- 23 Eylül 2016
- 9.780
- 34.242
- 548
- Konu Sahibi kzbnmrzzhr
-
- #41
Sanki ben ve eşim + kaynımin durumunu anlattınızkaynanası işe sorunu olmayan var mı acaba13 yıllık evliyim, mutlu bir evliliğim var. eşimi çok seviyorum hem arkadaş hem sevgili gibiyiz. O bana Allahın özel bir ihsanı. iki de evladım var. çalışıyorum. Evvela Allahın lütfü ile sebeb ler dairesinde de kendi çabalamamızla(ev aldık, araba aldık köye ev ve bahçe yaptık) dişimizden tırnagımızdan artırarak bir hayat inşa ettik Oysa hayata sıfırdan başladık evimizin eşyalarını bile kendimiz aldık. Düğün yaparken eşimin ailesinin durumu yokmuş(sedece 5 milyara yatak odası yemek odası ve koltuk aldılar artık nasıl ürünleridi siz tahmin edin ) Ama kanım, evlenince ona oturdukları evi bıraktılar. onlar da o evde 10sene tek kuruş ödemeden oturdu yedi içti keyfine baktı. sonrada evi sattılar ve araba aldılar.(hop ev onların oluverdi) söze geldi mi biz iki maaşlı olduk o esnaf oldu. o zora gelemez strese katlanamaz oldu. Her şeyi en lüks yaşadı. hemen hemen aynı yılda evlendik ama köşede kayınpederi min verdiği o evi sattıkları için aldıkları arabadan başka bir şey yok. çünkü işten değil gerçekten dişten artıyor. tüm bu fedakarlıklar elbetteki kadından olur. eşim bunun farkında ve bu aramızda sevgi bağı oluşturdu. çünkü biz onunla el ele verip çok büyük güçlükleri hep birbirimize destek vererek atlattık. oğlum özel eğitim gerektiren bir farklılıkla dünyaya geldi hiperaktif ve başka şeyler de eşlik ediyor. tüm güçlüklere rağmen onunla ilgilenerek 6 senede raporlu durumu kalktı.ortaokula gelse bile okuyamaayabilir demişlerdi şu anda sınıfın iyilerinden biri oldu. ama nasıl bu zamana geldik onu bir Allah bilir. ne emekler ne gözyaşları. Bemce bunlar şükredilmesi, tebrik edilmesi gereken şeylerken kayınvaldem asla tebrik etmediği gibi en ufak bir hatama bile projeksiyon tutup herkese gösteriyor duyuruyor özellikle eşime söylüyor. aradığını bulamıyor tabi. çünkü eşim de annesinin farkında ama annelik hakkıdır diye bir şey demiyor annesine. her zaman eleştirecek bir şeyler mutlaka buluyor. aşağılıyor. ben ona yakın olmaya çalıştıkça her seferinde beni bin pişman ediyor. ondan artık taktir beklemiyorum ama en azından beni yerin dibine sokmasa. inanın haftada 1 gidiyorum artık çünkü daha fazla samimiyete sınırları aşıyor. kendisi çok huzursuz biri bir türlü mutlu olmayı bilmiyor. mutlu olamadığı gibi karşısındakini de mutsuz ediyor. düzeysiz bir insan kendi ilkokulu zarzor bitirmiş bana sen bu kafayla nasıl üniversite bitirdin diyebiliyor.. Sizden ana baba olmaz diyebiliyor. (kendisi benim oğluma 2 saat bakamıyor halbuki ben oğluma bakabilmek için 3 sene izin almış bir anneyim. oğlum hiperaktif ve kimse ona bakacak gücü bulamıyordu) sen ne biçim bir annesin (diyebiliyor) her görüşmemiz bir olay. hanımefendiyi sıkılmasın diye arabayla eve getiriyorum bu koltuk neden bu kadar yatık yoksa benim oğlum gece araba da mı yattı diye anlamsız saçma sapan sorular sorabiliyor. oysa biz eşimle ağız dalaşı bile etmemişisizdir şimdiye kadar. sanki biz kavga