- 21 Kasım 2011
- 170
- 3
- Konu Sahibi rainstarlol
- #61
Tam üstüne bastın,ben de aynen böyle düşünüyorum acaba yüzüm çok mu sivri diye ama 7-8 kilo alırsam balık etli olurum ve ben balık etli olmak istemiyorum
- Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.
Kadınlar Kulübü'ne ücretsiz üye olmak için tıklayın...
Kendimi çirkin hissediyorum
- Konu Sahibi rainstarlol
- Başlangıç Tarihi
Tam üstüne bastın,ben de aynen böyle düşünüyorum acaba yüzüm çok mu sivri diye ama 7-8 kilo alırsam balık etli olurum ve ben balık etli olmak istemiyorum
- 10 Aralık 2011
- 377
- 0
- Konu Sahibi rainstarlol
- #62
bebishim gıcık olduğumu yazdım diye mi beğendin? 
- 16 Mart 2008
- 732
- 36
- Konu Sahibi rainstarlol
- #63
yoooo
- 10 Aralık 2011
- 377
- 0
- Konu Sahibi rainstarlol
- #64
- 19 Ekim 2011
- 681
- 16
- Konu Sahibi rainstarlol
- #65
güzel olduğuu biliyorsun canım. lisede hepimiz saçma şeyler düşünmüşüzdür normal bu. maşşalh diyelim de nazar deymesin sana
- 30 Mayıs 2011
- 1.544
- 469
- Konu Sahibi rainstarlol
- #66
acaba sende dismorfofobi mi var canım yaa ?? bir uzmana görün derim, yazdıkların gerçekten buna işaret ediyor çünkü
- 18 Kasım 2011
- 163
- 1
- Konu Sahibi rainstarlol
- #67
Zaten ben de fondotene karşıyım çünkü 20 yaşında kırış kırış olmak istemiyorum.Ve fondoten sürmüyorum ama benim alnımda iki-üç tane sivilce ve burnumun kenarlarında da siyah noktalar var ve ben buna sinir oluyorum.Benim yaptığım makyaj sadece rimel,göz kalemi ve rujdan ibaret.[/
tin tin tini mini hanımcok guldum ya.dusununce gercekten pek bırsey kalmamıs.
Hee ondan sonra da öğretmen kızdı yazmış
- 30 Mayıs 2011
- 1.544
- 469
- Konu Sahibi rainstarlol
- #68
Halk arasında ayna hastalığı olarak bilinen dismorfofobi, kişinin fizik görünüşünde gerçekte mevcut olan ancak başka birisince çok önem verilmeyecek bir kusur ile aşırı derecede meşgul olmasıdır. Aynaya hiç bakmamak kadar çok bakmak da aslında patolojik olabiliyor. Örnek olarak, burnun uzun yassı veya eğri olması, saçların seyrek olması, göğüslerin biraz büyük, sarkık ya da küçük olması gibi bir kusurla, kişinin sürekli uğraşmasıdır. Bu kişiler huzursuzluk duydukları bu duruma karşı kaygı da duyarlar. Dismorfofobi neredeyse 100 yıldan beri tanınmaktadır.
Diğer kişiler bu kusur veya kusurların hiç önemi olmadığını söyleseler de, kişi takıntısından vazgeçmez. Psikiyatride vücut dismorfik bozukluğu denilen bu durum bir çeşit anksiyete bozukluğudur. Dismorfofobi olanlarda nasıl göründüklerine dair bilişsel çarpıklıklar vardır. Bu kişilerde var olan kusur hakkında çarpıtılmış bir algılama oluşmakta ve bu durum sonunda takıntıya dönüşmektedir. Dismorfofobi sosyal yaşam ve diğer alanlarda kişinin hayatında önemli sıkıntı ve gerilemelere yol açabilmektedir. Hastalık, genellikle ergenlik ve gençlik yaşlarında ortaya çıkar. Kişilik gelişiminin ve özgüvenin tam oturmadığı, kişiliğini arama yerleştirme dönemlerine denk düşmektedir. Gençler, dış görünüş, kilo ve fiziksel bir kusur üzerinde çok dururlar. Güzellik arayışları, bir ünlüye benzeme isteği, o kişilerin bazı fiziksel özelliklerine aşırı hayranlıklar, arkadaşlar arasındaki örseleyici etkileşimler, alaycı tutumlar genci fiziksel görünümünü incelemeye yöneltebilir.
