- 20 Mart 2018
- 1.101
- 1.594
Şirket belki sıkıntıya girer ama gidenler hemen unutuluyor, yeri dolduruluyor onu da söyleyim.
İş hayatı, özellikle kurumsal şirketler, maalesef tarif ettiğiniz gibi. Çoğu zaman yetkinlikler unutuluyor, ilişkiler ön plana çıkıyor ve aslında idare edilebilirlik, Söz geçirilebilirlik önemli oluyor. Ben her zaman düzgünce doğru bildiğimi söylerdim mesela, benimle aynı düşünen ekip arkadaşlarım hık mık olurdu. Bu tercih edilmiyor :) 3 sene olacak bu yaşanılardan bunalıp; bana göre değil diye bıraktım. Şimdi düşünüyorum da keşke o kadar fazla kafaya takmasaymışım. Çok ağlayıp üzülürdüm. İşinizi yapıp, görmezden gelmeye, kafa dağıtmaya çalışın olabildiğince. Alternatif iş de bakabilirsiniz elbette. Yeni yer de güllük gülistanlık olmaz belki ama teptili mekan:)
Gerçekten yaşamak için çalışmak zorundayız ve bu iş verenler bunun farkında bu yüzden böyle yapıyorlar başka açıklaması yokKurumsallık.. Ülkemizde en kurumsal geçinen şirketler bile kurumsallıkta sınıfta kalır. Ek mesailer düzenli olarak ödenmiyor (çoğunlukla hiç ödenmiyor), personellerin kariyer planlaması ve mesleki gelişimi önemsenmiyor, sorsanız kurumsallar ! Esnek çalışma adı altında kendilerine esnek zaman dayıyorlar.
Türkiye’de ve dünyada kendini adıyla markasıyla öne çıkartan iyi bilinen tekstil (havlu) firmasında çalışırken, bordrolarımızda " BU AY FAZLA MESAİM YOKTUR '' diye minicik silik net okunmayan bir kutucuk vardı ve her ay imzalayıp geri göndermekle yükümlüydük.
O zamanlar yanında çalıştığım, kıdemli, imzasına ve bilgisine ihtiyaç duyduğum mali müşavir muhasebe müdürüme sordum, ‘’ ben hiçbir akşam 20:00 öncesi ofisten çıkamıyorum. Mesai 18:00 bitiyor demiştiniz. Hergün sizin onayınız olursa mesaiye kalacağıma dair evrak imzalıyorum. Sizin onayınız olmadan fazla mesai yapmamış oluyorum ? Siz diyorsunuz ki mesai yapmadım diye imzala. İyi ama tüm fabrika kamera dolu, ofiste yalnız da değilim, sizin gibi diğer departmanların yöneticileri de şahit fazla mesaiye kaldığıma. Velev ki imzalamadım ? ’’
‘’ Öyleyse Claire’in fazla mesaisi olmadığını kabullendiğini ama iş yoğunluğu arasında imzalamayı unuttuğunu varsayarız ‘’ dedi.
İşte o zaman kurumsallığın iki logo, iki e-mail, yurtdışına ihracat yapmakla ilgisi olmadığı gerçeği ile yüzleştim.
İş değiştirmek gibi radikal kararlar almak şu ekonomik buhran ortamında çok riskli bence. Sabit geliriniz yoksa (aileden miraslar kira gelirleri) ödemek zorunda olduğunuz kira ve faturalar var ise sizin yerinizde olsam inceldiği yerden kopsun mantığında düşünürdüm herkese ve herşeye karşı kayıtsız tepkisiz davranırdım.
Kariyer hayatımız pamuk ipliğine bağlı.İşverenin iki dudağının arasındayız.
Çok haklısınız bende sırf bu korkularimdan dolayı istifa edip iş arayamıyorumNe iş hayatında ne de özel hayatta hiç kimse vazgeçilmez değil, herkesin herşeyin bir ikamesi var. Zaten alternatifler olmasaydı hayat çekilmezdi.
