kadınları depresyona sokan erkek tipleri

yaren06

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
6 Ağustos 2008
26
0
44
Kadınları Depresyona Sokan Erkek Tipleri

"Kıskançlık ve sahiplenme duygusu:
İkili ilişkilerde ilişkiyi ve kadını yıpratan en önemli unsurlardan biri kıskançlıktır. Ama bunun da
ötesinde kadını çok fazla yıpratan ve kıskançlığın da önüne geçebilen durum, sahiplenme duygusu.
Evlendikten sonra erkeğin kadına hissettirdiği, 'Sen benim malımsın' düşüncesi. Bu, erkeklerde daha
fazla gözleniyor. Bu düşüncenin beraberinde kontrol mekanizması geliyor. Erkek, kadının
kıyafetlerini, davranışlarını, arkadaşlarını (erkek kadın fark etmiyor) görmesini istemiyor. Eşinin
işine karışıyor ve bir süre sonra çalışmasına da karşı çıkıyor. Hatta daha da ileri giderek, 'benden
önceki hayatını bitiriyorsun, benimle yeni bir hayata başlıyorsun' diyebiliyor. Erkek kadının,
gardrobu yenilemeler, arkadaşları yenilemeler, kendi çevresine göre insanları seçme gibi davranışlar
sergiliyor.

Baştaki heyecanın azalması ya da bitmesi:
Evliliğin başında kadın için de erkek için de bu birliktelik; yeni, heyecan verici, değişik olabilse
de kontrol mekanizması devreye girdiğinde erkek kadının benliğini elinden alıyor. Kadın bir süre
sonra tek başına karar verecek bir birey olmadığını anlamaya başlıyor. 'Ben seninle varım, çünkü
beni ben yapan bütün her şeyi seninle bıraktım' düşüncesiyle kadın bir süre sonra yok oluyor.
Ardından da kadını yıpratan bir tablo ortaya çıkıyor.

'Senin ailen benim ailem' tartışması:
"Senin annen benim annem, senin ailen benim ailem" ayrımı, ikili ilişkilerde kadın ve erkek için çok
fazla yıpratıcı oluyor. Ama erkekler evlendikten sonra aile kavramını biraz daha ön planda tuttuğu
için kadın bundan çok daha fazla etkileniyor. Erkek, 'Annem benden önce gelir. Bir şey yapacaksan
önce annemden izin alacaksın' gibi yaptırımlar uygulayabiliyor. Bu durum bir süre sonra kadın için
çekilmez bir hal alıyor. Erkeklerde aile ile ilgili bu tür davranışlar kültürel bir şey, kesinlikle
öncelikle ataerkil olmaktan kaynaklanıyor. Biz kavramı ile bir birliktelik kurulmuyor. Kadın,
erkeğin evine ve ailesine getiriliyor. Sonrasında ise 'Sen bizim malımızsın' deniyor. Bizi olduğumuz
gibi her şeyimizle kabul edeceksin ve her dediğimizi yapacaksın gibi hissettiriliyor. Kadın yok
sayılıyor, yok ediliyor. Bir süre sonra da duygularını ifade edemeyen, kendini anlatamayan kadın
çatlayacak hale geliyor.

Kıskançlık:
Kıskançlık da kontrol mekanizması nedeniyle ortaya çıkan bir durum. Erkek kıskançlığı kadının her
şeyini kontrol altına almaya çalışıyor. Kendisinden izinsiz hiçbir şey yapmasına izin vermiyor.
Giydiği giysiden görüştüğü arkadaşlarına kadar kıskançlık yapıyor.

İletişim bozukluğu:
Kadınlar için öne çıkan en önemli meselelerden biri de iletişim bozukluğu. Kadınları en çok yıpratan
erkek tipi, iletişim sorunu olan tiptir. Sürekli içine kapanık ise, konuşmuyorsa, zamanını
bilgisayarın ya da elinde kumanda ile televizyonun karşısında geçiriyorsa bir süre sonra kadın
eşinden soğumakta ve yıpranmaktadır. Eşini psikoloğa götürmek için girişimlerde bulunur ama
genellikle erkekler bu konularda psikolojik yardım almaktan kaçınırlar. Kadınlar daha çok duygusal,
erkekler ise daha çok cinsellikle ilgili konularda psikolog yardımı almaktadır. Kadının bu noktada
istediği el ele baş başa göz göze oturmak değil, birlikte bir şeyler konuşarak sohbet etmektir.
Kadınları en çok yıpratan durumlardan en önemlisi, çiftlerin birbirleriyle konuşamamaları. Öyle
çiftler var ki birlikte bir şeyler yapmaktan sıkılıyorlar. Bir yere gideceklerse arkadaşlarını da
çağırmak isterler, paylaşım olmadığı zaman ilişki çiftleri yıpratır. ."
 
X