Dün nasıl tınlamadığımı anlatayım. Kayınpederimin migreni var, ağır ataklar geçirir, biraz da nazlıdır. Ama migreni tuttuğunda hiçbirşey yemeden içmeden yatar, ilacını alır, terlemeyi bekler. Bize bir zararı yoktur. Kayınvalidemse eşi migren atağına girinic eondan beter üzülür, hayatını durdurur. O yemiyor diye kendi de peynir ekmek yiyiverir. Biraz üşengeçlik, biraz kıyamama.
Dün eve geldim, kaynancığım bebeği almış çıkmış, babam yatıyor, atağı var. Sağolsun mutfakta bir tencere de dolma. Neyse geldiler dışarıdan. İşten geldim açım. Eşimde yemeğe gelmeyecek.
"Anne X yemeğe gelmeyecek, ne zaman dersen ben hazırlarım sofrayı."
"Tamam dur bakalım, baban yatsın azıcık açılır belki."
Üzerinden 1 saatten fazla zaman geçti, saat 19.30 oldu. Ses yok. Ben açım bebek aç.
"Anne saat yedibuçuk oldu, hazırlayayım sofrayı."
"E olur madem, yiyelim, ama hazırlanacka birşey yok, salata filan yapma, baban yemez."
Artık dayanamadım güldüm:
"E biz yeriz anne.:)))"
Yani öyle bir hava var ki sanki kayınpederimin yiyeceği birşey değilse onu yapmaya gerek yok. Aslında elinden gelse onun yiyecekğine de üşenecek ama kayınbabam sert adamdır, yapamaz. Çareyi herşeye üşenmekte bulmuş. Kayınpederim karnıbahar sevmez, kaynanam bayılır. Aam yıllardır pişirmez, neden? E tek kişi için üşenir. Arada ben yaparım da yer. Sirke yemez kayınpeder, işkembe çorbasına bile limon sıkar, ayrı bir kapta bir kaşık sirke getirmek zor gelir, helbuki kendi sirkeli sever. :)))