Herkesin bam teli farklı, basıldığında çıkan bam sesi de farklı. Canına tak ettiğinde ne şartlar, ortam, vefa, sosyal imkanlar ne o ne bu herkes herşey fasa fiso. Bir an önce o akıntıdan kurtulmak istiyor insan boğulacak gibi oluyor.
Kişi başlarda iş değiştirirse herşeyin daha güzel olacağına inandırıyor kendisini. Kısa vadede pişman olunuyor genelde.
Bırakılan iş yeri sıkıntılar çektirmiş olsa da yeni ortama alışana dek kasvetlere boğuluyor insan, risk payları daha ilk haftalarda hatta aylarda daima kendisini hatırlatıyor, muğlak virajlar insanı depresyondan depresyona sokuyor.Başka bir iş bulmadan ayrılmayın derim.
Kesinlikle kadınlar iş hayatında diğer kadınları o kadar çok baltalıyorki. Bunu çok fazla farkettim. Bu yöneticimde kadın ve onun yüzünden artık feministliği bıraktımYa bir yerlerde bir sorun var ama bende çözemedim.ekip liderine yağ çekme durumunu hic yapmadım yapmam.Neyse o.verilen işs layıkıyla yapsam da sevilmedim.sonra dedim bu iş böyle olmayacak ben ekip lideri olayımbana yağ çekilsin.yok herkes düşman.anlamadım bende.en son kadınların iş hayatında sadece erkekler değil hemcinsleri tarafından da istenmediği sonucuna vardım.yani işi dört dörtlük bilip yapsanız da o kişiler öyle bilip yapmıyor ki maksat iş yurusun
Nasıl yürüdügü önemli değil.uzun vadeli bakmıyor kimse.doğru birndüzen kurulsun değil.fast food mantığı.o olmazsa öbürü olur.sistem düzgün olsa o da olur ama sistem de yoksa kaos.
Ben diger sirketle anlasinca, tutmaya cok ugrastilar, elimde verdikleri kontrat dahi var. Simdi arkamdan eski is yerinden sikayet geldi, onda potansiyel goremedik, teklif falan yapmadik diyormus yavsak bolge sefi. Oysa elimde resmen yazili belge var. Inanilmaz yalancilar ya. Ben huylarini bildigim icin referans mektubunu onceden aldim. 1 sene once is bulmadan bile istifayi bassaymisim ne istesem yapacaklarmis, onu bilemedigim ve issiz kalmaktan korktugum icin cok pismanim, bazen risk almak gerekiyor.İşte ekonomi şartları yüzünden kendinizi dara sokmayın rest çekmiş olacaksınız onlara hiç bir şey olmayacak sıkıntıyı siz çekeceksiniz…
Ben direkt patrondan mobbing yedim, 3 kişinin işini yaptım yetemedim… Bana mobbing uygulama sebebi diğer meslektaşlarını işten atamama yüreğine sahip olamamasıydı o kadar saçma bir şey.
Ben çıktım tabi istifa ettim arkamdan çok ağlar arar sürekli sorar sandım bir kere telefonum çalmadı. Şimdi ki aklım olsa asla pabuç bırakmazdım patrona…
Sende bırakma lütfen öyle bir güçtesin belli sadece o gerginliği atacak ortam yarat kendine
İnan başka şirkete gittiğin için gocunup öyle teklif vermedik dediler bu iş hayatindakiler cig süt emmiş gerçektenBen diger sirketle anlasinca, tutmaya cok ugrastilar, elimde verdikleri kontrat dahi var. Simdi arkamdan eski is yerinden sikayet geldi, onda potansiyel goremedik, teklif falan yapmadik diyormus yavsak bolge sefi. Oysa elimde resmen yazili belge var. Inanilmaz yalancilar ya. Ben huylarini bildigim icin referans mektubunu onceden aldim. 1 sene once is bulmadan bile istifayi bassaymisim ne istesem yapacaklarmis, onu bilemedigim ve issiz kalmaktan korktugum icin cok pismanim, bazen risk almak gerekiyor.