Genellikle takıntılı, titiz, kendi bedenlerini sürekli inceleyen, güvensiz, karamsar ve çeşitli ruhsal çatışmalar içinde olan kişilerdir. Dismorfofobi kişide, aynaya çok bakmak veya reddederek hiç bakmamak şeklinde görülebilir. Eğer ayna ile çok meşgul ise iki-üç ayna yardımı ile sürekli olarak sorunlu bölgeyi inceler. Kusurlu bulduğu yeri kamufle etmek için büyük bir çaba içine girer. Makyaj, şapka, eldiven, peruk kullanır. Kusurlu bulduğu beden kısmını başkalarınınki ile mukayese eder. Bu kişiler, dermatoloji, cerrahi veya estetik cerrahi gibi bölümlerden devamlı yardım isterler. Bu uzmanlar kişiyi psikiyatra gönderdiklerinde, bu öneriyi reddeder veya doktor değiştirirler. Kendilerini diğer kişilerin yanında mahcup, ezik ve güvensiz hissederler. En çok şikâyet edilen organlar saç, cilt, burun, meme, kalça, baldır ve penis olabilir.
Dismorfofobi olan kişiler genellikle çekingen ve izole olarak yaşamayı tercih ettiklerinden, insan ilişkilerinde başarılı oldukları söylenemez. Bu durum karşı cins ilişkileri için de geçerli olacaktır. Vücut dismorfik bozukluğu olguları, aşırı takıntılı ve sıkıntılı olup, sürekli aynı düşüncenin etrafında dönerler. Depresyonlar, obsesyonlar veya kilo ile ilgili takıntıları olursa yeme bozuklukları ile birlikte görülebilir. Son çalışmalarda kadınlarda ve erkeklerde görülme oranı eşit bulunmuştur. Genç, çalışmayan ve hiç evlenmemiş kişilerde daha sık görülür. Bu hastalığın beyindeki kimyasal ve genetik bozuklukla ilgili olduğunu söyleyen görüşler vardır.
Vücut dismorfik bozukluğu’nun tedavisinde ana yaklaşım, psikoterapi ve ilaç tedavisidir. Tek başına ilaç tedavisi bu hastalığı iyi etmemektedir. İlaçlar kişiyi daha yumuşak başlı kılıp takıntılardan uzaklaştırırken, kişinin terapiye yatkınlığını ve işbirliğini artırır. Bu ilaçlar sayesinde bedensel takıntılar, gerilim, anksiyete ve depresyon belirtileri ortadan kaybolurken, kişinin düşüncelerini daha gerçekçi ve kontrollü kılar.
Dismorfofobi hastalarında gerçekten düzeltilmesi gereken bir kusur mevcut ise bu kişilerde estetik cerrahi girişimler yararlı olabilir. Ancak bu tip hastalarda mutlaka psikiyatri uzmanı ile birlikte çalışmak, hastayı değerlendirmek gerekir. Bununla beraber, ameliyat bu kişilerin zihinlerine yerleşmiş olan kalıcı beden imajı kusurunu ortadan kaldıramadığı için ameliyat sonrasında beklediğini bulamama, mutsuzluk, ağır depresyon, sosyal izolasyon, içe kapanma veya doktorlara yönelik paranoid düşünceler gelişebilmektedir. Bu nedenle bu tip hastaların çok iyi değerlendirilmesi, ameliyat hakkında çok ayrıntılı bilgilendirilmesi gerekir.
