Kızlar anlatmaya çalışıcam durumumu.uzun olabilir ama okumanızı istiyorum sizden.
lise 1'i yeni bitirmiş durumdayım. ilk defa telefonum oluyo. o zamanlar arkadaşımı arayıp sapıklık yapıyim dalga geçiyim diyorum. no ezberimde çünkü yakın arkadaşım ortaokuldan.neyse leylanın adını rehberden değilde başına 0 koymadan arıyorum. uzun uzun çaldırıyorum karşı taraf açmıyo.bende aramıyorum tekrardan. meğer başına 0 koymayınca tel başka noyu aramış. 2005 yılının temmuz ayında bir çocukla tanışıyorum böylelikle. o konyada ben istanbulda. baştan konuşmak istemiyorum ama çok ısrar ediyo bende konuşmaya devam ediyorum. bir süre sonra benden hoşlandığını söylüyo.teklif ediyo. o zamanlar ne kadar safmışım ki kabul ediyorum. sevgili gibi konuşuyoruz msnde görüşüyoruz ama yüzyüze görüşme yok. aradan bi süre geçiyo yanıma geleceğini görüşmek istediğini söylüyo.e bende bekliyorum.
Onunda yaşı küçük olduğu için ailesi izin vermiyo haklı olarak ve gelemiyo. Hak veriyorum bi yandan. Biraz daha sabretmemi ve geleceğini söylüyo. Her seferinde tamam diyorum. Bana şu gün gelcem diyo sonra arıyo gelemiyorum diyo.
Kendine jilet atmayı düşünüyo, sürekli ağlıyo. Yani anlayacağınız psikolojisi bozuk bi çocuktu. Biraz da ailesi çok üstüne düşen sürekli çalıştıran biriydi. Öyle her şeye izin vermeyen. o kadar ısrarıma rağmen de okumadı lise 1 de sınıfta kalmıştı ikinci defa okurken de okulu bıraktı.
Ben bunu düzeltmeye çalışıyorum hani bayanlarda vardır ya böyle bi istek. Ama sürekli tartışmalar oluyor, benim istediğim gibi gitmiyo bu ilişki. Sürekli yapma dediklerimi yapmalar, gelicem diyipte gelmemeler. Cam’da koluna jilet atmasını unutamam. İnanın o kadar şey yaşadım ki şu an hatırlayamıyorum bile. Tabi bunun yanında güzel şeylerde olurdu. Moralim bozuk olduğunda güldürürdü neşelendirirdi. Annemi bütün özel günlerde arardı hiç ihmal etmezdi. Ciddi bile düşünüyodu. Çok güzel kızsın düşüncelerin çok güzel mantıklısın, beni iyi yönde değiştiriyosun ben seni bırakmak istemem, evlenmek isterim diyodu. Bende hevesleniyodum, kabul ediyodum. Ama çevremdeki arkadaşlarımı hep kıskanıyodum. Erkek arkadaşlarıyla el ele geziyolardı. Ben onunla hiç bir şey yaşayamıyordum. Daha görememiştim bile.
Hayal kırıklıkları, annesinin beni sevememesi derken 2.5 yıla yakın bir zaman geçiyo. E haliyle bende düşünce olarak değişiyorum. O yıl tam 30 ağustos günü İstanbul da olacağını her şeyi ayarladığını, bileti aldığını söyledi bana. Bende sürekli hayal kuruyorum şuraya buraya götürürüm diyorum. Bana sürekli hayal kurduruyordu, işte senin elinden kahvaltı yicem falan. Sonra otobüse bineceği gün bineceği saatte aradı ve ben gelemiyorum dedi. O an sanki ona karşı olan bütün sevgim bir anda bitti içimde.çünkü 2.5 yıl inanıp sabretmiştim ve hiçbir gerekçe beni ikna etmeye yetemezdi. ve artık görüşmek istemediğimi söylüyorum. sabredemediğimi böyle bi ilişki istemediğimi söylüyorum.
bu olaylardan bi kaç ay önce ortaokuldan arkadaşlarla 3 seneden sonra görüşüyoruz. geziyoruz eğleniyoruz. ortaokuldan sinir olduğum bi çocuk çok fazla dikkatimi çekiyo. o yaramaz ders çalışmayan onla bunla dalga geçen kişi ciddi anlamda beyefendi olmuştu. konuşmaları hareketleri etkilemişti beni.
