Istedim ve oldu ! ! Inanamayacaksınız

ben bu tarz şeylerin dini batıllaştırma çabaları olduğuna inanıyorum.istedim ve oldu demek enaniyetinizi kabartıyor ve bu bilinç altına yerleşiyor.kişi sanki bunu kendi iradesiyle kazanmış gibi algılıyor..bu şeytanıın en gizli silahlarındandır. üstelik bu durum daha da ileriye giderse megolaman olmanız kaçınılmaz.
o istediğin şey olmuşsa inandığın için değil Allah dileği için oluyor!
dinde dua etmek vardır.hayırlısı diye dua ederiz hani..hayırlısı ise lutfet, icabet et duama Rabbim deriz..ayette geçer "belki sizin şer bildiklerinizde hayır, hayır bildiklerinizde şer vardır diye"
mümin işte bu yüzden körü körüne birşeyi istemez.Haktan lutfedilene amenna der.o şey olmamışsa yes'e düşmez..

"Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah, dilediğine rızkı genişletip yayar ve (dilediğine) kısar da. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için gerçekten ayetler vardır."Zümer/52

hayal etmeyin demiyorum.ateist gibi doğa gücüyle oldu benim irademle oldu demeyin.

çok haklı:canı gönülden katılıyorum
 
Olumlu düşün olumlu olsun. Bu düşünceye bir nebze inanırım. Ama her koşulda işleyeceğini düşünmüyorum.

İstedim ve olmadı...

Ne yapayım? bu düşünce tarzına göre istediğim şeye yeteri kadar odaklanamamışımdır, olumlu düşünmemişimdir kafamdan negatif düşünceleri silememişimdir vs. vs.

Denedim ama olmadı, olmak zorunda mı? diye düşünüp tevekkül etmeyi tercih ediyorum. Böylesi daha gerçekçi geliyor.
 
Ben katılmıyorum :)

Öyle bir güç filan hissedilmiyor.
Yani sihir yapmıyorsunuz sonuçta.
Sadece olacağına inanıyorsunuz.
Olana kadar ümidinizi kaybetmiyorsunuz.
Sonuçta asla da olmayabilir.

Olunca,ben yaptım demiyorsunuz.
İnandım ve sonunda oldu diyorsunuz.

Ayrıca ben de dua ediyorum,"hayırlısıysa" diyerek Allah'tan istiyorum dileklerimi.
Bununla beraber beklentide kalmanın bir sakıncası yok bence.

 
arkadaş bayan bir konu açtı kimisi dedi hastalık yapar hayal kurmak, kimisi dedi sen istedıgın için olmadı tesadüf dedi kimi ALLAH istedı dedi herkez bişeyler dedi

olumlu düşüncenin hastalık oldugu nerede görüldü? artı bayan ben SÜREKLİ istedim HAYAL KURDUM DERKEN ZATEN GERÇEGE UZAK HAYALLER KURMADIGINIDA ANLATTI + ALLAH'IMDA VERDİ DEDİ KONUYU BAŞTAN SONA KADAR OKUDUM
hayal kurmanıza bıle gerek yok ozaman RABBIM SIZIN İÇİNİZDEN DÜŞÜNDÜGÜNÜZÜDE BILIR
GERÇEGE UZAK HAYALLER KURAMADIKTAN SONRA ,HAYATA POZİTİF BAKTIKTAN SONRA OLUMLAMALARIN ZARARI DEGİL YARARI OLUR .BUNLARI YAPAN DENEYEN OLUMLU SONUÇLAR ALAN YÜZLERCE KİŞİ VAR
 
aslında mantıklı ,uygulanması gereken bişey.
ve doğru.
lise çağlarında sevgilimin beni aldatıcanı düşünerek ihanet şarkıları dinleyip ağlardım hep bunu düşünüodum aynaya bakıp ihanet gününü ona neler demem gerektiğini falan....ve aynen öyle oldu bi zaman sora aldatılmıştım
:KK1:
 
Inanc faktörünü söylemeye gerek bile duymadim.Zaten herseyi Allah tan istiyoruz.

