Bir öğrencinin anadili gibi İngilizce konuşabilmesi için gereken tek şart anadili İngilizce olan bir öğretmen değildir.
Önceki sistemi sorgulamamamız lazım. İngilizce öğrenimi 4. sınıfa düştü ama bugün ilköğretimde ve lisede İngilizce görmüş öğrenciler dışarıda bir turist görünce yön tarif edemiyorlar. Bırakın liseyi İngilizce Öğretmenliğini bitirmiş fakülte mezunları bile bazen pratik eksikliğinden konuşurken bocalıyorlar. Sizce bundan tek yükümlü öğretmen mi?
Türkiye’de bugüne kadar sistem İngilizceyi sadece dilbilgisi ve kelimeden ibaret gördü. Kitaplardaki dinleme ve konuşma bölümleri konuyu hızlıca bitirebilmek adına genelde atlanırdı ya da sınıftaki öğrenci sayısı fazla olduğu için uygulamak mümkün olmazdı. Öğretmene de hak vermek lazım, sınıf mevcudu kalabalık olduğu için kitaplardaki oyunları ve ya projeleri sınıf ortamında yapmak hayli zorlaşıyor.
Birde sınavlar var. Ben YDS sınavına hazırlanırken hiç konuşma, dinleme ve ya yazma becerilerini geliştirmeye çalıştığımızı hatırlamıyorum. Sadece dilbilgisi ve kelime ağırlıklı test çözerek hazırlandık sınava. Bu bilgilerle aldılar bizi İngilizce Öğretmenliği bölümüne…(!)
Bizim öğretmenlerimizin yaptığı yanlış; sınıfta Türkçe konuşmak. Dersi İngilizce anlatır, anlamayanlar için birde tercüme eder, öğrenci bu döngüye alışık olduğu için ders anlatılırken öğretmen zaten Türkçesini söyleyecek diye düşündüğü için İngilizce söylenenlere kulak asmaz. Durum bunlardan ibaret...
İki yıl önce İngilizce Öğretmenliği bölümünü bitirmiş, Kpss sınavına hazırlanırken dört yıl boyunca öğrendiklerini unutmamak için çabalayan, aynı zamanda da Kpss sınavında İngilizce bölümünden sınava girmesi gerekmeyen biri olarak bence yapılması gereken bizi zorla dilbilgisine boğduktan sonra bir köşe atmak yerine, sınıf mevcutlarını azaltıp dersleri konuşma, dinleme, yazma ve okuma ekseninde işleyebileceğimiz bir ortam hazırlamalılar. Aynı zamanda öğrencileri de bu bilgilere göre test etmeliler. Bu durum düzeltilmedikçe gelen yabancı ne yapsın.
İthal Öğretmenlerde KPSS sınavına girsin!!!