ayrıldıktan bir süre sonra ortaokul arkadaşım leylaya bahsediyorum bu olayı. çok değişmiş falan diyorum. sonra bu bigün ortaokul arkadaşları toplanalım mı diyo kabul ediyoruz. ama buluşma yerinde denizle biz tek başımıza kalıyoruz. kimse gelmiyo ki kimsenin haberi yokmuş zaten. sonra geziyoruz. 1-2 böyle oluyo derken biz istanbulu turluyoruz ama arkadaşız. sonra leyla bana gelip deniz sana aşık, ona gidip melike sana aşık derken, deniz teklif ediyo. kabul ediyorum.
tabi içimde bi buruklukta var. aslında ona aşık değilim ama kaybetmek istemediğim bi insan. leyla abartarak konuşmuş ona. teklif edince kabul etmezsem kaybederşim konuşamayız diyorum kabul ediyorum. bir süre sonra ona ısınıyorum ve çok güzel bi 16 ay geçiriyoruz. iyi günlerimizde oluyo tartıştığımız günlerde. ve şu an ona çook aşığım.
ama arada bir bu eski sevgilim arıyo ve mesaj çekiyo.
rahatsızlık duyuyorum.
konuşmak istemiyorum. baştan denizi söylememiştim ısrarla ararken kendine zarar verir düşüncesiyle. ama hayatımda kimse yok diye bildiği için daha çok arıyordur diye düşünüp bahsettim. balık burcu ve çok duygusal ağladı da ağladı. her aradığında ağlar.
onu kırmak istemedim. ailesini düşündüm çocuklarını göndermek istememeleri haklı. sonuçta istanbula gelcek düşünüyolar diye. hep güzelce anlattım sevgim bitti dedim denizi anlattım, ailen bizim aileye göre değil dedim. bir kaç ay önce de bu kişi ile görüştüm. sırf nası biri olduğunu görmek için. sadece kısa bi süre.
ama hala arıyo ve çok sevdiğini söylüyo ağlıyo ve böyle oldukça bende üzülüyorum.
az önce yine aradı dayanamadım açtım. denizle özel şeyler yaşadım dedim artık arama dedim ve bana öyle şeyler söyledi ki. seni tanıdığıma lanet olsun gibi...
üzgünüm. gerçekten yaptıkları yanlış olsa da özünde kötü biri değildi.
eminim yine ağlicak
ehliyet almış ve iste şu an gelirim sana diyodu bi süre önce. engel yok diyodu yaşım 18 diyodu. ailem izin veriyo artık diyodu. ama o tren çoktan kaçtı
siz olsaydınız ne yapardınız? kendimi suçlu hissetmem gerekiyor mu?
onu bırakmakla haklı değil miyim?
lise 1'i yeni bitirmiş durumdayım. ilk defa telefonum oluyo. o zamanlar arkadaşımı arayıp sapıklık yapıyim dalga geçiyim diyorum. no ezberimde çünkü yakın arkadaşım ortaokuldan.neyse leylanın adını rehberden değilde başına 0 koymadan arıyorum. uzun uzun çaldırıyorum karşı taraf açmıyo.bende aramıyorum tekrardan. meğer başına 0 koymayınca tel başka noyu aramış. 2005 yılının temmuz ayında bir çocukla tanışıyorum böylelikle. o konyada ben istanbulda. baştan konuşmak istemiyorum ama çok ısrar ediyo bende konuşmaya devam ediyorum. bir süre sonra benden hoşlandığını söylüyo.teklif ediyo. o zamanlar ne kadar safmışım ki kabul ediyorum. sevgili gibi konuşuyoruz msnde görüşüyoruz ama yüzyüze görüşme yok. aradan bi süre geçiyo yanıma geleceğini görüşmek istediğini söylüyo.e bende bekliyorum.
Onunda yaşı küçük olduğu için ailesi izin vermiyo haklı olarak ve gelemiyo. Hak veriyorum bi yandan. Biraz daha sabretmemi ve geleceğini söylüyo. Her seferinde tamam diyorum. Bana şu gün gelcem diyo sonra arıyo gelemiyorum diyo.
Kendine jilet atmayı düşünüyo, sürekli ağlıyo. Yani anlayacağınız psikolojisi bozuk bi çocuktu. Biraz da ailesi çok üstüne düşen sürekli çalıştıran biriydi. Öyle her şeye izin vermeyen. o kadar ısrarıma rağmen de okumadı lise 1 de sınıfta kalmıştı ikinci defa okurken de okulu bıraktı.