Ben diger sirketle anlasinca, tutmaya cok ugrastilar, elimde verdikleri kontrat dahi var. Simdi arkamdan eski is yerinden sikayet geldi, onda potansiyel goremedik, teklif falan yapmadik diyormus yavsak bolge sefi. Oysa elimde resmen yazili belge var. Inanilmaz yalancilar ya. Ben huylarini bildigim icin referans mektubunu onceden aldim. 1 sene once is bulmadan bile istifayi bassaymisim ne istesem yapacaklarmis, onu bilemedigim ve issiz kalmaktan korktugum icin cok pismanim, bazen risk almak gerekiyor.
Arkadaşlar gerçekten iş hayatından çok bunaldım Ekibimde son zamanlarda yeni bir yönetici geldi ve çok iyi yönetemedigini dusundugum için pek muhatap olmadım. Diger ekip arkadaşlarım gibi yağ çekmedim sonuc olarak bazı anlaşmazlıklar yaşadık ve ekiptende soğudum kendimi geri çektim insanları gözlemlemeye ve kimseyle merhaba merhaba dışında muhatap olmamaya başladım. Bugün yöneticimden (verilen tüm işlerimi tamamlamış oldugum halde) aldığım negatif dönüşten sonra kalp çarpıntısı yaşadım. Ben galiba iş hayatına göre değilim yada ekiptekiler damacana ve pompası gibiler tek başlarına bir işe yaramıyorlar bir araya geldiklerinde gördüğüm en şekilsiz şey oluyorlarekonomi yüzünden kafamda deli sorular var istifa edip kurtulmak istiyorum ama ev ihtiyacı kira vs çok zorlayacak uzun süredir ise iş arayisim var ancak hiç dönüş alamadım bilemiyorum bunaldım kısaca yazmak istedim. İş hayatindaki boş insanların boyu poşu devrilsin emi
O kadar harika yazmışsınız ki gerçekten teşekkür ederim. Yalnız olmadığımı bilmek içimi rahatlattı. Gerçekten yaşamak için çalışmaktan sıkıldım. Yani onca yıl onca emek ile okuduk tırnaklarımızla kazıdık ve ne idiği belirsiz insanların ağız kokusunu çekiyoruz. Başka bir ekonomide olsaydım kesinlikle istifa ederdim gider garsonluk yapardım öğrencilik yıllarımda olduğu gibi. Ancak aldığım maaş ay sonunda tamamen eriyor ve eşimdede bendede bazen hiç kalmıyor. Ay sonunu kurumsalda çalışan 2 yazılımcı olarak tarhana çorbası ile idare ettiğimiz çok oldu. Evet çok haklısınız ne adam akıllı zam yapılıyor ne başka birsey kesinlik kölelik bu. Çalışmaya mecbur edilmek. Başka şirketlerdede durumun aynı olduğunu söylediniz kesinlikle doğru daha önce gördüğüm ve yaşadığım olaylara hep sessiz kaldım enerjimi morelimi bozmamak çalıştım ama bu yaşa geldim ve arkama bakıyorum neye sahibim diye ve hicbirsey göremiyorum. Şuanki maaşım ev ihtiyaçları yiyecek içecek kira ve 3 4 günlük tatillere gidiyor ve elimde ne birikimim var ne başka birseyim. Bu yüzden istifa edip güvenecek hiçbir şeyim yok korkularımdan başkaArtık insanlar enflasyon oranının altında verilen zamlarla yetinmek yerine artık iş değiştirerek gelirlerini arttırmaya çalışıyor. bu hamle de çok mantıklı değil aslında uzun vadede kıdem tazminat haklarından mecburen vazgeçmelerine zorluyor. Vergi dilimlerinden dolayı beyaz yakanın ağzına bal çalmalık iyileştirme oranları yapıyorlar göstermelik zaten brüt ücret üzerinden yapılıyor ee ne oluyor alışanların ceplerine zamdan sonraki ikinci ayda eski maaşlarından daha az para giriyor. Al sana mutsuz bir hayata pranga!
