• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

jerzy kosinski

sercansenay

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
18 Mayıs 2007
2.261
5
116
50
Ankara
Jerzy Kosinski, 14 haziran 1933 yılında Polonya'nın Lodz kentinde doğdu. altı yaşında, 2. Dünya Savaşı nedeniyle evinden ayrılmak zorunda kaldı. Bu acılarla dolu bir yaşamında başlangızı oldu. Nazi işgalindeki Doğu Avrupa da çeşitli köylerde ırgatlık, hayvan bakıcılığı, çiftçilik yaptı. Dokuz yaşındayken köylülerle yapılan bir çatışmada konuşma yeteneğini yitiren Kosinski, beş yılı aşkın bir süre hiç konuşamadı. Savaş sonunda anne ve babasıyla yine bir araya gelen Kosinski, sakat çocukların gittiği bir okula yerleştirildi. Tatile gittiğinde, bu kez bir kayak kazası sonucu konuşma yeteneğine kavuştu.
Ülkesi Polonya'da devlet kontrolündeki Stalinist üniveristede çalışmalarını sürdürürken Marksizmi reddetmesi nedeniyle 2 kez okuldan uzaklaştırılan Kosinski, daha sonraları sosyal psikoloji doktorası yapma hazırlıkları içindeyken birden yükseldi, doçent oldu. Bilim Akademesinden burs aldı.Devlet kolektivizminden sıyrılmaya sürekli çaba gösteren Kosinski, kayak öğretmenliğinden sosyal danışmanlığa kadar pek çok işte çalıştı, hep gezdi. Kendisini uydurma bir Amerikan Vakfının çağrılısı göstererek resmi pasaport alan Kosinski 1957 yılında New York'a gittiç
Kamyon şoförü olarak Amerikanın her tarafını dolaşan Kosinski otopark bekçiliği, sinema projeksiyonculuğu, portre fotoğrafçılığı, limuzin ve yarış arabası sürücülüğü yaptı. Bu arada İngilizcesini o kadar ilerlettiki Ford Vakfı Bursu almakta fazla zorlanmadı.İki yıl sonra ilk belgesellerini yazıyordu. Yayımlandığında best seller listelerine giren iki kitabı Boyalı Kuş ve Adımlar, onun sağlam bir yazarlık kariyerinin başladığını haber veriyordu. Sefalet bitmek üzereydi, ihtişamın eşiğindeydi.
Kosisnki eşiğe adımını attı. Orada kendisini Pitsburglu bir çelik zengininin dul eşi bekliyordu: mary Weir. İki yıl onunla arkadaşlık yaptı, sonra evlendi. Mary Weir'la geçirdiği on yıl içinde ağır sanayi dünyasında büyük işadamalrı ve yüksek sosyete arasında yaşadı. Özel uçakları, 17 mürettebatlı yatları, Pisttburg, Nwe York, Hobe Sound, Southampton, Paris, Londra ve Floransa da evleri vardı. Yaşadığı hayat ancak romanlarda yaratılabilen bir dünyaydı. Kosinski şöyle diyordu: "evliliğim sırasında aklımda hep Stendhal ile F. Scott Fitzgerald'ın, yani kafalarını zenginliğe takmış olup da kendilerinde para olmayan yazarların bu hayatı denemeye hakları olduğu vardı. Önceleri bununla ilgili bir roman yazmaya karar verdim, gücün ne demek olduğunu, beni kuşatan yüksek sosyeteyi anlatan bir şey. Çok yakın geçmişime kadar beni kuşatan dehşetten, yoksulluktan ve yoksunluktan uzak bir şey. Ama evliyken o dünyanın o kadar parçası olmuştum ki duygularımın özünü, içinden çekip alamazdım. Bu nedenle ilk romanımı savaş sırasında evsiz barksız kalmış bir çocuk hakkında yazmaya karar verdim: bir zamanlar benim yaşadığım ve milyonlarca başka insala paylaştığım bir serüvenlerdi bunlar. Boyalı Kuş böyle doğdu."
Daha sonraları Adımlar, Bir yerde, Şeytan Ağacı ve devamı geldi. Salaş sokakların DOn Kişot'u milyarde dünyasının Kaptan Ahab'ı Kosinski, bir edebiyat virtüözüydü artık.
Gezme alışkanlığını hiç bırakmadı. Hep hareket halinde oldu, yazdı. Paris'ten Beverly Hills'e Roman Polanski, ile karısı Sharon Tate'in evine gelirken Los Angeles aktarmasını kaçıran Kosinski o akşam Charles Manson çetesinin o evde 5 kişiyi öldürdüğünü sonradan öğrendi. Aralarında yakın dostları vardı.
Onu izleyen bir kaç yıl boyunca Prinnceton Üniveristesinde Yale de edebiyat dersleri veren Kosinski Amerikan Yazarlar Derneği Başkanı olunca üniveriste hayatından ayrıldı.
Romancı ve senaryocu olarak "Bir Yerde" adlı yapıtını beyazperdeye uyarlayan Kosinski bu çalışmasıyla Yılın en iyi senaryosu ödülünü almış, filmde Peter Sellers, Shirley McLaine oynamıştı.
Televizyonda ve basında sık sık adı geçen, söyleşiler yapan yazı yazan Kosinski kimi zaman kılık değiştirip dolaşırdı.Bir romanını yaklaşık üç yılda yazan Kosinski için bir leştirmen şöyle demişti:" romanlarını o kadar seyrek yazıyor ki sanki bir kelimesi ona bin dolara patlıyor, bir sözü yanlış kullanırsa da hayatına patlıyor". Eşinin dediğine göre son zamanlarda "çalışamıyorum, yazamıyorum" diyormuş. Hayatına bu mu patladı acaba?
Zira 3 Mayıs 1991 günü eşi Katerina (2. eşi) onu banyoda başına geçirilmiş plastik torbayla ölü buldu. Romanlarındaki şiddet ve korku ölümüne de egemen olmuş, kahramanları gibi değişik bir ölüm yöntemi seçmişti.
Kosinski yaşadıklarını yazan, yazdıklarını yaşayan bir yazardı. İnsanın acımasız, saldırgan, kötü yanlarını serinkanlılıkla gözledi ve şiddetin şiirini yazdı. Artık yazamayacağını anladığında ise hep kolkola yaşadığı ölümle bütünleşti.

Eserleri: Boyalı Kuş, Bir Yerde, Adımlar,Boşluk, Şeytan Ağacı
 
Back