- 16 Şubat 2012
- 1.567
- 501
babamla aynı iş yerindeyiz. benim patronum olur kendisi. şirket profili ve çalışanlar, patronlar konusunda çok çektim. babamın bir de ortağı var. iş yerinde çok laçka bir ilişki var herkes arasında. ne patron patronluğunu yapıyor, ne de ofis çalışanları bir çalışan gibi davranıyor.
yemek yapan bir abla vardı ofiste kendisi çok çalışıyor çok yoruluyor gerekçesiyle her sene 1 aylık izini hakediyormuş ne hikmetse, bizler ne yapıyorsak sanki çalışmıyoruz ! neyse gel gelelim, bu abla çıkarken yerine birini bulamadan çıktı ve üç bayan olarak ofisteki işler bize kaldı( çay götürmek patronlara, temizlik, çöp toplama vs. ) benim dışımda olan 2 bayan, zar zor söylene söylene yapıyorlar, bense sazan gibi yapıyorum. dönüşümlü sıraya koydu babam (patron) ona bile söylendiler. patronlara demediklerini bırakmıyorlar ama ne hikmetse onlardan iyileri de yok. bu noktada tartışıyoruz artık babamla sinir oldum ya. yaptığım işler de gözükmüyor, yapmadığım hemen göze batıyor. bu nasıl iş ya.
herkes ben şunu güzel yaparım, bunu güzel yaparım. aferin bana, işte ben , yine yaptım, yine hallettim işleri vs. diyerek nidalar atıyorlar. artık sabrımın sınırındayım. birçok defa tartıştım bu insanlarla. kesinlikle konuşulmuyor , konuşmayı da deniyorum yok bir şekilde beceriyorlar üste çıkmayı. ben patron kızı diye ortalarda dolaşmıyorum. kesinlikle. iş yerindeki durumları bilseniz, biriniz bir gün burada çalışsanız bana kesinlikle hak vereceksiniz. psikolojik baskı var. buradaki çalışanlar mutsuz, ve kafadan rahatsız.
sürekli her gün yaa ben şunu aldım 10 tl, sen 50 tl vermişsiz kazık yedin, ne gerek var niye aldın, şuraya gittim, buraya gittim, günaydın demeye bile acizler. karşımda oturan kadın negatif baştan aşağı zaten. iş yerine ayak bastığım an , bu negatiflikten gerginlikten ben de etkileniyorum.
en ufak sıkıntımı sırf paylaşmak için , tek yakaladığımda babamın yanına gidiyorum. aynı evde yaşamıyoruz. günlük muhabbetimi de ederim diye. offf sıkıldım artık alttan al bilmem ne tavırları ile karşılaşıyorum. hemen suratını çeviriyor. en son dayanamadım az önce. yeter artık dedim ya. yanına her gelişimde suratını çeviriyorsun, birşey de mi paylaşılmayacak seninle dedim. benimle ne biçim konuşuyorsun oldu. yaa artık bir dönüp de kendilerine baksınlar. onu alttan al bunu alttan al. hep kendimden taviz veriyorum.
bana komik gelmeyen birşeye gülmek zorunda değilim diymi. ama gülmeyince işte, hayırdır yine asık suratlısın oluyor, ama kendi gül yüz suratlarının farkında değiller !!
başka iş bulsam arkama bakmadan giderim zaten. aynı çatı altında babamla olmuyordu, iş yerinde hiç olmuyor.
yemek yapan bir abla vardı ofiste kendisi çok çalışıyor çok yoruluyor gerekçesiyle her sene 1 aylık izini hakediyormuş ne hikmetse, bizler ne yapıyorsak sanki çalışmıyoruz ! neyse gel gelelim, bu abla çıkarken yerine birini bulamadan çıktı ve üç bayan olarak ofisteki işler bize kaldı( çay götürmek patronlara, temizlik, çöp toplama vs. ) benim dışımda olan 2 bayan, zar zor söylene söylene yapıyorlar, bense sazan gibi yapıyorum. dönüşümlü sıraya koydu babam (patron) ona bile söylendiler. patronlara demediklerini bırakmıyorlar ama ne hikmetse onlardan iyileri de yok. bu noktada tartışıyoruz artık babamla sinir oldum ya. yaptığım işler de gözükmüyor, yapmadığım hemen göze batıyor. bu nasıl iş ya.
herkes ben şunu güzel yaparım, bunu güzel yaparım. aferin bana, işte ben , yine yaptım, yine hallettim işleri vs. diyerek nidalar atıyorlar. artık sabrımın sınırındayım. birçok defa tartıştım bu insanlarla. kesinlikle konuşulmuyor , konuşmayı da deniyorum yok bir şekilde beceriyorlar üste çıkmayı. ben patron kızı diye ortalarda dolaşmıyorum. kesinlikle. iş yerindeki durumları bilseniz, biriniz bir gün burada çalışsanız bana kesinlikle hak vereceksiniz. psikolojik baskı var. buradaki çalışanlar mutsuz, ve kafadan rahatsız.
sürekli her gün yaa ben şunu aldım 10 tl, sen 50 tl vermişsiz kazık yedin, ne gerek var niye aldın, şuraya gittim, buraya gittim, günaydın demeye bile acizler. karşımda oturan kadın negatif baştan aşağı zaten. iş yerine ayak bastığım an , bu negatiflikten gerginlikten ben de etkileniyorum.
en ufak sıkıntımı sırf paylaşmak için , tek yakaladığımda babamın yanına gidiyorum. aynı evde yaşamıyoruz. günlük muhabbetimi de ederim diye. offf sıkıldım artık alttan al bilmem ne tavırları ile karşılaşıyorum. hemen suratını çeviriyor. en son dayanamadım az önce. yeter artık dedim ya. yanına her gelişimde suratını çeviriyorsun, birşey de mi paylaşılmayacak seninle dedim. benimle ne biçim konuşuyorsun oldu. yaa artık bir dönüp de kendilerine baksınlar. onu alttan al bunu alttan al. hep kendimden taviz veriyorum.
bana komik gelmeyen birşeye gülmek zorunda değilim diymi. ama gülmeyince işte, hayırdır yine asık suratlısın oluyor, ama kendi gül yüz suratlarının farkında değiller !!
başka iş bulsam arkama bakmadan giderim zaten. aynı çatı altında babamla olmuyordu, iş yerinde hiç olmuyor.