Eyvallahsız yaşayıp gitmenin huzurunu tatmak isterdim. Geçmişe bakıyorum da ..görüşülen iş yerleri, geri dönmelerini bekleme, her geçen saniye azalarak biten ufacık birikimim, geçim derdi endişelerim. Mevcut iş, bildiğiniz.. yeni iş bilmediğiniz sorun demek.Kurumsal olduklarını iddia edip de sen gel başla, her şey zamanla olur cümlesini duyduğunuz yerden ivedilikle kaçın.
Çok fazla iş değiştirdim, mülakat kurdu oldum ve söyleyebilirim ki malesef her iş ortamı ve şartları hemen hemen aynı. kapitalizm ve ego düşkünü insanlar her yerde ama işte akıl ve beden sağlığınızı tehdit eden unsurlar varsa işten ayrılmak mantıklı hem tedbili mekanda fayda vardır.
Kurumsallık.. Ülkemizde en kurumsal geçinen şirketler bile kurumsallıkta sınıfta kalır. Ek mesailer düzenli olarak ödenmiyor (çoğunlukla hiç ödenmiyor), personellerin kariyer planlaması ve mesleki gelişimi önemsenmiyor, sorsanız kurumsallar ! Esnek çalışma adı altında kendilerine esnek zaman dayıyorlar.
Türkiye’de ve dünyada kendini adıyla markasıyla öne çıkartan iyi bilinen tekstil (havlu) firmasında çalışırken, bordrolarımızda " BU AY FAZLA MESAİM YOKTUR '' diye minicik silik net okunmayan bir kutucuk vardı ve her ay imzalayıp geri göndermekle yükümlüydük.
O zamanlar yanında çalıştığım, kıdemli, imzasına ve bilgisine ihtiyaç duyduğum mali müşavir muhasebe müdürüme sordum, ‘’ ben hiçbir akşam 20:00 öncesi ofisten çıkamıyorum. Mesai 18:00 bitiyor demiştiniz. Hergün sizin onayınız olursa mesaiye kalacağıma dair evrak imzalıyorum. Sizin onayınız olmadan fazla mesai yapmamış oluyorum ? Siz diyorsunuz ki mesai yapmadım diye imzala. İyi ama tüm fabrika kamera dolu, ofiste yalnız da değilim, sizin gibi diğer departmanların yöneticileri de şahit fazla mesaiye kaldığıma. Velev ki imzalamadım ? ’’
‘’ Öyleyse Claire’in fazla mesaisi olmadığını kabullendiğini ama iş yoğunluğu arasında imzalamayı unuttuğunu varsayarız ‘’ dedi.
İşte o zaman kurumsallığın iki logo, iki e-mail, yurtdışına ihracat yapmakla ilgisi olmadığı gerçeği ile yüzleştim.
İş değiştirmek gibi radikal kararlar almak şu ekonomik buhran ortamında çok riskli bence. Sabit geliriniz yoksa (aileden miraslar kira gelirleri) ödemek zorunda olduğunuz kira ve faturalar var ise sizin yerinizde olsam inceldiği yerden kopsun mantığında düşünürdüm herkese ve herşeye karşı kayıtsız tepkisiz davranırdım.
Kariyer hayatımız pamuk ipliğine bağlı.İşverenin iki dudağının arasındayız.
Ay ne güzel bir çıkış olmuş üstelik kıdem tazminatini dahi aldıysan çok şanslısın umarım kendi işinde çok çok çöm başarılı olursunbende kurumsalımsı bi şirkette çalışıyordum.
