2017 kız bebek isimleri
A Harfi
Toplam isim: 122
Toplam isim: 81
Toplam isim: 26
Toplam isim: 15
Toplam isim: 50
Toplam isim: 47
Toplam isim: 30
Toplam isim: 90
Toplam isim: 30
Toplam isim: 15
Toplam isim: 41
Toplam isim: 10
Toplam isim: 20
Toplam isim: 16
Toplam isim: 48
Toplam isim: 65
Toplam isim: 15
Toplam isim: 25
Toplam isim: 15
Toplam isim: 20
Toplam isim: 86
Toplam isim: 20
Toplam isim: 30
Toplam isim: 10
Toplam isim: 12
Toplam isim: 10
Toplam isim: 15
Toplam isim: 20
A Harfi
Toplam isim: 122
- Açangül: Açılan gül çiçeği.
- Açelya: Fundagillerden çok renkli çiçekler açan bitki.
- Açılay: Ay’ın şekilleri, yansıması.
- Adal: Ün kazan.
- Afet: Ortalığı birbirine katacak kadar güzel kadın.
- Afife: Namuslu, namusuna çok düşkün olan.
- Afitap: 1.Güneş. 2. Çok güzel, parlak yüzlü kadın.
- Ağça: Temiz, saf.
- Ahenk: Uyum
- Ahsen: Çok güzel, olağanüstü güzel.
- Ahu: Ceylan, karaca 2.Çok güzel,ince,zarif kadın.
- Ahueda: Nazlı güzel.
- Ahuela: AHUELA:Çok güzel gözlü.
- Ahugül: Çok güzel.
- Ahugüzar: Becerikli güzel.
- Ahunaz: Nazlı güzel,nazenin.
- Ahunisa: Çok güzel kadın.
- Ahunur: Göz kamaştıran güzelliğe sahip olan.
- Ahuse: Coşkulu güzellik
- Ahuşen: Güzel ve neşeli.
- Ajda: Filiz,sürgün. Çok genç.
- Ajlan: Hızlı, çabuk, telaşlı
- Akasya: Güzel kokulu bir süs bitkisi.
- Akel: Eli uğurlu anlamında.
- Akgün: Parlak gün, uğurlu gün, ışıklı.
- Aksev: Aydınlığı sev,ışık saç.
- Aksu: Anadolu’da değişik boylarda bir çok akarsuyun adı.
- Aktan: Ak renkli tan; Kutlu tan, uğurlu tan.
- Ala: Ela karışık renkli, alaca; Benekli; Tam olgunlaşmamış, yarı olmuş.
- Alagül: Çok renkli gül.
- Alçiçek: Kırmızı çiçek.
- Alçin: Kızıl renkli küçük bir kuş.
- Aleda: Nazlı, kaprisli
- Alev: Yanan cisimlerin görüntüsünü tarif etmek için kullanılan bir kelime.
- Aleyna: Bizim üzerimize olsun.
- Algin: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun.
- Algül: Kırmızı gül. Gül kırmızısı.
- Alim: Gözü gönlü çeken nitelik, çekicilik, gönül çelen güzellik, alben
- Alin: Yükselen ışık, parlayan, parıldayan.
- Alisa: 1)Asil soydan olan. 2) Güzel.
- Alkim: Gökkuşağı.
- Alkız: Kırmızı yanaklı,sağlıklı kız.
- Alpike: Kahraman kraliçe.
- Altin: Yüksek değerli bir maden
- Alya: Yüksek yer, yükseklik, gök.
- Amine: Yüreğinde korku olmayan.
- Andaç: Anılar, hatıralar
- Anıl: Başkaları tarafından sözün edilsin
- Anka: Kaf Dağı’nda bulunduğu söylenen masal kuşu
- Arın: Arı, katışıksız, temiz, kirden uzak
- Arkın: Yavaş, ağır, sakin
- Armağan: Hediye, ödül
- Armina: Emine, korkusuz, yürekli
- Arnisa: Çok namuslu kadın
- Arsen: Kurtuluş, özgürlük
- Arsu: Su kadar berrak
- Arsun: Yüreğindeki temizliği yansıtan
- Arya: Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı
- Arzu: Herhangi bir şey için duyulan aşırı istek
- Arzucan: Candan isteyen.
- Arzugül: İstenilen,beğenilen gül.
- Arzum: İsteğim,dileğim,hevesim.
- Arzunaz: Naz yapan,nazenin.
- Asalbike: Gerçek hanım, gerçek güzel
- Asel: Bal, Cennetteki dört sudan bir
- Asena: Dişi kurt, güzel kız.
- Aşkım: Sevdiğim,sevgilim.
- Aşkın: Aşmış, ileri
- Aslı: Temelli,köklü. Bir şeyin benzeri.
- Aslıcan: Özü can gibi sevgili.
- Aslıhan: Han soyundan gelen.
- Aslım: Özü geçmişe ait.
- Aslınaz: Nazlı olması geçmişinden gelen.
- Aslınur: Nur saçan bir geçmişi olan.
- Aslısu: Geçmişi su gibi berrak ve temiz olan.
- Asu: Azgın, huysuz,isyan eden. Afacan.
- Asude: Rahat, huzur içinde olan
- Asuela: Ela gözlü yaramaz.
- Asuman: Gökyüzü
- Asya: Dünyanın en büyük kıtası
- Ayben: Ben ayım anlamında
- Aybeniz: Ay gibi parlak tenli,ay benizli.
- Aybeniz: Ay gibi parlak tenli,ay benizli.
- Aybike: Ay gibi güzel kız.
- Aybirgen: Ay veren.
- Ayça: Yay biçimindeki ay, Hilal.
- Ayçağ: Ay gibi parlak çağ.
- Aycan: Ay gibi sevilen,aydınlık can.
- Ayçan: Ay gibi aydınlık kişi.
- Ayçiçek: Gün çiçek
- Ayda: Dere kıyılarında yetişen bir bitki.
- Aydan: Güzelliğini aydan almış,ay gibi parlak ve güzel
- Aydeniz: Hem ay, hem de deniz.
- Aydonat: Işık donat, parlaklık donat anlamında.
- Ayevi: Ay çevresinde oluşan ışık çemberi.
- Aygen: Gönül arkadaşı.
- Aygönül: Güzel gönüllü.
- Aygün: Hem ay, hem gün.
- Aykal: Ay gibi parlak ve ışıklı kal.
- Aykız: Ay+Kız.
- Ayla: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık çemberi.
- Aylan: Ay gibi güzel değerlere sahip olan.
- Aylin: AYLA ile aynı anlamdadır: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık çemberi.
- Aynur: Ay ışığı.
- Ayperi: Ay ve peri gibi çok güzel.
- Aysar: Ayın evrelerine göre huyu değişen kimse.
- Ayşe: Rahat ve huzur içinde yaşayan.
- Ayşegül: Güller içinde mutlu yaşayan.
- Aysel: Ay gibi olan güzelliğiyle nam salmış olan.
- Aysema: Ay gibi parıldayan yüz.
- Ayşen: Neşeli,gülen,aydınlık.
- Ayşenur: Ayşe+Nur isimlerinden bir araya gelmiştir.
- Ayseren: Güzelliğini gözler önüne seren.
- Ayşıl: Ay ışığı.
- Ayşim: Ayşin. Darlak ışık saçan.
- Aysin: Sen aysın, ay kadar güzelsin.
- Aysu: Ay gibi parıltılı ve su gibi berrak.
- Aysun: Ay gibi ışıltılı ve güzel.
- Ayten: Güzel bir tene sahip olan.
- Aytu: Aya benzeyen tuğlu.
- Azize: Saygın,sevgili,kutsal.
- Azra: Üstünde hiç yürünmemiş kum; Yeni yetme kız.
