- 29 Kasım 2011
- 418
- 245
- 333
- Konu Sahibi beautifuldisaster
- #1
Merhaba arkadaşlar,
Uzun zamandan beri yoğunluktan dolayı aranızda yoktum. O kadar sıkıldım ki derdimi buraya yazayım dedim.
Sorun: Kayınvalide (başka ne olabilir ki)
3 yıllık evliyim. En baştan beri kayınvalidemle anlaşamıyorum. Geçmişteki sıkıntıları hiç yazmayayım kısaca anlatayım.
Kayınvalidem dul bir kadın eşim de onun tek çocuğu. Fesat, çirkef, kurnaz, sinsi, görgüsüz, ahlaksız, bildiğini okuyan, böyle bir insan. Bize aylarca yıllarca huzur vermedi hala da vermemeye devam ediyor. Yok evmiş yok mal mülkmüş en sonunda kendi üzerine bir ev aldırdı bize + eşyalar felan (yoksa bizimle kalacaktı, geçici olarak başka bir yerde kaldı).
Her neyse ev sorunu çözüldü de; kadın yine oğlunu gözünün önünden ayırmak istemiyor. Kene gibi yapışıyor bize. Kendi işimizde çalışıyoruz (muhasebe bürosu), yemek getirme bahanesiyle iş yerimize gelip bütün gün burada mutfakta pinekliyor. Eşimde de suç var, ona bişey diyemiyor. Ben de bu durumdan rahatsız oluyorum, böyle iç içe olmak istemiyorum.
Asıl konuya geliyorum; 2 haftadan beri evde tadilat var tuvalet ve banyoyu yaptırıyoruz. Mecburen kayınvalidede kalıyoruz. Her şeye rağmen sıkılsam da o kadar büyük sorun olmuyordu. Fakat son günlerde sinir olmaya başladım yine. Geçende eşimin çamaşır ve tişörtünü yıkamış odaya koymuş. Bu sabahta ben kahvaltı yaparken eşim banyoya girdi. Kalkıp çamaşır vereyim dedim eşime. Baktım kayınvalidem banyodan çıkıyordu. Baktım eşime çamaşırını o koymuş sepetin üstüne.
Size soruyorum,
Sizce 33 yaşında oğlu olan bir annenin bu davranışları yapması doğru mu? Yoksa ayıp mı? Ben mi yanlış düşünüyorum?
Siz olsaydınız tepkiniz ne olurdu?
edit:
Eşimle severek evlendik. İlk başta düşüncem; annesi bizimle kalabilir kadın yalnız zaten, ev almak bizi zorlar bize zararı olmaz... (ev ve işyeri tapusu eşimin üzerine)
Evlenmemize az zaman kalmıştı. Ortada bir şey yokken Kendi annem de dahil ona buna "siz siz olun sağlığınızda çocuğunuzun üzerine bişey yapmayın, beni attılar, istenmiyorum ben...." gibi sözler söyledi.
Kendisi kısa bir süre işyerimizde kalacaktı. (daire tarzında, büro yeni açılmıştı gelen giden yoktu) Eşimle bu şekilde konuşmuştuk.
İlk günler bana hiç saygısı olmadı. Evlendiğimiz gece bizimle kalmaya kalktı, sonraki gün biz ofise geçtik. O bizim eve girmiş gelinliğimi yerden kaldırmış bornozu katlamış çöpleri karıştırmış mutfağa paspas koymuş, dolabın üstüne örtü koymuş vs. Sonraki günler de bu şekilde devam etti ben işteyken her gün bişeylerin yeri değişmiş oluyordu. Bunlar yüzünden eşimle hep kavga ettik. İyice psikolojim bozuldu. Bu kız beni kabul etti ben onlarla anlaşmaya çalışayım diye düşünmek yerine; burası benim evim istediğimi yaparım diye düşünüyordu, beni takmıyordu. Bana hakaret etti. Onu mecbur kabul edecekmişim, kabul etmezsem de boşanalımmışız, o çocuğuna başka kızlar bulurmuş.