2 ay önce ihbarımı bildirdim ve kendimi işimi yapacağımı söyledim.
bu arada maaşım çok yüksek değildi ama iş yerini çok sahiplenmiştim her işe koşuyor her işi yapıyordum. benden sonra işe başlayan elemanlarla tecrübe farkı vs bir sürü fark olmasına rağmen aramızdaki maaş farkı çok azdı.
yine de iş yerimi seviyorum filan diye bi çok şey igörmezden gelmiştim. sonra işte görmeye başladıkça bana bi soğuma geldi filan neyse ben kararımı verdim.
iş verenim tam bir ay uğraştı. en azından komple gitme haftada 2 gün gel dedi, hayır dedim, o zaman evden çalış dedi hayır dedim, o zaman git bi kafa izni yap maaşını vermeye devam edicem istediğin zaman gel dedi ben yine hayır dedim. en son bu hafta tekrar konuştuk, çok kıymetliydin falan filan benim kıdem tazminatımı vs tüm yasal haklarımı vereceğini söyledi. çok şaşırdım. uzun bi konuşma yaptık çok duygulandım. ama neden ya neden çalışırken yapmadın bunları dedim. ona ayrı üzüldüm. umarım verdiğim karar doğrudur. iş yerinde son 2 günüm kaldı.
patronum hayatım boyunca ilk defa senin gibi bi ayrılık süreci yöneten birini gördüm. seni buradan boş göndermicem filan dedi ama nasıl duygulandım kıymetim biliniyormuş meğer diye de düşündüm ama neden neden neden göstermediniz en azından çıkarkende olsa bunun bilinmesi içimi bi nebze ferahlattıAy ne güzel bir çıkış olmuş üstelik kıdem tazminatini dahi aldıysan çok şanslısın umarım kendi işinde çok çok çöm başarılı olursun
İşte mecburen kurumsal diyoruz o şirketlere ama söylediklerinizde çok haklısınız.Kurumsallık.. Ülkemizde en kurumsal geçinen şirketler bile kurumsallıkta sınıfta kalır. Ek mesailer düzenli olarak ödenmiyor (çoğunlukla hiç ödenmiyor), personellerin kariyer planlaması ve mesleki gelişimi önemsenmiyor, sorsanız kurumsallar ! Esnek çalışma adı altında kendilerine esnek zaman dayıyorlar.
Türkiye’de ve dünyada kendini adıyla markasıyla öne çıkartan iyi bilinen tekstil (havlu) firmasında çalışırken, bordrolarımızda " BU AY FAZLA MESAİM YOKTUR '' diye minicik silik net okunmayan bir kutucuk vardı ve her ay imzalayıp geri göndermekle yükümlüydük.
O zamanlar yanında çalıştığım, kıdemli, imzasına ve bilgisine ihtiyaç duyduğum mali müşavir muhasebe müdürüme sordum, ‘’ ben hiçbir akşam 20:00 öncesi ofisten çıkamıyorum. Mesai 18:00 bitiyor demiştiniz. Hergün sizin onayınız olursa mesaiye kalacağıma dair evrak imzalıyorum. Sizin onayınız olmadan fazla mesai yapmamış oluyorum ? Siz diyorsunuz ki mesai yapmadım diye imzala. İyi ama tüm fabrika kamera dolu, ofiste yalnız da değilim, sizin gibi diğer departmanların yöneticileri de şahit fazla mesaiye kaldığıma. Velev ki imzalamadım ? ’’
‘’ Öyleyse Claire’in fazla mesaisi olmadığını kabullendiğini ama iş yoğunluğu arasında imzalamayı unuttuğunu varsayarız ‘’ dedi.
İşte o zaman kurumsallığın iki logo, iki e-mail, yurtdışına ihracat yapmakla ilgisi olmadığı gerçeği ile yüzleştim.
İş değiştirmek gibi radikal kararlar almak şu ekonomik buhran ortamında çok riskli bence. Sabit geliriniz yoksa (aileden miraslar kira gelirleri) ödemek zorunda olduğunuz kira ve faturalar var ise sizin yerinizde olsam inceldiği yerden kopsun mantığında düşünürdüm herkese ve herşeye karşı kayıtsız tepkisiz davranırdım.
Kariyer hayatımız pamuk ipliğine bağlı.İşverenin iki dudağının arasındayız.