etmişiz de oğlu geceyi arabada geçirmiş gibi. her gidişimde sanki bana hırsı var da laf sokmaya yer arıyor gibi ısırmak için bekler gibi sebeb arıyor. geçen halıların yıkadım Allah rızası için, bir teşekkürü bırakın oğluna hala benim yapmadıklarımı şikayet ediyor. oğlum ben halı yıkadım, yoruldum canım çıktı (halbuki yıkayan benim) bu gelin ekmeği getirmemiş (yufkayı almamışım onun evinden çıkıyoruz onun evindeki eşyayı kim almalı o mu ben mi) beni misafirin önünde rezil ediyor. hata görünce örtmek vardırya kaynanam böyle yapmıyor onu parlatıyor süslüyor ortamda kim varsa servis ediyor. Bu zamana kadar susuyorum ama artık ben de sert bir dille cevap veriyorum insanların içinde. bana sürekli akıl veriyor. şu eşyayı şuraya koy bunu buray koy, kışın şurada otur yazın bu koltuğu şu tarafa çek. sanki en beyni olmayan bir ipli kuklayım. gerçekten ben ona ne kadar yanaşmayan çalışsam da bana dikenleriyle geliyor. annelerin sofrasında kurban sofrası kalabalıkta milletin önünde çorumdan gelin alırsan işte böyle rezil olursun diyor sofranın tamamı çorumlu hanım tin tin gelmiş Halil İbrahim sofrası gibi sofranın tepesinde bir poğaça yapıp getirmekten aciz iken böyle söyleyebiliyor. ağzından çıkanı kulağı duymuyor gerçekten ya da gerçekten kötü. kayınvalide ler kötü olmak zorunda mı? siz ne düşünüyorsunuz
Ya demek kendi esyanizi bile kendiniz aldinizkaynanası işe sorunu olmayan var mı acaba13 yıllık evliyim, mutlu bir evliliğim var. eşimi çok seviyorum hem arkadaş hem sevgili gibiyiz. O bana Allahın özel bir ihsanı. iki de evladım var. çalışıyorum. Evvela Allahın lütfü ile sebeb ler dairesinde de kendi çabalamamızla(ev aldık, araba aldık köye ev ve bahçe yaptık) dişimizden tırnagımızdan artırarak bir hayat inşa ettik Oysa hayata sıfırdan başladık evimizin eşyalarını bile kendimiz aldık. Düğün yaparken eşimin ailesinin durumu yokmuş(sedece 5 milyara yatak odası yemek odası ve koltuk aldılar artık nasıl ürünleridi siz tahmin edin ) Ama kanım, evlenince ona oturdukları evi bıraktılar. onlar da o evde 10sene tek kuruş ödemeden oturdu yedi içti keyfine baktı. sonrada evi sattılar ve araba aldılar.(hop ev onların oluverdi) söze geldi mi biz iki maaşlı olduk o esnaf oldu. o zora gelemez strese katlanamaz oldu. Her şeyi en lüks yaşadı. hemen hemen aynı yılda evlendik ama köşede kayınpederi min verdiği o evi sattıkları için aldıkları arabadan başka bir şey yok. çünkü işten değil gerçekten dişten artıyor. tüm bu fedakarlıklar elbetteki kadından olur. eşim bunun farkında ve bu aramızda sevgi bağı oluşturdu. çünkü biz onunla el ele verip çok büyük güçlükleri hep birbirimize destek vererek atlattık. oğlum özel eğitim gerektiren bir farklılıkla dünyaya geldi hiperaktif ve başka şeyler de eşlik ediyor. tüm güçlüklere rağmen onunla ilgilenerek 6 senede raporlu durumu kalktı.ortaokula gelse bile okuyamaayabilir demişlerdi şu anda sınıfın iyilerinden biri oldu. ama nasıl bu zamana geldik onu bir Allah bilir. ne emekler ne gözyaşları. Bemce bunlar şükredilmesi, tebrik edilmesi gereken şeylerken kayınvaldem asla tebrik etmediği