Bu harika bir fikir bence. Hem okulu uzatmıyor hem de son seneyi yanımızda geçirmiş oluyor. İnşallah halledebiliriz bunuYazıldı mı bilmiyorum ama özel öğrenci olarak geçiş yapmasını tavsiye ederim. Bu geçiş depremde uygulamalı eğitimler için tanınan hak gibi. Ama depremde detayları (izin alma, gerekçe sunma vs) değiştirdiler. Normal zamanlarda yapılan özel öğrenci geçişi için maddi sebepler, sağlık sorunları, ailenin bakıma muhtaç olması, farklı bir şehirde görülen düzenli tedavi gibi gerekçeler sunuluyor. Ve bu koşullarda 2 yarıyıl gidebiliyor. Bence bu dönemi uzaktan eğitimle tamamlayıp sonrasında maddi gerekçeyle geçiş sağlayabilir. Aldığı bir burs olmadığını, babanızın maddi gelirinin o ve (varsa okuyan diğer kardeşler) geri kalan aile için yeterli olmadığını yazsın dilekçesinde. Babanızın maaş bordrosu, varsa okuyan kardeşlerin öğrenci belgeleri, eviniz kiradaysa ona dair belgeler, ödediğiniz düzenli krediler vs vs. Ne sunabilirse artık. Yalnız aklında bulunsun Ankarada başvuracağı okulun akademik takvimini takip etmesi lazım, orada başvurunun en geç hangi tarihe kadar yapılması gerektiği yazar.. Tabi Dokuz Eylülün de izin vermesi gerekiyor en başta. Ama genelde yardımcı olunuyor öğrencilere. Kendi kayıtlı olduğu üniversiteye en geç temmuz gibi başvurusunu yapar ve okul da olumlu karşılarsa, gerisini üniversiteler kendi aralarında halleder. Mezuniyeti Dokuz Eylülden olur ama son senesini en azından ailenizin yanında tamamlar.
Aynen. En kesin çözüm bu. Dilekçesini hazırlayacağı zaman bana özelden yazabilirsiniz isterseniz. Ben de destek olurum size. Bir de özel öğrenci geçişinin şu artısı var; yatay geçiş ya da ikinci üniversite gibi durumlarda derslerin tamamı sayılmayabiliyor ama özel öğrencilikte Ankaradan aldığı dersler, İzmirde müfredatında olmasa bile saydırılmak zorunda. Bu konuda YÖK'ün kesin talimatı var. Öğrenci mazeretli geçiş yaptığı için hak kaybına uğratılamaz. İşlerinizde kolaylıklar dilerim.Bu harika bir fikir bence. Hem okulu uzatmıyor hem de son seneyi yanımızda geçirmiş oluyor. İnşallah halledebiliriz bunu
Korkun için terapi alıp İzmirdeki hayatına devam etmeni tavsiye ederim. Bu hayatta başımıza gelebilecek bir sürü kötü ihtimal var hepsinden uzaklaşamayız. Ankara da da farklı bir sekilde tehlikeye maruz kalabilirsin.Elinde olan önlem almak. Daha güvenli bir yapıya geçebilirsin. Eli kulağında İstanbul depremine rağmen İstanbul'da yaşamaya devam eden birinden nacizane tavsiye.Merhaba arkadaşlar. Çok sevdiğim kardeşim büyük bir kararsızlık yaşıyor ve bana ziyarete geldiği günlerde uykuları da kaçınca ona buradan akıl almayı teklif ettim. Kendisi 22 yaşında pırlanta gibi bir çocuk. Bu kararsızlık ona ciddi zarar vermeye başladı. Fikirlerinizi esirgemezseniz mutlu oluruz. Kendi yazdığı metni aşağı kopyalıyorum;
**
Arkadaşlar merhaba. Ben Dokuz Eylül Üniversitesinde inşaat mühendisliği 3. Sınıf öğrencisiyim. Biliyorsunuz son depremlerden sonra uzmanlar televizyonda,sosyal medyada özellikle istanbul ve izmir için önemli uyarılarda bulunuyorlar. İzmir’de kötü zeminin olduğu bir semtte (bornova) oturan biri olarak İzmir’deki bu deprem potansiyeli beni ve ailemi korkutuyor normal olarak.