Toplam isim: 81
- Bade: 1-İlahi aşk, muhabbet ve hakikat 2- Şarap, içki, kadeh
- Bahar: Yazla kış arasında olan mevsim. Güzellik,gençlik çağı.
- Baha: Kıymet, değer, para.
- Bahar: İlkbahar
- Bala: Yavru çocuk.
- Balca: Bal gibi, bala benzer.
- Baler: Tatlı dilli, cana yakın.
- Balın: Yar, sevgili.
- Balkın: Pırıldayan, parlak.
- Banu: Prenses; Hanımefendi. Yeni evli gelin.
- Banuhan: Hatun hükümdar.
- Başak: Ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı.
- Bediz: Resim, tasvir, süs, bezek.
- Begüm: Hanım; Kadın hükümdar.
- Behin: İyinin iyisi.
- Behiye: Güzel.
- Belde: Memleket, şehir, kasaba.
- Belemir: Peygamber çiçeği olarak biliniyor. Açtığı kokusunun dağılmasıyla anlaşılan gizli çiçek anlamında.
- Belen: Bel, geçit; İki dağ arasından geçen yol.
- Belfü: Kar tanesi.
- Belgi: İşaret.
- Belgin: Kesin ve eksiksiz belirlenen.
- Belgün: Aydınlık gün.
- Belin: Korku ile şaşkın şakın bakmak.
- Beliz: İşaret, iz; alamet
- Belkıs: Efsaneye göre Hz. Süleyman zamanındaki Saba melikesinin adı.
- Belma: Uysal,sakin.
- Belur: Billur,billurdan olan.
- Benan: Parmak uçları.
- Benay: Ben ayım, ay gibiyim.
- Benek: Namuslu kadın.
- Bengi: Ölümsüz, sonsuz.
- Bengisu: Ölümsüzlük suyu.
- Bengül: Gül gibi.
- Beniz: Yüz.
- Bennu: Hayali bir kuş.
- Bennur: Işık saçan.
- Berfu: Kar tanesi.
- Bergüzar: Anılmak için verilen şey, andaç.
- Beria: Olgunluk ve güzelliğiyle üstün olan sevgili.
- Beril: Zümrüt.
- Berke: Zerdali, kayısı. Kamçı, değnek.
- Berna: Bağlı, bağlanmış; Genç, körpe, delikanlı.
- Berrak: Duru.
- Berran: Keskin, kesici.
- Berrin: Berin. En yüksek, en ulu anlamında.
- Besime: Sevimli,güler yüzlü.
- Besisu: Bitkilerin damarlarında dolaşan besleyici su.
- Beste: Bir müzik parçasını oluşturan ezgilerin tümü.
- Bestegül: Gül kadar güzel ve duygulu.
- Bestenigar: Türk müziğinde bileşik bir makam.
- Betül: Betil. Erkeklerden çekinen namuslu kadın, Hz. Meryem ve Hz. Fatma`nın diğer isimleri
- Beyza: Çok beyaz, lekesiz.
- Bige: Evlenmemiş,çocuk doğurmamış olan. Sultan.
- Bihter: Daha iyi, en iyi.
- Bilcan: Bilgili dost.
- Bilge: Çok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi.
- Bilget: Havadis, malumat.
- Bilhan: Çok bilgili.
- Billur: Pek duru, pürüzsüz
- Bilnaz: Çok naz eden.
- Bilnur: Bilge kişi.
- Bilun: Yarım Ay
- Binay: Öylesine güzel ki bin ay eder.
- Bingül: Gülü bol; Gül bahçesi
- Binnaz: Çok nazlı,cilveli,kaprisli.
- Binnur: Çok ışıklı, ışığı gür.
- Biray: Ay gibi tek, eşsiz
- Birbet: Yüzü benzersiz.
- Birgen: Yalnız, yalnızlığa alışkın.
- Birgül: Tek ve güzel bir gül.
- Biricik: Bir tane, tek, emsalsiz.
- Birsen: Yalnız sen.
- Birsu: “Bir içim su” denilebilecek kadar güzel olan.
- Büge: Bent, su benti.
- Buket: Çiçek demeti.
- Büküm: Bükme eylemi.
- Burçak: Bir bitki.
- Burçin: Dişi geyik.
- Burcu: Güzel koku, ıtır.
- Buse: Öpücük
- Büşra: Müjde, sevinçli haber.
Toplam isim: 26
- Cahide: Çalışıp çabalayan.
- Canan: Gönülden sevilmiş, yar.
- Canay: Ay gibi temiz.
- Candan: İçten, gönülden.
- Candaş: Candan, değerli dost.
- Caneda: İçten, sevimli kişi.
- Canel: İçten,candan uzatılan dostluk eli.
- Canfeza: Müzikte bileşik bir makam
- Cankız: Sevilen, sevimli, şirin kız
- Cankut: Sevimli, cana yakın
- Cansel: Hayat veren su.
- Cansın: İçten, gönüldensin.
- Cansu: Can suyu. Hayat veren su.
- Cavidan: Sürekli,kalıcı olan,sonsuz.
- Celile: Büyük, ulu.
- Cemile: Hatır hoşluğu için yapılan hareket.
- Cemre: Ateş parçası, kor; Şubat ayında bir hafta arayla hava, su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi.
- Cennet: Çok güzel yer. İyilik yapanların,günahsızların öldükten sonra mutluluğa kavuşacaklarına inanılan yer.
- Ceren: Çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan; ceylan.
- Cevher: Bir şeyin özü. Güç,enerji.
- Cevza: İkizler burcunun eski adı.
- Ceyda: İnce-uzun boyunlu ve güzel.
- Ceyhan: 1-Adana iline bağlı ilçelerden biri. 2-Türkiye’nin Akdeniz bölgesinde, uzunluğu 576 km. olan bir nehir.
- Ceylan: Süzgün ve tatlı bakışlı. Yapısı ince ve uyumlu olan. Gözlerinin güzelliğiyle ünlü zarif, ince bacaklı memeli.
- Cihanbanu: Dünya hükümdarı.
- Cihannur: Alemi aydınlatan nurlu ışık.
Toplam isim: 15
- Çağ: Belirli bir özellik göz önünde bulundurularak ele alınan zaman dilimi.
- Çağda: Yeni bir çağa adım atılmış
- Çağın: Şimşek, yıldırım.
- Çağla: Badem, kayısı,erik gibi yemişlerin olgunlaşmamış hal
- Çağnur: Çağına ışık saçan.
- Çağrı: Davet. Doğan kuşu. Mavi hareli göz.
- Çevren: Gökyüzünün yerle bitişik gibi görünen kenarları, ufuk.
- Çiçek: Bir bitkinin değişik renklerle bezenmiş kokulu bölümü.
- Çiğdem: Akdeniz çevresinde yetişen çok renkli kır bitkisi.
- Çilay: Ayın üzerinde beliren açık renkli lekeler.
- Çilen: Hafif yağan yağmur, çisenti.
- Çiler: Şarkılar söyleyen, şakıyan.
- Çise: Çise(m). Hafif yağan yağmur(um)
- Çisil: İnce ince yağan yağmur.
- Çolpan: Çoban yıldızı.
Toplam isim: 50
- Dalga: Hareketli su kütlesi; Denizin rüzgarlı havada kabarıp kıyıya sürüklenmesi.
- Damla: Çok küçük miktarda su. Çok az.
- Defne: Yaprakları güzel kokulu, yaz-kış yeşil olan bir bitki.
- Demet: Çiçek bağlamı, deste
- Demi: Kadife,şeftali gibi şeylerin üzerinde bulunan ince tüy.
- Demre: Noel Baba’nın doğduğu sanılan tarihi yer.
- Deniz: Yeryüzünün çoğunu örten engin su.
- Deren: Toplayan, düzenleyen, pekiştiren.
