• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Karacaolan iirleri

AKÇA KIZLAR GÖÇ EYLEDİ YURDUNDAN



Akça kızlar göç eyledi yurdundan

Koç yiğitler deli oldu derdinden

Gün öğle sonu da belin ardından

Saydım altı güzel indi pınara



Üçü uzun boylu, kaşların süzer

Üçü orta boylu, zülfünü dizer

Sanki akça ceylan bir çölde gezer

Sarı kınalı keklik indi pınara



El atıp dericek Hatce' nin gülü

Can için sarıcak Ayşe' nin beli

İkisi hampalı biri döndeli

Eminem çok içti kandı pınara



Karac'oğlan bunu böyle söyledi

İndi aşkın deryasını boyladı

Kızlar gitti diye pınar ağladı

Acıştım yüreğim yandı pınara

KARACAOĞLAN
 
ALA GÖZLERİNE KURBAN OLDUĞUM



Ala gözlerine kurban olduğum

Say edip aleme bildirme beni

Açıp ak gerdanı durma karşımda

Ecelimden evvel öldürme beni



Dilber at kolların dola boynuma

Ölüm endişesi gelmez aynıma

Bir gece misafir eyle koynuna

Sabah oldu deyu kaldırma beni



Karac(a) oglan tutma beni el gibi

Akıttım gözümden yaşı sel gibi

Bahçende açılan gonca gül gibi

Dizip al yanağa soldurma beni

KARACAOĞLAN
 
ALA GÖZLÜ BENLİ DİLBER



Ala gözlü benli dilber

Koma beni el yerine

Altın kemerin olayım

Dola beni bel yerine



Hicine gönlüm hicine

Yiğide ölüm geçine

As beni zülfün ucuna

Sallanayım tel yerine



Gel kız karşımda dursana

Şu benim halim sorsana

Zülfünden bir tel versene

Koklayayım gül yerine



Karac(a) oglan der nolayim

Kolun boynuma dolayım

Nazlı yar kölen olayım

Kabul eyle kul yerine

KARACAOĞLAN
 
ALA GÖZLÜ NAZLI DİLBER



Ala gözlü nazlı dilber

Halimden haberin var mı

Seni eller alıyorlar

Zulmünden haberin var mı



Güzeller yola düzüldü

Aşkının bağrı ezildi

Yürü kemerin çözüldü

Belinden haberin var mı



Atlılar yurdu aşıyor

Badeler doldu taşıyor

Yavru, turuncun düşüyor

Koynundan haberin var mı



Karac(a) oglan budur halim

Neylemeli dünya malın

Binboğa'dir benim ilim

İlimden haberin var mı

KARACAOĞLAN
 
ALTIN KAFES İDİ BENİM DURAĞIM



Altın kafes idi benim durağım

Dost elinden yaralandı yüreğim

Evvel yakın idim şimdi ırağım

Felek beni nazlı yârdan ayırdı



Dostumun yaylası çayır çimendi

Şu şirin dillerden ikrarın verdi

Yeminler eder de ayrılmam derdi

Felek beni nazlı yârdan ayırdı



Kumaş olam arşın arşın yırtılam

Köle olam çarşılarda satılam

Vadem yetmedi ki ölem kurtulam

Felek beni nazlı yârdan ayırdı



Der Karacaoğlan yanam alışam

Akam gidem şu sulara karışam

Yol başına gelmiş varam danışam

Felek beni nazlı yârdan ayırdı

KARACAOĞLAN
 
ARZULARIM KALDI



Arzularım kaldı bir Arap atta

Koyma kadir Mevla'm gamda firkatta

Düğünde bayramda ağır ziynette

Anar m'ola emmi dayı il bizi



Getir oğlan ben geyeyim postumu

Kimse bilmez garazımı kastımı

Gurbet ilde koydum geldim dostumu

Geri dönsem kınar m'ola il bizi



Dost elinden içtim içtim mat oldum

Kahpe felek güldü ben de şad oldum