Ben de depremin ya da en azından depremde göçük altında kalma, ölme riskinin en az olduğu, aynı zamanda ailemin ve kız arkadaşımın da bulunduğu Ankara’ya geçiş yapmayı düşünüyorum. Bunun yolu da YKS’ye tekrar hazırlanıp (konuların büyük bir kısmının kaldırılması ve kalan konularda kendime çok güvenmem, yeterli vaktimin olması sınava çalışma sebeplerim) Gazi Üniversitesi İnşaat mühendisliğini tercih edip derslerimi saydırabildiğim kadar saydırmaktan geçiyor. Fakat bu konuda bazı tereddütlerim var. Bu tereddütlerin sebeplerinden bazıları :
1) Eğer YKS çalışmaya karar verirsem büyük bir ihtimalle şu an okuduğum bölümü dondurmam gerekecek. Çünkü derslerim gerçekten çok zor. Mühendislik okuyan arkadaşlar daha iyi bilir, online olsa bile bir tek kendisine zaman ayrılmasını isteyen dersler ( betonarme, çelik yapılar, yapı statiği,ulaştırma vs.). Okulumu dondurup sadece YKS odaklanırsam ve olur da bir şekilde Ankaraya geçiş yapamazsam (geçiş yapöak istediğim okulun sıralaması 145k) okulu dondurduğumla kalacağım, bir hiç için.
2) Üniversiteyi ailesiyle aynı evde okuyan arkadaşlar beni daha iyi anlayacaklardır. Aileyle, özellikle babayla geçinmek belli bir yaştan sonra pek kolay olmuyor. Gerçekten onunla yaşadığım süre boyunca psikolojik olarak çok zor zamanlar geçirdim, geçiriyorum.
3) 3 yıl geçirdiğim okulumu ,arkadaşlarımı , hocalarımı, alıştığım sistemi bırakmak zor geliyor.
4) Bu maddede yatay geçiş yapan, okul değiştiren arkadaşlar özellikle bilgilendirirse sevinirim. Okul değiştirip yeni bir sisteme, hocalara alışmak özellike 3. Sınıf olmuşken bir hayli zor olacaktır diye tahmin ediyorum
5) YKS ile Deü den Gaziye geçsem bile mutlaka saydıramadığım dersler olacaktır. Yani okulum mutlaka uzayacak. Okul değiştirmezsem 1.5 sene sonra mezun oluyorum.
Bütün bu sebepleri göz önünde bulundurup deprem potansiyelinin yüksek olduğu bir şehirden böyle bir yolla Ankara’ya geçiş yapmam mantıklı mı sizce? Şimdiden teşekkür ederim önerileriniz için.
Dün de Konya’da 4.6 olduFay hatlarının üzerinde ülkemizin neredeyse tamamı. Bu şekilde yaşamayı öğrenmek zorundayız. Tüm ailem istanbulda ben kocaelindeyim. Bahsedilen depremin kalbindeyim ama önemli olan evlerimiz. Faydan kaçamıyoruz ki. Eğer korkularıyla hiçbir zaman başa çıkamıyorsa en güvenli Konya duruyor, oraya yerleşsin hiç çıkmadan şehirden yaşasın. Veya bir destek alsın. Ben bu depremden sonra zamanı gelmediyse ölmez lafına ekstra inandım. Zamanı geldiyse şu an evde kalp krizi de geçirebilir. Depremin ne zaman ne şekilde olacağının hiçbir garantisi yok ne yazıkki. Şu an 3. Sınıf olduğu bölümü yakmasına gerek yok zaten su an online. Online dönemde maddiyatı zorlayarak part time çalışarak tutsun parayı dönünce daha güvenli belki de okula daha uzak olsa da bir eve geçsin. İhmal öldürür deprem değil. Ama bu korkuyla sürekli yaşanmaz, biz fay ülkesiyiz bununla yaşamamız lazım.
Herkes “hiç deprem olmasın” gibi bir beklentimiz olduğunu zannetti kardeşim de buna takılmış, tabi ki deprem olabilir ama Ankara’da enkaz altında kalacağınız deprem olma ihtimali yok denecek kadar az İzmir’e göre. Ankara’da da yangında ölebilir denmişti mesela, bu risk İzmir’de de var. Ama esas korkusu olan enkaz altında kalma riski Ankara’da çok daha azDün de Konya’da 4.6 oldu. Kaçış yok gerçekten. Ben doğuda fay hattı geçmeyen, en yakın fay hattına 200 km’den fazla uzakta bir ilçedeyim. Küçük bağımsız faylar varmış 50-60 km uzaklıkta, geçen gün 3 tane küçük deprem oldu. Merkez üssü benim ilçem. X yerde olmaz dememek lazım. Antalya deprem açısından en güvenli yerlerden biri olarak görülür. Şimdi uzmanlar Ölüdeniz fay hattının da büyük bir deprem oluşturacağını söylüyor. Binaların %70’inden fazlasının 99 öncesi olduğu Muratpaşa ve Konyaaltı için yerle bir olur diyorlar. Bu ilçelerin zemini de çok kötü zaten.