Diğer kişiler bu kusur veya kusurların hiç önemi olmadığını söyleseler de, kişi takıntısından vazgeçmez. Psikiyatride vücut dismorfik bozukluğu denilen bu durum bir çeşit anksiyete bozukluğudur. Dismorfofobi olanlarda nasıl göründüklerine dair bilişsel çarpıklıklar vardır. Bu kişilerde var olan kusur hakkında çarpıtılmış bir algılama oluşmakta ve bu durum sonunda takıntıya dönüşmektedir. Dismorfofobi sosyal yaşam ve diğer alanlarda kişinin hayatında önemli sıkıntı ve gerilemelere yol açabilmektedir. Hastalık, genellikle ergenlik ve gençlik yaşlarında ortaya çıkar. Kişilik gelişiminin ve özgüvenin tam oturmadığı, kişiliğini arama yerleştirme dönemlerine denk düşmektedir. Gençler, dış görünüş, kilo ve fiziksel bir kusur üzerinde çok dururlar. Güzellik arayışları, bir ünlüye benzeme isteği, o kişilerin bazı fiziksel özelliklerine aşırı hayranlıklar, arkadaşlar arasındaki örseleyici etkileşimler, alaycı tutumlar genci fiziksel görünümünü incelemeye yöneltebilir.
Genellikle takıntılı, titiz, kendi bedenlerini sürekli inceleyen, güvensiz, karamsar ve çeşitli ruhsal çatışmalar içinde olan kişilerdir. Dismorfofobi kişide, aynaya çok bakmak veya reddederek hiç bakmamak şeklinde görülebilir. Eğer ayna ile çok meşgul ise iki-üç ayna yardımı ile sürekli olarak sorunlu bölgeyi inceler. Kusurlu bulduğu yeri kamufle etmek için büyük bir çaba içine girer. Makyaj, şapka, eldiven, peruk kullanır. Kusurlu bulduğu beden kısmını başkalarınınki ile mukayese eder. Bu kişiler, dermatoloji, cerrahi veya estetik cerrahi gibi bölümlerden devamlı yardım isterler. Bu uzmanlar kişiyi psikiyatra gönderdiklerinde, bu öneriyi reddeder veya doktor değiştirirler. Kendilerini diğer kişilerin yanında mahcup, ezik ve güvensiz hissederler. En çok şikâyet edilen organlar saç, cilt, burun, meme, kalça, baldır ve penis olabilir.
Dismorfofobi olan kişiler genellikle çekingen ve izole olarak yaşamayı tercih ettiklerinden, insan ilişkilerinde başarılı oldukları söylenemez. Bu durum karşı cins ilişkileri için de geçerli olacaktır. Vücut dismorfik bozukluğu olguları, aşırı takıntılı ve sıkıntılı olup, sürekli aynı düşüncenin etrafında dönerler. Depresyonlar, obsesyonlar veya kilo ile ilgili takıntıları olursa yeme bozuklukları ile birlikte görülebilir. Son çalışmalarda kadınlarda ve erkeklerde görülme oranı eşit bulunmuştur. Genç, çalışmayan ve hiç evlenmemiş kişilerde daha sık görülür. Bu hastalığın beyindeki kimyasal ve genetik bozuklukla ilgili olduğunu söyleyen görüşler vardır.
Vücut dismorfik bozukluğu’nun tedavisinde ana yaklaşım, psikoterapi ve ilaç tedavisidir. Tek başına ilaç tedavisi bu hastalığı iyi etmemektedir. İlaçlar kişiyi daha yumuşak başlı kılıp takıntılardan uzaklaştırırken, kişinin terapiye yatkınlığını ve işbirliğini artırır. Bu ilaçlar sayesinde bedensel takıntılar, gerilim, anksiyete ve depresyon belirtileri ortadan kaybolurken, kişinin düşüncelerini daha gerçekçi ve kontrollü kılar.
Dismorfofobi hastalarında gerçekten düzeltilmesi gereken bir kusur mevcut ise bu kişilerde estetik cerrahi girişimler yararlı olabilir. Ancak bu tip hastalarda mutlaka psikiyatri uzmanı ile birlikte çalışmak, hastayı değerlendirmek gerekir. Bununla beraber, ameliyat bu kişilerin zihinlerine yerleşmiş olan kalıcı beden imajı kusurunu ortadan kaldıramadığı için ameliyat sonrasında beklediğini bulamama, mutsuzluk, ağır depresyon, sosyal izolasyon, içe kapanma veya doktorlara yönelik paranoid düşünceler gelişebilmektedir. Bu nedenle bu tip hastaların çok iyi değerlendirilmesi, ameliyat hakkında çok ayrıntılı bilgilendirilmesi gerekir.