Emmiden dayıdan dosttan yad oldum

Ne zaman uzağa attı yol bizi



Karacaoğlan dermanım var demim var

Yar yitirdim düşüncem var gamım var

Yedi derya içinde bir gemim var

Atar m'ola bir kenara sel bizi


KARACAOĞLAN
 
BEHEY ALA GÖZLÜ DİLBER



Behey ala gözlü dilber

Vaktin geçer demedim mi

Gözlerin olmus harami

Beller keser demedim mi



Bak su kaşa, bak şu göze

Ciğer kebab oldu öze

Yakasız gömlekler bize

Felek biçer demedim mi



Yüzün bedir kaşın kalem

Nasib olup bir dem görem

Kime razılıktır bu alem

Konan göçer demedim mi



Deryalarda gezer gemi

Sukkedir tutinin yemi

Sürelim devrani demi

Devran geçer demedim mi



Karac'oglan, cömertle

Benim işim yok na-mertle

Kahbe felek bin fendile

Gönlüm alır demedim mi

KARACAOĞLAN
 
BENDEN SELAM EYLEN



Benden selâm eylen şol nazlı yara

Her beni gördükçe gülüp durmasın

Aldırdım aklımı oldum divâne

Aklımı başımdan alıp durmasın



Kız seninle böyle miydi pazarım

Kara kaşlarında kaldı nazarım

Yol üstünde kazmasınlar mezarım

Yar gelip geçtikçe yanıp durmasın



Kız seninle bir bahçecik dikelim

Ayvasından turuncundan satalım

Gel sarılıp bir gececik yatalım

Ahu zarım sende kalıp durmasın



Karacaoğlan der ki Hakk'a bakadur

Yollar çamur belki çöker bükedur

Çekemem kahrını bağrım yufkadur

Arada haberin gelip durmasın

KARACAOĞLAN
 
BİR ADAM HASMINI UTANDIRAMAZ



Bir adam hasmını utandıramaz

Elde külliyetli var olmayinca

Pervane sem'ini uyandıramaz

Başta sevda, kalpte nar olmayinca



Nice mertler durur, mert ülkesinde

Adam heveslenir eğlenmesinde

Diyar-ı gurbetin car kösesinde

Eğleşilmez kisb u kar olmayınca



Karac'oglan der ki, sözün bilmişi

Tedbirle görülür dünyanin isi

Ne etsin, neylesin alemde kişi

Felek Mustafa'ya yar olmadıkca

KARACAOĞLAN
 
BİR AYRILIK BİR YOKSULLUK



Vara vara vardım ol kara taşa

Hasret ettin beni kavim kardaşa

Sebep ne gözden akan kanlı yaşa

Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm



Nice sultanları tahttan indirdi

Nicesinin gül benzini soldurdu

Nicelerin gelmez yola gönderdi

Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm



Karacoğlan der ki kondum göçülmez

Acıdır ecel şerbeti içilmez

Üç derdim var birbirinden seçilmez

Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

KARACAOĞLAN
 
BİR KIZ BANA EMMİ DEDİ



Değirmenden gelirim beygirim yüklü

Şu kızı görenin del olur aklı

On beş yaşında kırk beş belikli

Bir kız bana emmi dedi neyleyim



Bizim ilde üzüm olur alc olur

Sızılaşır bozkurtları aç olur

Bir yiğide emmi demek güç olur

Bir kız bana emmi dedi neyleyim



Birem birem toplayayım odunu

Bilem dedim bilemedim adını

Elbistan yanaklı Kürdler kadını

Bir kız bana emmi dedi neyleyim



Karacoğlan der ki noldum nolayım

Akar sularınan bende geleyim

Sakal seni makkabınan yolayım

Bir kız bana emmi dedi neyleyim

KARACAOĞLAN
 
BİR SOFRA İSTERİM



Bir sofra isterim kimse sermedik

