• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Karacaolan iirleri

DAĞLAR - 1



Yücesinde namlı namlı karın var,

Seni yaylayacak zamanım dağlar!

Başından aşmağa yoktur takatim,

Kalmadı dizimde dermanım dağlar!



Yağmur yağar, mor sümbüller bitirir;

Yel estikçe kokuların getirir.

Sarı çiçek sarvan kurmuş oturur;

Karışmış güller çimenin dağlar!



Sarı çiçek sallanıyor naz ile,

Dem sürerdim on beşinde kız ile,

Şimdi öksüz kaldım kırık saz ile,

Ah ettikçe tüter dumanım dağlar!



Yaz gelir, illerin çözülür, konar.

Güzeller suyundan içip de kanar.

Küpeler kulakta mum gibi yanar;

Gördükçe, artıyor imanım dağlar!



Karac'oğlan der ki: Çöktüm, oturdum;

Bağ bahçe diktim de meyva yetirdim.

Alnı top perçemli yavrı yitirdim,

Bir köşende kaldı gümanım dağlar!

KARACAOĞLAN

*********************************************************

DAĞLAR-2



Dinleyin ağalar, size söyleyim;

Arş u Kürsü gider yolun var dağlar.

Kar-ardıçlı, kamalaklı yüceler.

Selvili, söğütlü yerin var, dağlar.



Ahır Dağı'ndan gör Maraş bağını,

Engirek'te derler ilin çoğunu.

Bayra'dan. Bertiz'den Konur Dağı'nı;

Göksun güzel derler, ilin var, dağlar.



Gün doğanda Gündüzlü'nün başına.

Ak Dağ derler duman çöker başına,

Göğdeli'de sümbüllünün peşine

Kabak tepe derler, şarın var dağlar.



Karacaoğlan der de: Bitirdim çağı,

O yüce Bin Boğa, Bolkar'ın dengi.

Soğanlı yücesi koca Bey Dağı

Erciyes ulumuz, pirin var dağlar.

