- 24 Nisan 2007
- 2.766
- 15
- 45
Medicana Çamlıca Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Direktörü Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal, kadınlardaki ölüm nedenleri arasında kalp hastalıklarının birinci sırada yer aldığını, kanserin ise sanılanın aksine ikinci sırada geldiğini belirtti.Bu hastalık sanılanın aksine kadınları kanserden daha çok öldürüyor..
Prof. Dr. Bilal, yaptığı yazılı açıklamada, atardamarlarda daralma veya tıkanma, kalp ritm bozukluğu ve kalp kapağı hastalıklarının kadınlar için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti.Kadınlardaki ölüm nedenleri arasında kalp hastalıklarının birinci sırada yer aldığını, kanserin ise sanılanın aksine ikinci sırada geldiğini belirtti.
Ailesinde yüksek tansiyon, şeker, yüksek kolesterol olan kadınların 30'lu yaşlarda mutlaka kardiyolojik check-up yaptırmaları gerektiğini ifade eden Bilal, 65 yaşın üzerindeki her 4 kadından birinde bir çeşit kalp rahatsızlığı görüldüğünü söyledi. Koroner arter hastalığının risk faktörlerinin günümüz toplumunun yaşam tarzında giderek daha yaygınlaştığını kaydeden Bilal, kalp krizi geçiren kadınlarda ölüm oranının erkeklere göre daha yüksek olduğunu ifade etti.
Bilal, ''Yani kalp krizi, kadınlarda daha tehlikeli. Kadınlardaki ölüm nedenleri arasında kalp hastalıkları birinci sırada yer alırken, kanser sanılanın aksine ikinci sırada geliyor. Kalp hastalıkları, kadınlardaki ölümlerin yaklaşık yarısından sorumlu ve tüm kanser ölümlerinin neredeyse iki katı'' dedi.
Kadınların, ev halkının sağlıklı beslenmesinin mimarları olarak kalp hastalıklarından korunmada önemli bir role sahip olduklarını vurgulayan Bilal, menopoz sonrası düzenli egzersiz, sağlıklı beslenerek şişmanlıktan korunma ve varsa sigara alışkanlığını terk etmenin, kadınları kalp hastalıklarından korumada en etkili önlemler olduğunu kaydetti.
"DÜŞÜK KATRAN VEYA NİKOTİNLİ SİGARALAR RİSKİ AZALTMIYOR''
Sigara içen kadınların sigara içmeyenlere göre 2 ile 6 kat daha fazla kalp krizi geçirme riski taşıdıklarını belirten Bilal, ''Bir günde içilen sigara sayısı arttıkça kalp krizi riski de artar. Evde veya işte sigara dumanına maruz kalmak bile kalp hastalığı gelişme ihtimalini yüzde 25-30 arttırmaktadır. Düşük katran veya nikotinli sigaralar bu riskleri azaltmamaktadır'' dedi. Menopoz ile birlikte kalp hastalıklarında bir sıçrama olduğunu belirten Bilal, şöyle devam etti:
''Bunun da nedeni, kalp hastalıklarından koruyucu etkisi olan östrojen adlı hormonun seviyesindeki düşmedir. Östrojen iyi huylu kolesterolü yükseltirken kötü huylu olanı azaltıyor. Erken yaşta rahmi ve yumurtalıkları alınmış kadınlarda da kalp hastalığı ihtimali aynı şekilde yükseliyor.
Hormon takviyesi sadece bu hasta grubunda tavsiye edilirken normal menopoz sonrasında yan etkilerinden dolayı tavsiye edilmemektedir. Doğum kontrol hapları da damarlarda pıhtı oluşmasına yol açarak genç yaşta kalp krizi ve felç geçirme ihtimalini arttırmaktadır. Sigara alışkanlığı ile birlikte bu haplar kullanılırsa risk çok yükselir. Hamilelik döneminde yüksek tansiyon ile birlikte kardiyomyopati denilen kalp kası hastalığı da önemli bir sorun yaratabiliyor.''