Bir de şöyle bir şey var, bu deprem tam sömestir dönüşü oldu. Daha o gün tatilden bu şehirlere dönüş yapanlar ya da okulu işi için, depremden etkilenen memleketlerinden başka şehirlere gidenler oldu. Şanlıurfa’da çalışan bir arkadaşımın uçağı iptal oldu, okuluyla görüştü, pazartesi gidecekti, depremle birlikte okullar açılmayınca hâlâ daha gitmedi. Uçağı iptal olmasa enkaz altında kalacaktı belki.
Tabi ki okuluna devam etsin . Herkes tedirgin herkes endişeli..ama hayat devam ediyor bir şekilde...ne zaman olacağı, olup olmayacağı belli olmayan bir deprem için maceraya atılmaya gerek yok..ecel gelecek ise zaten ecelden de kaçış yokMerhaba arkadaşlar. Çok sevdiğim kardeşim büyük bir kararsızlık yaşıyor ve bana ziyarete geldiği günlerde uykuları da kaçınca ona buradan akıl almayı teklif ettim. Kendisi 22 yaşında pırlanta gibi bir çocuk. Bu kararsızlık ona ciddi zarar vermeye başladı. Fikirlerinizi esirgemezseniz mutlu oluruz. Kendi yazdığı metni aşağı kopyalıyorum;
**
Arkadaşlar merhaba. Ben Dokuz Eylül Üniversitesinde inşaat mühendisliği 3. Sınıf öğrencisiyim. Biliyorsunuz son depremlerden sonra uzmanlar televizyonda,sosyal medyada özellikle istanbul ve izmir için önemli uyarılarda bulunuyorlar. İzmir’de kötü zeminin olduğu bir semtte (bornova) oturan biri olarak İzmir’deki bu deprem potansiyeli beni ve ailemi korkutuyor normal olarak.
Ben de depremin ya da en azından depremde göçük altında kalma, ölme riskinin en az olduğu, aynı zamanda ailemin ve kız arkadaşımın da bulunduğu Ankara’ya geçiş yapmayı düşünüyorum. Bunun yolu da YKS’ye tekrar hazırlanıp (konuların büyük bir kısmının kaldırılması ve kalan konularda kendime çok güvenmem, yeterli vaktimin olması sınava çalışma sebeplerim) Gazi Üniversitesi İnşaat mühendisliğini tercih edip derslerimi saydırabildiğim kadar saydırmaktan geçiyor. Fakat bu konuda bazı tereddütlerim var. Bu tereddütlerin sebeplerinden bazıları :
1) Eğer YKS çalışmaya karar verirsem büyük bir ihtimalle şu an okuduğum bölümü dondurmam gerekecek. Çünkü derslerim gerçekten çok zor. Mühendislik okuyan arkadaşlar daha iyi bilir, online olsa bile bir tek kendisine zaman ayrılmasını isteyen dersler ( betonarme, çelik yapılar, yapı statiği,ulaştırma vs.). Okulumu dondurup sadece YKS odaklanırsam ve olur da bir şekilde Ankaraya geçiş yapamazsam (geçiş yapöak istediğim okulun sıralaması 145k) okulu dondurduğumla kalacağım, bir hiç için.
2) Üniversiteyi ailesiyle aynı evde okuyan arkadaşlar beni daha iyi anlayacaklardır. Aileyle, özellikle babayla geçinmek belli bir yaştan sonra pek kolay olmuyor. Gerçekten onunla yaşadığım süre boyunca psikolojik olarak çok zor zamanlar geçirdim, geçiriyorum.
3) 3 yıl geçirdiğim okulumu ,arkadaşlarımı , hocalarımı, alıştığım sistemi bırakmak zor geliyor.
4) Bu maddede yatay geçiş yapan, okul değiştiren arkadaşlar özellikle bilgilendirirse sevinirim. Okul değiştirip yeni bir sisteme, hocalara alışmak özellike 3. Sınıf olmuşken bir hayli zor olacaktır diye tahmin ediyorum
5) YKS ile Deü den Gaziye geçsem bile mutlaka saydıramadığım dersler olacaktır. Yani okulum mutlaka uzayacak. Okul değiştirmezsem 1.5 sene sonra mezun oluyorum.
Bütün bu sebepleri göz önünde bulundurup deprem potansiyelinin yüksek olduğu bir şehirden böyle bir yolla Ankara’ya geçiş yapmam mantıklı mı sizce? Şimdiden teşekkür ederim önerileriniz için.
Herkes “hiç deprem olmasın” gibi bir beklentimiz olduğunu zannetti kardeşim de buna takılmış, tabi ki deprem olabilir ama Ankara’da enkaz altında kalacağınız deprem olma ihtimali yok denecek kadar az İzmir’e göre. Ankara’da da yangında ölebilir denmişti mesela, bu risk İzmir’de de var. Ama esas korkusu olan enkaz altında kalma riski Ankara’da çok daha az
Çok üzülerek okudum.Bulunduğu binalar pek güvenli binalar değilmiş, bu da rahatsız ediyor ne yazık ki. İnşallah en doğru kararı verir
ben böyle bir beklentisi olduğunu düşünmedim. ama 1,5 senesi kalan okulu bitirmek yerine 1 sene tekrar hazırlanıp tekrar okumayı göze alması kaygı düzeyinin hayat kalitesini etkilediğini düşündürdü
Ben şahsen adım atmıyorum zaten, yani bu en azından belli alanlara gitmemekle çözülebilecek bir problem.
Yani bence siz de en az kardeşiniz kadar evham sahibi insanlarsiniz. Ve çok sağlıklı düşünemiyorsunuz.Ben tatilde bodrum depremine yakalandığımdan beri tatilden de soğudum zaten gitmek istemiyorum.
Kızılay’a gitmemek benim hayatımda pek bir şey eksiltmiyor açıkçası, ne severim ne de yolum düşer. Lafı bile vardır gerçek Ankaralılar Kızılay’a gitmez diyeYani bence siz de en az kardeşiniz kadar evham sahibi insanlarsiniz. Ve çok sağlıklı düşünemiyorsunuz.
Ankara'da yaşayıp bomba korkusuyla Kızılay'a bile gitmemek, tatilde depreme yakalandı diye tatilden soğumak...
Bunun ötesi güvenilir evinden hiç çıkmamak.
Ama asıl böyle pimpirik insanların başına her şey gelir, sakınan göze çöp batar.
Bizim bir yakın akraba var, evinden asla çıkmayan. Yıllar önce annem onu zar zor ikna edip hava alsin diye çağırdı. Kadın belki üç ay sonra ilk defa evden cikti, o gün de o yolu molotoflu terör örgütü sempatizanlari basmışbizimkinin minibüsünün bir cami kırılmış ama diğer arabalardan zarar gören olmuş (bu olay İstanbul'un göbeğinde oluyor,haberlere de çıkmıştı).
Kadın zaten evden çıkmaya korkan insan, resmen kötü enerjiyi çağırmış.
Benim annem de hem eski panikatakli hem pimpirikli biri. Tüm olaylar gelir onu bulur. Mesela keneden çok korkar,pimpiriklenir,dikkat eder. yazın bir kere pikniğe gitmişti,onda da kene anneme yapışmıştı. 'ya mikrop kaparsam' diye havuza yazildi, koskoca havuzda bir annem mikrop kaptı. Dün bile 'olmamistir ya o kadar da degil' denecek bir şey başına geldi, geceyi acilde geçirdi.
Bu işler böyledir yani, sakinan göze çöp batar.
Bu arada afetin boyutunu biliyorum, o insanlar ne halde enkazda can vermiş malesef kendi gözlerimle görüp,ellerimle dokunup tanık oldum, arama kurtarma ekibindeydim.
Felaketin boyutunu, ciddiyetini kesinlikle farkındayım. Ama ev değiştirmek gibi basit bir çözüm bulmak (baba maddi destek çıkmıyorsa bir iş bulup 3-5 erkek aynı evi paylaşmak, iş ile okul beraber yürümezse belki bir dönem uzatmak) yerine okulu bırakıp tekrar hazırlanıp sıfırdan yeni bir hayata başlamak hiç akılcı gelmiyor.
Ama kendi hayati, böyle bir macera yaşamak istiyorsa yaşasın.
