- 23 Kasım 2022
- 11.876
- 53.361
-
- Konu Sahibi Burhan Burhanitto
- #21
Hademe olsa kabul edermişim çünkü yükselmesini istemiyorumHademe olsam diye başlayan cümlesi bence çok şey anlatıyor.
Yükselme mi alçalma mı göreceli.Hademe olsa kabul edermişim çünkü yükselmesini istemiyorum
Ben şöyle anladım.Hademe olsa kabul edermişim çünkü yükselmesini istemiyorum
Evet harcadığım zamana çok üzülüyorumAy burhan bu adamı ne yapacaksın hiç sevmediğim tipler birine yaranmaya çalışan. Benim etrafımda da vardı öyke tipler ama tahmin ettikleri şeyleri yaşayamayıp şutlandılarben olsam basarım tekmeyi muhtemelen kendini düşünen bencilin teki. Sana istediğin değeri vermiyor
Ben olsam bende uzak mesafe iliskime gore kariyer plani yapmam. Siz seciminizi ona gore yapmissiniz ayni fedakarligi bekliyorsunuz. Ama o fedakarlik gelmeyecek gorunuyorŞimdi sizle çok kalbimi kıran bir durumu paylaşıcam. Biliyorsunuz ki görüştüğüm biri var ve o da benim gibi öğretmen. Şuan konteyner kentlerde görevli. Ve bunları kaymakam seçiyor. Evi merkezde olduğu için depremden sonra seçilmişti. Şimdi oralarda işlerin çoğunluğunun bittiğini söylüyor. Bırakıp mesleğe dönen çok oldu. Ne zaman yanıma gelse ya da yanına gitsem telefonu 5 dakika susmuyor. Arayan arayan üstüne. Hatta yanından erken döndüğüm bile oluyor. Hafta sonları da çalışıyor. Aradığım zaman çoğunlukla başka biriyle görüşüyor oluyor. O musaitliğe çıkınca konuşabiliyoruz. Görüşelim desek kaymakamıdır korumasıdır işçisidir çaycısıdır servisidir ıvırıdır zıvırıdır her dakika arıyor. Görüşmek için sürekli yüksek lisansını bahane ederek geliyor. Buraya kadar sorun yok, zaten bu kadarını kabul ettim. Ama bugün başlarındaki sorumlu kaymakamın başka konteynerların sorumluluğunu da alacağını, benimkinin yanına başka bir yardımcı öğretmen istediğini soylemiş. Bizimki de ordan atlamış. 'Siz bana araç tahsis edin ben hepsine bakarım' demiş. Kaymakam, vali yardımcısı olmaya çalışıyormuş belki beni de danışmanı yapar dedi hevesli hevesli. Sinirlerim zıpladı. Ben senin hayatının neresindeyim dedim. Hiç bana sormuyorsun, sözde ciddi düşünüyor ya. Sorumluluğu 2 değil hatta 4 katına çıkacak sürekli orda burda olacak. Yoğunluğu daha çok artacak. Hiç beni katmadan, fikrimi sormadan şöyle yaparım şunu ederim şöyle yükselirim demeye başladı. Hiç bizden söz etmedi. Haliyle bozuldum. Ne oldu diye sordu. Ben de: 'biz ne olacağız zaten hiç görüşemiyoruz sorumluluğun 4 kat artacak' dedim. Bana söylediği şey 'Zaten akşamdan akşama konuşuyoruz ya' oldu. Ben şuan onun kadrosunun olduğu yerde görevlendirme olarak çalışıyorum yani kendi yerime dönmek istesem otomatikman o buraya gelecek ya da ücretli öğretmen çalıştıracaklar. Yani burayı ben idare ediyorum. Burda iş yüküm daha ağır. İdarecilik için ders çalışmam gerek yoğunluktan çalışamıyorum. Ama onun hatrına duruyorum. Ayrıca kendisinin de 75li puanı var idareci olmak istese Ekim'de merkezde kadrolu idareci olabilir. Neyse işte bizi düşünmüyorsun hiç kendini düşünerek hareket ediyorsun dedim. Kariyer olarak iyi bir konuma gelebilirim ama dedi. Ben de isteğine saygı duyuyorum ama niye benim fikrimi hiç sormuyorsun zaten arada mesafe var görüşemiyoruz, görüştüğümüzde telefonun susmuyor, sürekli çağırıyorlar böyle daha zor olacak dedim. Bu sefer köy okuluna dönsem daha mı mutlu olacaksın, sen benim yükselmemi istemiyor gibisin, peki ben hademe olsaydım beni kabul eder miydin dedi. Ne alakası var ki benim senin yükseldiğini kıskandığımı mı düşünüyorsun dedim. (Hademe olursa benden daha aşağıda olur statü olarak ve kabul ederim düşüncesinde söyledi) Tabi durur muyum şarladım. Benim endişelerim var ondan dolayı söyledim beni adam yerine koymaman hiç söylememen, danışmaman zoruma gitti. Sen beni kıskanmakla, kariyerine engel olmakla suçluyorsun. Senin kariyer istemen ne kadar doğal ise benim de bu yoğunluktaki biriyle görüşmek istememem gayet doğal dedim. Bu sefer beni yanlış anladın öyle demek istemedim diyip durdu daha belli değil daha konuşmadık kesinliği yok hemen evhamlanıyorsun demeye başladı. Gece soğuk soğuk konuşup telefonu kapattık. Aklımdan çok şey geçti kendi okuluma dönmek kestirip atmak gibi. Çünkü ben onun hayatının planları arasında yokum. Hep kendini düşünüyor. Ben burda yoğunluğa rağmen onu idare ediyorum, tatlı dille söylemek yerine beni direkt suçlamalarda bulunması kalbimi çok kırdı. Ne yapmalıyım bilmiyorum..