- 21 Kasım 2011
- 170
- 3
- Konu Sahibi rainstarlol
- #69
Ama şu var,ben okula giderken ruj ve rimel sürmüyorum.Sadece kalem çekip gidiyorum.Hem sınıftaki 2-3 kız daha makyaj yapıyor,onları görmedi beni gördü.Neden ki?Hee ondan sonra da öğretmen kızdı yazmış
- 12 Mart 2012
- 6.009
- 3
- Konu Sahibi rainstarlol
- #70
psikolog yeterli gelmezse eski usul uygundur. osmanlının hep adı anılır bunda hadi bilin bakalım neymiş bu problemin cozumu
- 12 Mart 2012
- 6.009
- 3
- Konu Sahibi rainstarlol
- #71
Ama şu var,ben okula giderken ruj ve rimel sürmüyorum.Sadece kalem çekip gidiyorum.Hem sınıftaki 2-3 kız daha makyaj yapıyor,onları görmedi beni gördü.Neden ki?
sen o kızlardan daha guzel olduğun için seni ksıkanmıştır
- 30 Mayıs 2011
- 1.544
- 469
- Konu Sahibi rainstarlol
- #72
1488’de yapılan Edirne Sultan Bâyezid Dârüşşifâsı’nda akıl hastaları tedavi edilirdi.. tımarhaneye yatması mı acaba ???
- 18 Kasım 2011
- 163
- 1
- Konu Sahibi rainstarlol
- #73
Ama şu var,ben okula giderken ruj ve rimel sürmüyorum.Sadece kalem çekip gidiyorum.Hem sınıftaki 2-3 kız daha makyaj yapıyor,onları görmedi beni gördü.Neden ki?
Off off, en sevmediğim şey kıyaslamadır.
Biliyor musun, okul hayatım ve iş hayatım boyunca, her yanlışı patlayan insanların kurduğu ilk cümle "e o yaptı bir şey olmadı, ben yapınca neden patladı?"
Bahane değildir vesselam, her koyun kendi bacağından asılır, nacizane önerim bunu bil buna göre gardını al her zaman.
Son düzenleme:
- 12 Mart 2012
- 6.009
- 3
- Konu Sahibi rainstarlol
- #74
1488de yapılan Edirne Sultan Bâyezid Dârüşşifâsında akıl hastaları tedavi edilirdi.. tımarhaneye yatması mı acaba ???
yok yok daha okkalı bişe
- 30 Mayıs 2011
- 1.544
- 469
- Konu Sahibi rainstarlol
- #75
- 18 Kasım 2011
- 163
- 1
- Konu Sahibi rainstarlol
- #76
Yaa çatladım söyle işte, öğrenene kadar google ı arşınlamak istemiyorum :)
- 12 Mart 2012
- 6.009
- 3
- Konu Sahibi rainstarlol
- #77
1488de yapılan Edirne Sultan Bâyezid Dârüşşifâsında akıl hastaları tedavi edilirdi.. tımarhaneye yatması mı acaba ???
hatta hatta muhteşem yuzyilda DAYE HATUN GULŞAHLA TANIŞTIRDI
- 18 Kasım 2011
- 163
- 1
- Konu Sahibi rainstarlol
- #78
Osmanlı Tokatııı :)
- 30 Mayıs 2011
- 1.544
- 469
- Konu Sahibi rainstarlol
- #79
osmanlı tokatııııııı
- 14 Nisan 2010
- 723
- 1
- Konu Sahibi rainstarlol
- #80
tam bir ergen sorunu....Allaha birde şükür edin yaa...kendine öz güvenin yoksaa biz ne desek boş..kalkık burnu varmış dolgun dudakları varmış...benimde kemerli burnum,ayrık dişlerim var ama o kadar yakışıklı bir eşe sahibim kii...herşey güzellik demek değil...zekan varsa gerisi boş..güzellik göreceli bir kavram