Türk toplumunda kadınlardaki kalp hastalığının hızla arttığını ve alarm verdiğini belirten Bilal, 60'lı yaşlara kadar kadınlarda koroner hastalığı erkeklere göre daha düşük oranda iken bu yaştan sonra iki cinste oranın eşitlendiğini kaydetti.
Prof. Dr. Bilal, yaptığı yazılı açıklamada, atardamarlarda daralma veya tıkanma, kalp ritm bozukluğu ve kalp kapağı hastalıklarının kadınlar için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti.Kadınlardaki ölüm nedenleri arasında kalp hastalıklarının birinci sırada yer aldığını, kanserin ise sanılanın aksine ikinci sırada geldiğini belirtti.
Ailesinde yüksek tansiyon, şeker, yüksek kolesterol olan kadınların 30'lu yaşlarda mutlaka kardiyolojik check-up yaptırmaları gerektiğini ifade eden Bilal, 65 yaşın üzerindeki her 4 kadından birinde bir çeşit kalp rahatsızlığı görüldüğünü söyledi. Koroner arter hastalığının risk faktörlerinin günümüz toplumunun yaşam tarzında giderek daha yaygınlaştığını kaydeden Bilal, kalp krizi geçiren kadınlarda ölüm oranının erkeklere göre daha yüksek olduğunu ifade etti.
Bilal, ''Yani kalp krizi, kadınlarda daha tehlikeli. Kadınlardaki ölüm nedenleri arasında kalp hastalıkları birinci sırada yer alırken, kanser sanılanın aksine ikinci sırada geliyor. Kalp hastalıkları, kadınlardaki ölümlerin yaklaşık yarısından sorumlu ve tüm kanser ölümlerinin neredeyse iki katı'' dedi.
Kadınların, ev halkının sağlıklı beslenmesinin mimarları olarak kalp hastalıklarından korunmada önemli bir role sahip olduklarını vurgulayan Bilal, menopoz sonrası düzenli egzersiz, sağlıklı beslenerek şişmanlıktan korunma ve varsa sigara alışkanlığını terk etmenin, kadınları kalp hastalıklarından korumada en etkili önlemler olduğunu kaydetti.
"DÜŞÜK KATRAN VEYA NİKOTİNLİ SİGARALAR RİSKİ AZALTMIYOR''
Sigara içen kadınların sigara içmeyenlere göre 2 ile 6 kat daha fazla kalp krizi geçirme riski taşıdıklarını belirten Bilal, ''Bir günde içilen sigara sayısı arttıkça kalp krizi riski de artar. Evde veya işte sigara dumanına maruz kalmak bile kalp hastalığı gelişme ihtimalini yüzde 25-30 arttırmaktadır. Düşük katran veya nikotinli sigaralar bu riskleri azaltmamaktadır'' dedi. Menopoz ile birlikte kalp hastalıklarında bir sıçrama olduğunu belirten Bilal, şöyle devam etti:
''Bunun da nedeni, kalp hastalıklarından koruyucu etkisi olan östrojen adlı hormonun seviyesindeki düşmedir. Östrojen iyi huylu kolesterolü yükseltirken kötü huylu olanı azaltıyor. Erken yaşta rahmi ve yumurtalıkları alınmış kadınlarda da kalp hastalığı ihtimali aynı şekilde yükseliyor.
Hormon takviyesi sadece bu hasta grubunda tavsiye edilirken normal menopoz sonrasında yan etkilerinden dolayı tavsiye edilmemektedir. Doğum kontrol hapları da damarlarda pıhtı oluşmasına yol açarak genç yaşta kalp krizi ve felç geçirme ihtimalini arttırmaktadır. Sigara alışkanlığı ile birlikte bu haplar kullanılırsa risk çok yükselir. Hamilelik döneminde yüksek tansiyon ile birlikte kardiyomyopati denilen kalp kası hastalığı da önemli bir sorun yaratabiliyor.''
Türk toplumunda kadınlardaki kalp hastalığının hızla arttığını ve alarm verdiğini belirten Bilal, 60'lı yaşlara kadar kadınlarda koroner hastalığı erkeklere göre daha düşük oranda iken bu yaştan sonra iki cinste oranın eşitlendiğini kaydetti.