- Derin: 1.Yüzeyi tabanına uzak olan.2. Çok gelişmiş, çok ilerlemiş. 3. Yoğun. 4. İçten gelen 5.Sığ olmayan.
- Deryanur: Bilgisiyle ışık saçan.
- Derya: Büyük deniz anlamında.
- Desen: Çiçek, çizgi gibi süs şekilleri.
- Deste: Bağlam, demet.
- Destegül: Mevlevi dervişlerinin giydiği ince kumaştan yelek. Bağlanmış gül demeti.
- Devin: Hareket, kımıldanış.
- Devinsu: Suyun ritmik hareketleri. Akarsu.
- Devrim: Yerleşik toplumsal düzeni, köklü, hızlı ve geniş kapsamlı olarak niteliksel değiştirme ve yeniden isimlendirme işlemi.
- Devrin: Bir kişi veya olayın gündemde olduğu tarih dönemi.
- Dicle: Bir nehir adı. Ulu ırmak.
- Didar: Güzel yüz. Görme.
- Dide: Göz, göz bebeği.
- Didem: Gözüm gibi sevdiğim, sevgilim.
- Dila: Gönlümü çalan.
- Dilan: Gönüllerce olan, yürekler dolusu.
- Dilara: Gönül alan, gönül okşayan.
- Dilay: Gönle ışık saçan, ay kadar güzel.
- Dilber: Gönlü yakan güzel. Alımlı güzel kadın.
- Dildar: Gönlü baskı altında tutan sevgili.
- Dilde: Ünü her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan kimse.
- Dilek: İstek, rica, arzu.
- Dilem: Gönül ilacı.
- Diler: Dilemek eyleminden.
- Dilhan: İçten ve yürekten konuşan.
- Dilnişin: Gönülde yer tutan, hoş, güzel.
- Dilrüba: Gönlü şen, dertsiz.
- Dilşah: Gönül şahı, sevgili, sultan.
- Dilseren: Hatiplik yeteneğini gözler önüne seren.
- Dilsu: Dil+Su anlamındadır.
- Diniz: Sakin, dingin.
- Doğangün: Doğmakta olan gün.
- Doğay: Ayın yeni doğuş hali.
- Doğa: Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü; Tabiat.
- Dolunay: Ayın tam yuvarlak olduğu an.
- Dora: Doruk, zirve.
- Durugül: Gül gibi temiz olan.
- Düş: Hayal, rüya, güzel rüya.
- Düşüm: Hayalimdeki, düşlediğim, istediğim anlamında.
- Duygu: Kişi, olay ve nesnelerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenim.
- Duygun: Duygulu, hassas, hisli kişi.
- Duygunisa: Duygulu, hassas kadın.
Toplam isim: 47
- Ebru: 1. Keman kaş. 2. Bulut rengi. 3. Bir sanat dalı
- Ece: Kraliçe. Güzel kız, kadın.
- Ecegün: Çok güzel bir günde doğan.
- Ecem: Kraliçem, sevgili kraliçe anlamında.
- Ecenaz: Nazlı güzel.
- Ecesu: Su gibi berrak ve güzel.
- Ecmel: Çok güzel.
- Ecren: Allah’ın hediyesi
- Eda: 1-Naz, cilve. 2-Davranış,tavır. 3-Verme,ödeme. 4-(Namaz için)kılma, yerine getirme. 5-Üslup.
- Efil: Rüzgar, dalgalanma.
- Efsun: Büyü, sihir.
- Eftelya: Deniz kızı
- Elanaz: Ela gözlü, nazlı güzel.
- Elanur: Ela gözleriyle nur saçan.
- Elçin: Deste, tutam.
- Elçim: 1. Deste, tutam, 2. Daha çok yaz gecelerinde öten bir böcek türü, ağustos böceği, 3. Bulmaca, bilmece.
- Elif: Kibar, narin yapılı, ince-uzun boylu kız.
- Elife: Tutku, istek, alışılan şey.
- Eliz: El izi.
- Elvan: Renkler, çeşitler.
- Emel: Arzu, özlem. Amaç, istenen şey.
- Emet: Bereket, bolluk.
- Emine: İnanılır, güvenilir.
- Erçil: Doğru, inanılır, güvenilir kişi.
- Erda: Beyaz karınca.
- Erem: Cennet
- Erendiz: Jüpiter gezegeninin adı.
- Erke: Enerji, iş başarma gücü; Nazlı.
- Erna: İşveli,cilveli,şen şakrak sevgili.
- Eşay: Ayin güzelliğiyle eşdeğer güzelliğe sahip olan.
- Esen: Sağlıklı, salim.
- Esengül: Rüzgar gibi esen, gül gibi güzel kokan.
- Eser: Emek sonucu ortaya çıkan ürün, yapıt; Yok olmuş bir nesneden kalan parça.
- Esim: Rüzgar gibi olan.
- Esin: Sabah rüzgarı.
- Eşlem: Selametli, güvenilir
- Esma: İsimler, adlar. Çok yüksek olan.
- Esmacan: Adı can olan.
- Esmagül: Adı gül.
- Esmanur: Adı nur.
- Esna: Yüksek, yüce. Bir işin yapıldığı an.
- Esra: En çabuk, çok çabuk.
- Eva: Havva. Yaratılan ilk kadın.
- Eyşan: Şanlı güzel, güzelliği ile ünlü
- Eylül: Sonbaharda bir ay adı.
- Ezgi: Melodi, şarkı, türkü.
- Ezgin: Sesi düzenli gelen. Paraca durumu bozuk olan. Çok sıkıntı çekmiş.
Toplam isim: 30
- Fadik: Fatma adının bir söyleniş biçimi
- Fatma: Çocuğunu sütten kesen kadın.
- Fatmagül: Gül gibi güzel yeni anne olmuş kadın.
- Fazilet: Erdemli, iyi ahlaklı.
- Ferah: Aydınlık, iç açıcı.
- Ferahgül: Güzelliğiyle neşe saçan.
- Ferahnur: İnsanın gönlünü ışık saçarak aydınlatan.
- Feray: Ay ışığı, ayın parlaklığı, ışıltı saçması.
- Fercan: İnsanın ruhuna aydınlık veren bir içtenliğe sahip olan.
- Ferda: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet.
- Ferdacan: İçtenliğini hiç kaybetmeyecek olan.
- Ferhan: Sevinçli, gönlü hoş.
- Feri: Köke değil dallara ait olan. İkinci derecede olan.
- Feride: Eşi benzeri olmayan, tek. Çok değerli inci.
- Feris: Şık, zarif.
- Ferisu: Temizliği ve berraklığıyla ışık saçan.
- Fernur: Aydınlık, ışık.
- Fersude: Eskimiş, yıpranmış, örselenmiş.
- Ferzin: Kraliçe.
- Feyza: Bolluk, çokluk, bereket. Taşkın.
- Feza: Boşluk, sınırsızlık; Uzay.
- Fidan: Yeni yetişen ağaç.
- Figen: Yaralayan, kıran
- Filiz: Tohumdan çıkan sürgün. İnce ve güzel vücutlu.
- Firdevs: Cennetler. Cennet bahçeleri.
- Firuze: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı.
- Fulya: Nergisgillerden güzel kokulu sarı bir çiçek.
- Funda: Çalı ormanı, çalılık; Püskül, tepelik.
- Füruzan: Parlayan, parlak.
- Füsun: Büyü.
Toplam isim: 90
- Gamze: Göz kırpma, gözle işaret; Nazlı bakma; Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur.
- Gaye: Amaç, erek.
- Gazal: Ak geyik, ahu; Geyik yavrusu; Güzel söz (mecazi)
- Gazel: Konusu daha çok sevgi ve içki olan, manzume; Tek kişinin özel ahenkte okuduğu müzik parçası; Sonbahar vaktinde düşen yapraklar.