KARACAOĞLAN
 
DİNLEYİN BİR GÜZEL MEDHEDEYİM



Dinleyin bir güzel medhedeyim

Yiğide nispetle yürüyüşlünün

Can feda ederim söyle sunaya

Bin türlü naz ile salınışının



Kadife şalvarli tül lü başlının

Güvercin topuklu sarı mestlinin

Elleri kınali kumru seslinin

Zülüfü gerdana tarayışlının



Entari giyinmis freng irengi

Yanaklar kırmızı elmas irengi

Saçlari topukla eyliyor çengi

Bir ceren bakışlı on dört yaşlının



Karac(a) oglan der ki güzelin huyu

Hezeren çubuğ(u) na benziyor boyu

Ab-i kevser gibi lebinin suyu

Peynirdir dilleri inci dişlinin

KARACAOĞLAN
 
DÜN GECE DÜN GECE



Dün gece dün gece gördüm düşümde

Göçün çekmiş gider ili Zeyneb'in

İnci mercan gibi ufak dişinde

Tatlı tatlı söyler dili Zeyneb'in



Zeyneb pek küçüktür haldan bilmiyor

Ün eyledim hiç yanıma gelmiyor

Göz görüp de gönül karar kılmıyor

Aştı üstümüzden yolu Zeyneb'in



Yaz gelip de meyvaları yetmemiş

Şeyda bülbül konup figan etmemiş

Bahçasında mor menevşe bitmemiş

Açılmış goncası gülü Zeyneb'in



Sabah olur seher yeli estirir

Siyah zülfü mah yüzünde gezdirir

Zalım engel yari bize küstürür

Dolansın boynuma kolu Zeyneb'in



Bahar olup seher yeli esti mi

Zeyneb bizim ile kadem bastı mı

Acep bizden umudunu kesti mi

Karacaoğlan olsun kulu Zeyneb'in

KARACAOĞLAN
 
ELA GÖZLÜ NAZLI DİLBER



Ela gözlü nazlı dilber

Koma beni el yerine

Altın kemerin olayım

Dola beni bel yerine



Hecine gönlüm hecine

Yiğide ölüm gecine

Al beni zülfün ucuna

Sallanayım tel yerine



Gel kız karşımda dursana

Şu benim halim sorsana

Zülfünden bir tel versene

Koklıyayım gül yerine



Karac'oğlan der n'olayım

Kolun boynuma dolayım

Nazlı yar kölen olayım

Kabul eyle kul yerine

KARACAOĞLAN
 
EVVEL ALLAH, AHİR ALLAH



Evvel Allah, ahir Allah

Andan ulu gelmemiştir

Hak Muhammed'den sevgili

Hakk'ın kulu gelmemiştir



Sah-ı merdan idi adı

Cömert sofrasın kim kodu

Ali'ye aslanım dedi

Uyruk Ali gelmemiştir



Pir olmayan aşka gelmez

Koç olmayan kurban olmaz

Ecel gelse derman olmaz

Hakk'tan rıza gelmemiştir



Od düştüğü yeri yakar

Değme dalda gül mü biter

Ko dört dilin, çok kuş öter

Bülbül ünü gelmemiştir



Karac'oglan Hakk'a yalvar

Verdiğine günah ol dar

Sol alemde eksiksiz yar

Kimse bulup gelmemiştir

KARACAOĞLAN
 
EVVEL BAHAR YAZ AYLARIN



Evvel bahar yaz ayların çatıldı

Paralandı bulut göğe atıldı

Akan sular kar buz oldu tutuldu

Dalgalanıp göller ağlamasın mı



Yaz gelir de yazı yaban yurd olur

Her yerde de bir alıcı kurd olur

O yaşında kızlar gonca gül olur

Vakit geçen güller ağlamasın mı



Hey der Karacaoğlan bahar erişti

Meyvasın dermeden gazelin düştü

Yüklendi barhanam kervanım göçtü

Tozu kalkan yollar ağlamasın mı

KARACAOĞLAN
 
EVVEL SEN DE YÜCELERDEN



Evvel sen de yücelerden uçardın

Şimdi inginlere indin mi gönül

Derya deniz dağ taş demez geçerdin

Karadan menzilin aldın mı gönül



Yiğitliğim elden gitti yel gibi

Damağımda tadı kaldı bal gibi

Hoyrat eli değmiş gonca gül gibi

Bozulmuş başlara döndün mü gönül



Hasta oldun yastığını istersin

Kadir Mevlâ'm sağlığını göstersin

Cennet-i âladan bir köşk dilersin

Boynunun farzını kıldın mı gönül



Karacaoğlan der ki söyle sözünü

Hakk'a teslim eyle kendi özünü

Nâs işine karalama yüzünü

Yolun doğrusunu buldun mu gönül

KARACAOĞLAN
 
FELEK VERMEZSİN DENGİ DENGİNE



Felek vermezsin dengi dengine

Yolum düşürdün yine ingine

Kader getirdi Karaman iline