Bence hiç oyalanma bu adamla ne gereği var sen üzülüyorsun sadece o keyfindeEvet harcadığım zamana çok üzülüyorum
Seninle o kadar güldük eğlendik ama hiç ciddi bir konu hakkında konuşmadık.Mavi Mucize senden de fikrini duymak isterim
Arkadaştan yorum bekledigin kadar varSeninle o kadar güldük eğlendik ama hiç ciddi bir konu hakkında konuşmadık.
Bir iki kez denk geldim böyle serzenişlerine ama vardır bir bildiği dedim hep.
Ama yokmuş.
Can kardeşlik, birini sevdiğin zaman, ciddi bir ilişkide olduğun zaman onun sana nasıl emek verdiğini gördüğün zaman anlıyorsun daha öncesinde ne kadar gereksiz fedakarlık yaptığını, kendinden ne kadar ödün verdiğini. Sizin bir telefon konuşması olayınız vardı mesela. Seninle geçirdiği bir zamanında, bir hocaya telefonda sürekli yardımcı olmaya çalışması ve seni rahatsız eden o durumu hatırlarsın, belki bu örneği yüzlerce kere yaşadın. Sevgilini tanımam etmem ama senin bende oluşturduğun enerjiden yola çıkarak söylüyorum. Sen ışıl ışıl parlayan, hayat dolu bir kadınsın. Sevgi eksikliği yüzünden hep depresif duruma düşüyorsun. Enerjini emiyor bu adam senin, çünkü güzel sevmek nedir bilmiyor.
Ben böyle bir süreçten geçtim ilk evliliğimde. En son şu cümleyi kurmuştum.
"Sana baktığımda, gördüğüm şey kocaman bir karanlık. Önümü ardımı göremiyorum."
Ve bu cümleden sonra boşandık. Beş yılım çöp oldu, en güzel çağlarım, enerjim, hayallerim, bir köşede ilgi bekleyen ama öğrenci velisinin bile benden daha çok gündem olduğu bir hayat düşün.
Sende de durum bu.
Ama hayat böyle ilerlemiyor. Ben bunların ne kadar yıpratıcı olduğunu çok sonra fark ettim. Şimdiki eşimi tanıdıktan sonra.
Hayatındaki her alanda ben vardım, her kararını beraber aldık, her derdini ben dinledim, her mutluluğuna beni ortak etti.
İnsan sıcağı görünce üşüdüğünü anlarmış derler. Ben üşüdüğümü, içimin buz kestiğini o zaman anladım, o zaman kendi hayatıma uzaktan bakmayı öğrendim. Şu anda aranızda bir resmiyet olmamasının hiç önemi yok. Nikah sadece bir imza.
Ben bu örnekleri, o imzayı atmadan önce yaşadım ve o zaman gördüm değerli olduğumu. Bir kadının böyle de sevilebileceğini.
O nedenle hep ışıl ışıl olmanı çok istiyorum, bir köşede ilgi görmek için sırasını bekleyen biri değil, hayat planlarını seni de dahil ederek yapan ve seninle daima iletişim halinde olarak hak ettiğin değeri gösteren biriyle devam etmeni isterim.
Şimdi bu ilişkiyi bitirsen, sevgilin evet özeleştiri yapmaz. Beni yarı yolda bıraktı falan diye de düşünür ama bu seni neden ilgilendirsin?
Ne zaman fark eder biliyor musun?
Hayalini kurduğu o saçma kariyeri gerçekleştirip, işten güçten boğulduğu evrede biriyle daha tanışır, ihtimal ki o kişi bu duruma katlanamaz ve arıza çıkarır. O zaman bir iç geçirir. Burhan olsa böyle yapmazdı diye.
