Kararsız kaldım akademisyen var mı?

Akademisyen değilim ama üniversite okurken derslere giren öğretim görevlileri vs çok yorgun oluyordu. Hele çocuklular. Kaodn sınıfta ağlamıştı ya yorgunum diye
 
Sabah dersin yoksa biraz geç gelme lüksün oluyor mu?
Bu seçenekleri düşünmekte haklısınız tabi ama salt bu seçenekler düşünülerek yapılacak bir meslek değil akademisyenlik .sürekli araştırma gelişme ilerleme isteyen bir meslek bireysel stresi yüksek bir meslek bence. Bende akademisyen adayıyım şimdiden bazen tükeniyorum ordan biliyorum:)) ama hayalinizse harika olur bence cunku ben her tükendiğimde kendimi kursude arastirma konumu anlatırken hayal ediyorum şevk geliyor o zaman
 
Konunuzu bölmek istemem ama bu kadar akademisyen toplanmisken sormak istiyorum anne olup yarım gün çalişma yarım maaş hakkından yararlanan var mı aranizda
 
Ben de akademisyenim, daha doğrusu araştırma görevlisi alanım sağlık bilimleri. Akademisyenlik gönül verilerek yapılabilecek bir meslek, araştırma öğrenme şevkiniz yüksekse ve alanınızla ilgiliyseniz çalışması çok keyifli, bu meslekte en zorluk çekeceğiniz dönem asistanlık dönemi nam-ı diğer angarya işler koşuşturuculuğu. Bu dönem geçtikten sonra ciddi anlamda rahat ediyorsunuz. Yükselmek için çalışma yapmanız, doktoranız için emek sarfetmeniz gerek. Tabi asistanken sadece kendi işinizle uğraşşanız amenna ama öyle olmuyor maalesef. Öğrenciler, hocanın bireysel işleri, kürsünün işleri uzar da gider. Kısacası asistanlık akademinin en zor ve en saç baş yolduran safhası. Doktoranız bitip öğretim üyeliğine geçtiğinizde de doçentlik için çalışmalarınızı devam ettirmeniz gerekiyor. Bizim ülkemizde bu mesleğin genel anlayışı " profum yayına mı ihtiyacım var ayda 15 milyar maaşım yatıyor nasıl olsa banane yayından makaleden" öteye geçemediği için ve kurumların içini bu zihniyetteki insanlar doldurduğu için kimse bir şey üretmiyor,üretmek istemiyor haliyle arkadan gelecek olan yeni nesile örnek olamıyor, çalışma şevkiniz kırılıyor. Asistanken tabi zurnanın son deliğisiniz, eğer anlayışsız, kaba insanların bulunduğu bir yerdeyseniz mobbing, bastırma, sindirme tarzı olaylar da olabiliyor. Ben çektim o da çekecek vurucam kırbacı mantığı güzel Türkiyemin akademisyenlerinin şiarı olmuş durumda. Onun dışında doç ve proflar için hayat gercekten cok rahat. Bu meslek halen daha ülkemizde ve toplumumuzda geçer akçe bir meslek olmaya devam etmektedir. Her ne kadar diğer meslek ve kurumlardaki yozlaşma ve liyakatsizlik üniversitelere de sirayet etmiş olsa da prof olduğunuzda size duyulan saygı, beynelmilel ünvan, yurtdışı seyahatleriniz, ürettiğiniz çalışmalar ve eğiteceğiniz öğrenciler sizi onurlandıracak sizi bu yolda yürümek için motive edecektir.
İzin anlamında yrd doç.luktan itibaren kimse size hangi saatte nereye ne zaman gittiğinizi soramaz kendi kurumumda bu şekilde, cunku akademide mesai kavramı yok bunun davası da kazanılmıştı yanılmıyorsam gectiğimiz yıllarda. Çalışman olduğunda istediğin saate kadar kurumunda calısmanı yapabilirsin kimse sana karısamaz, kurum kapandı cıkıyosun diyemez istediğin saate kadar kalabilirsin. Asitanken tabi ki de mesai saatlerine riayet edilmek zorunda kalınıyor ama bolum hocanız anlayışlıysa tolore edebilir sizi. Keza yine çalışmanız olabilir mesai saatlerinizi kurum dısında calısma yapacağınız unitelerde gecirebilirsiniz, idari gorev alabilir yuksekokul muduru, mudur yardımcısı, enstitülerde, diğer üni içi kurumlarda bu gorevlere gelebilirsiniz.
Maddi anlamda da akademisyenliğin maaşı, turkiye sartları için halen daha yetersiz ancak sınav gorevleri alma imkanınız oluyor, kaliteli yayınlar çıkarırsanız akademik tesvik programı var, 1 sene boyunca bu tesvikten de faydalanabiliyorsunuz.
 