Çimenler mahzun gülleri mahzun



Aşıp dağları seyran eyledim

Garip gönlümü hayran eyledim

Doğdu gönlümden ben de söyledim

Yaylalar mahzun yolları mahzun



Oba yerleri yıkılmış viran

Ceylanlar gitmiş dağılmış şahan

Dedim feleğe işlerin yaman

Konuştum nice dilleri mahzun



Karacaoğlan konayım güllere

Gidelim gönül uzak illere

Selam söyleyin garip yollara

Gördüm ovaları çölleri mahzun

KARACAOĞLAN
 
GAMLANMA GÖNÜL



Kemler iyi göremez

Gamlanma gönül gamlanma

Bin kaygu bir borç ödemez

Gamlanma gönül gamlanma



Koyun meler kuzu meler

Sular hendeğinde dolar

Ağlayanlar bir gün güler

Gamlanma gönül gamlanma



Yiğit yiğidin yoldaşı

At yiğidin öz kardaşı

Sağlık her şeyin başı

Gamlanma gönül gamlanma



Naçar Karac'oğlan naçar

Pençe urup göğsün açar

Kara gündür gelir geçer

Gamlanma gönül gamlanma

KARACAOĞLAN
 
GEL GÜZELİ BOLCA İLE GİDELİM



Gönül ne gezersin sarp kayalarda

İniver aşağı yola gidelim

Bir güzel sevmeyle gönül eğlenmez

Gel güzeli bolca ile gidelim



Koyuver gitsin sefil baykuşu

Durmuyor akıyor gözümün yaşı

Kadir kıymat bilmezmiş er kişi

Kadirli kıymatlı ile gidelim



Şahanı koyverin avını alsın

Yarenim yoldaşım yanıma gelsin

Şu garip illerde düşmanım ölsün

Emmili dayılı il'e gidelim



Karac'oglan der ki yiyip içmeden

Muhannat köprüsünden geçmeden

Güzeller usanmaz konup göçmeden

Düşelim de azgın sele gidelim

KARACAOĞLAN
 
GÖKYÜZÜNDE TÜTEN OLSAM



Gökyüzünde tüten olsam

Yeryüzünde biten olsam

Al benekli keten olsam

Yâr boynuna sarsa beni



Yâr kolunda burma olsam

Yedikleri hurma olsam

Alçım alçım sürme olsam

Yâr kaşına sürse beni



Karac'oğlan uşak olsam

Yâr belinde kuşak olsam

Bir atlastan döşek olsam

Yâr altına serse beni

KARACAOĞLAN
 
GÖNÜL GURBET İLE VARSA



Gönül gurbet ile varsa

Ya gelinir ya gelinmez

Her güzele meyil verme

Ya sevilir ya sevilmez



Yöğrüktür bizim atımız

Yardan atlattı zatımız

Gurbet ilde kıymatımız

Ya bilinir ya bilinmez



Bahçenizde nar ağacı

Kimi tatlı kimi acı

Gönüldeki dert ilacı

Ya bulunur ya bulunmaz



Deryalarda olur bahri

Doldur ver içem zehri

Suna'm gurbet ilin kahrı

Ya çekilir ya çekilmez



Karacaoğlan düşse yola

Bülbül figan eder güle

Güzel sevmek bir sarp kale

Ya alınır ya alınmaz

KARACAOĞLAN
 
GÖVEL ÖRDEK



Yeşil başlı gövel ördek

Uçar gider göle karşı

Eğricesin tel tel etmiş

Döker gider yare karşı



Telli turnam sökün gelir

İnci mercan yükün gelir

Elvan elvan kokun gelir

Yar oturmuş yele karşı



Şahinim var bazlarım var

Tel alışkın sazlarım var

Yare gizli sözlerim var

Diyemiyom ele karşı



Hani Karac'oğlan hani

Veren alır tatlı canı

Yakışmazsa öldür beni

Yeşil bağla ala karşı

KARACAOĞLAN
 
HASAN DAĞI



Çok sevdiğim Hasan Dağı,

Şu dumanın hal olma mı?

Senin gibi yüce dağın

Eğlim eğlim yol'olma mı?



Hasan Dağı'nın eteği,

Çevresi güller biteği.

Koç yiğit, arslan yatağı

Hiç bu dağın il olma mı?



Yükseği yalım kayalı.

Kekliği şahan soyalı.

İnce belli, gök sayalı

Dilber seven del'olma mı?



Yükseğinin karı tozar,

İngininin köyü mezar.

Göğsü al'ca kaplan gezer,

Avcı olup al olma mı?



Eğlim eğlim yol alanın,

Seferine kul olanın,

Ak gerdanda ben olanın

Yanakları bal olma mı?



Deli gönül, var günahın.

Onun için geçmez anın.

Senin gibi padişahın

Benim gibi kul'olma mı?



Farı, Karac'oğlan, farı.

Ben çekerim ah ü zârı.

Günde bağlanırsın sarı,

Bu velenin al'olma mı?

KARACAOĞLAN
 
ILGIT ILGIT ESEN SEHER YELLERİ



Ilgıt ılgıt esen seher yelleri

Esip esip yâre değmeli degil

Ak elleri elvan elvan kınalı

Karadır gözleri sürmeli değil



Estirir de seher yeli estirir

Kimini güldürür kimin kusturur

Kısmet ise kadir Mevlam gösterir

Sevmeli güzeli öğmeli değil



Bir bölük turna da havada uçar

İner engininden bir bade içer

Esen seher yeli göğsünü açar

Yâr göğsün bendleri düğmeli değil



Bir bölük turna da havada kışlar

Bak başıma geldi gördüğüm düşler

Size derim size yiğit yoldaşlar

Sözü yalan yâri sevmeli değil



Karac'oğlan der ki konup göçmedim

Ak göğsünün düğmelerin açmadım

Fırsat elde iken alıp kaçmadım

Öldürmeli beni döğmeli güzel

KARACAOĞLAN
 
İLK AKŞAMDAN VARDIM KAVİL YERİNE



İlk akşamdan vardım kavil yerine

Önegördüm kömür gözlüm gelmedi

Bilmem gaflet bastı yattı uyudu

Bilmem o yâr bize küstü gelmedi



Benim yârim gide gide donandı

İkrar verdi cahil gönlüm inandı

Ay da geldi orta yeri dolandı

Seherin yelleri esti gelmedi



Unuttu mu ahd ü amanı n'etti

Başın alıp gayrı diyara gitti

Benim mecbur olduğumu farketti

Zalım garaz etti kaçtı gelmedi



Karac'oğlan der ki devranım döndü

Gönlüm yücedeydi engine indi

Seherin yelleri şafağın bendi

Hani usul boylu sunam gelmedi

KARACAOĞLAN

 
KADİR MEVLAM, SENDEN BİR YAR İSTERİM



Kadir Mevlam, senden bir yar isterim.

Minnet ile gelen yari n`eyleyim?

Bır sofra isterim, eller değmedik.

Eller yemış, doyulmuşu n`eyleyim?



Bir yayla isterim, eli göçmedik;

Lalesi, sümbülü, gülü geçmedik.

Bir güzel isterim, eller değmedık;

Koldan kola sarılmışı n`eyleyim?



Bir güzel isterim, nice olursa;

Gözler ala, beli nice olursa.

Binerim ata da dinççe olursa;

Eller binip kovulmuşu n`eyleyim?



Amanin da, Karac`oğlan, amanın.

Kirpikler ok olmuş kaşı kemanın.

Evvel kız başlıydın, duldur zamanın.

Olursa kız olsun, dulu n`eyleyim?

KARACAOĞLAN
 
KARACAOĞLAN 2



Behey ala gözlü dilber,

Vaktin geçer, demedim mi?

Haramı olmuş gözlerin,

Beller keser, demedim mi?



Bak şu Kaşa, bak şu göze.

Cığer kebab oldu köze.

Yakasız gömlekler bize

Felek biçer, demedim mi?



Deryalarda yüzer gemi,

Şeker dudakların yemi.

Süregör devranı, demi,

Devran geçer, demedim mi?



Karac`oğlan der: Mert ile,

Sözüm yoktur namert ile.

Kahpe felek bu dert ile

Bizi eğer, demedim mi?

KARACAOĞLAN
 
KATAR KATAR OLMUS GELEN TURNALAR



Katar katar olmuş gelen turnalar

Şu halime, şu gönlüme bak benim

Şahin pençe vurdu, tüyüm ağarttı

Kanadıma bir ok vurdu berk benim



Gökyüzünde turnam bölüktür bölük

Ayrılık elinden ciğerim delik

O'nu' muhabbet de sonu ayrılık

Depreştirmen, eski yaram çok benim



Gittim gurbet ile geri gelinmez

Kim ölüp de kim kaldığı bilinmez

Ölsem gurbet ilde gözüm yumulmaz

Anam, atam bir ağlarım yok benim



Karac'oglan der ki, bre erenler

Ben gidiyom, mağmur olsun örenler

Kavim, kardaş, konuştuğum yarenler

Soyundurup, çıracığım yok benim

KARACAOĞLAN
 
KIZLAR



Her sabah her sabah gelir geçerler

Dünyalar durdukça durası kızlar

Bir vefa görmedim kaşı karadan

Allahım, muradım veresi kızlar



Tanımadım kirpiğinden, kaşından

Ayırmadım yareninden, eşinden

Öpe idim gerdanından, döşünden

Gelin olup bize gelesi kızlar



Donadaydım yeşil ile al ile

Besleyeydim şeker ile bal ile

Boğum boğum al kınalı el ile

Al, yeşil gerdeğe giresi kızlar



Kızlar güzel güzel, aslı huriden

Yeryüzünü lale, yesil bü'rü'den

Kasvetli gönlümün gamın eriden

Karanlık kalbimin çırası kızlar



Karac'oglan gam yükünü götürür

Her kötüyü yad ellere getirir

Kulağı küpeli oğlan getirir

Babası evine giresi kızlar
KARACAOĞLAN
 
Back