Ama senin hayatın köreliyor görmüyor musun, senin hiç hayalin yok mu, gelecek hedeflerin yok mu? Var ama onları düşünmeye fırsat bile bulamıyorsun çünkü sevgilin bütün zihnini zaten meşgul ediyor.
O zaman o sımsıkı tuttuğun ama elini kanatan o şeyi bırak.
Dünya bambaşka kapılar açacaktır sana.
Bu ilişki modeli gerçekten çok yorucu, yıpratıcı ve maalesef de değişmiyor.
Seviyorum ben seni.
Teşekkür ederim okurken gözlerim doldu aynısını yaşıyorum ve kendimi kıymetsiz hissediyorum. Asıl degerimin bu olmadığını biliyorum çok teşekkür ederimSeninle o kadar güldük eğlendik ama hiç ciddi bir konu hakkında konuşmadık.
Bir iki kez denk geldim böyle serzenişlerine ama vardır bir bildiği dedim hep.
Ama yokmuş.
Can kardeşlik, birini sevdiğin zaman, ciddi bir ilişkide olduğun zaman onun sana nasıl emek verdiğini gördüğün zaman anlıyorsun daha öncesinde ne kadar gereksiz fedakarlık yaptığını, kendinden ne kadar ödün verdiğini. Sizin bir telefon konuşması olayınız vardı mesela. Seninle geçirdiği bir zamanında, bir hocaya telefonda sürekli yardımcı olmaya çalışması ve seni rahatsız eden o durumu hatırlarsın, belki bu örneği yüzlerce kere yaşadın. Sevgilini tanımam etmem ama senin bende oluşturduğun enerjiden yola çıkarak söylüyorum. Sen ışıl ışıl parlayan, hayat dolu bir kadınsın. Sevgi eksikliği yüzünden hep depresif duruma düşüyorsun. Enerjini emiyor bu adam senin, çünkü güzel sevmek nedir bilmiyor.
Ben böyle bir süreçten geçtim ilk evliliğimde. En son şu cümleyi kurmuştum.
"Sana baktığımda, gördüğüm şey kocaman bir karanlık. Önümü ardımı göremiyorum."
Ve bu cümleden sonra boşandık. Beş yılım çöp oldu, en güzel çağlarım, enerjim, hayallerim, bir köşede ilgi bekleyen ama öğrenci velisinin bile benden daha çok gündem olduğu bir hayat düşün.
Sende de durum bu.
Ama hayat böyle ilerlemiyor. Ben bunların ne kadar yıpratıcı olduğunu çok sonra fark ettim. Şimdiki eşimi tanıdıktan sonra.
Hayatındaki her alanda ben vardım, her kararını beraber aldık, her derdini ben dinledim, her mutluluğuna beni ortak etti.
İnsan sıcağı görünce üşüdüğünü anlarmış derler. Ben üşüdüğümü, içimin buz kestiğini o zaman anladım, o zaman kendi hayatıma uzaktan bakmayı öğrendim. Şu anda aranızda bir resmiyet olmamasının hiç önemi yok. Nikah sadece bir imza.
Ben bu örnekleri, o imzayı atmadan önce yaşadım ve o zaman gördüm değerli olduğumu. Bir kadının böyle de sevilebileceğini.
O nedenle hep ışıl ışıl olmanı çok istiyorum, bir köşede ilgi görmek için sırasını bekleyen biri değil, hayat planlarını seni de dahil ederek yapan ve seninle daima iletişim halinde olarak hak ettiğin değeri gösteren biriyle devam etmeni isterim.
Şimdi bu ilişkiyi bitirsen, sevgilin evet özeleştiri yapmaz. Beni yarı yolda bıraktı falan diye de düşünür ama bu seni neden ilgilendirsin?
Ne zaman fark eder biliyor musun?
Hayalini kurduğu o saçma kariyeri gerçekleştirip, işten güçten boğulduğu evrede biriyle daha tanışır, ihtimal ki o kişi bu duruma katlanamaz ve arıza çıkarır. O zaman bir iç geçirir. Burhan olsa böyle yapmazdı diye.
Ama senin hayatın köreliyor görmüyor musun, senin hiç hayalin yok mu, gelecek hedeflerin yok mu? Var ama onları düşünmeye fırsat bile bulamıyorsun çünkü sevgilin bütün zihnini zaten meşgul ediyor.
O zaman o sımsıkı tuttuğun ama elini kanatan o şeyi bırak.
Dünya bambaşka kapılar açacaktır sana.
Bu ilişki modeli gerçekten çok yorucu, yıpratıcı ve maalesef de değişmiyor.
Seviyorum ben seni.