Olumlu düsünmenin, istemenin batilalasmak oldugunu düsünmüyorum.Cünkü;


Allah (C.c) nasip ettirmeyeceği bir şeyi hayal ettirmez !!
Hz. Osman
 
Aslında sandığınız gibi hayalcilik ya da rüyalar aleminde yaşamak değil arkadaşımızın bahsettiği, bas baya yıllardır üzerinde çalışmalar yapılan bir çok bilim adamının üzerinde kafa yorduğu, yüzyıllar öncesin de dahi kullanılan bir yöntemdir.

Bilimsel bir ifadeyle BÜTÜNCÜL EVREN...

Beni o kadar heyecanlandıran konudur ki bu uzun zamandır yaptığım araştırmalar haksız olmadığımı ortaya koymuş ve dahi bire bir deneyimlerim olmuştur.

  • İnsan istediği taktirde evrensel enerjiyi harekete geçirip yerel olmayan bir iletişim kurabilir
. Buna 'İstek Yasası' diyebiliriz. Bu yetenek her insanda vardır, ama istek olmadıkça yetenek harekete geçmez. İnsan kendini beş duyu ile kısıtlamadığı taktirde istek yasasını harekete geçirerek birçok açıklanması zor olan işler başarabilir. Öncelikle an içinde bulunmak ve trans (vecd) haline geçerek zaman kavramından uzaklaşmak gerekir. Bu yasayı harekete geçirebilen Asya Türklerinin Kam dedikleri şaman kişilerden söz edeyim. Kamlar manevi güçlerini kullanabilen ve bu sayede elde ettikleri bilgileri uygulayabilen insanlardır. Kamların evrensel enerjiye hakimiyetleri şu alanlarda belirir.
1.) Hastalıkların tedavisi (Şifacılık).
2.) Ruhsal irtibatlar (Medyumluk)
3.) Kehanet çalışmaları (Duyular ötesi algılar).
4.) Doğa olaylarını etkileme.
5.) Diğer insanlarla ruhsal etkileşme.

Tüm bu faaliyetler Maji (İlm-i-Ledun) olarak algılanmış ve pozitif bilim tarafından red edilmiştir. Ancak insanın kendi hayrına olduğu kadar bütünün hayrına yapılan bu tür faaliyetler İstek yasası sayesinde olur. Örneğin, şifacılıkta önemli olan hasta kimsenin şifa bulmak için gösterdiği istektir. Bu istek olmadan şifacı başarılı olamaz. Keza medyumluk da isteğe dayanır. İnsan istemedikçe kendisine hiçbir ruhsal bilgi aktarılmayacaktır. Duyular ötesi algılama da aynı şekilde istek yasası sayesinde gerçekleşir.
Evrende bir de temel bir benzeşim olduğunu söyleyebiliriz. Çekirdek etrafında dönen elektronlardan oluşan atom ile güneş etrafında dönen gezegenlerden oluşan güneş sisteminin benzeşimi bir tesadüf değildir. Bu temel benzeşim adeta bir doğa yasası gibidir. İstek yasasını kullanarak Benzeşim yasası denebilecek bir mekanizmayı harekete geçirmek mümkündür. Doğa olaylarını ve diğer insanları etkilemek için yapılan törenlerde temel yaklaşım Benzeşim yasasıdır. Örneğin Avustralya yerli toplumlarında yağmur yağdırmak için yapılan törende katılanlar sağanağa yakalandıklarında yapacakları hareketleri taklit ederler. Bu taklitte Benzeşim yasası geçerlidir. Benzeşme yoluyla taklit edilen gerçekleşecektir. Aynı şekilde, eski dönemlerde, bir insanı veya hayvanı etkilemek için ona benzeyen bir heykel veya resim yapılır ve benzeşim yasası ile simge üzerinde çalışılırdı. Örneğin eski mağara dönemi insanları ava çıkmadan önce avlamak istedikleri hayvanın resmini duvara çizer ve bir de mızrak saplarlardı. Böylece resim ile ertesi gün oluşacak gerçek olay arasında benzeşim yoluyla bir bağ oluşturmayı amaçlarlardı. Birçok eski mağara resim ve heykellerinin esas nedeni budur.
Bu tür yaklaşımda şu mantık geçerlidir. "Bugün nasılsa yarın da öyle olsun. Burada nasılsa orada da öyle olsun". Görülüyor ki istek yasası ve benzeşim yasası uygulanırken ne zaman ne de mekan bir kısıtlama getirmiyor. Gerçekten de zaman ve mekan büyük çapta kendi kendimize akıl ve mantığımızla yarattığımız birer kısıtlamadır. Ruhumuz ne zaman ne de uzay ile kısıtlıdır. Ruhumuz evrenin enerjisi ile etkileşim haline girdiği taktirde hiçbir olayın tesadüf olmadığını anlar. "Tesadüf" dediğimiz şey, bizim olaylara nesnel olarak bakışımızdan kaynaklanır. Olayların uzay ve zaman içinde birbirlerinden bağımsız bir şekilde oluştuklarını varsaydığımız sürece tesadüfi bir şekilde geliştikleri kanısına kapılırız. Oysa ki her varlık diğer her varlıkla sürekli bir ilişki içindedir. Bu gerçeği en iyi sezebilenler mistik yönlerini inkar etmemiş olan kişilerdir.


Not:Uzun uzun yazmamak adına bazı makalelerden alıntı yaptım.Ama ilgilenen olursa sorulara seve seve cevap veririm.
 
Ben bu yöntemi gezmeye gittigim bir yerde havada asili duran adamlari arastirirken ögrendim.

Ve olacagina inandigim her sey degil ama cogu sey oldu..

Cekim yasasina cok inanirim.Bosuna demiyoruz aklima gelen basima geldi diye.

Iyiyi cekmekte sizin elinizde kötüyü cekmekte,beyninize hükmedin

Bana yakin arkadaasim diyor ki : ne yapmak istiyorsan oluyor anandan duali mi dogdun be :)
 
Son düzenleme:
Bu konuyla ilgili sayfalarca yorum yapabilirim tabii izin verilirse:)
son dönemlerdeki araştırmalarımla o kadar uyuşan ifadeler var ki heyecanlanmamam mümkün değildi...
örneğin yukardaki paragrafta benzeşim ve istek yasasından bahsettim.Ben bu yasanın varlığından haberim yokken yaşamış biriyim.Evet insanların bunu uygulaya bilmeleri için öncelikle bütüncül enerjiyi keşfetmeleri gerekmektedir.Neden varız, neye yararız bu sorunun cevaplarını öncelikle bulmak şart...

İnsanoğlunun dünyadaki maksatı güç savaşları olmamalı,daha fazla kazanalım şan şöhret gelsin, tek güç olup dünya'ya hükmetmek mi gaye?? sizce bu üstün varlık yani İnsan bu kadar basit bir neden için mi var bu evren de? demografik çalışmalar bile insan ömrünü tam olarak belirleyememişken ölümcül bir varlığın tek güç olma savaşı ne kadarda saçma öyle değil mi? kavgalar ve bitmeyen tartışmalar...

Oysaki bir bütünden varolan insan,her birimiz o bütünün özelliklerini taşırken kim kimden üstün olabilir ki?
bunu kavrayabilen birey bütüncül enerjiyi zaten kavramıştır...

Özüne inebilen,maksadının farkına varabilen bir bireyin benzeşim ve İstek yasasıyla bu dünyada yapamayacağı şey yoktur.Yeter ki bunu bu mesajı özümüze, enerjiden ibaret olan ruhumuza iletebilelim.Ama hırslar olmadan, nefreti,kıskançlığı hani diyoruz ya "egom da egom", egosu olanlar bu işi yapamazlar çünki egosuna hizmet eden bir insan bütünselliği göremez.Bencildir.
İnsanlığın kurtuluşunun tek yolu dünya genelinde egonun yok oluşudur.Egoyu malesef ki biz insanlar varettik, tamamen varlık amaçımıza ve geliş noktamıza aykırı davrandık.yok etmekte yine insanın elinde olan bişi...dünya daki hiç bir insan birbirinden farklı değildir bizim özümüz bellidir.Bir bütünün parçalarıyız bunun farkına varan bireyin egosu zaten yıkılmıştır.