Kesinlikle kadınlar iş hayatında diğer kadınları o kadar çok baltalıyorki. Bunu çok fazla farkettim. Bu yöneticimde kadın ve onun yüzünden artık feministliği bıraktım
Ahahahah evet yonrticim kadınKonu başlığınızı okuduktan sonraki 7. saniyede dedim ki bu üyenin yöneticisi yüzde 90 kadın! Kadın yöneticiyle çalışmak bayılma hissiyatı yaşatır. Önyargı ve basmakalıp düşünmekle alakası yok 14 yaşından beri çalışıyorum. Erkek yöneticilerin çok daha anlayışlı ve çözüm odaklı olduklarını gözlemledim.. Kadın yöneticilerin ve kadın işverenlerin kaprislerinden dolayı iş yürümüyor hormonlarına yenik düşüp profesyonel hayatta duygusal karar alıyorlar ve sonuçlarına tüm departman katlanıyor. Hele bir de tekstil sektöründe çalışıyorsanız dır dır sabahtan akşama kadar kafanız öpülür. Bu sebeple otomotiv sektörüne geçtim - ki erkek ağırlıklıdır özellikle ağır sanayi – valla kısır gününe mi çalışmaya mı geldik anlayamazdım eski iş yerimde ve erkek istiyorum diye bağırasım gelirdi .
Kadın yöneticilerin çalışma biçimleri fazla mekanik geliyor bana sadece siyah beyaz bakış açısına sahipler. İş arayışımda en önemli kriterim erkek yöneticidir .
Kadın yönetici ofiste hayatınızı kabusa çevirir. Bunu hem karşı cinsten hem de hemcinslerimden çok duyuyorum. Sorunun sadece bende olduğunu sanıyordum başlarda.
İlk 6 ayı devirmeden garip davranışlar başlar iş akışıyla alakasız şeyleri takıntı yaparlar gereksiz noktalarda uyarılar verirler ha bir de hiçbir eksik bulamazsa "iş çıkışı bana neden iyi akşamlar demedin" ya da "neden öğle yemeklerini niçin benimle yemiyorsun" diye ayar verir.
Ortada hiçbir neden yok iken mahkeme duvarı suratını çekmek zorunda kalırsın tabii o yüz ifadesine soru sormaya korkarsın. İşyerinde her daim odak noktasının kendisi olmasını ister, sevgili yöneticinizi anlamak için kafa yorarsınız ama faydasızdır.
Her erkek yönetici iyidir sonucu da çıkmasın yorumumdan ama biz kadınlardan yönetici olmaz çünkü yöneticilik analitik düşünebilme yetisini gerektirir. Kadın yöneticiler karşılaşılan zorluklarda her olayı kendi içerisinde özgün bir şekilde değerlendiremiyor, sorunları özgün bir şekilde değerlendiremiyor, problemi değil çözmek sentezleyemiyorlar bile.
AMAAAA Çalışma hayatında kadın yöneticiden daha beter bir şey varsa o da aile şirketinde babişkosu tarafından koltuğa oturtularak yönetici yapılmış, özel vakıf üniv. para karşılığı diploma satın almış, çoğunlukla iki yıllık antin kuntin bölüm mezunu, hayatı boyunca babasının işinden başka bir işte çalışmamış (zaten aile şirketleri iflas ettikten sonra ev hanımı moduna girerler dışarıdaki hayata asla adapte olamazlar) , çalışanını ve işçi sınıfını tanıyamazlar (hoş böyle bir amaçları da yoktur iş kadınıyım diye feminist dergilere pozlar verirler ) ağızlarını yaya yaya geviş getirir gibi şımarık şımarık ukalaca konuşurlar. Çalışanın hayatını ızdıraba çevirirler.
Kadın işveren veya yönetici insan yönetemez, çalışanını (özellikle hemcinslerini) motive etmektense bezdirmekten müthiş bir haz duyar, sınırlarınızı ve özel alanlarınızı belirlemenize müsade etmezler, geri bildirim yapamazsınız size duvar olurlar
Artık sevmediğim kişilere beddua şeklim inşallah bir kadın yöneticiyle çalışırsın demek!
Konu başlığınızı okuduktan sonraki 7. saniyede dedim ki bu üyenin yöneticisi yüzde 90 kadın! Kadın yöneticiyle çalışmak bayılma hissiyatı yaşatır. Önyargı ve basmakalıp düşünmekle alakası yok 14 yaşından beri çalışıyorum. Erkek yöneticilerin çok daha anlayışlı ve çözüm odaklı olduklarını gözlemledim.. Kadın yöneticilerin ve kadın işverenlerin kaprislerinden dolayı iş yürümüyor hormonlarına yenik düşüp profesyonel hayatta duygusal karar alıyorlar ve sonuçlarına tüm departman katlanıyor. Hele bir de tekstil sektöründe çalışıyorsanız dır dır sabahtan akşama kadar kafanız öpülür. Bu sebeple otomotiv sektörüne geçtim - ki erkek ağırlıklıdır özellikle ağır sanayi – valla kısır gününe mi çalışmaya mı geldik anlayamazdım eski iş yerimde ve erkek istiyorum diye bağırasım gelirdi .
Kadın yöneticilerin çalışma biçimleri fazla mekanik geliyor bana sadece siyah beyaz bakış açısına sahipler. İş arayışımda en önemli kriterim erkek yöneticidir .
Kadın yönetici ofiste hayatınızı kabusa çevirir. Bunu hem karşı cinsten hem de hemcinslerimden çok duyuyorum. Sorunun sadece bende olduğunu sanıyordum başlarda.
İlk 6 ayı devirmeden garip davranışlar başlar iş akışıyla alakasız şeyleri takıntı yaparlar gereksiz noktalarda uyarılar verirler ha bir de hiçbir eksik bulamazsa "iş çıkışı bana neden iyi akşamlar demedin" ya da "neden öğle yemeklerini niçin benimle yemiyorsun" diye ayar verir.
Ortada hiçbir neden yok iken mahkeme duvarı suratını çekmek zorunda kalırsın tabii o yüz ifadesine soru sormaya korkarsın. İşyerinde her daim odak noktasının kendisi olmasını ister, sevgili yöneticinizi anlamak için kafa yorarsınız ama faydasızdır.
Her erkek yönetici iyidir sonucu da çıkmasın yorumumdan ama biz kadınlardan yönetici olmaz çünkü yöneticilik analitik düşünebilme yetisini gerektirir. Kadın yöneticiler karşılaşılan zorluklarda her olayı kendi içerisinde özgün bir şekilde değerlendiremiyor, sorunları özgün bir şekilde değerlendiremiyor, problemi değil çözmek sentezleyemiyorlar bile.
AMAAAA Çalışma hayatında kadın yöneticiden daha beter bir şey varsa o da aile şirketinde babişkosu tarafından koltuğa oturtularak yönetici yapılmış, özel vakıf üniv. para karşılığı diploma satın almış, çoğunlukla iki yıllık antin kuntin bölüm mezunu, hayatı boyunca babasının işinden başka bir işte çalışmamış (zaten aile şirketleri iflas ettikten sonra ev hanımı moduna girerler dışarıdaki hayata asla adapte olamazlar) , çalışanını ve işçi sınıfını tanıyamazlar (hoş böyle bir amaçları da yoktur iş kadınıyım diye feminist dergilere pozlar verirler ) ağızlarını yaya yaya geviş getirir gibi şımarık şımarık ukalaca konuşurlar. Çalışanın hayatını ızdıraba çevirirler.
Kadın işveren veya yönetici insan yönetemez, çalışanını (özellikle hemcinslerini) motive etmektense bezdirmekten müthiş bir haz duyar, sınırlarınızı ve özel alanlarınızı belirlemenize müsade etmezler, geri bildirim yapamazsınız size duvar olurlar
Artık sevmediğim kişilere beddua şeklim inşallah bir kadın yöneticiyle çalışırsın demek!
Bunların farkındasınız bence olmazsınız bu şekildebende kadın bi işveren olcam umarım öyle olmam :) ama çalışma hayatında o kadar net gördüm ki bende, hele o yöneticiden gençseniz hele ondan daha potansiyelliyseniz vay halinize