konunuzu takipteyim. hocalarımıza da teşekkür ediyorum..
 
Akademisyenim. Turkiye'deki akademisyenlik yurt disindakinden cok farkli. Kirtasiye islerinden arastirmalariniza yeterki vakit bulamayabiliyorsunuz. Eger yeni ya da kucuk bir universitede iseniz, yeterli imkanlariniz yoksa, alt yapi eksikligi gibi nedenlerle yayin yapmaniz, arastirmalariniz da o derece zorlasiyor. Mobbingi unutmamak lazim. Sanirim en cok "bezdiri" akademide olsa gerek. Eger cok caliskan, iyi isler cikaran biri iseniz yayin yapamayanlar tarafindan mobbinge ugrayabiliyorsunuz. Proflarin daha alttakilere uyguladiklarindan bahsetmeyim bile.
Akademisyenlik eskiden daha saygin bir meslek idi ancak su an kpss ile bir yere atanamayanlarin akademisyenlik mi denesem diye dusundugu bir meslek haline geldi. Akademisyenlik bedenen degil, zihnen yapilan bir istir. Dolayisiyla mesai saatleri yoktur. Evde bile surekli dusunursunuz, yeni fikirler uretmeye calisirsiniz, yeni seyler yapmak icin bol bol yayin okursunuz. Dolayisiyla okumayi seven, ogrenmeyi seven bir insanin yapacagi meslektir. Sadece ders vermek degildir. Dersler haricinde surekli uretmek, kongrelere katilmak zorundasiniz. Kazanc olarak soruyorsaniz bu meslekten zengin olmayi beklemeyin ancak yasaminiz icin normal sizi idare edecek duzeyde bir kazanciniz olur.
 
Bu arada mesai saatleri var mi demissiniz? Gorunurde mesai saatleri yok, o gun dersiniz ya da toplantiniz yoksa gitmek zorunda degilsiniz ancak bedeniniz gitmese de zihnen surekli calisiyorsunuz. Dolayisiyla evde aksamlari da nesainin bitmedigi bir meslek.
Yillik izinler sorulmus: Ogretmenlik gibi degil. Yani yazin ya da somestrde tatil diye bir sey yok. Devlet memuru gibi calistifiniz yila bagli olarsk size taninan izin gunlerinden kullanabilirsiniz, ancak ders donemi yillik izin alma hakkiniz yok. Eger ders ya da sinav donemi cok onemli bir sey olur ve izin kullanmaniz gerekirse mazeret izni aliyorsunuz. Mazeret izni de senede toplam 10 gundu yanlis hatirlamiyorsam.
 
tek bıldığim çakılı kadrolu olmaları sanırım.
Bu aslinda cok dogru degil. Soyle ki eger dr ogretim uyesi iseniz sozlesmelisiniz ve eskiden 3 yil idi simdi dort yilda bir sozlesmeniz yenileniyor. Ve bildigim kadariyla 12 yil dr ogretim uyesi olma hakkiniz var. Her sozlesme yenilenmesinde bu donem boyunca kac yayin yaptiginizi, calismalarinizi, bildirileri, girdiginiz derslerinizi vs. iceren bir dosya hazirlayip sunuyorsunuz ve universitenizin belirledigi bir puani toplamis olmaniz gerekiyor.
Docentlik ya da prof lukta bu yok.
 
Oncelikle devlette ogretim gorevlisi oldugunda min.12 saat derse girersin. Bunun uzerinde ek ders ucreti alirsin. Genelde sayilar bu aralikta olmaz, 20 saat altini ben hic gormedim. Ikinci ogretim var ise gunduz verdigin dersin 2. Oturumunda aksam 10a kadar calisiyor olabilirsin. Hatta kendi adima bir kismi icin yasal ucret sinirini asarak haftada 54 saat derse girdigimi bilirim. Dersini yaparsan kimsenin neden baska birsey yapmiyorsun demedigi, memur tipli bir kadrodur. Terfi ya da ilerlemesi yoktur, en fazla dokturani da yapip dr.ogr.gor olur oturursun. Yilda 1 yenilemeli idi diye hatirliyorum, her turlu yenilerler. Ilerlemek icin ogretim uyesi kadrosinda olmalisin.

Arastirma gorevliligi hayatimin en igrenc donemiydi, her hocanin her kaprisini cektim. 8 aylik hamileyken İTÜ gibi yerde beni Taskisladan Maslaga unuttuklari cantalarini alip Mackaya getirmem icin defasizca gondermislikleri vardir. Derse girmezsin,ek ders vb. alamazsin. odtu-itu-bogazicinde lab ya da recitation sureclerini yonetirsin. Ayrica tez ve bitirme odevlerinin sekilsel kontrolunu yaparsin, hocalar ile ogrenciler arasindaki surecleri yonetir cogunlukla danisman olursun. Sinav gozetmenligi yaparsin. Tek harici ek gelirin osym ve aof gorevi almak olabilir. Projelerde bedavaya calisman, onun bunun makalesini editleyip ceviri yapman olasi. Kadrolar 50d oldugu icin egitimin bittiginde issiz kalman yuksek bir olasiliktir. Ilk il degisimini bu devre sonunda gorebilmen olasi.

Ogretim uyeligi ayri bir dunya, kendini bi "çok" oldum zanneden meslekdaslarinin kutuplasmalarini izlersin. Dr.ogr.uyesi 3 yillik yenilemeli bir kadrodur, her yenilemede universitendeki yayina dayali yenileme kriterlerini saglaman gerekir. Unvan arttikca zorunlu ders yukun azalir. Dekan-mudur vb. idari gorevli unvanin zorunlu ders yuku yoktur.
Docentlik bir muamma, 3 senede 3 yonetmelik degismis oyle dusun... mevcut durumda yayin yeterliligini Üak jurisine ispat edersen docentsin ve yenilemeli kadro donemi biter. Docent unvanini alip, kadroyu alman arasinda yillar olabilir tabi... neyse bunlar uzak konular.
Akademide tayin imkani yoktur, çakıli kadro olarak adlandirilirlar. Benim gibi tayinli bir isi olan esin varsa, her tayin donemi Allahim bizi koru dersin ) yuksekogretim kanununa tabisin, hukum bulunmayan hallerde 657'ye tabisin, mevzuat da biraz karisik o bakimdan.

Ozelde mi?? Orada ilk kriter sabah9 aksam 17 okul binasinda olman, yeni musteriler icin tanitim etkinliklerinde bulunman... sonrasinda diger kosullar gecerlidir. Kadro icin beklemezsin, daha kolay hallolur. Minimum personelle calisildigi icin asistanin is yuku ve hocalarin angaryasi oldukca fazladir.

Hepsini tattim, gene olsa gene yaparim. Keske hep arastirma calismalarimla biraksalar hatta, uyku takintim yok, seyahatten baska aktiviteleri sevmem, gecemi isime ayiriyorum, bitmeyen ogrencilikten mutluyum. Toplum icinde konusmaktan rahatsiz olmam, en az 2 dilde akademik bilgilerimi yazarak-konusarak aktarabiliyorum. Ozel sektor tecrubelerim ile de isimi zenginlestirip farkliastirdigima inaniyorum. Geldigim her yere/her ile torpilsiz geldim. Bu sartlari memnuniyetle kabul edebilecekseniz durmayin devam edin.
Saygilar.
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…