Sonuç olarak bu gerçeğin farkına varan insanın kalbi arınır, tek bir gerçeğe kanalize olur, enerjisinin gücünü anlar.İşte farkına varılan bu enerjiyle insanın yapamayacağı şey yoktur (gelişimi açısından)...



bu konu nereye gider biliyormusunuz???
 
Yukarıda yazdım hayal etmeyin demedim.hayal etmek mutlu eder insanı ve motive eder. hayal ederken aynı zamanda çabalamıyor musuz siz? okulumuzu bitirmek için hayal kurarız değil mi ama hayalle okul bitmiyor, önündeki sınav denilen engelleri aşman gerekiyor.hayal seni sadece okulu bitirmeye yönelik teşfikliyor,amel ettiriyor. sen otur yerinde olumlama yap, ben geçeceğim sınavı de bak bakalım geçiyor musun? işte bu hayal pilavı yemek olur.
dinde tevekkül vardır, elinden geleni yapıp sonucunu Allaha bırakmak gerekir.
olumlama yaparak cennetide isteyebilirim o zaman size göre. ben cenneti istiyorum, cennetliğim diyeyim ama amel etmeden oturayım yerimde. çekim yasası var nasılsa beni cennete iter diye hayal pilavı yiyim.
yada ibadet edince ben yaptım kabul oldu mu diyoruz? ibadetlerimizi de kabul buyur diyoruz. elimizden geleni yaptık sana tevekkül ediyoruz şeklinde niyaz ediyoruz.

istediğiniz şeylerin olmasını çekim yasasına bağlamanız burada ters olan şey.yoksa hayal kurmanız pozitif ve olumlu olmanız tabiki faydalıdır.zaten böyle olunmazsa depresyon kapımızı çalar..
 
$image.jpeg

:KK1::KK1: :KK1:
 
“Eğer bir yapı başlangıçta bir bütün oluşturmuş ise, o yapıyı parçalasanız dahi parçalar arasında etkileşim yerel olmayan bir biçimde devam eder .”

Öyle önemli bir konuya değinmişsiniz ki ilk okuduğumda içimden geçenleri buraya yazsaydım belli bir kesimden fazlaca tepki alabilirdim.Benim yaşam tarzım düşünce biçimim birilerine uymaya bilir ama inanın şu paylaştığınız konu uzun zamandır içinde yoğrulmakta olduğum, dünyadaki varlık nedenimiz,başlangıcımız ,gelişmemiz , gidiş ve varış noktasındaki üstünlüklerimizle bu yolun denklemiyle öyle mükemmel örtüşüyor ki...
Anlıyorum ki kişinin hayata bakışı , duruşu ne olursa olsun BİZ BİRLİKTEN GELDİK BİRLİĞE GİDECEĞİZ.....

Her birimiz bir bütünün parçalarıyız bunun adına rahmet diyebiliriz,nur diyebiliriz ya da ışık sonuç olarak özümüz bir enerjiden ibaret, peki biz insanlar neden hala bunun farkında değiliz.Neden bu derece fikir ayrılıkları bu derece tahammülsüzlük var? bir bütünün parçaları isek neden hala oturup düşünmüyoruz.Biz farklı değiliz hepimiz aynı bütünden geldik tıpkı tümdengelim metodu gibi...
biz bu metoda aykırı yaşadığımız için hala varlık savaşı veriyoruz dünyamızda, ne gerek var eksiye artıya???
Karbon gibi...
Organikten bahsedersek mesela karbonun negatif veya pozitif olduğu zamanlarda canlı oluşturmadığını nötr olduğunda canlılık oluşturduğunu görüyoruz. Bu bile yeterli bir bilgi. Yani demek ki bir insan dirilebilmesi için ne pozitif ne de negatif olacak, daima nötr.
bu düşünce bizi birlik olmaya götürür.

Eğer birbirimize bakarsak daima hata buluruz, ama el ele Allah’a bakarsak birbirimizi severiz. İşte o sevgi insanı Allah’a götürür. Bu saygıya dönüşür ve bitmeyen bir beraberlik olur.Ama inanıyorum ki bu bütünlük çok kısa zamanda kavranacak!