Ben bunu düzeltmeye çalışıyorum hani bayanlarda vardır ya böyle bi istek. Ama sürekli tartışmalar oluyor, benim istediğim gibi gitmiyo bu ilişki. Sürekli yapma dediklerimi yapmalar, gelicem diyipte gelmemeler. Cam’da koluna jilet atmasını unutamam. İnanın o kadar şey yaşadım ki şu an hatırlayamıyorum bile. Tabi bunun yanında güzel şeylerde olurdu. Moralim bozuk olduğunda güldürürdü neşelendirirdi. Annemi bütün özel günlerde arardı hiç ihmal etmezdi. Ciddi bile düşünüyodu. Çok güzel kızsın düşüncelerin çok güzel mantıklısın, beni iyi yönde değiştiriyosun ben seni bırakmak istemem, evlenmek isterim diyodu. Bende hevesleniyodum, kabul ediyodum. Ama çevremdeki arkadaşlarımı hep kıskanıyodum. Erkek arkadaşlarıyla el ele geziyolardı. Ben onunla hiç bir şey yaşayamıyordum. Daha görememiştim bile.
Hayal kırıklıkları, annesinin beni sevememesi derken 2.5 yıla yakın bir zaman geçiyo. E haliyle bende düşünce olarak değişiyorum. O yıl tam 30 ağustos günü İstanbul da olacağını her şeyi ayarladığını, bileti aldığını söyledi bana. Bende sürekli hayal kuruyorum şuraya buraya götürürüm diyorum. Bana sürekli hayal kurduruyordu, işte senin elinden kahvaltı yicem falan. Sonra otobüse bineceği gün bineceği saatte aradı ve ben gelemiyorum dedi. O an sanki ona karşı olan bütün sevgim bir anda bitti içimde.çünkü 2.5 yıl inanıp sabretmiştim ve hiçbir gerekçe beni ikna etmeye yetemezdi. ve artık görüşmek istemediğimi söylüyorum. sabredemediğimi böyle bi ilişki istemediğimi söylüyorum.
bu olaylardan bi kaç ay önce ortaokuldan arkadaşlarla 3 seneden sonra görüşüyoruz. geziyoruz eğleniyoruz. ortaokuldan sinir olduğum bi çocuk çok fazla dikkatimi çekiyo. o yaramaz ders çalışmayan onla bunla dalga geçen kişi ciddi anlamda beyefendi olmuştu. konuşmaları hareketleri etkilemişti beni.
ayrıldıktan bir süre sonra ortaokul arkadaşım leylaya bahsediyorum bu olayı. çok değişmiş falan diyorum. sonra bu bigün ortaokul arkadaşları toplanalım mı diyo kabul ediyoruz. ama buluşma yerinde denizle biz tek başımıza kalıyoruz. kimse gelmiyo ki kimsenin haberi yokmuş zaten. sonra geziyoruz. 1-2 böyle oluyo derken biz istanbulu turluyoruz ama arkadaşız. sonra leyla bana gelip deniz sana aşık, ona gidip melike sana aşık derken, deniz teklif ediyo. kabul ediyorum.
tabi içimde bi buruklukta var. aslında ona aşık değilim ama kaybetmek istemediğim bi insan. leyla abartarak konuşmuş ona. teklif edince kabul etmezsem kaybederşim konuşamayız diyorum kabul ediyorum. bir süre sonra ona ısınıyorum ve çok güzel bi 16 ay geçiriyoruz. iyi günlerimizde oluyo tartıştığımız günlerde. ve şu an ona çook aşığım.
ama arada bir bu eski sevgilim arıyo ve mesaj çekiyo.
rahatsızlık duyuyorum.
konuşmak istemiyorum. baştan denizi söylememiştim ısrarla ararken kendine zarar verir düşüncesiyle. ama hayatımda kimse yok diye bildiği için daha çok arıyordur diye düşünüp bahsettim. balık burcu ve çok duygusal ağladı da ağladı. her aradığında ağlar.
onu kırmak istemedim. ailesini düşündüm çocuklarını göndermek istememeleri haklı. sonuçta istanbula gelcek düşünüyolar diye. hep güzelce anlattım sevgim bitti dedim denizi anlattım, ailen bizim aileye göre değil dedim. bir kaç ay önce de bu kişi ile görüştüm. sırf nası biri olduğunu görmek için. sadece kısa bi süre.
ama hala arıyo ve çok sevdiğini söylüyo ağlıyo ve böyle oldukça bende üzülüyorum.
az önce yine aradı dayanamadım açtım. denizle özel şeyler yaşadım dedim artık arama dedim ve bana öyle şeyler söyledi ki. seni tanıdığıma lanet olsun gibi...
üzgünüm. gerçekten yaptıkları yanlış olsa da özünde kötü biri değildi.
eminim yine ağlicak
ehliyet almış ve iste şu an gelirim sana diyodu bi süre önce. engel yok diyodu yaşım 18 diyodu. ailem izin veriyo artık diyodu. ama o tren çoktan kaçtı
siz olsaydınız ne yapardınız? kendimi suçlu hissetmem gerekiyor mu?
onu bırakmakla haklı değil miyim?