- 25 Şubat 2010
- 2.299
- 1.557
- Konu Sahibi Tonari to Totoro
- #1
Vakti zamanında bir adam, bir başka binayla paylaştığı bahçesi olan bir evde yaşar. Bahçeler ortak, binalar ayrı.
Adam evinde işinde öyle meşgul ki , bir kez bile dönüp bahçeye bakmamış, bahçe çer çöpten, ölmüş bitkilerden, tenekeden geçilmiyor.
Bir gün yan binaya bir kadın taşınıyor, kadının evdeki ve kendi işleri bitince bahçe dikkatini çekiyor, bahçesini düzelmeye karar veriyor.
Kadın kendi tarafındaki ölmüş bitkileri topluyor, yenilerini ekiyor, çimleri seriyor, bir kaç haftaya kendi bahçesi mis gibi oluveriyor.
Kendi tarafı bittikten sonra, yan tarafın halini görüp burayı böyle bırakmayayım diyor ve adamın tarafını da düzenlemeye başlıyor.
Aynı kendi bahçesi gibi cennete çeviriyor, mis gibi çiçekler, yemyeşil ağaçlar. Şans eseri bunu camdan gören adam bahçeyi çok begeniyor.
Adam bahçeden çok memnun yaşamaya devam ediyor. Birkaç gün kadın yeniden bahçeye çıkıyor, bahçeye farklı şeyler ekmek istiyor.
Kendi tarafına da adamın tarafına da farklı farklı ağaçlar dikiyor. Adamın tarafına ektiği ağaç şeftali ağacı olunca ipler kopuyor.
Bu adamın hayatta en nefret ettiği şey seftaliymiş meğer. Derhal kapısına dayanıyor kadının.
Bu güne kadar bir kez dahi iletişim halinde bulunmadığı bu kadına derhal o ağacı ordan sökmesini söylüyor.
Kadın üzülüyor, ama sessiz sedasız ağacı söküp atıyor. Madem istemiyor bir daha da ilgilenmem bahçeyle diyip asla onun tarafına ilişmiyor.
Adamın bahçesi birkaç hafta içinde yeniden çöplüğe dönüyor. Gelelim ana temaya.
Ben hikayeyi dinler dinlemez, adamın ne kadar kaba olduğundan bahsettim, insan bir teşekkür eder ya bu ne böyle diye çıkıştım.
"Sınırlar" dendi. Bahçede bir çit ya da benzeri bişey yoktu. Adam teşekkür edebilirdi, ama rica etmemişti ki.
Sınırlar. Kimse istemedikçe birinin bahçesine girmeye, ve sırf siz istediniz diye düzenleyip teşekkür beklemeye hakkınız yok.
O yüzden insanların bahçelerinden çıkın arkadaşlar!
(Alıntı)
Adam evinde işinde öyle meşgul ki , bir kez bile dönüp bahçeye bakmamış, bahçe çer çöpten, ölmüş bitkilerden, tenekeden geçilmiyor.
Bir gün yan binaya bir kadın taşınıyor, kadının evdeki ve kendi işleri bitince bahçe dikkatini çekiyor, bahçesini düzelmeye karar veriyor.
Kadın kendi tarafındaki ölmüş bitkileri topluyor, yenilerini ekiyor, çimleri seriyor, bir kaç haftaya kendi bahçesi mis gibi oluveriyor.
Kendi tarafı bittikten sonra, yan tarafın halini görüp burayı böyle bırakmayayım diyor ve adamın tarafını da düzenlemeye başlıyor.
Aynı kendi bahçesi gibi cennete çeviriyor, mis gibi çiçekler, yemyeşil ağaçlar. Şans eseri bunu camdan gören adam bahçeyi çok begeniyor.
Adam bahçeden çok memnun yaşamaya devam ediyor. Birkaç gün kadın yeniden bahçeye çıkıyor, bahçeye farklı şeyler ekmek istiyor.
Kendi tarafına da adamın tarafına da farklı farklı ağaçlar dikiyor. Adamın tarafına ektiği ağaç şeftali ağacı olunca ipler kopuyor.
Bu adamın hayatta en nefret ettiği şey seftaliymiş meğer. Derhal kapısına dayanıyor kadının.
Bu güne kadar bir kez dahi iletişim halinde bulunmadığı bu kadına derhal o ağacı ordan sökmesini söylüyor.
Kadın üzülüyor, ama sessiz sedasız ağacı söküp atıyor. Madem istemiyor bir daha da ilgilenmem bahçeyle diyip asla onun tarafına ilişmiyor.
Adamın bahçesi birkaç hafta içinde yeniden çöplüğe dönüyor. Gelelim ana temaya.
Ben hikayeyi dinler dinlemez, adamın ne kadar kaba olduğundan bahsettim, insan bir teşekkür eder ya bu ne böyle diye çıkıştım.
"Sınırlar" dendi. Bahçede bir çit ya da benzeri bişey yoktu. Adam teşekkür edebilirdi, ama rica etmemişti ki.
Sınırlar. Kimse istemedikçe birinin bahçesine girmeye, ve sırf siz istediniz diye düzenleyip teşekkür beklemeye hakkınız yok.
O yüzden insanların bahçelerinden çıkın arkadaşlar!
(Alıntı)