Bir yayla isterim kimse konmadık

Bir güzel isterim yad el değmedik

Ellenmiş de bellenmişi n'ideyim



Severim güzeli nice olursa

Boyu uzun, beli ince olursa

Severim atımı dinçce olursa

Kovulmuşu yorulmuşu n'ideyim



Karacaoğlan der ki kolu kırarım

Nedir yüce dağlar size zararım

Ararsam pınarın gözün ararım

Bulanmış da durulmuşu n'ideyim

KARACAOĞLAN
 
BİR YİĞİT DE BİR GÜZELİ SEVERSE



Bir yiğit de bir güzeli severse

Emrettiği yere hemen gitmeli

Ardına düşmeyle güzel sevilmez

Güzelleri koşup koşup bulmalı



Zehirdir kötünün ekmeği yenmez

Merd olanın ışığı sönmez

Bir güzel seversen sözünden dönmez

Sevdiğinin halından da bilmeli



Dolandım dağları borlara düştüm

Kız senin derdinden odlara düştüm

Çaresi bulunmaz dertlere düştüm

Dostunun derdine ortak olmalı



Karac'oğlan der ki n'olup n'olmadan

Dost ağlayıp düşman bize gülmeden

Biri ölüp biri ile kalmadan

Ölecekse ikisi de ölmeli

KARACAOĞLAN
 
BOYNU YEŞİL GÖVEL ÖRDEK



Boynu yeşil gövel ördek

Sana bir göl gerek idi

Kanadının biri yeşil

Biri de al gerek idi



Bir göl gerekti yüzmeğe

Yüzüp eğrice gezmeğe

Aşıkın bağrını ezmeğe

Sana bir dil gerek idi



Bulunmaz aşkın ilacı

Sevip ayrılması acı

Yüzdüğün gölün sıyacı

Karanfil gül gerek idi



Karac'oğlan fikrinde

Daim Hakk'ın zikrinde

Ak göğsünün çukurunda

Sana bir ben gerek idi

KARACAOĞLAN
 
BÜLBÜL, HAVALANMIŞ YÜKSEKTEN UÇAR



Bülbül havalanmış yüksekten uçar;

Has bahça içinde gülüm var, deyi.

Seni seven yiğit serinden geçer,

Güzeller içinde yarim var, deyi.



Ben seni severim, sen de sev beni.

Mevla`m bir karada koymaz insanı.

Elbet, bir gün olur, ararsın beni;

Şurda bir divane yarim var, deyi.



Ben, seni severim can ile candan;

Mevlam ayırmasın sevdiğim benden,

Canım esirgemem vallahi senden,

Götür sat pazara, kölem var, deyi.



Karac`oğlan söyler: kaşı karadan,

Hiçab perdesini kaldır aradan,

Seni, beni bir Mevla`dır yaradan,

Büyüklenme, hey kız, güzelim deyi.

KARACAOĞLAN
 
BÜLBÜL NE YATARSIN BAHAR ERİŞTİ



Bülbül ne yatarsın bahar erişti

Ulu sular göl olduğu zamandır

Kat kat oldu gül yaprağa karıştı

Gene bülbül kul olduğu zamandır



Gene bahar oldu açıldı güller

Figana başladı gene bülbüller

Başka bir hal olup açtı sümbüller

Aşıkların del'olduğu zamandır



Gene bülbül bilir gülün halinden

Yeter deli oldum yarin elinden

Aşık aşıp gelir yaya belinden

Yardan bize gel olduğu zamandır



Gene geldi türlü baharlar bağlar

Bülbül figan edip kamuyu dağlar

Türlü çiçeklerle bezenmiş dağlar

Ulu dağlar yol olduğu zamandır



Karac'oğlan der ki geçti çağlarım

Meyve vermez oldu gönül bağlarım

Aklıma geldikçe durmaz ağlarım

Gözüm yaşı sel olduğu zamandır

KARACAOĞLAN
 
BULGAR/BOLKAR DAĞI



Yörü, behey Bulgar Dağı!

Senden yüce dağ olma mı?

Sende yaylayan güzelin,

Yanakları ağ olma mı?



Bulgar Dağı iki çatal.

Arasında güller biter.

Bir yiğide bir yar yeter,

İki seven del'olma mı?



Bulgar Dağı pare pare.

Kim'al giyer, kimi kare,

Selam eylen nazlı yare,

Ayrılanlar bir olma mı?



Yol üstünde iki hanlar,

Hani sana konan canlar?

Sevip sevip ayrılanlar,

Yanıp yanıp kül olma mı?



Karac'oğlan, seni gördüm;

Düşümü hayıra yordum.

Bugün güzellere sordum,

Bencileyin kul olma mı.



Eteğinde kervan işler,

Yükseğinde döner kuşlar.

Kürk geydirir, at bağışlar

Hemen beğler sende m'olur?



Yaylası ufak tepeler!

Yağar yağmur, kar sepeler.

Kulakta altın küpeler,

Hemen güzel sende m'olur?



Karac'oğlan, düz ovalar.

Şahanın keklik kovalar.

İnil inil taş yuvarlar,

Koca seller sende m'olur?

KARACAOĞLAN
 
CENNET CEHENNEM YOKTUR DİYENLER



Cennet cehennem yoktur diyenler

İl hakkını alıp haksız yiyenler

Al yeşil konaktan hükm'eyleyenler

Dur bakalım canım beyler kalır mı



Karac'oglan her cefayı biliyor

Sualciler yedi yerde soruyor

Yetmiş iki millet ar'ya giriyor

Dur bakalım canım dağlar kalır mı

KARACAOĞLAN
 
ÇIKTIM SEYREYLEDİM NİĞDE'Yİ BOR'U



Çıktım seyreyledim Niğde'yi Bor'u

Acep gezsem mavi donlum var m'ola

Güzeller durağı Tokat, Engürü

Acep gezsem mavi donlum var m'ola



Hey geri de deli gönül hey geri

Adana, İlbeyli, Göksun, Tekir'i

Otuz iki sancak, Diyarbekir'i

Acep gezsem mavi donlum var m'ola



Heşiri de deli gönül heşiri

Deryada dönüyor kıral yesiri

Halep, Trablus, koca Mısır'ı

Acep gezsem mavi donlum var m'ola



Yeşil ördek yayılıyor çimende

Mehdi günü doğar ahir zamanda

Kürt'te, Hindistan'da, Çin'de, Yemen'de

Acep gezsem mavi donlum var m'ola



Yeşil ördek sulanıyor gölekte

Altın küpe şavk veriyor kulakta

Cennet-i alada, huri, melekte

Acep gezsem mavi donlum var m'ola



Mecliste içerler demi kanyadan

Guzel seven murad alır dünyadan

Kayseri'den, Karaman'dan, Konya'dan

Acep gezsem mavi donlum var m'ola



Hacı Bektaş Veli şeyhlerin piri

Konya'da yoklayın Molla Hünkar'ı

İçel'den, Antep'den, Gürün'den beri

Acep gezsem mavi donlum var m'ola



Mardin'den de Karac'oğlan Mardin'den

Çeken bilir ayrılığın derdinden

Koçhisar'dan, Hasan Dağın ardından

Acep gezsem mavi donlum var m'ola

KARACAOĞLAN
 
ÇUKUROVA



Çukurova bayramlığın giyerken,

Çıplaklığın üzerinden soyarken,

Şubat ayı kış yelini kovarken,

Cennet dense sana yakışır dağlar.



Ağacımız yapraklarla donanır,

Taşlarımız bir birliğe inanır,

Hep çiçekler bağrınızda gönenir,

Pınarınız çağlar, akışır dağlar.



Rüzgar eser, dallarınız atışır.

Kuşlarınız birbiriyle ötüşür,

Ören yerler bu bayramdan pek üşür,

Sünbül niçin yaslı bakışır dağlar.



Karac'oğlan, size bakar sevinir;

Sevinirken kalbi yanar, köyünür;

Kımıldanır hep derdlerim, devinir;

Yas ile sevincim yıkışır dağlar.

KARACAOĞLAN
 
Back