

Allah sizi iyi ınsanlarla karşılaştırsın .
 
20 yaşında görece birçok öğrencinin hayali olan bir bölümde okurken kendinizden 11 yaş büyük biriyle evlilik yolunu tercih etmişsiniz. Bence geleceğinizden çok geçmişinizi sorguluyorsunuz, hatalarınızı keşkelerinizi görüyorsunuz. Geçmişte 20 yaş evlilik düşüncesinin geliştiği bir dönem olmasına rağmen şimdi siz de biliyorsunuz ki beliren yetişkinlik olarak adlandırılan bir dönem ile adlandırılıyor. Siz bu dönemi farklı geçirdiniz. 25 yaş herşeyi unutup yeniden başlamak için oldukça güzel bir yaş. Yeni çevreler edinmeye bakın.
 
İster istemez kendisi bunlari yasayan bu dusuncelerde olan hal icten ice barisma hayali kuran biri danisanlarina gercekten faydali olabilirmi olabiliyormu diye düşündüm. Yani zaten herseyi biliyosunuz bir tokat bile boşanma sebebidir
 
Ama zaten boşanmak bence insan hayatının en sancılı dönüm noktalarından biri.

Benim başıma gelmedi ama bazen kendimce eşimle boşandigimizi tasavvur ederim de... cidden çok çok zor bir karar.

Hep bir yerlerde saklanan "amalar, acabalar,belkiler" insanin önüne atlıyor, yolunu şasırtıyor.

Şöyle yapsaydım acaba böyle mi olurdu?

Belki şu sebeple böyle davrandı.

Ama ben de şunu şunu yaptım o yüzden böyle oldu ... gibi aslı astarı olmayan binlerce düşünce insanın beyninin kenarlarını kemiriyor.

Insan bir an bile olsa düşünmekten kurtulmak istiyor..beyin bu kadar düşünceyi reddediyor.

Işin aslı şu, evlendiğiniz adam sizi sandığınız kadar sevmiyordu. Seven adam sevdiğine zarar vermez. Ne fiziken ve ne de ruhen.

Dayak yedim diyorsunuz. Yani bu korkunç bi şey. Rahmetli babannem 2018 de öldüğünde 80 üzerindeydi. Ve kocasından hiç dayak yememiş. Bugün toplumca "şiddet" denilerek yumuşatılan dayak bu toplumdaki kadınların üzerinden 100 sene önce kalkmaya başladı.

Siz gencecik bir kızken, eğitimli, geleceği parlak sandığımız z kuşağı insanıyken nasıl dayak yedikten sonra "acaba" dersiniz. Dememelisiniz.

Dayak varsa biz yokuz. Babaannemin 100 sene önce yemediği dayağı bugün ben yemeyeceğim. Babamdan yemediğim fiskeyi elin çocuğundan yemeyeceğim. Bu konu net.

Dayağa müsamaha yok.

Dayak varsa geri kalan hic bir şey üzerinde dusunulmeyi hak etmiyor. Bu evlilik eşinizin gerizekalı zalimliği nedeniyle bitmiştir.

Bırakın sonrasini o düşünsün.

Siz kendinize yakıştırabilir miydiniz dayak yiyen bir kadın olmayı?

ÇOcuk olmaması bu boşanmanın en güzel yanı. Kadın döven bir embesille hiçbir bağınız kalmayacak.

Acınızı yaşayın. Ona sözüm yok. Ama "ihtimalleri,acabaları" birakin.
Bırakın bunları o düşünsün.

25 yaşında genç bir kız olarak yeni bir başlangıç yapacaksınız.

Ben 29 yaşında severek sevilerek evlendim. Siz neden sevilmeyesiniz?

Gerçekten sevildiğiniz zaman, gerçekten seven adamların size ne kadar özel ve guźel hissettirebilecegini göreceksiniz.

Değil caninizi yakmak, sizin canınızı yakacak her şeyi ortadan kaldıran biri olunca bugünku üzüntüler icin pisman olacaksiniz.

Yolunuz açık ve aydınlık olsun.

Allah sizi iyi ınsanlarla karşılaştırsın .
Çok teşekkür ederim 💜
 
Sizin yaşınızda herkes üniversitesi yeni bitiriyor yada yeni okuyor.
İşinizi erkenden bulmuşsunuz.
Adamın yani elle tutulacak yani yok.
Zaten çok erken yaşta evlenmissiniz.
Çok pırıl pırıl bir kizsiniz.
O yaşta kendinizi geliştirip çok güzel yerlere gelebilirsiniz.
Bu adam son sansiniz değil olamaz olmasın zaten.
Hani tek bir sorun yok dayak sözlü şiddet hepsi var.
Mesela evlilik kolay kurulup kolay bozulmuyor illa uzulunur aglanir yasa girilebilir.
Umutlar yıkılıyor vs ama olmayacak iste diretmenin manasi yok.
Size merhamet gostermeyene sizde gostermeyin.
Bu adamın yanında yaşlanmak ister misiniz?
Neden ömrümüzü bu insan musveddesinin yanında curutesiniz?
 
Merhabalar, 25 yaşındayım ve belki olduklarınızdan sonra ilginç gelebilir ama mesleğine yeni başlamış sayılan psikoloğum. Aile ve Evlilik üzerine çalışıyorum. İlginç gelebilir dedim çünkü, insanın başına gelince kendi mesleğini ilgilendiren bir konu bile olsa Bi çare kalıyor, sağlıklı düşünemiyor. 5 yıl önce evlendim. Çocuğum yok. Hem okudum hem evlilik yürüttüm. Severek ve herkes gibi çok güzel hayaller, umutlar ile evlendim. Benden 11 yaş büyüktü. Aslında evliliğimizin ilk zamanlarından belliydi sonumuzun olmayacağı ama devam ettim, sevdim onunla evli kalmak istedim. Zamanla düzelmeyeceğini bildiğim halde kendimi kandırdım. Hakaret, aşağılama her şeyi kabullendim, affettim. Güvenmek istedim her zaman bir daha olmayacak derdi, inanırdım. Bu kavgalara anormal kıskançlıklar, paranoyalar eklendi. 3 yıl önce bir ağustos günü şiddet gördüm, ilk kez oldu ve çok ağırdı bildiğiniz yumruklar tekmeler. şikayetçi oldum ama ne oldu dersiniz; barıştım ve yine güvendim ya da kendimi kandırdım işte.. Şikayetimi çektim ama kamu davasına dönüştü. Ertelenmiş hapis cezası aldı. Çok fazla dağınık anlatmak istemiyorum ama çok detay da veremiyorum kusura bakmayın kötü anlatışımdan dolayı. Daha sonraki zamanlar da bu kadar ağır bir şiddet uygulamasa da (ki çıkan karar sebebiyle cesaret edemediğini düşünüyorum) hakaret devam etti, psikolojik şiddet devam etti, ve beni itmeleri, hırpalamaları... Başka detaylar da var ama yazmayacağım bunlar zaten yeterli. Sonuç olarak artık boşanma sürecindeyim, aile evindeyim, ailem her zaman destekçim, maddi gücüm var. Şükürler olsun.

Şimdi işte muhtemelen insanların bana kızacağı yere geliyoruz. Canım acıyor, çok acıyor. Elbette şu süreçte mutluluk saçamayacağımı biliyorum. Ama sürekli bir ağlama hali, kafamdan kovmaya çalıştığım düşünceler, saçma sapan bir pişmanlık hissi, tarif edemediğim bir boşluk, her gün kurtulmaya çalıştığım "acaba barışır mıyız?" hissi. Kimseyle konuşmak istemiyorum sadece uyumak, kendimi iyice içe kapatmak. Hatta ve hatta çok çok saçma, yanlış ama bazen "bunlar boşanmaya sebep miydi?" diye düşünürken buluyorum kendimi. Neyi düşünüyorum tabi ki sebep diye kızıyorum sonra, öyle bir çekişme halindeyim kendimle. O kadar evli danışanım oldu hangisinde böyle mantıksız düşündüm, hiç birinde.

İçimdeki duygunun adı korku. Geleceğe çok karamsar bakıyorum istemesemde. Tabi ki hemen evlenmek gibi bir düşüncem, derdim yok beni yanlış anlamayın ama insan ister istemez "bir gün tekrar evlenebilir miyim, mutlu olabilir miyim?" diye düşünüyor. Boşanma süreci bittiğinde nasıl olur, daha iyi olur mu yoksa her şey daha mı kötüye gider gibi düşüncelere, korkulara sahibim. Bilmiyorum işte bu süreç bittiğinde iki ayrı yabancı olacağız, belki o evlenecek yeniden falan felan işte. Acaba buralarda, boşandıktan sonra gerçekten mutlu olan, tecrübelerini paylaşacak birileri var mıdır? Okuyan herkese teşekkür ederim.
Açıkçası konuda bana tuhaf gelen psikolog olup kendi sorununuzu çözememeniz değil. Bu çok normal bi durum. Bana tuhaf gelen eğitimli bir psikolog olarak gidip profesyonel bir destek almıyor olmanız. Hiç sorgulamadınız mı neden böyle bi adama ilgi duyup kopamadığınızı. Siz daha iyi bilirsiniz ki bu tarz ilişkileri büyük olasılıkla geçmiş yaşam deneyimleri belirler. Bunu kendiniz çözememeniz çok normal, terzi kendi söküğünü dikemez hesabı… bu sizin başarsız bir aile terapisti olduğunuzu göstermez. Ama koşa koşa gidip bir psikologla bu konuyu irdelemeniz gerekir bence. Hani bizim toplumda biraz önyargı vardır psikolog veya psikiyatriste gitmeye karşı ama siz bu işin eğitimini almışsınız.
 
İster istemez kendisi bunlari yasayan bu dusuncelerde olan hal icten ice barisma hayali kuran biri danisanlarina gercekten faydali olabilirmi olabiliyormu diye düşündüm. Yani zaten herseyi biliyosunuz bir tokat bile boşanma sebebidir
Herhangi bir danışanıma fayda veremediğimi hissedersem, yöneldiririm. Bazen bilgimin çok üstünde ağır vakalar olur, onları yönlendiririm
 
Açıkçası konuda bana tuhaf gelen psikolog olup kendi sorununuzu çözememeniz değil. Bu çok normal bi durum. Bana tuhaf gelen eğitimli bir psikolog olarak gidip profesyonel bir destek almıyor olmanız. Hiç sorgulamadınız mı neden böyle bi adama ilgi duyup kopamadığınızı. Siz daha iyi bilirsiniz ki bu tarz ilişkileri büyük olasılıkla geçmiş yaşam deneyimleri belirler. Bunu kendiniz çözememeniz çok normal, terzi kendi söküğünü dikemez hesabı… bu sizin başarsız bir aile terapisti olduğunuzu göstermez. Ama koşa koşa gidip bir psikologla bu konuyu irdelemeniz gerekir bence. Hani bizim toplumda biraz önyargı vardır psikolog veya psikiyatriste gitmeye karşı ama siz bu işin eğitimini almışsınız.
Tavsiyeniz için teşekkür ederim. Ben destek alıyorum bir meslektaşım dan uzun olmasın diye çok fazla detaya girmedim
 
Mum dibine ışık vermezmiş.
Terzi kendi söküğünü dikemezmiş.
Ustanın kapısı olmazmış.
Kelin ilacı olsa başına sürermiş.

Atalarımın sözleri bunlar.
Şimdi benim sözlerim;
25 yaş, gençlik var, çocuk yok, iyi bir meslek var, arkada destekçi aile var.
Dert edecek birşey YOK.
 
X