Hiç yorumda bulunmayın bence
İzmirde ev değiştirip 1 senede okulu bitirip ankaradan iş bulsunMerhaba arkadaşlar. Çok sevdiğim kardeşim büyük bir kararsızlık yaşıyor ve bana ziyarete geldiği günlerde uykuları da kaçınca ona buradan akıl almayı teklif ettim. Kendisi 22 yaşında pırlanta gibi bir çocuk. Bu kararsızlık ona ciddi zarar vermeye başladı. Fikirlerinizi esirgemezseniz mutlu oluruz. Kendi yazdığı metni aşağı kopyalıyorum;
**
Arkadaşlar merhaba. Ben Dokuz Eylül Üniversitesinde inşaat mühendisliği 3. Sınıf öğrencisiyim. Biliyorsunuz son depremlerden sonra uzmanlar televizyonda,sosyal medyada özellikle istanbul ve izmir için önemli uyarılarda bulunuyorlar. İzmir’de kötü zeminin olduğu bir semtte (bornova) oturan biri olarak İzmir’deki bu deprem potansiyeli beni ve ailemi korkutuyor normal olarak.
Ben de depremin ya da en azından depremde göçük altında kalma, ölme riskinin en az olduğu, aynı zamanda ailemin ve kız arkadaşımın da bulunduğu Ankara’ya geçiş yapmayı düşünüyorum. Bunun yolu da YKS’ye tekrar hazırlanıp (konuların büyük bir kısmının kaldırılması ve kalan konularda kendime çok güvenmem, yeterli vaktimin olması sınava çalışma sebeplerim) Gazi Üniversitesi İnşaat mühendisliğini tercih edip derslerimi saydırabildiğim kadar saydırmaktan geçiyor. Fakat bu konuda bazı tereddütlerim var. Bu tereddütlerin sebeplerinden bazıları :
1) Eğer YKS çalışmaya karar verirsem büyük bir ihtimalle şu an okuduğum bölümü dondurmam gerekecek. Çünkü derslerim gerçekten çok zor. Mühendislik okuyan arkadaşlar daha iyi bilir, online olsa bile bir tek kendisine zaman ayrılmasını isteyen dersler ( betonarme, çelik yapılar, yapı statiği,ulaştırma vs.). Okulumu dondurup sadece YKS odaklanırsam ve olur da bir şekilde Ankaraya geçiş yapamazsam (geçiş yapöak istediğim okulun sıralaması 145k) okulu dondurduğumla kalacağım, bir hiç için.
2) Üniversiteyi ailesiyle aynı evde okuyan arkadaşlar beni daha iyi anlayacaklardır. Aileyle, özellikle babayla geçinmek belli bir yaştan sonra pek kolay olmuyor. Gerçekten onunla yaşadığım süre boyunca psikolojik olarak çok zor zamanlar geçirdim, geçiriyorum.
3) 3 yıl geçirdiğim okulumu ,arkadaşlarımı , hocalarımı, alıştığım sistemi bırakmak zor geliyor.
4) Bu maddede yatay geçiş yapan, okul değiştiren arkadaşlar özellikle bilgilendirirse sevinirim. Okul değiştirip yeni bir sisteme, hocalara alışmak özellike 3. Sınıf olmuşken bir hayli zor olacaktır diye tahmin ediyorum
5) YKS ile Deü den Gaziye geçsem bile mutlaka saydıramadığım dersler olacaktır. Yani okulum mutlaka uzayacak. Okul değiştirmezsem 1.5 sene sonra mezun oluyorum.
Bütün bu sebepleri göz önünde bulundurup deprem potansiyelinin yüksek olduğu bir şehirden böyle bir yolla Ankara’ya geçiş yapmam mantıklı mı sizce? Şimdiden teşekkür ederim önerileriniz için.
İzmir'de okumaya devam edip bulunduğum evi degistirrdim zemini ve binası daha güvenilir bi daireye çıkardım çünkü tedbir almis olurdum takdir ise Allah'tanBulunduğu binalar pek güvenli binalar değilmiş, bu da rahatsız ediyor ne yazık ki. İnşallah en doğru kararı verir
Siz İzmirin ne tarafindasiniz?Kayalık yerlerden ev tutabilirsiniz. Tabi fiyatlar taşınma masrafını karşılayabilirseniz. Kayalık zemin en azından. Ama tabi ne zaman nerede olacağı da belli değil. Ben de İzmir deyim korkularınızı anlıyorum. Maalesef aynı duygular içindeyiz. Allah korusun demekten başka çaremiz de yok. Sizin kararınız tabi.