gibi en ufak bir hatama bile projeksiyon tutup herkese gösteriyor duyuruyor özellikle eşime söylüyor. aradığını bulamıyor tabi. çünkü eşim de annesinin farkında ama annelik hakkıdır diye bir şey demiyor annesine. her zaman eleştirecek bir şeyler mutlaka buluyor. aşağılıyor. ben ona yakın olmaya çalıştıkça her seferinde beni bin pişman ediyor. ondan artık taktir beklemiyorum ama en azından beni yerin dibine sokmasa. inanın haftada 1 gidiyorum artık çünkü daha fazla samimiyete sınırları aşıyor. kendisi çok huzursuz biri bir türlü mutlu olmayı bilmiyor. mutlu olamadığı gibi karşısındakini de mutsuz ediyor. düzeysiz bir insan kendi ilkokulu zarzor bitirmiş bana sen bu kafayla nasıl üniversite bitirdin diyebiliyor.. Sizden ana baba olmaz diyebiliyor. (kendisi benim oğluma 2 saat bakamıyor halbuki ben oğluma bakabilmek için 3 sene izin almış bir anneyim. oğlum hiperaktif ve kimse ona bakacak gücü bulamıyordu) sen ne biçim bir annesin (diyebiliyor) her görüşmemiz bir olay. hanımefendiyi sıkılmasın diye arabayla eve getiriyorum bu koltuk neden bu kadar yatık yoksa benim oğlum gece araba da mı yattı diye anlamsız saçma sapan sorular sorabiliyor. oysa biz eşimle ağız dalaşı bile etmemişisizdir şimdiye kadar. sanki biz kavga etmişiz de oğlu geceyi arabada geçirmiş gibi. her gidişimde sanki bana hırsı var da laf sokmaya yer arıyor gibi ısırmak için bekler gibi sebeb arıyor. geçen halıların yıkadım Allah rızası için, bir teşekkürü bırakın oğluna hala benim yapmadıklarımı şikayet ediyor. oğlum ben halı yıkadım, yoruldum canım çıktı (halbuki yıkayan benim) bu gelin ekmeği getirmemiş (yufkayı almamışım onun evinden çıkıyoruz onun evindeki eşyayı kim almalı o mu ben mi) beni misafirin önünde rezil ediyor. hata görünce örtmek vardırya kaynanam böyle yapmıyor onu parlatıyor süslüyor ortamda kim varsa servis ediyor. Bu zamana kadar susuyorum ama artık ben de sert bir dille cevap veriyorum insanların içinde. bana sürekli akıl veriyor. şu eşyayı şuraya koy bunu buray koy, kışın şurada otur yazın bu koltuğu şu tarafa çek. sanki en beyni olmayan bir ipli kuklayım. gerçekten ben ona ne kadar yanaşmayan çalışsam da bana dikenleriyle geliyor. annelerin sofrasında kurban sofrası kalabalıkta milletin önünde çorumdan gelin alırsan işte böyle rezil olursun diyor sofranın tamamı çorumlu hanım tin tin gelmiş Halil İbrahim sofrası gibi sofranın tepesinde bir poğaça yapıp getirmekten aciz iken böyle söyleyebiliyor. ağzından çıkanı kulağı duymuyor gerçekten ya da gerçekten kötü. kayınvalide ler kötü olmak zorunda mı? siz ne düşünüyorsunuz
Kıymet, teşekkür bilmeyen insana iyilik yapsan da ayni, yapmasan daönümde halı yıkarken ah oh ederken vicdan durmuyor.
Hahahhahah çorumlular candir len yatsın kalksın size kurban olsun
kesinlikle katılıyprmSanki ben ve eşim + kaynımin durumunu anlattınızSukur ki kv böyle biri değil.Benim ki bazen melek bazen içine kaynanana kaçan tiplerden.Bence kvnin her dediğiyle alttan altan dalga geçin ne derse gülün amacına ulaşamasin.Onun zoruna gittiğiniz ortada
Neden ?katılıyorum ama mesafe koyamıyorum.