Hal böyle olunca da bu kadından iyice soğudum. Bir arada olmayacağına, ev almaya karar verdik. Kadın hiç boş durmadı. Orada burada dedikodumu yaptı eşimi doldurdu; olmayan şeyleri olmuş gibi anlattı, ailem hakkında benim hakkımda yalan yanlış konuştu. Evi aldık sonra beğenmedim dedi sattık başka ev aldık. Ev beğendirene kadar canımız çıktı. Kaç kere kapora yandı. Her neyse, biz bununla atıştığımız oldu. Yok ben kendimi kurtarmaya gelmişim yok ben kariyer yapayım diye onun oğluyla evlenmişim (o zaman işim de vardı, işten çıkıp eşimle birlikte çalışmaya başlamıştım) yok bana babam ne yapmış ben ne getirmişim, her şeyi ona borçluymuşuz, bize beddualar aileme beddualar felan.
Yine evi alırken kavga ettik. Bizim birikimimizle alınacak. Benim tazminatım+maaş biriktirdim+eşimle ortak birikimimiz takılar felan+krediyi de biz ödeyeceğiz. İllaki ev onun üstüne olsunmuş. Çocuğu ölürse herşey bana kalacakmış ona bişey kalmayacakmış. Böylelikle hem kendini garantiye alacak hem de biz boşanırsak ben hak almayacağım. Düşüncesi bu şekilde.
Her neyse yine onun istediği oldu. Yeter ki huzur versin dedik. Onun olsun gözü doysun mala mülke Allah elbet bir yerden çıkarır dedim. Evine yerleşti hala elini eteğini bizden çekmedi. Bir gün yine kavga ettik. Bana şunları söyledi : " İstediğim kadar gelip kalıcam. çocuğuma kaç kere söyledim seni nikahına almasın diye dinlemedi beni. Ben senin eskiden kiminle ne yaptığını çok iyi biliyorum o kişiyi de biliyorum..." Bu son cümlesi beni deli etti. 3 senelik evliyim Durup dururken eşimin yanında bunu nasıl söyler, ya da neden devamını getirmez? Yüzüne bile bakmamam lazım hep zordan katlanıyorum eşim için.
Yaşadıklarımın bir kısmının özeti bu. Ben onu dışlamadım ama hep en baştan beri o beni dışlamaya çalıştı maddi manevi. Hep onun dediği olacak, hep gözü üstümüzde olacak, her şeyin içinde olacak her şeyden haberi olacak, oğluna en yakın o olacak. Çünkü oğlunu hep en çok o sever, ben menfaat için severim, onun oğlunu kandırırım, hem kız her zaman bulunur ana bulunmaz... Bütün gün ofiste birlikte olucaz, akşamları birikte olucaz, biryerlere giderken o da bizimle olacak. Onun istediği hayat bu.
Benim ona artık hiç borcum yok. Ona tapusuyla ev verdim. Ben kırılcam mı kırılmayacam mı hiç düşünmedi o evi tercih etti. Evinde mutlu olsun ne diyeyim. Elbet yarın öbür gün ondan bize kalacak ama sorun o değil. Buradaki düşüncemi anlayan anlamıştır.
Eleştirenler eleştirebilir her türlü. Ama hayat benim hayatım. Ben 30 yaşındayım. Hayatta az çok neyin ne olduğunu gördüm. Ben kendi ayaklarının üstünde duran biriyim. Kendimi başkalarına ezdirmemek için mücadele verdim yıllarca. İnsan ne için çalışır daha iyi hayatı olduğu için. Ben iyi hayat yaşayamayacaksam bunlarla kendimi yıpratacaksam neden çalışayım? Hayatımla ilgili kararları eşimle alırım. 3.kişinin karışmaya ve huzursuzluk yaratmaya hakkı yoktur. Çünkü evlilik 2 kişiliktir.