- Gece: Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre.
- Gelincik: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir çiçek.
- Gerçek: Yakıştırma veya yalanı olmayan.
- Gizem: Sır; Aklın erişemediği çözülemeyen şey.
- Gonca: Tam açılmamış çiçek
- Goncagül: Gül goncası.
- Gök: Yerin göz ile görülebilen ufuklarından başlayarak yukarıda kubbenin içi gibi gözüken sonsuz boşluk; Mavi renk.
- Gökben: Ben gökyüzü anlamında.
- Göknur: Aydınlık gökyüzü, nurlu.
- Gökçe: 1-Güzel, gösterişli 2-Yiğit, cesur 3-Mavi gözlü.
- Gökçenaz: Nazlı mavi.
- Gökçenur: Mavi ışık.
- Göksu: Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların adı.
- Gökyel: Kuzeydoğudan esen rüzgar, poyraz.
- Gönen: Rutubet, yaşlık; Ekilecek toprağın tavlandırılması.
- Gönül: İstek, arzu, sevgi.
- Gönülgül: Gül gibi zarif bir gönlü olan.
- Görke: Heybetli.
- Görkem: Göz alıcı ve gösterişli olma durumu, ihtişam.
- Gözde: Çok sevilen, beğenilen nitelikte olan. Çok güzel.
- Gözdem: Beğendiğim, sevdiğim, saydığım, bitanem.
- Gözdenaz: Nazlı güzel.
- Gözdenur: İnsanlara vermiş olduğu iç huzurla herkesin beğenisini kazanan.
- Gözen: İlgi çekici, samimi; Sulak yer; Pınar
- Güher: Cevher.
- Gül: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; Gülmek eyleminden gül.
- Gülal: Gülün kırmızısı gibi güzel.
- Gülay: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık olan.
- Gülbahar: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızı toprak rengi
- Gülben: Gül yüzlü,gül gibi beni olan.
- Gülbin: Gül fidanı, gül yetişen yer.
- Gülcan: Gül gibi güzel kişi.
- Gülce: Gül gibi.
- Gülçiçek: Her yönüyle güzel olan.
- Gülçin: Gül toplayan, gül seven.
- Gülden: Güle ilişkin, gülden yapılmış. Gül soluklu.
- Güleda: Gül gibi güzel ve nazlı.
- Gülen: Güleç yüzlü, mutlu anlamında.
- Gülenay: Güleç ay, gülümseyen ay; Ay gibi gülümseyen güzel.
- Gülendam: Gül gibi, nazik, güzel, ince
- Gülfem: Ağzı gül gibi olan
- Gülfer: Zarifliği ve güzelliğiyle göz kamaştıran.
- Gülgen: Güler yüzlü.
- Gülgün: Gül renkli; Gülen, gülümseyen.
- Gülhan: Gül kadar çok sevilen, han, hakan
- Gülin: Güzel, zarif.
- Gülinaz: Nazlı, güzel.
- Gülistan: Gül bahçesi.
- Güliz: Gül yetiştiren.
- Gülizar: Al yanaklı, gül yanaklı; Alaturka müzikte bir bileşik bir makam.
- Gülnihal: Gül fidanı.
- Gülnisa: Gül gibi kadınlar anlamında.
- Gülnur: Işık saçan güzellik.
- Gülperi: Gizemli gül, saklı gül.
- Gülriz: Gül saçan.
- Gülru: Gül yüzlü, gül yanaklı
- Gülşah: Gül dalı; Güzelliğiyle ün salmış olan.
- Gülsanem: Çok güzel kadın.
- Gülse: Gülümsemeye yatkın, gülmesi istenen çocuk
- Gülselin: GÜLSELİ. Coşkulu bir güzelliğe sahip olan.
- Gülşen: Gül bahçesi.
- Gülsu: Gül ve su gibi güzel.
- Gülsün: Yaşam boyu yüzü gülsün anlamında.
- Gülten: Gül tenli, vücudu gül gibi
- Gülüm: Bana ait olan gül. Canım.
- Gülümse: Tebessüm et.
- Gün: 24 saatlik zaman dilimi; Güneşin yeryüzüne gönderdiği ışık; Güneş, yaşam.
- Günal: Işık al, ışıklı ol.
- Günan: Doğumuyla sevinç getiren; Anılan gün.
- Günay: Hem gün, hem ay.
- Günçiçek: Ay çiçek.
- Günden: Güne ilişkin, güneşe ilişkin; Güneşten bir parça.
- Gündüz: Günün aydınlık bölümü.
- Güneş: Çevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren büyük gök cismi.
- Günhan: Oğuzhan’ın altı oğlundan biri.
- Günnaz: Nazlı kişi.
- Günnur: Güneş gibi ışık saçan.
- Günsu: Gün gibi aydınlık, su gibi berrak.
- Güray: Bol ışıklı ay, güçlü ay.
- Gürdal: Güçlü dal, sık dal.
- Güven: Güvenmekten, yürekli ol anlamında.
- Güz: Sonbahar.
- Güzay: Güneş olmayan yer; Kuzey; Güz ve ay.
- Güzel: Hoşa giden,hayranlık uyandıran.
- Güzin: Seçilmiş, seçkin, Beğenilen.
- Güzün: Güz mevsiminde olan.
Toplam isim: 30
- Habibe: Sevgili,seven dost.
- Hacer:Taş, kaya parçası, çakıl
- Hafize: Koruyucu, esirgeyici
- Hale: Ayın çevresindeki ışık halkası.
- Halenur: Kutsal ışık.
- Handan: Güleç, sevinçli,şen şakrak.
- Hande: Gülüş,gülme. Açılma. Eğlenme.
- Hanife: Allah’ın birliğine inanan; Hz. Muhammed zamanından önce tek tanrıya inanan.
- Harika: Sıradanlığın üstündeki nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran.
- Hasibe: Değerli,soyca temiz,soylu.
- Haslet: Doğuştan gelen güzel huy.
- Havva: Yaratılan ilk kadın.
- Hayal: Varmış, olmuş gibi zihinde canlandırılan imge, görüntü.
- Hayat: Ömür, Yaşam.
- Hazal: Kuruyup dökülen ağaç yapraklarının güzelliği.
- Hazan: Sonbahar.
- Helin: Yuva.
- Henna: Kına Ağacı.
- Hera: Mitolojide analığın yüceliğini temsil eden tanrıça.
- Hesna: Güzel,hanımefendi kadın.
- Heves: Bir şeye duyulan istek.
- Hevin: Aşk, Sevda.
- Hicran: Ayrılık,bir yerden ayrılmak. Ayrılığın sebep olduğu dayanılmaz acı.
- Hilde: Kurtulmak, yükselmek, ilerlemek.
- Hilâl: Ayın yay biçimindeki görünüşü,yeni ay,ayça.
- Hoşseda: Hoşa giden ses.
- Hülya: İnsanın kurduğu tatlı düş; Sevda.
- Hüma: Efsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan cennet kuşu.
- Hümeyra: Kızıllık, pembelik.
- Hüner: İnce ve şaşırtıcı ustalık.
Toplam isim: 15
- Ifakat: Hastalıktan kurtulma, iyileşme, ayılma.
- Iğıl: Çok ağır akan su.
- Ilgın: Beyaz ya da pembe, çiçekli, çok hafif yapraklı bir ağaççık (genellikle küçük akarsu kıyılarında bulunur).
- Ilgım: Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanıltısı, güneş ışınlarının eğilmesiyle ilgili
- Ilgıt: Esinti ve akış için kullanılan yavaş yavaş anlamında
- Ilım: Uzlaşmacı yumuşaklık.
- Iraz:Hakkına rıza gösteren.
- Irmak: Akarsuların En büyüğü.
- Işık: Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji. Aydınlık,nur.