Tek kaynanası ile sorunu olmayan benim sanırım 22 senedir ayrı oturuyoruz gidip geliyoruz da hafta sonları sadece ama neden tatilde bize gelmiyorsunuz yada bayramda illa bizde olun vs vs diye tutturanlardan değil ama sen takma boşver yokmuş gibi davranmak en büyük cezakaynanası işe sorunu olmayan var mı acaba13 yıllık evliyim, mutlu bir evliliğim var. eşimi çok seviyorum hem arkadaş hem sevgili gibiyiz. O bana Allahın özel bir ihsanı. iki de evladım var. çalışıyorum. Evvela Allahın lütfü ile sebeb ler dairesinde de kendi çabalamamızla(ev aldık, araba aldık köye ev ve bahçe yaptık) dişimizden tırnagımızdan artırarak bir hayat inşa ettik Oysa hayata sıfırdan başladık evimizin eşyalarını bile kendimiz aldık. Düğün yaparken eşimin ailesinin durumu yokmuş(sedece 5 milyara yatak odası yemek odası ve koltuk aldılar artık nasıl ürünleridi siz tahmin edin ) Ama kanım, evlenince ona oturdukları evi bıraktılar. onlar da o evde 10sene tek kuruş ödemeden oturdu yedi içti keyfine baktı. sonrada evi sattılar ve araba aldılar.(hop ev onların oluverdi) söze geldi mi biz iki maaşlı olduk o esnaf oldu. o zora gelemez strese katlanamaz oldu. Her şeyi en lüks yaşadı. hemen hemen aynı yılda evlendik ama köşede kayınpederi min verdiği o evi sattıkları için aldıkları arabadan başka bir şey yok. çünkü işten değil gerçekten dişten artıyor. tüm bu fedakarlıklar elbetteki kadından olur. eşim bunun farkında ve bu aramızda sevgi bağı oluşturdu. çünkü biz onunla el ele verip çok büyük güçlükleri hep birbirimize destek vererek atlattık. oğlum özel eğitim gerektiren bir farklılıkla dünyaya geldi hiperaktif ve başka şeyler de eşlik ediyor. tüm güçlüklere rağmen onunla ilgilenerek 6 senede raporlu durumu kalktı.ortaokula gelse bile okuyamaayabilir demişlerdi şu anda sınıfın iyilerinden biri oldu. ama nasıl bu zamana geldik onu bir Allah bilir. ne emekler ne gözyaşları. Bemce bunlar şükredilmesi, tebrik edilmesi gereken şeylerken kayınvaldem asla tebrik etmediği gibi en ufak bir hatama bile projeksiyon tutup herkese gösteriyor duyuruyor özellikle eşime söylüyor. aradığını bulamıyor tabi. çünkü eşim de annesinin farkında ama annelik hakkıdır diye bir şey demiyor annesine. her zaman eleştirecek bir şeyler mutlaka buluyor. aşağılıyor. ben ona yakın olmaya çalıştıkça her seferinde beni bin pişman ediyor. ondan artık taktir beklemiyorum ama en azından beni yerin dibine sokmasa. inanın haftada 1 gidiyorum artık çünkü daha fazla samimiyete sınırları aşıyor. kendisi çok huzursuz biri bir türlü mutlu olmayı bilmiyor. mutlu olamadığı gibi karşısındakini de mutsuz ediyor. düzeysiz bir insan kendi ilkokulu zarzor bitirmiş bana sen bu kafayla nasıl üniversite bitirdin diyebiliyor.. Sizden ana baba olmaz diyebiliyor. (kendisi benim oğluma 2 saat bakamıyor halbuki ben oğluma bakabilmek için 3 sene izin almış bir anneyim. oğlum hiperaktif ve kimse ona bakacak gücü bulamıyordu) sen ne biçim bir annesin (diyebiliyor) her görüşmemiz bir olay. hanımefendiyi sıkılmasın diye arabayla eve getiriyorum bu koltuk neden bu kadar yatık yoksa benim oğlum gece araba da mı yattı diye anlamsız saçma sapan sorular sorabiliyor. oysa biz eşimle ağız dalaşı bile etmemişisizdir şimdiye kadar. sanki biz kavga etmişiz de oğlu geceyi arabada geçirmiş gibi. her gidişimde sanki bana hırsı var da laf sokmaya yer arıyor gibi ısırmak için bekler gibi sebeb arıyor. geçen halıların yıkadım Allah rızası için, bir teşekkürü bırakın oğluna hala benim yapmadıklarımı şikayet ediyor. oğlum ben halı yıkadım, yoruldum canım çıktı (halbuki yıkayan benim) bu gelin ekmeği getirmemiş (yufkayı almamışım onun evinden çıkıyoruz onun evindeki eşyayı kim almalı o mu ben mi) beni misafirin önünde rezil ediyor. hata görünce örtmek vardırya kaynanam böyle yapmıyor onu parlatıyor süslüyor ortamda kim varsa servis ediyor. Bu zamana kadar susuyorum ama artık ben de sert bir dille cevap veriyorum insanların içinde. bana sürekli akıl veriyor. şu eşyayı şuraya koy bunu buray koy, kışın şurada otur yazın bu koltuğu şu tarafa çek. sanki en beyni olmayan bir ipli kuklayım. gerçekten ben ona ne kadar yanaşmayan çalışsam da bana dikenleriyle geliyor. annelerin sofrasında kurban sofrası kalabalıkta milletin önünde çorumdan gelin alırsan işte böyle rezil olursun diyor sofranın tamamı çorumlu hanım tin tin gelmiş Halil İbrahim sofrası gibi sofranın tepesinde bir poğaça yapıp getirmekten aciz iken böyle söyleyebiliyor. ağzından çıkanı kulağı duymuyor gerçekten ya da gerçekten kötü. kayınvalide ler kötü olmak zorunda mı? siz ne düşünüyorsunuz
İzlerdim vallahi öteden.özellikle gitmiş değilim halı yıkamaya denk geldi önümde eğilmiş halı yıkamaya uğraşıyor napsayydım öteden izleseydim. ayrıca misafir benim evine geldi ben gitmedim onunla. onun evinden benim evime gittik bana geldi misafir.
Ben yıkamam önümde de yıkansa, kendi halilarimi da yıkamiyorum. Ayrica eşiniz yok muydu o esnada,kol gücü gerekir hali yıkamaya tam eşinize göre bir iş, o vicdan yapıp anasına yardım etseydi. Eşim yoktu diyorsanız, size o kadar laf etmiş kadının evine yalniz gitmeyin,durmayın.önümde halı yıkarken ah oh ederken vicdan durmuyor.
Aynen öteden izleseydiniz. Totosuna güveniyor ki yıkamaya başlamış,bakın bana ömrümde halı yıkamadım yıkamam da,güvenemem kendime hasta olurum çünkü.özellikle gitmiş değilim halı yıkamaya denk geldi önümde eğilmiş halı yıkamaya uğraşıyor napsayydım öteden izleseydim. ayrıca misafir benim evine geldi ben gitmedim onunla. onun evinden benim evime gittik bana geldi misafir.
Konu eskiymis biraz ama az önce yeni açtığınız konuya yazmıştım. Şöyle ki kayınvalidenizin yanında kendinizi övün bence hatta eşiniz de sizi ovsun yoksa bu yermeler asagilamalar devam eder. Bence eşinizin de sizin de biraz daha tavır koymanız gerekiyor ama siz çok daha geri planda olmalısınız. Kendinizi övebilirsiniz nasıl bir annesin dediğinde böyle böyle sorunları olan su okula kadar okuyamaz denilen çocuğu okutmuş hatta onu başarılı etmiş bir anneyim demelisiniz. Onun işlerini onun yerine asla yapmayın. Böyle Kaynanalar yardımı hak etmiyor. Eğer bu konuda bir serzenişi olursa eşinize söyleyin o desin ki bizim evimizin çocuklarımızın işi karıma yetip artıyor. Hallettirecek başka birini bulun. Desin.. benim annem kaynanasının her işine koştu ama yengem hep işten kaçtı yengem kiymetliydi bilginiz olsun. sizin dik duruşunuz kendi kendinize eşinizle el ele varolusunuz onları kudurtmus belli. Sizi asagiladigi ortamlar mesela piknik mi? Bir daha onlarla gitmeyin olsun bitsin. Katilmayin. Sizi aşağılama kötüleme fırsatı olmasın.kaynanası işe sorunu olmayan var mı acaba13 yıllık evliyim, mutlu bir evliliğim var. eşimi çok seviyorum hem arkadaş hem sevgili gibiyiz. O bana Allahın özel bir ihsanı. iki de evladım var. çalışıyorum. Evvela Allahın lütfü ile sebeb ler dairesinde de kendi çabalamamızla(ev aldık, araba aldık köye ev ve bahçe yaptık) dişimizden tırnagımızdan artırarak bir hayat inşa ettik Oysa hayata sıfırdan başladık evimizin eşyalarını bile kendimiz aldık. Düğün yaparken eşimin ailesinin durumu yokmuş(sedece 5 milyara yatak odası yemek odası ve koltuk aldılar artık nasıl ürünleridi siz tahmin edin ) Ama kanım, evlenince ona oturdukları evi bıraktılar. onlar da o evde 10sene tek kuruş ödemeden oturdu yedi içti keyfine baktı. sonrada evi sattılar ve araba aldılar.(hop ev onların oluverdi) söze geldi mi biz iki maaşlı olduk o esnaf oldu. o zora gelemez strese katlanamaz oldu. Her şeyi en lüks yaşadı. hemen hemen aynı yılda evlendik ama köşede kayınpederi min verdiği o evi sattıkları için aldıkları arabadan başka bir şey yok. çünkü işten değil gerçekten dişten artıyor. tüm bu fedakarlıklar elbetteki kadından olur. eşim bunun farkında ve bu aramızda sevgi bağı oluşturdu. çünkü biz onunla el ele verip çok büyük güçlükleri hep birbirimize destek vererek atlattık. oğlum özel eğitim gerektiren bir farklılıkla dünyaya geldi hiperaktif ve başka şeyler de eşlik ediyor. tüm güçlüklere rağmen onunla ilgilenerek 6 senede raporlu durumu kalktı.ortaokula gelse bile okuyamaayabilir demişlerdi şu anda sınıfın iyilerinden biri oldu. ama nasıl bu zamana geldik onu bir Allah bilir. ne emekler ne gözyaşları. Bemce bunlar şükredilmesi, tebrik edilmesi gereken şeylerken kayınvaldem asla tebrik etmediği gibi en ufak bir hatama bile projeksiyon tutup herkese gösteriyor duyuruyor özellikle eşime söylüyor. aradığını bulamıyor tabi. çünkü eşim de annesinin farkında ama annelik hakkıdır diye bir şey demiyor annesine. her zaman eleştirecek bir şeyler mutlaka buluyor. aşağılıyor. ben ona yakın olmaya çalıştıkça her seferinde beni bin pişman ediyor. ondan artık taktir beklemiyorum ama en azından beni yerin dibine sokmasa. inanın haftada 1 gidiyorum artık çünkü daha fazla samimiyete sınırları aşıyor. kendisi çok huzursuz biri bir türlü mutlu olmayı bilmiyor. mutlu olamadığı gibi karşısındakini de mutsuz ediyor. düzeysiz bir insan kendi ilkokulu zarzor bitirmiş bana sen bu kafayla nasıl üniversite bitirdin diyebiliyor.. Sizden ana baba olmaz diyebiliyor. (kendisi benim oğluma 2 saat bakamıyor halbuki ben oğluma bakabilmek için 3 sene izin almış bir anneyim. oğlum hiperaktif ve kimse ona bakacak gücü bulamıyordu) sen ne biçim bir annesin (diyebiliyor) her görüşmemiz bir olay. hanımefendiyi sıkılmasın diye arabayla eve getiriyorum bu koltuk neden bu kadar yatık yoksa benim oğlum gece araba da mı yattı diye anlamsız saçma sapan sorular sorabiliyor. oysa biz eşimle ağız dalaşı bile etmemişisizdir şimdiye kadar. sanki biz kavga etmişiz de oğlu geceyi arabada geçirmiş gibi. her gidişimde sanki bana hırsı var da laf sokmaya yer arıyor gibi ısırmak için bekler gibi sebeb arıyor. geçen halıların yıkadım Allah rızası için, bir teşekkürü bırakın oğluna hala benim yapmadıklarımı şikayet ediyor. oğlum ben halı yıkadım, yoruldum canım çıktı (halbuki yıkayan benim) bu gelin ekmeği getirmemiş (yufkayı almamışım onun evinden çıkıyoruz onun evindeki eşyayı kim almalı o mu ben mi) beni misafirin önünde rezil ediyor. hata görünce örtmek vardırya kaynanam böyle yapmıyor onu parlatıyor süslüyor ortamda kim varsa servis ediyor. Bu zamana kadar susuyorum ama artık ben de sert bir dille cevap veriyorum insanların içinde. bana sürekli akıl veriyor. şu eşyayı şuraya koy bunu buray koy, kışın şurada otur yazın bu koltuğu şu tarafa çek. sanki en beyni olmayan bir ipli kuklayım. gerçekten ben ona ne kadar yanaşmayan çalışsam da bana dikenleriyle geliyor. annelerin sofrasında kurban sofrası kalabalıkta milletin önünde çorumdan gelin alırsan işte böyle rezil olursun diyor sofranın tamamı çorumlu hanım tin tin gelmiş Halil İbrahim sofrası gibi sofranın tepesinde bir poğaça yapıp getirmekten aciz iken böyle söyleyebiliyor. ağzından çıkanı kulağı duymuyor gerçekten ya da gerçekten kötü. kayınvalide ler kötü olmak zorunda mı? siz ne düşünüyorsunuz
Kv lerin hemen hemen hepsi kötü oğlunu kıskanıyor.Oglunun evlendiğini kabullenemiyor.kaynanası işe sorunu olmayan var mı acaba13 yıllık evliyim, mutlu bir evliliğim var. eşimi çok seviyorum hem arkadaş hem sevgili gibiyiz. O bana Allahın özel bir ihsanı. iki de evladım var. çalışıyorum. Evvela Allahın lütfü ile sebeb ler dairesinde de kendi çabalamamızla(ev aldık, araba aldık köye ev ve bahçe yaptık) dişimizden tırnagımızdan artırarak bir hayat inşa ettik Oysa hayata sıfırdan başladık evimizin eşyalarını bile kendimiz aldık. Düğün yaparken eşimin ailesinin durumu yokmuş(sedece 5 milyara yatak odası yemek odası ve koltuk aldılar artık nasıl ürünleridi siz tahmin edin ) Ama kanım, evlenince ona oturdukları evi bıraktılar. onlar da o evde 10sene tek kuruş ödemeden oturdu yedi içti keyfine baktı. sonrada evi sattılar ve araba aldılar.(hop ev onların oluverdi) söze geldi mi biz iki maaşlı olduk o esnaf oldu. o zora gelemez strese katlanamaz oldu. Her şeyi en lüks yaşadı. hemen hemen aynı yılda evlendik ama köşede kayınpederi min verdiği o evi sattıkları için aldıkları arabadan başka bir şey yok. çünkü işten değil gerçekten dişten artıyor. tüm bu fedakarlıklar elbetteki kadından olur. eşim bunun farkında ve bu aramızda sevgi bağı oluşturdu. çünkü biz onunla el ele verip çok büyük güçlükleri hep birbirimize destek vererek atlattık. oğlum özel eğitim gerektiren bir farklılıkla dünyaya geldi hiperaktif ve başka şeyler de eşlik ediyor. tüm güçlüklere rağmen onunla ilgilenerek 6 senede raporlu durumu kalktı.ortaokula gelse bile okuyamaayabilir demişlerdi şu anda sınıfın iyilerinden biri oldu. ama nasıl bu zamana geldik onu bir Allah bilir. ne emekler ne gözyaşları. Bemce bunlar şükredilmesi, tebrik edilmesi gereken şeylerken kayınvaldem asla tebrik etmediği gibi en ufak bir hatama bile projeksiyon tutup herkese gösteriyor duyuruyor özellikle eşime söylüyor. aradığını bulamıyor tabi. çünkü eşim de annesinin farkında ama annelik hakkıdır diye bir şey demiyor annesine. her zaman eleştirecek bir şeyler mutlaka buluyor. aşağılıyor. ben ona yakın olmaya çalıştıkça her seferinde beni bin pişman ediyor. ondan artık taktir beklemiyorum ama en azından beni yerin dibine sokmasa. inanın haftada 1 gidiyorum artık çünkü daha fazla samimiyete sınırları aşıyor. kendisi çok huzursuz biri bir türlü mutlu olmayı bilmiyor. mutlu olamadığı gibi karşısındakini de mutsuz ediyor. düzeysiz bir insan kendi ilkokulu zarzor bitirmiş bana sen bu kafayla nasıl üniversite bitirdin diyebiliyor.. Sizden ana baba olmaz diyebiliyor. (kendisi benim oğluma 2 saat bakamıyor halbuki ben oğluma bakabilmek için 3 sene izin almış bir anneyim. oğlum hiperaktif ve kimse ona bakacak gücü bulamıyordu) sen ne biçim bir annesin (diyebiliyor) her görüşmemiz bir olay. hanımefendiyi sıkılmasın diye arabayla eve getiriyorum bu koltuk neden bu kadar yatık yoksa benim oğlum gece araba da mı yattı diye anlamsız saçma sapan sorular sorabiliyor. oysa biz eşimle ağız dalaşı bile etmemişisizdir şimdiye kadar. sanki biz kavga etmişiz de oğlu geceyi arabada geçirmiş gibi. her gidişimde sanki bana hırsı var da laf sokmaya yer arıyor gibi ısırmak için bekler gibi sebeb arıyor. geçen halıların yıkadım Allah rızası için, bir teşekkürü bırakın oğluna hala benim yapmadıklarımı şikayet ediyor. oğlum ben halı yıkadım, yoruldum canım çıktı (halbuki yıkayan benim) bu gelin ekmeği getirmemiş (yufkayı almamışım onun evinden çıkıyoruz onun evindeki eşyayı kim almalı o mu ben mi) beni misafirin önünde rezil ediyor. hata görünce örtmek vardırya kaynanam böyle yapmıyor onu parlatıyor süslüyor ortamda kim varsa servis ediyor. Bu zamana kadar susuyorum ama artık ben de sert bir dille cevap veriyorum insanların içinde. bana sürekli akıl veriyor. şu eşyayı şuraya koy bunu buray koy, kışın şurada otur yazın bu koltuğu şu tarafa çek. sanki en beyni olmayan bir ipli kuklayım. gerçekten ben ona ne kadar yanaşmayan çalışsam da bana dikenleriyle geliyor. annelerin sofrasında kurban sofrası kalabalıkta milletin önünde çorumdan gelin alırsan işte böyle rezil olursun diyor sofranın tamamı çorumlu hanım tin tin gelmiş Halil İbrahim sofrası gibi sofranın tepesinde bir poğaça yapıp getirmekten aciz iken böyle söyleyebiliyor. ağzından çıkanı kulağı duymuyor gerçekten ya da gerçekten kötü. kayınvalide ler kötü olmak zorunda mı? siz ne düşünüyorsunuz
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?