Hayatı sadece egolara bağlayan biz insanlar tartışmalarla, kırgınlıklarla üstün bir varlık değil de sanki savaş makinalarıymışız gibi hareket ediyoruz.

Unutulmamalı ki bir taşı değerli kılan, kıymet bilen ellerdir.
Kirli bakan göz temizi görebilir mi? sevmeyi bilmeyen kalp sevile bilir mi?
İstemeyi, arınmayı bilmeyen kula Allah ne yapsın!!!

Sevgilerimle arkadaşlar:KK16::KK16::KK16:
 
Yillardir iyi dusun iyi olsun derler ve dua edersen inanarak istemeyi bilerek olur yillarin duasi cekim yasasi oldu yeni adiyla. Hakli ama kelebek cok istersen dogru istersen olurr. Bir seyi kirk kere soyle olsun. Biz bunlari hep biliyorduk degil mi
 
derdim var sayfasında görünce konu da ilgimi çekti sonuna kadar okudum... ne kadar araştırmacı bir milletiz biz..deprem olur herkes jeolog kesilir ya onun gibi..farklı görüşler olması normal de , kuantum gibi bir konudan girip şizofrene , imana kadar gitmesine de gülsek mi ağlasak mı bilemedim..herkese iyi geceler...
 
isteyince aslinda oluyor ama her zaman hayirlisi da olmayabiliyor hakkimizda ne yazikki :KK53:
o yüzden artik bu tarz seylerede pek inanmiyorum dua ediyorum bol bol Rabbim hayirlisini nasilsa er yada gec nasip ediyor. Illa ki bi caba göstermek ve istedigimiz her ne ise hayatimizi o yönde ilerletmemi yada yönlendirmemiz gerekiyor :KK34:
 
Son düzenleme:
bir bayan özel bir şirkette normal bir memurmuş..
inanmış orda birgün müdür olacağına..hayal kurmuş..sonra kurduğu hayale kendide inanmış..

inanınca, kendi bu hayale inanınca
farkında olmadan müdür gibi davranmaya başlamış
hareketleri davranışları bu yönde değişmiş..tabi oda farkında değil..

sonra oraya gerçekten müdür oluyor..

bu hikaye gerçekten yaşanmış bir hikaye imiş..

böyle bir kitapta ben okumuştum adıda %100 düşünce gücü ama işte o düşüncenin içine oooo nerde bende şans diye düşünmemek gerekiyo baya adapte olmak gerek yani :) ben de bikaç gün önce istediğim bişeyi düşünmeye başladım. olucak inşallah.
 
bence sen o kadar çok gönülden hayal etmişsin ki evliliğin düzelsin diye ve havuzlu bir evim olsun diye her gece onun hayalinle yatmışsın ve RABBİM de sana hayallarini vermiş gönülden istediğin için kıyamamış
çünkü;ancak ALLAH isterse imkansız denen bişi yoktur
:KK34:
 
Son düzenleme:
ben yasantımda her seyı dinimizin emir ve yasaklarından yola cıkarak elerim bu demek degıl ki dinimi dort dortluk yasıyorum maalesef tesetturlu degılım eksıklerım vs var ama bu tarz felsefı yaklasımlar benı hep urkutur sonucta aslolan kadere ımandır hep soylerım hakkımızda tayın edılmıs bır yazgı var ve sadece o olacak ıste bu anlamda sebeblere yapısmak onemlı...rabbım sıze ıstedıklerınızı lutfetmıs ne guzel mukafaatınızdır yada sınav vesılenız bılemem ama rabbımın kudretınden harıc ota bocege dogaya olumlamaya vs baglanan olgulara karsıyım ben sızın yerınızde olsam konuyu soyle anlatırdım cok sıkıntılarım oldu dayandım rabbım merhamet ettı duze cıktım sımdı de hayallerıme kavusuyorum....sakın yanlıs anlamayın amacım sızı elestırmek yargılamak degıl ama yasadıgınız sey bu haksız mıyım
 
X