- Işıl: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık
- Işılay: Işıltılı ay, parlayan ay.
- Işıltı: Parıltı, titrek ışık.
- Işın: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık çizgisi
- Işınbıke: Aydınlık saçan kadın.
- Itır: Güzel koku; El ve yüze sürülen çiçek özü, esans.
Toplam isim: 41
- İclal: Ağırlama,ikram. Büyüklük,ululuk.
- İdil: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir; Volga ırmağına Türkler’in verdiği ad.
- İdilsu: Su için yazılmış şarkı.
- İffet: Temizlik, namuslu olmak
- İklil: Taç esfer.
- İklim: Bir ülke ya da bölgenin ortalama hava durumunu belirleyen meteorolojik olayların tümü
- İlayda: Su perisi
- İlbüke: İlbey hanımı, seçkin hanım.
- İlcan: Ülkenin canı,sevdiği.
- İlgi: İki şey arasındaki ilişki; Bir şeye duyulan merak; Eğilim
- İlgin: Yabancı,gurbette yaşayan.
- İlgün: Ülke güneşi. Başkaları,yabancılar.
- İlkbahar: Yılın ılık mevsimi.
- İlkcan: İlk doğan çocuklara verilen ad.
- İlke: Temel alınan düşünce, kural.
- İlkgüz: Eylül ayı.
- İlkim: İlk çocuklar için kullanılan adlardan. Önce,öncelikle.
- İlknur: İlk ışık.
- İlkyaz: İlkbahar.
- İlma: Parlatma. Belirleme,işaret etme.
- İlsel: İlle ilişkili, yurtla ilişkili.
- İlsu: Ülkenin suyu, bereketi.
- İmer: Zengin,varlıklı.
- İmge: Düş, hayal, görüntü, tasarım.
- İmran: Evine bağlı, evcimen anlamında.
- İmren: İmrenmek fiilinden, görünen şeyi edinme isteği.
- İnci: Süslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde.
- İncilay: Parlama,ışıldama.
- İncinur: İnci gibi ışıklı,parlak.
- İpar: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen çiçek
- İpek: İpekböceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş. Kibar,zarif.
- İrem: Bahçeleriyle ünlü masal kenti
- İren: Özgür, serbest
- İris: Mitolojide Tanrıların elçisi.
- İsmihan: Hükümdar ismi.
- İyilem: Güzellik,iyilik.
- İzel: El izi anlamında.
- İzem: Büyüklük, ululuk.
- İzgi: Güzel, adaletli, zeki.
- İzim: Önceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti anlamında.
- İzlem: İzlemek eylemi.
Toplam isim: 10
- Jade: Yeşim taşı. Yarı değerli yeşil renkli bir taş.
- Jale: Çiğ, kırağı. Sabahları otların üzerinde olan su damlaları.
- Jalenur: Parlayan,ışıldayan çiğ.
- Janseli: Güneşin Doğduğu Yer (Çerkez İsmi).
- Janset: Güneşin Doğuşu (Çerkez ismi).
- Jasmin: Yasemin.
- Jeyan: Kızan, kükreyen.
- Jinsal: Çağ, yaş, dönem.
- Jutenya: Bir tane.
- Jülide: Dağınık,karmakarışık.
Toplam isim: 20
- Kader: Alınyazısı,yazgı. Talih.
- Kainat: Var edilen şeylerin hepsi, yaratılanlar.
- Kamelya: Pembe,kırmızı,beyaz çiçekler açan bir süs bitkisi.
- Kamer: 1. ay; Mecazi parlak ve güzel anlamında.
- Kamile: Tam,eksiksiz. Kemale ermiş. Bilgin, bilgili.
- Kamuran: İstediğine ulaşmış, mutlu.
- Karaca: KARACA: Rengi karaya yakın, esmer; Avrupa ve Asya’nın ılıman bölgelerinde yaşayan kısa ve çatallı boynuzlu bir memeli hayvan.
- Karanfil: Kokulu bir çiçek.
- Kardelen: Kar kalkmadan çiçek açan süs bitkisi.
- Karmen: Parlak kırmızı.
- Kayra: Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik; Tanrıdan geldiğine inanılan iyilik; İhsan, lütuf.
- Kerime: Cömert. Ulu,büyük. Kız çocuk.
- Kevser: Cennette bulunduğuna inanılan su.
- Kıvanç: Sevinç
- Kıvılcım: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası.
- Kızıltan: Kızıl renk almış tan.
- Kösem: Sürünün önünden giden,yol gösteren koç. Cildi temiz,pürüzsüz.
- Kuğu: Beyaz tüylü bir su kuşu.
- Kumru: Sevgilisine düşkünlüğüyle bilinen güvercin benzeri bir kuş.
- Kumsal: Kumla örtülü deniz kıyısı.
Toplam isim: 16
- Laçin: 1. Bir cins şahin. 2. Sarp, yalçın. 3. Şiddetli.
- Lale: Çan biçiminde bir çiçek.
- Lalehan: Lalelerin sultanı.
- Lalezar: Lale yetiştirilen yer,lale bahçesi.
- Lamia: Parlayan, parlak.
- Latife: Yumuşak, hoş, güzel, nazik, Güldüren güzel söz, şaka.
- Lara: Su perisi
- Leman: Parlama, parıltı.
- Lemis: Dokunma, elleme.
- Lerzan: Titreyen, titrek.
- Leyan: Parlayan,parlayıcı, Konfor, Lüks hayat.
- Leyla: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın; Çok karanlık gecede görülen ışık.
- Leylifer: Gece ışığı.
- Lila: Açık eflatun.
- Linet: Sürgün.
- Lizge: Çiçek tomurcuğu
Toplam isim: 48
- Macide: Şan ve şeref sahibi
- Mahire: Hünerli, becerikli.
- Mahperi: Güzeller güzeli.
- Maide: Üzerinde yemekler bulunan sofra; Yemek, ziyafet.
- Makbule: Alınan, kabul olunan, beğenilen
- Manolya: Bir süs bitkisi.
- Maral: Dişi geyik.
- Mavisu: Deniz.
- Mayıs: Bir Bahar ayı.
- Mebruke: Kutlu kadın (“mübarek kelimesinin dişisi”).
- Mediha: Övülen, beğenilen, sevilen kadın.
- Mehir: Ay parçası.
- Mehpare: Ay parçası gibi güzel.
- Mehtap: Ay ışığı, dolunay.
- Mehveş: Ay gibi güzel kadın.
- Melda: İnce ve taze bedenli.
- Melek: Tanrı katında bulunan ruhani varlıkların her biri; Pek güzel, yumuşak huylu ve masum (mecazi).
- Meliha: Güzel, şirin, sevimli.
- Melike: Kadın hükümdar, padişah eşi.
- Melis: Bal, Bal arısı.
- Melisa: Oğul otu.
- Meltem: Yazın karadan denize doğru esen yel.
- Menekşe: Mor beyaz renkli, kokulu, yuvarlak yapraklı bir çiçek.
- Meral: Dişi geyik, ceylan.
- Mercan: deniz dibine ağaç gibi kök salarak büyüyen, hayvan gibi duyguya sahip, kırmızı renkli, kalker iskeletli bir canlı türü.
- Merve: Mekke’de Safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı.
- Meryem: İsa peygamberin annesinin adı.
- Merze: İsa peygamberin annesinin adı.
- Meva: Sığınılacak yer, yurt, mesken.
- Mevsim: 1-Yılın güneşin hareketine göre ortaya çıkan dört bölümünden her biri. 2-Dağlamak suretiyle damga vurmak. 3-Belirli vakit, hengâm, dönem 4-Bazı hava olaylarının yoğun olarak göründüğü zaman
- Meyra: Parıltılı ışık, ışıldayan aydınlık.
- Meyyal: Meyleden,aşırı istekli. Fazlaca eğilen. Eğik.