Yani olay sadece don verme mevzusundan ibaret değil arkadaşlar :)
Uzun zamandan beri yoğunluktan dolayı aranızda yoktum. O kadar sıkıldım ki derdimi buraya yazayım dedim.
Sorun: Kayınvalide (başka ne olabilir ki)
3 yıllık evliyim. En baştan beri kayınvalidemle anlaşamıyorum. Geçmişteki sıkıntıları hiç yazmayayım kısaca anlatayım.
Kayınvalidem dul bir kadın eşim de onun tek çocuğu. Fesat, çirkef, kurnaz, sinsi, görgüsüz, ahlaksız, bildiğini okuyan, böyle bir insan. Bize aylarca yıllarca huzur vermedi hala da vermemeye devam ediyor. Yok evmiş yok mal mülkmüş en sonunda kendi üzerine bir ev aldırdı bize + eşyalar felan (yoksa bizimle kalacaktı, geçici olarak başka bir yerde kaldı).
Her neyse ev sorunu çözüldü de; kadın yine oğlunu gözünün önünden ayırmak istemiyor. Kene gibi yapışıyor bize. Kendi işimizde çalışıyoruz (muhasebe bürosu), yemek getirme bahanesiyle iş yerimize gelip bütün gün burada mutfakta pinekliyor. Eşimde de suç var, ona bişey diyemiyor. Ben de bu durumdan rahatsız oluyorum, böyle iç içe olmak istemiyorum.
Asıl konuya geliyorum; 2 haftadan beri evde tadilat var tuvalet ve banyoyu yaptırıyoruz. Mecburen kayınvalidede kalıyoruz. Her şeye rağmen sıkılsam da o kadar büyük sorun olmuyordu. Fakat son günlerde sinir olmaya başladım yine. Geçende eşimin çamaşır ve tişörtünü yıkamış odaya koymuş. Bu sabahta ben kahvaltı yaparken eşim banyoya girdi. Kalkıp çamaşır vereyim dedim eşime. Baktım kayınvalidem banyodan çıkıyordu. Baktım eşime çamaşırını o koymuş sepetin üstüne.
Size soruyorum,
Sizce 33 yaşında oğlu olan bir annenin bu davranışları yapması doğru mu? Yoksa ayıp mı? Ben mi yanlış düşünüyorum?
Siz olsaydınız tepkiniz ne olurdu?
edit:
Eşimle severek evlendik. İlk başta düşüncem; annesi bizimle kalabilir kadın yalnız zaten, ev almak bizi zorlar bize zararı olmaz... (ev ve işyeri tapusu eşimin üzerine)
Evlenmemize az zaman kalmıştı. Ortada bir şey yokken Kendi annem de dahil ona buna "siz siz olun sağlığınızda çocuğunuzun üzerine bişey yapmayın, beni attılar, istenmiyorum ben...." gibi sözler söyledi.
Kendisi kısa bir süre işyerimizde kalacaktı. (daire tarzında, büro yeni açılmıştı gelen giden yoktu) Eşimle bu şekilde konuşmuştuk.
İlk günler bana hiç saygısı olmadı. Evlendiğimiz gece bizimle kalmaya kalktı, sonraki gün biz ofise geçtik. O bizim eve girmiş gelinliğimi yerden kaldırmış bornozu katlamış çöpleri karıştırmış mutfağa paspas koymuş, dolabın üstüne örtü koymuş vs. Sonraki günler de bu şekilde devam etti ben işteyken her gün bişeylerin yeri değişmiş oluyordu. Bunlar yüzünden eşimle hep kavga ettik. İyice psikolojim bozuldu. Bu kız beni kabul etti ben onlarla anlaşmaya çalışayım diye düşünmek yerine; burası benim evim istediğimi yaparım diye düşünüyordu, beni takmıyordu. Bana hakaret etti. Onu mecbur kabul edecekmişim, kabul etmezsem de boşanalımmışız, o çocuğuna başka kızlar bulurmuş.
Hal böyle olunca da bu kadından iyice soğudum. Bir arada olmayacağına, ev almaya karar verdik. Kadın hiç boş durmadı. Orada burada dedikodumu yaptı eşimi doldurdu; olmayan şeyleri olmuş gibi anlattı, ailem hakkında benim hakkımda yalan yanlış konuştu. Evi aldık sonra beğenmedim dedi sattık başka ev aldık. Ev beğendirene kadar canımız çıktı. Kaç kere kapora yandı. Her neyse, biz bununla atıştığımız oldu. Yok ben kendimi kurtarmaya gelmişim yok ben kariyer yapayım diye onun oğluyla evlenmişim (o zaman işim de vardı, işten çıkıp eşimle birlikte çalışmaya başlamıştım) yok bana babam ne yapmış ben ne getirmişim, her şeyi ona borçluymuşuz, bize beddualar aileme beddualar felan.
Yine evi alırken kavga ettik. Bizim birikimimizle alınacak. Benim tazminatım+maaş biriktirdim+eşimle ortak birikimimiz takılar felan+krediyi de biz ödeyeceğiz. İllaki ev onun üstüne olsunmuş. Çocuğu ölürse herşey bana kalacakmış ona bişey kalmayacakmış. Böylelikle hem kendini garantiye alacak hem de biz boşanırsak ben hak almayacağım. Düşüncesi bu şekilde.
Her neyse yine onun istediği oldu. Yeter ki huzur versin dedik. Onun olsun gözü doysun mala mülke Allah elbet bir yerden çıkarır dedim. Evine yerleşti hala elini eteğini bizden çekmedi. Bir gün yine kavga ettik. Bana şunları söyledi : " İstediğim kadar gelip kalıcam. çocuğuma kaç kere söyledim seni nikahına almasın diye dinlemedi beni. Ben senin eskiden kiminle ne yaptığını çok iyi biliyorum o kişiyi de biliyorum..." Bu son cümlesi beni deli etti. 3 senelik evliyim Durup dururken eşimin yanında bunu nasıl söyler, ya da neden devamını getirmez? Yüzüne bile bakmamam lazım hep zordan katlanıyorum eşim için.
Yaşadıklarımın bir kısmının özeti bu. Ben onu dışlamadım ama hep en baştan beri o beni dışlamaya çalıştı maddi manevi. Hep onun dediği olacak, hep gözü üstümüzde olacak, her şeyin içinde olacak her şeyden haberi olacak, oğluna en yakın o olacak. Çünkü oğlunu hep en çok o sever, ben menfaat için severim, onun oğlunu kandırırım, hem kız her zaman bulunur ana bulunmaz... Bütün gün ofiste birlikte olucaz, akşamları birikte olucaz, biryerlere giderken o da bizimle olacak. Onun istediği hayat bu.
Benim ona artık hiç borcum yok. Ona tapusuyla ev verdim. Ben kırılcam mı kırılmayacam mı hiç düşünmedi o evi tercih etti. Evinde mutlu olsun ne diyeyim. Elbet yarın öbür gün ondan bize kalacak ama sorun o değil. Buradaki düşüncemi anlayan anlamıştır.
Eleştirenler eleştirebilir her türlü. Ama hayat benim hayatım. Ben 30 yaşındayım. Hayatta az çok neyin ne olduğunu gördüm. Ben kendi ayaklarının üstünde duran biriyim. Kendimi başkalarına ezdirmemek için mücadele verdim yıllarca. İnsan ne için çalışır daha iyi hayatı olduğu için. Ben iyi hayat yaşayamayacaksam bunlarla kendimi yıpratacaksam neden çalışayım? Hayatımla ilgili kararları eşimle alırım. 3.kişinin karışmaya ve huzursuzluk yaratmaya hakkı yoktur. Çünkü evlilik 2 kişiliktir.
Yani olay sadece don verme mevzusundan ibaret değil arkadaşlar :)
Son düzenleme: