Karacaolan iirleri

GÜZEL, NE GÜZEL OLMUŞSUN


Güzel, ne güzel olmuşsun
Görülmeyi, görülmeyi
Siyah zülfün halkalanmış
Örülmeyi örülmeyi

Bahçende gülün güllenmiş
Şeyda bülbülün dillenmiş
Koynunda memen kirlenmiş
Emilmeyi emilmeyi

Mendilin yudum, arıttım
Gülün dalında kuruttum
İsmin ne idi unuttum
Sorulmayı sorulmayı

Seğirttim ardından yettim
Eğildim yüzünden öptüm
Adın bilirdim unuttum
Çağırmayı çağırmayı

Benim yârim bana küsmüş
Zülfünü gerdana dökmüş
Muhabbeti benden kesmiş
Sevilmeyi sevilmeyi

Çağır Karac'oğlan çağır
Taş düştüğü yerde ağır
Yiğit sevdiğinden soğur
Sarılmayı sarılmayı
 
HAKK'IN KANDİLİNDE GİZLİ SIR İDİM


Hakk'ın kandilinde gizli sır idim
Anamın beline indirdin beni
Ak mürekkep idim, kızıl kan ettin
Türlü irenklere yandırdın beni

Anamın karnında ben neler gördüm
Yedi derya geçtim, ummana daldım
Dokuz aylık yoldan sefere geldim
Bir kapısız hana indirdin beni

Ben de bildim şu dünyaya geldiğim
Tuzlandım da çapıtlara belendim
Bir zaman da beşiklerde eğlendim
Anamın sütüne kandırdın beni

Beş yaşında akıl geldi başıma
On yaşında gider oldum işime
Varıp ta değince on beş yaşıma
Bir kuru sevdaya yeldirdin beni

On beş yaşadım, yirmiye yol oldu
Otuzunda çevre yanım göl oldu
Kırk yaşadım, hayrım, şerrim bell'oldu
Hayrımı, şerrimi bildirdin bana

Ellisinde yaşım yarısın geçti
Altmışında yoluna yokuş düştü
Yetmişinde biraz tebdilim şaştı
Mertebe mertebe indirdin beni

Sekseninde beratçığım yazıldı
Doksanında kan damarım üzüldü
Yüz yaşında azalarım çözüldü
Bir sabi masuma döndürdün beni

Karac'oğlan der ki, yaktın yandırdın
Ecel şarabın verdin kandırdın
Emreyledin Azrail'i gönderdin
Hiç de doğmamışa döndürdün beni
 
HASTA DÜŞTÜM HEY AĞALAR


Hasta düştüm hey ağalar
Halim bilmez dağlar şimdi
Düşman gibi dost karşımda
Zülüflerin bağlar şimdi

Etmedim ahd ü zamanı
Geçti mihnetin zamanı
Yitirdim kaşı kemanı
Gözüm yaşı çağlar şimdi

Del'oldum kanman sözüme
Dost hançer vurdu özüme
O yâr bakmıyor yüzüme
Yas çekecek çağlar şimdi

Balaban uçurdum gölden
Tor şahin kaçırdım koldan
Yazık fırsat gitti elden
Mecnun oldum beyler şimdi

Fırkat oldu yaktı canım
Feryatla geçer zamanım
Yaralandım, akar kanım
Karac'oğlan ağlar şimdi
 
İLLERİ VAR BİZİM İLE BENZEMEZ


İndim seyran ettim Firengistan'ı
İlleri var, bizim ile benzemez
Levin tutmuş goncaları açılmış
Gülleri var, bizim güle benzemez

Göllerinde kuğuları yüzüşür
Meşesinde sığınları böğrüşür
Güzelleri türkü söyler, çığrışır
Dilleri var, bizim dile benzemez

Seyr edüben gelir Karadeniz'i
Kanları yok, sarı sarı benizli
Öğün etmiş, kara domuz etini
Dinleri var, bizim dine benzemez

Akılları yoktur, küfre uyarlar
İmanları yoktur, cana kıyarlar
Başlarına siyah şapka geyerler
Beyleri var, bizim beye benzemez

Karac'oğlan eydür, dosta darılmaz
Hasta oldum, hatırcığım sorulmaz
Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz
İlleri var, bizim ile benzemez
 
İZİN VER HEY AĞAM BEN DE GİDEYİM


İzin ver hey ağam ben de gideyim
Ah çekip de arkam sıra ağlar var
Bakarım bakarım sılam görünmez
Aramızda yıkılası dağlar var

Coşkun sular gibi akıp durulma
Kuru gazel* gibi esip savrulma
Nerde güzel görsen ona çevrilme
Bizim ilde cana kıyar beyler var

Karşıdan karşıya yanar bir ışık
Bunu söyleyenin dilleri âşık
Bu buğday benizli, zülfü dolaşık
Gitme diye beni yolda eğler var

Karacaoğlan der ki kendim öğeyim
Taşlar alıp kara bağrım döğeyim
Güzel sevme derler nasıl sevmeyim
Kaşlar arasında çifte benler var
 
SANA DEDİM, ALLI GELİN HAS GELİN


Sana dedim, allı gelin has gelin
Suya gider, sağ elinde tas gelin
Yedi yıldır ben sevdana düşeli
Kerem eyle, şu sevdamı kes gelin

Zalim aşk elinden içmişim ağı
Senin için dolanırım bu dağı
Alam beliğine altın saç bağı
Tak saçına, ince bele as gelin

Ben seni severim, sen de seversen
İnsan olman el sözüne uyarsan
Çizme olam ayağına, geyersen
Ökçesin de çamurlara bas gelin

Bir gül oldum zemheride açıldım
Açıldım da kız koynunda geçindim
Kumaş oldum terzilerde biçildim
Geyin sarıl, ak tahtaya bas gelin

Karac'oğlan der ki, nic'olur halım
Yoluna dökülsün olanca malım
Geyin kutnu kumaş, karşımda salın
Ko desinler, şu yiğitin şu gelin
 
ŞOL DERGÂHTAN DÖNSÜN YÜZÜM


Şol dergâhtan dönsün yüzüm
Ölünce sevmezsem seni
Kan ağlasın iki gözüm
Ölünce sevmezsem seni

Muradıma ermeyeyim
Hak didârın görmeyeyim
Gonca gülün dermeyeyim
Ölünce sevmezsem seni

Olsun hey efendim olsun
Her kişi ettiğin bulsun
Gözlerim kanlı yaş döksün
Ölünce sevmezsem seni

Sırrım âleme faş olsun
Bağrında biten taş olsun
Gözlerim kanlı yaş olsun
Ölünce sevmezsem seni

Karac'olan olur mürde
Sen düşürdün beni derde
Muhtaç olayım nâmerde
Ölünce sevmezsem seni
 
ŞU GÖNLÜM EĞLENMEZ OLDU, VARAYIM


Şu gönlüm eğlenmez oldu, varayım
Yollar, beni sevdiğime ulaştır
Merhaba eyleyip tavaf ettiğim
Beller, beni sevdiğime ulaştır

Gelen gider imiş şu kara yere
Mansur cana kıydı, çekildi dâra
Hakk'ın kelâmını söyleyip bile
Diller, beni sevdiğime ulaştır

Oniki imam gülbengine erişem
Anda keramet var, Hakk'a yetişem
Baharda açılıp bülbül ötüşem
Güller, beni sevdiğime ulaştır

Karac'oğlan der ki, doğru yürürler
Tamuya girmez, uçmağa girerler
El kavşurup Hakk'a karşı dururlar
Kullar, beni sevdiğime ulaştır
 
YALANA DA DELİ GÖNÜL YALANA


Yalana da deli gönül yalana
Yedi iklim, çar köşeyi dolana
Soğuk sulu yaylalarda sulana
Meğer bu dünyanın sonu yoğ imiş

Bayrak çekip padişahlık sürmedim
Gurbet ilde inim inim inledim
Kulak verdim, dört köşeyi dinledim
Arkam sıra gıybet eden çoğ imiş

Başına bağlamış ibrişim puşu
Her daim böyledir feleğin işi
Tırnağın var ise başını kaşı
Kardaştan kardaşa fayda yoğ imiş

Karac'oğlan der ki, yorup yormadan
Usandım ben el işine yelmeden
Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden
Az yaşayıp bir dem sürmek yeğ imiş
 
Elif / Karacaoğlan

İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif diye
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif diye

Elif'in uğru nakışlı
Yavru balaban bakışlı
Yayla çiçeği kokuşlu
Kokar Elif Elif diye

Elif kaşlarını çatar
Gamzesi bağrıma batar
Ak elleri kalem tutar
Yazar Elif Elif diye

Evlerinin önü çardak
Elif'in elinde bardak
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif Elif diye

Karac(a)oğlan eğmelerin
Gönül sevmez değmelerin
İliklenmiş düğmelerin
Çözer Elif Elif diye
 
Koşma / Karacaoğlan

Bad-ı saba selam söyle o yare,
Pek göresim geldi illerimizi.
Gönül arzu çeker ama ne çare,
N’ideyim tutan var yollarımızı.

Acem şahı bize name gönderdi,
Gam leşkerin üstümüze dönderdi,
Zalim felek bizi yaktı yandırdı,
Savurdu havaya küllerimizi.

Yüküm gamdır gam alır satarım,
Pervaneler gibi yanar tüterim,
Kıyamette yakasını tutarım,
Vermesin hoyrata gönüllerimizi.

Karac’oğlan der ki gümanım yoktur,
Gayri rakiplere amanım yoktur.
Sılaya varmaya dermanım yoktur
Nazlım beklemesin yarini
 
Nasihat / Karacaoğlan

Dinle sana bir nasihat edeyim
Hatırdan gönülden geçici olma
Yiğidin başına bir iş gelirse
Onu yad ellere açıcı olma

Mecliste arif ol kelamı dinle
El iki söylerse sen birin söyle
Elinden geçtikçe iyilik eyle
Hatıra dokunup yıkıcı olma

El ariftir yoklar senin bendini
Dağıtırlar tuzağını fendini
Alçaklarda otur gözet kendini
Katı yükseklerden uçucu olma

Karac'oglan söyler sözün başarır
Aşkın deryasını boydan aşırır
Seni hep küçük düşürür
Kötülerle konup göçücü olma
 
? / Karacaoğlan

Karac'oğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Bir ah çeksem dağı taşı eritir
Gözüm yaşı değirmeni yürütür
Bu hasretlik beni dahi çürütür
Bana sıla da bir gurbet il de bir

Gittim gurbet il'e geri gelinmez
Kim ölüp de kim kaldığı bilinmez
Ölsem gurbet ilde gözüm yumulmaz
Anam atam hiç ağlarım yok benim
 
Üryan Geldim Gene Üryan Giderim / Karacaoğlan

Üryan geldim gene üryan giderim
Ölmemeye elde fermanım mı var
Azrail gelmiş de can talep eyler
Benim can vermeye dermanım mı var

Dirilirler dirilirler gelirler
Huzur-i mahşerde divan dururlar
Harami var diye korku verirler
Benim ipek yüklü kervanım mı var

Er isen erliğin meydana getir
Kadir Mevlâ'm noksanımı sen yetir
Bana derler gam yükünü sen götür
Benim yük götürür dermanım mı var

Karac'oğlan der ki ismim öğerler
Ağı oldu yediğimiz şekerler
Güzel sever diye isnad ederler
Benim Hakk'dan özge sevdiğim mi var
 
Gönül Ne Gezersin / Karacaoğlan

Gönül ne gezersin sarp kayalarda
İniver aşağı yola gidelim
Bir güzel sevmeyle gönül eğlenmez
Gel güzeli bolca İl'e gidelim

Koyuverin gitsin sefil baykuşu
Durmuyor akıyor gözümün yaşı
Kadir kıymet bilmez imiş her kişi
Kadirli kıymetli İl'e gidelim

Şahini koyuverin avını alsın
Yarenim yoldaşım yanıma gelsin
Şu garip illerde düşmanım ölsün
Emmili dayılı İl'e gidelim

Karac'aoğlan der ki yiyip içmeden
Güzeller usanmaz konup göçmeden
Muhanatın köprüsünden geçmeden
Düşelim de azgın sele gidelim
 
Menzil / Karacaoğlan

Evvel sen de yücelerden uçardın
Şimdi enginlere indin mi gönül
Derya, deniz, dağ, taş demez geçerdin
Karada menzilin aldın mı gönül

Yiğitliğin elden gitti yel gibi
Damağımda tadı kaldı bal gibi
Hoyrak eli değmiş goncagül gibi
Bozulmuş bağlara döndün mü gönül

Hasta oldun yatağını istersin
Kadir mevlâm sağlığını göstersin
Cennet-i Aladan Bir köşk dilersin
Boynunun farzını kıldın mı gönül

Karacaoğlan der ki söyle sözünü
Hakka teslim eyle kendi özünü
El içinde karalama yüzünü
Yolun doğrusunu buldun mu gönül
 
Gamlanma

koyun meler kuzu meler
sular hendeğine dolar
ağlayanlar bir gün güler
gamlanma gönül gamlanma

yiğit yiğide yad olmaz
iyilerde ham süt olmaz
bin kaygı bir borç ödemez
gamlanma gönül gamlanma

yiğit yiğidin yoldaşı
at yiğidin öz gardaşı
sağlıktır her şeyin başı
gamlanma gönül gamlanma

naçar karacoğlan naçar
pençe vurup göğsün açar
kara gündür gelir geçer
gamlanma gönül gamlanma

KARACAOĞLAN
 
AĞACIN EYİSİ ÖZÜNDEN OLUR


Ağacın eyisi özünden olur

Yiğidin eyisi sözünden olur

İl için ağlayan gözünden olur

Ağlama hey gözü yaşın sevdiğim



Yavrı keklik gibi kaynar eğlenir

Mis kokulu yağlar ile yağlanır

Sabah akşam türlü yazma bağlanır

Eğip geçer yeşil başın sevdiğim



Karacaoğlan der ki hoşça salınsın

Dursun yol üstünde bacı alınsın

Çözüver düğmeni göğsün görünsün

Nokta nokta benli döşün sevdiğim

KARACAOĞLAN
 
AĞLAMA SEVDİĞİM GÜL DEDİ BANA



Seherden uğradım dostun köyüne

Hoş geldin sevdiğim in dedi bana

Tomurcuk memesin verdi ağzıma

Yorgunsun sevdiğim em dedi bana



Benim yârim gelişinden bellidir

Ak elleri deste deste güllüdür

İbrişim kuşaklı ince bellidir

İnce bellerimi sar dedi bana



Benim yârim bana yalan söylemez

Söylerse de gıybetimi eylemez

El yanında ikrarını söylemez

Elleri uyut da gel dedi bana



Mestine de deli gönül mestine

Aşık olan gül gönderir dostuna

Telli mahramasın attı üstüme

Terlisin sevdiğim sil dedi bana



Karac'oglan sırrın kime danışır

Siyah zülfü mah yüzüne kıvrışır

Ayrılanlar elbet bir gün kavuşur

Ağlama sevdiğim gül dedi bana

KARACAOĞLAN
 
AĞLAYI AĞLAYI DÜŞTÜM YOLLARA



Ağlayı ağlayı düştüm yollara

Karışayım bozbulanık sellere

Adı sanı bilinmedik illere

Gitmeyince gönül yardan ayrılmaz



Ahım kaldı şu gelinin ahdinde

Deremedim güllerini vaktinde

Karanlık gecede kolum altında

Yatmayınca gönül yardan ayrılmaz



Gözüm kaldı şu kaplanın postunda

Azrail de can almanın kastında

Döne döne teneşirin üstünde

Yunmayınca gönül yardan ayrılmaz



Hadini de Karac'oğlan hadini

Aramazlar gurbet ile gideni

Ak göğsün üstünde çakır dikeni

Bitmeyince gönül yardan ayrılmaz

KARACAOĞLAN
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…