- Mia: Parlayan, parıldayan, parlak.
- Mihriban: Dost,sevgili,yarendeş. İyi yürekli,güler yüzlü.
- Mihrican: Dost, sevgili, Sonbahar.
- Mihrigül: Güler yüzlü, dost, sevecen, güzel.
- Mihrinaz: Güler yüzlü, dost, sevecen, güzel.
- Mihrinur: Güldüğünde ışıklar saçan.
- Mimoza: Bir süs bitkisi.
- Mina: Mine. Liman. Şişe,cam,billur. Şarap şişesi.
- Mine: İnce ve parlak nakış; Madenler üzerine vurulan renkli cam tabakası; Şişe, cam, billur sırça.
- Minel: Cennetteki inci tanesi
- Miray: Yılın ilk aylarında doğan.
- Mircan: Güneş gibi aydınlık.
- Mısra: Manzumenin satırlarından her biri, dizeler.
- Müge: Güneş gibi aydınlık.
- Müjde: Sevindirici haber; İyi haber getirene verilen bağış.
- Müjgan: Kirpikler.
Toplam isim: 65
- Naciye: Kurtulmuş, selamete kavuşmuş
- Nadide: Az bulunur, görülmemiş, Çok değerli, eşsiz.
- Nadire: Az bulunan.
- Nagihan: Ansızın, birden.
- Nağme: Güzel uyumlu ses, ezgi; Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz.
- Nahide: Venüs gezegeni. Ergenlik çağında genç kız.
- Naime: Hoş, zarif kadın.
- Narin: İnce, ince yapılı, kibar.
- Naşide: Şair, şiir okuyan ve yazan.
- Naz: İsteksiz gibi görünen, çekingen davranış.
- Nazan: Cilve yapan, nazlanan, nazenin.
- Nazer: Nazar.
- Nazgül: Gül kadar güzel olan, nazlı.
- Nazlıgül: Naz yapan han anlamında.
- Nazlım: Naz yapan; İşveli(m), edalı(m)
- Necla: Evlat,çocuk. Soylu.
- Nefise: Çok güzel, değerli.
- Nehir: Akarsu, ırmak.
- Nehire: Gereğinden fazla.
- Nergis: Bir süs bitkisi.
- Nermin: Yumuşak, narin, ince.
- Neşe(m): Gönül açıklığı(m), sevinc(im)
- Nesli: Soylu
- Neslihan: Han soyundan. Sevgi ile hükmeden.
- Neslişah: Şah soyundan.
- Nesrin: Yaban gülü
- Neşve: Keyif, neşe.
- Neva: Ses, ahenk; Güç, zenginlik, servet; Nasip; Türk müziğinde bir makam.
- Nevade: Torun anlamında.
- Neval: Talih, kader, kısmet.
- Nevbahar: İlkbahar, ilkyaz.
- Neveser: Türk Müziğinde Dede Efendi’nin bulduğu bileşik bir makam.
- Nevgece: Yeni yeni oluşan gece.
- Nevgül: Yeni açmış gül.
- Nevid: Yeni, yepyeni.
- Nevra: Beyaz çiçek, Işıklı olma, parlaklık.
- Nevres: Yeni yetişen.
- Neyir: Işıklı, aydınlık, parlak.
- Nigar: Resim kadar güzel sevgili; Nakış; Resim.
- Nihal: İnce ve düzgün vücutlu sevgili. Fidan,taze sürgün.
- Nihan: Saklanmış, gizli olan; Sır.
- Nil: Çivit. Mısır’da bir nehir.
- Nilay: Işıklı mavi,ışıklı lacivert.
- Nilgün: Lacivert renkli, çivit renginde.
- Nilüfer: Durgun sularda yetişen, değişik renkli ve uzun ömürlü su bitkisi.
- Niran: Nurlar, aydınlıklar, ışıklar, Ateşler, Cehennem.
- Nisa: Kadın, kadınlar.
- Nisan: Gelin çiçeği; İlkbaharın ilk ayı.
- Nüket: Nükte, zarif, güzel sözler.
- Nükhet: Güzel koku.
- Nükte: İnce anlamlı, düşündürücü şaka söz.
- Nur: Aydınlık, parıltı, parlaklık.
- Nuran: Nurlu, ışıklı.
- Nuray: Işık saçan.
- Nurcan: Aydınlık insan.
- Nurfer: Işık veren, aydınlatan, ferahlatan.
- Nurgül: Nur, Gül.
- Nurgün: Nur, Gün.
- Nurperi: Bir peri kadar göz kamaştırıcı güzelliğe sahip olan.
- Nursal: Işıksal, ışıkla ilgili.
- Nursay: Işık gibi say, ışık gibi bil anlamında.
- Nurseli: Işık seli (yağmuru) anlamında.
- Nurseza: Nura layık, ışığa, aydınlığa layık anlamında.
- Nurten: Işık gibi duru tenli anlamında.
- Nutiye: Gökyüzündeki en parlak yıldız.
Toplam isim: 15
- Oflaz: Güzel, iyi, sevilen
- Ogül: Gül gibi güzel.
- Oksal: Ok at; Oka ilişkin.
- Okşan: Sevil, şefkat gör.
- Okyanus: Ana karaları birbirinden ayıran büyük deniz.
- Olca: Ganimet, bolluk.
- Olcay: Mutlu, ongun; Rastlantıları düzenlediği ve böylece de insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan şey, şans, talih.
- Olgaç: Bilgi ve görgüde olgunlaşan.
- Omay: Gözde, sevilen, beğenilen.
- Ongu: Sağlık, mutluluk.
- Ongül: Ön ayak olmak; İlk gül.
- Orkide: Salepgillerden güzel çiçekli birtakım bitki türlerinin ortak adı.
- Oya: Bir nesneye oyularak yapılan süs; Genellikle ipek veya ibrişim ile iğne, mekik, tığ kullanılarak yapılan ince dantel.
- Oylum: Hacim, dirim; İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş; Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekan karşılığı.
- Oysu: İnce akan su, derecik.
Toplam isim: 25
- Ödül: Armağan.
- Ödün: Kendini yücelt. Zaman. Kez, defa.
- Öget: İyi, uygun, güzel.
- Önay: Yeni çıkmış ay.
- Öngül: Direnen, inatçı, Kılavuz, Öncü, teşvik eden.
- Örgün: Türlü ve düzenli parçalardan oluşan.
- Övgü: Övme, övmek için söylenen söz.
- Övgün: Övülmüş, övülen kişi.
- Övünç: Övünmeye yol açan ya da hak kazandıran şey, kıvanç, sevinç, övünç.
- Öykü: Hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay.
- Öyküm: Benim hikayem
- Özben: Bireyin kendi varlığı; Gerçek ben anlamında.
- Özde: Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan.
- Özge: Yabancı, İyi,güzel. Cana yakın, şakacı. Yürekli, gözü pek.
- Özgen: Başına buyruk. Rahat. Özü geniş. Kuzu kulağı otunun filizi.
- Özgü: Belli bir şeyde ya da kimsede bulunan, başkasında olmayan
- Özgül: Gerçek gül, benim gülüm anlamında.
- Özlem: Bir şeye karşı duyulan istek, bir kimseyi ya da bir şeyi görme, kavuşma isteği; Hasret.
- Özlen: Görme isteği uyandır, kavuşma isteği ver, seni özlesinler.
- Öznil: Nil gibi verimli.
- Öznur: Özü ışıklı, aydınlık.
- Özsu: Besleyici su, besisuyu, bitkilerin dokularında bulunan su.
- Özten: Güzel tenli.
- Özüm: Kardeş gibi görülüp, sevilen.
- Özün: Şiir, Hak edilmiş ün.
Toplam isim: 15
- Pakize: Temiz, güzel
- Pamira: Orta Asya’da bir yayla
- Papatya: Baharda çiçek açan bir kır bitkisi.
- Parla: Parlamak eyleminden parla, ışık saç; Başarılı ol, ünün sanın artsın; Güzel ol, güzel görünüşlü ol.
- Pelin: Acı ve güzel kokulu bir bitki.
- Pelinsu: Pelin+Su, hem pelin hem su anlamında.
- Pembe: Kırmızı ile beyaz renklerin karışımı olan bir renk
- Perçem: Kahkül.
- Peri: Cisimleri çok latif ve görünmez olan hoş yaratık; Güzel insan, güzel kimse.
- Perran: Uçan, uçucu.
- Pervin: Ülker yıldızı.
- Petek: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları.
- Peyda: Belli, açık, ortaya çıkmak, oluşmak.
- Pınar: Büyük su kaynağı.
- Pırıltı: Pırıldayan şeyin çıkardığı ışık.
Toplam isim: 20
- Rabia: Dördüncü.
- Rahime: Acıyan, esirgeyen
- Rahşan: Parlayan, parlak, aydınlık,ışıltı.
- Rana: İyi, güzel, yumuşak, hoş.
- Ravza: Sulu, su yatağı yer; Bahçe.
- Rebia: Bahar.
- Renan: Çok ses çıkaran, çınlayan.
- Rengin: Boyalı, renkli; Hoş, latif ve güzel.
- Revan: Yürüyen, giden; akan, akıp giden. Ruh, can.
- Reyhan: Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen.
- Rezzan: Ağırbaşlı, onurlu.
- Rima: Dişi ceylan yavrusu.
- Rosa: Gül rengi,pembe kırmızı arası bir renk.
- Rüçhan: Üstünlük.
- Ruhan: Güzel kokulu.
- Ruhsar: Yanak, yüz, güzel yüz.
- Ruhşen: Neşeli,canlı.
- Ruhugül: Gül kadar temiz bir ruha sahip olan.
- Rukiye: Büyü, sihir.
- Rüya: Düş; Gerçekleşmesi imkansız durum, hayal; Gerçekleşmesi beklenen şey, umut.
Toplam isim: 86
- Saadet: Mutluluk, sevinçli olma
- Saba: Gündoğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar. Türk müziğinde bir makam.
- Sabah: Günün ağarmasıyla başlayan ilk saatler.
- Sabahat: Güzellik, yüz güzelliği
- Sadem: Duru, saf.
- Sahra: Kır, ova, çöl.
- Saliha: Yararlı, iyi, elverişli.
- Sanal: Sanlı ol, ünlen.
- Sanem: Çok güzel kadın; Put.
- Sara: Halis, saf, katkısız.
- Sare: Olmak, oldu; Cemaat, topluluk; İhtiyaç, susuzluk.
- Saye: Gölge; Koruma, yardım, sahip çıkma.
- Saygın: Sayılan, sevilen.
- Sayıl: Her zaman saygı gör.
- Sebla: Uzun kirpikli göz.
- Seçil: Beğeni, sevgi, üstünlük gösterilen.
- Seda: Ses; Doğa veya bir engele çarpıp geri dönen ses, yankı.
- Sedef: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, sert bir madde; Bu maddeden yapılmış veya bu madde ile süslenmiş.
- Seden: Uyanık, tetikte; Gözü açık olmak.
- Segah: Doğu müziğinin makamlarından.
- Seher: Tan ağartısı.
- Sel: Taşkın su.
- Selda: Bir söğüt cinsi.
- Selen: Haber, Müjde.
- Selin: Gür akan su.
- Selinti: Ufak sel.
- Selis: Akıcı söz.
- Selma: Barış içinde, huzur, erinç.
- Selmin: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan.
- Selva: Amerika’da Amazon, Afrika’da Nijer ırmakları gibi ekvator bölgesinde büyük suların geçtiği havzalarda bulunan geniş ve balta girmemiş ormanlara verilen ad.
- Selvi: İnce uzun ağaç.
- Sema: Gökyüzü; Göç.
- Semanur: Nurlu gökyüzü.
- Semen: Yasemin çiçeği. Semizlik.
- Semin: Değerli, pahalı; Semizlik.
- Semiramis: Babil’in Asma Bahçeleri’ni kurduran Asur kraliçesi.
- Semra: Esmer kadın.
- Sena: Övmek, methetmek; Şimşek parıltısı; Yücelik, yükseklik; Aydınlık; Bir ot adı.
- Senahan: Metheden, alkışlayan, öven.
- Senar: Yar, aşık, seven insan.
- Senay: Ay gibi güzelsin.
- Senem: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı; Arapça’da put; Arapça’da kendine tapılacak kadar güzel olan kadın, sevgili, güzel.
- Sera: Varlıklı olmak, zengin olmak; Şarkı söyleyen; Yer, toprak; Ok yapımında kullanılan bir ağaç.
- Serap: Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride, yakında ya da ufukta su veya yeşillik var gibi görünmesi olayı.
- Seray: Ay gibi güzel.
- Seren: Gemi direği.
- Serpil: Gelişmek, büyümek.
- Serpin: Yağmur.
- Serra: Rahatlık, kolaylık.
- Sertab: İnatçı anlamında.
- Seval: Severek al anlamında.
- Sevda: Vurgunluk, tutkunluk, aşk; Heves, arzu, kuvvetli istek.
- Sevdem: Sevginin en son demi.
- Seven: Bir başkasına sevgi duyan.
- Sevgi: İnsanı bir şeye ya da bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu.
- Sevgül: Gül gibi sevilen.
- Sevil: Her zaman sevilen biri ol.
- Sevim: Sevmek eylemi; Bir kişi ya da bir şeyde bulunan o kişi ya da şeyi başkalarına sevdiren özellik.
- Sevinç: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku.
- Sevtap: Tapılacak kadar çok sevilen.
- Seylan: Sel, akma, akış.
- Seyyal: Akıcı, akışkan.
- Sezen: Hisseden, sezgili.
- Sezgi: Sezmek eyleminden sezgi; Sezme yeteneği.
- Sezin: Sezinleme işi, sezme. Duygulu,anlayışlı.
- Sibel: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası (Fransızca “si belle”: öylesine güzel anlamında).
- Sıla: Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşmak; Doğup büyüdüğü ve özlediği yer; Bahşiş, hediye; Bağ.
- Sim: Gümüş gibi parlak ve beyaz.
- Sima: Yüz, çehre.
- Simge: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler.
- Simirina: İzmir’in eski adı. Aynı zamanda Amazon savaşçılarının kraliçesinin adı.
- Simla: Gökteki parlak yıldız. Karlarla kaplı.
- Sinem: Yüreğim, çok sevdiğim.
- Sitare: Yıldız.
- Soley: Fransızca’da güneş
- Soneda: Nazlı olmaması temenni edilen.
- Songüz: Kasım ayının halk arasındaki adı.
- Sonyaz: Sonbahar.
- Su: Canlıların yaşaması için en gerekli olan kokusu, rengi olmayan sıvı.
- Süheyla: Yumuşak ve iyi huylu,mütevazı kadın.
- Sumru: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi.
- Suna: Boylu, poslu, yakışıklı. Yaban ördeği.
- Sündüs: Ham ipek, ipekli.
- Surperi: Peri güzeli.
- Süsen: Nisan-Haziran dönemlerinde açan güzel kokulu bir çiçek.
- Suzan: Yakan, yakıcı.
Toplam isim: 20
- Şadan: Neşeli, sevinçli.
- Şadiye: Sevinç, neşe, mutluluk
- Şaduman: Sevinçli, neşeli, memnun
- Şafak: Gündoğumundan önceki aydınlık.
- Şahane: Tam anlamıyla güzel.
- Şahika: Zirve, doruk.
- Şahizar: 1-Değerli taşlarla süslü padişah koltuğu 2-sahip çıkan.
- Şahsanem: Güzel kadınların en güzeli, şaheser.
- Şahver: Büyük inci.
- Şakire: Şükreden, durumundan memnun olan kimse.
- Şanal: Ünlen, ünün yayılsın.
- Şara: Yol gösteren.
- Şayeste: Uygun, layık.
- Şaylan: Övünen, gururlu, neşeli.
- Şaziment: Allah’a ait olan.
- Şaziye: Sevinç, gönül ferahlığı.
- Şebnem: Su damlacığı, çiy.
- Şefika: Acıyan, esirgeyen.
- Şehbal: Kuş kanadının en uzun tüyü.
- Şehime: Akıllı, kurnaz.
- Şehnaz: 1-Çok nazlı 2-Türk müziğinde bir makam.
- Şehrazat: Özgür.
- Şehriban: Şehrin ileri geleni.
- Şelale: Çağlayanın büyüğü.
- Şenay: Ayın parlaklığı, güzelliği.
- Şengül: Güleryüzlü.
- Şeniz: Mutlu, sevindiren iz, hatıra.
- Şennur: Neşeli, nurlu.
- Şevval: Arap takviminin onuncu ayı
- Şükran: İyilik bilme, minnettarlık
Toplam isim: 30
- Taçnur: Mutluluk.
- Taçmin: Kraliçe
- Tahire: Gündoğusundan esen rüzgar.
- Taibe: Tövbe eden, pişmanlık duyan.
- Talha: Güzellik.
- Talia: Güzel, şirin.
- Taliha: Rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi veya kötü durumlar hazırladığına inanılan doğa üstü güç, şans, felek.
- Talya:1. Doğanın uyanışı, baharın müjdesi. 2. Mitolojide doğanın ve hayvanların koruyucusu olan tanrıça.
- Tanla Gündoğumuyla beraber doğan
- Tanseli: Şafak vakti gelen sel.
- Tansu: Göğüsle ilgili.
- Tanyel: Katıksız, arı – Seçilmiş.
- Tanyeli: Tan vakti esen rüzgar.
- Tara: Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad.
- Tayyibe: 1. İyi davranış. 2. Yatıştırıcı, hoşa giden söz.
- Tenay: Uygun, yakışan – Yetkili olan – Dine uygun hareket eden.
- Tendü: Öz, asıl.
- Tennur: Yüksek, ulu.
- Tijen: Taç, taçlar.
- Tilbe: Put – Güzel kadın.
- Tomris: İskit kraliçesi, kahraman kadın
- Tomurcuk: Çiçek verecek olan gonca
- Tuba: 1. Cennette bulunduğun inanılan büyük ağaç. 2. Güzellik, iyilik. 3. Rahat.
- Tuğçe: Küçük tuğ.
- Tülay: Ayın ince ışığı.
- Tülin: Ayın çevresinde görülen ışık halkası.
- Tulü: Doğuş, doğma (güneş için) anlamında.
- Tünay: Gece ve ay.
- Türkan: 1.Kraliçe. 2.Güzel kız
- Türkü: Yankı, ses.
Toplam isim: 10
- Ubeyde: Tanrının kölesi.
- Uğurgül: Uğurlu gül.
- Uhde: Birinin yapmakla yükümlü olduğu iş, görev.
- Ulca: Savaşta ele geçirilen mal, olca
- Ulya: En yüce, en ulu, yüksek.
- Umay: Devlet kuşu .
- Uraz: Şans, talih
- Urçuk: İğ, kirmen
- Utkugül: Zafer gülü
- Uzel: Usta, becerikli.
Toplam isim: 12
- Üftade: 1. Düşmüş, düşkün. 2. Aşık.
- Ülker: Gökyüzünün kuzey kıyısında bir yıldız takımının adı
- Ülkü: Uğur getiren, umut veren.
- Ümit: Umut
- Ümmet: 1- Din 2. Hz. Muhammed’e inanarak, onun yaptıklarını ve söylediklerini uygulayarak çevresinde toplanan Müslümanların tümü:
- Ümmü: Uğur getiren, umut veren.
- Ümmühan: Hükümdar annesi
- Ümran: 1.Bayındırlık. 2.Uygarlık, medeniyet. 3.İlerleme, mutluluk, refah.
- Ünzile: Gönderilmiş.
- Üstün: İyi nitelikli, yüksek düzeyli
- Üstünay: Benzerlerinin çok üstünde ve ay gibi güzel
- Üzgü: Yersiz ve gereksiz olarak çektirilen üzüntü, eziyet.
Toplam isim: 10
- Vahibe: Hibe eden, bağışlayan.
- Vahide: Tek yalnızca bir tane.
- Varide: Gelen, erişen – Söylenti.
- Vecihe: Hoş görünen
- Vedia: Korunması için bırakılan emanet.
- Verda: Gül.
- Vesile: Sebep, elverişli durum
- Vildan: Yeni doğmuş çocuklar.
- Vira: Durmadan, aralıksız, sürekli.
- Vuslat: Kavuşma, ulaşma, yetişme
Toplam isim: 15
- Yade: Hatıra, anı.
- Yadenur: Kutsal ışık.
- Yağmur: Bulutlardan yeryüzüne düşen su damlacıkları.
- Yaprak: Bitkilerin solunumunu sağlayan, yeşil ve türlü biçimlerdeki ince bölüm.
- Yaren: Dost, arkadaş.
- Yaşam: Hayat.
- Yasemin: Çeşitli renklerde kokulu çiçekleri olan bir bitki.
- Yasmim: Çiçek, sevilen sayılan.
- Yasmin: Seven, sayılan, sevilen, dışlanmayan, islami insan.
- Yazel: Günahsız kul.
- Yazgülü: Yaz ve gül tamlaması, yazın açan gül
- Yazmira: Evrendeki en parlak yıldız.
- Yelda: 1.Uzun. 2.Yılın en uzun gecesi.
- Yelin: Mart ayı
- Yeliz: Ferah yer, aydınlık, havadar.
- Yeşim: Açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş.
- Yezda: Zerdüştlük inancına göre iyilik tanrısının ismi.
- Yıldız: Gökyüzündeki ışıklı cisimlerin her biri.
- Yonca: Çiçekleri kırmızı veya mor renkli çayır bitkilerinin genel adı.
- Yosma: 1-Zarif, kıymetli. 2. Edalı, işveli. 3. Şen, güzel.
- Yosun: Çiçeksiz bitkilerin, suların yüzünde ve dibinde bulunan bir türü
- Yudum: Bir içimlik sıvı.
- Yurdagül: Ülkene gül. ülken için yararlı ol
- Yurdanur: Yurdunu aydınlatan
- Yüksel: Başarı kazan, yücel.
Toplam isim: 20
- Zahide: Doğruluktan ayrılmayan
- Zehra: Çok beyaz, parlak yüzlü.
- Zehre: Çiçek.
- Zeliha: Züleyha, su perisi.
- Zennan: Kadınlar.
- Zennur: Zinnur, nurlu, ışıklı.
- Zeren: Anlayışlı, kavrayışlı.
- Zerin: Altından ya da altına benzer olan.
- Zerrin: Altından yapılmış.
- Zeynep: Süs, bezek.
- Zinnur: Nurlu, ışıklı
- Zişan: Şanlı, şerefli – Bir tür lale.
- Zübeyde: Öz, asıl.
- Zuhal: Satürn gezegeninin adı.
- Zühre: Çoban yıldızı, venüs.
- Zulal: Hafif, güzel, soğuk su.
- Zülal: Saf, temiz, hafif tatlı su.
- Züleyha: Su perisi – Hz.Yusuf’un karısı.
- Zümra: Akıllı, çabuk kavrayan kadın.
- Zümrüt: Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı.