İngilizce pratik yapalım diyenler burası sizin mekanınız artık

biz kursta geçen hafta bu konulara değindik .ama öğretmenimiz anlam birliğinden daha çok gramer kurallarına göre bizi yönlendirdiği için ben burada çok hata yapmışım.
hatalı kısımlarımı kendim bulup anladım.ve düzelttim.
fakat tekrar yazmaya üşendim sırnaşık şeyyerimseniben
üşengeç hanımefendisırnaşık şey sınıfta neler yapıyorsunuz hep ing mi konuşuyorsunuz kursa başlayalı ne kadar oldu neler öğrendiniz biraz anlatır mısınız?:uhm:
 
BLUE BIRD 5 (hikayenin devamı)
blue bırd came over.
and ıt sat sılently on the bed.
near the lıttle gırl .
vera looked at her and waıted .
After a tıme .
The chıld opened her eyes .
she looked at the blue bırd .
And she put her hand to touch ıt .
her mother gave somethıng to drınk .
and she fell asleep .
doctor came soon .
He looked at carefully the chıld .
And he touched her .
then he turned to her mother .
doctor saıd "she, more, good, ".
"she ıs better ".
Much better.
You can stop beıng afraıd .
she wıll lıve and grow agaın .
Then .
he saw the blue bırd .
"where dıd you get that bırd " he saıd.
" ı do not know " saıd vera.
ıt came ın at the wındow now .
It came once before .
But ıt went away agaın.
It has a whıte mark on ıts head .
Do you know anythıng about ıt .
doctor saıd " ı thınk so ".
he told her about *emma .
"then".
"can we keep back thıs ".
doctor saıd " why not ".
"no one else want ıt ".
vera saıd " ı want ıt ".
As soon as ıt came ,my lıttle gırl was better .
blue bırd wıll stay wıth us .
And ıt dıd
 
AND IT SAT SILENTLY ON THE BED.-------ve sessizce yatağa oturdu
NEAR THE LITTLE GIRL .----------küçük kızın yanına
VERA LOOKED AT HER AND WAITED .---------vera ona baktı ve bekledi
AFTER A TIME .--------bi süre sonra
THE CHILD OPENED HER EYES .-----------çocuk gözlerini açtı
SHE LOOKED AT THE BLUE BIRD .-----------mavi kuşa baktı
. AND SHE PUT HER HAND TO TOUCH IT .------------ve elleriyle ona dokundu
HER MOTHER GAVE SOMETHING TO DRINK .--------annesi içecek bişeyler verdi.
AND SHE FELL ASLEEP .--------ve uyuyakaldı
. DOCTOR CAME SOON .---------çok geçmeden doktor geldi
HE LOOKED AT CAREFULLY THE CHILD .----------dikkatle çocuğa baktı
. AND HE TOUCHED HER .-----------ve ona dokundu
. THEN HE TURNED TO HER MOTHER .--------sonra annesine döndü
. DOCTOR SAID "SHE, MORE, GOOD, ".----------o çok iyi dedi doktor
. "SHE IS BETTER ".------daha iyi
MUCH BETTER.--------çok daha iyi
YOU CAN STOP BEING AFRAID .------korkmayı bırakmalısın
SHE WILL LIVE AND GROW AGAIN .-------o tekrar yaşayacak ve büyüyecek
THEN .
HE SAW THE BLUE BIRD .--------sonra o mavi kuşu gördü
"WHERE DID YOU GET THAT BIRD " HE SAID.----------bu kuş buraya nereden geldi dedi .
" I DO NOT KNOW " SAID VERA.--------bilmiyorum dedi vera
IT CAME IN AT THE WINDOW NOW .-------şimdi pencereden içeri geldi .
IT CAME ONCE BEFORE .---------o bir süre önce geldi.
BUT IT WENT AWAY AGAIN.--------ama buradan tekrar gitti.
IT HAS A WHITE MARK ON ITS HEAD .------kafasında beyaz bir işaret vardı
DO YOU KNOW ANYTHING ABOUT IT .----------onun hakkında bişey biliyor musun?
DOCTOR SAID " I THINK SO ".----------sanırım öyle dedi doktor.
HE TOLD HER ABOUT *EMMA .--------ona emmadan bahsetti.
"THEN". Sonra
"CAN WE KEEP BACK THIS ".------- biz bunu saklayabilir miyiz?
DOCTOR SAID " WHY NOT ".---------neden? dedi doktor
"NO ONE ELSE WANT IT ".------------------başka hiç kimse istemez onu
VERA SAID " I WANT IT ".---------------------ben onu isterim dedi
AS SOON AS IT CAME ,MY LITTLE GIRL WAS BETTER .------------ o geldi çok geçmeden benim küçük kızım daha iyi oldu
BLUE BIRD WILL STAY WITH US .----mavi kuş bizimle kalacak
AND IT DID .-----------------------------------ve o kaldı.

 
çeviride zorlanıyorum bunun farkındayım...
sılam sen bu konuda güzel gidiyorsun..:nazar:
diğer arkadaşlarda öğrendiklerini paylaşsalar süper olacak...
offf şu zamanlar beynımi bulandırıyor...:eek:
 
üşengeç hanımefendisırnaşık şey sınıfta neler yapıyorsunuz hep ing mi konuşuyorsunuz kursa başlayalı ne kadar oldu neler öğrendiniz biraz anlatır mısınız?:uhm:

kursta henüz birinci kurdayım to be lerle başladım nerdeyse..kurstan size aktarabileceklerim şimdilik çok az çünkü sizler daha iyisini biliyorsunuzdur.basit cümleler tanışma yemek siparişi kendini tasvir etme ...vs...
evet sınıfta türkçe konuşmamaya çalışıyoruz.be üniversitedede biraz gördüm aslında ama yine de 1. kurdan başlamak istedim..kursata örneğin sadece simple present tense gördük.
diğer zamanlara bile geçmedik.çevirileri daha önceki bildiklerimle yapmaya çalışıyorum.
isterseniz zamanları öğrendikçe tekrar edebiliriz.
ama en önemli şeylerden biri de diksiyon..bir çok kişi okuyorum anlıyorum fakat anlatamıyorum diye dert yanıyo...
şimdi bize kursta kaset verdiler..önce 2 satır sonra sonra daha fazlalaşan paragraflar.. dinliyoruz yazmaya çalışıyoruz.yerimseniben
 
Bravo cok güzel olmus cevaplar a.s.

sila senin 12 sanirim yanlisti ona bir bak... sanirim cümlenin anlamini tam kavrayamadin o yüzden....

yine de buraya yazmadan kendisi yapmaya calisanlar icin cevaplari yaziyorum ... Guide bence yazmaya sakin üsenme cünkü yazarken daha cok yerlesiyor bilgiler....


something / anything - somebody / anybody - somewhere / anywhere

) She said something but I didn't understand anything
2) Has anybody found my blue pencil? No, I'm sorry.
3) Would somebody help me, please? Yes, I can help you.
4) Have you got anything to eat? No, I haven't.
5) Tom, can you give me something to drink, please?
6) Is there anybody in the house? No, it's deserted.
7) Do you know anything about London transport? No, I don't.
8) What's wrong? "There's something in my eye."
9) Would you like to drink something ? Yes, please.
10) Somebody has broken the window. I don't know who.
11) He didn't say anything .
12) I'm looking for my keys. Has anybody seen them? No, I'm sorry.
13) Teach me something exciting.
14) I didn't eat anything because I wasn't hungry.
15) Dad, can we go somewhere on Sunday? Yes, what about going to the zoo?
 
çeviride zorlanıyorum bunun farkındayım...
sılam sen bu konuda güzel gidiyorsun..:nazar:
diğer arkadaşlarda öğrendiklerini paylaşsalar süper olacak...
offf şu zamanlar beynımi bulandırıyor...:eek:

canım uğraşıyorum işte. istersen zamanları bi çalış tatoş. will gelecek zaman; was were geçmiş zaman; am is are şimdiki zaman. kabaca böyle ama çok zaman var. hepsi her zaman kullanılmıyor sanırım. bilmiyorum. :uhm:
 
kursta henüz birinci kurdayım to be lerle başladım nerdeyse..kurstan size aktarabileceklerim şimdilik çok az çünkü sizler daha iyisini biliyorsunuzdur.basit cümleler tanışma yemek siparişi kendini tasvir etme ...vs...
evet sınıfta türkçe konuşmamaya çalışıyoruz.be üniversitedede biraz gördüm aslında ama yine de 1. kurdan başlamak istedim..kursata örneğin sadece simple present tense gördük.
diğer zamanlara bile geçmedik.çevirileri daha önceki bildiklerimle yapmaya çalışıyorum.
isterseniz zamanları öğrendikçe tekrar edebiliriz.
ama en önemli şeylerden biri de diksiyon..bir çok kişi okuyorum anlıyorum fakat anlatamıyorum diye dert yanıyo...
şimdi bize kursta kaset verdiler..önce 2 satır sonra sonra daha fazlalaşan paragraflar.. dinliyoruz yazmaya çalışıyoruz.yerimseniben

olabilir evet zamanları ya da bildiklerini paylaşabilirsin bizimle seviniriz. kasetteki paragrafı bir kere dinleyip yazıyorsunuz öylemi amaç ne yani anlamadım tam.birinci kur ne kadar sürecek bir ay mı? kaç kur gideceksin?toplam kaç kur?a.s.
 
sila senin 12 sanirim yanlisti ona bir bak... sanirim cümlenin anlamini tam kavrayamadin o yüzden..
tamam canım doğru, cümleyi yanlış anlamışım. anahtarlarımı herhangi bir yerde gördünüzmü gibi düşünmüştüm.
 
yabancı bi ülkede yaşadığını düşündüm. sınıf arkadaşlarımı tanımak isterim yani öyle işte. a.s.
ayy pardon yurt dışında yaşayacağım demişsin önceki sayfada.

hay allah bende cok iyi ingilizce konustugum icin oyle sandıgını dusundum senağlama
saka bi yana hakikaten pratik konusunda zayifim, konusulanlari ve yazilanlari okadar iyi anliyorum ki
ama konusmaya gelince tikanip kaliyorum
 
hay allah bende cok iyi ingilizce konustugum icin oyle sandıgını dusundum senağlama
saka bi yana hakikaten pratik konusunda zayifim, konusulanlari ve yazilanlari okadar iyi anliyorum ki
ama konusmaya gelince tikanip kaliyorum

evet ben de bişey söylemek istesem ya cümle içindeki kelimeyi bilmiyorum yada öğrendiğim gramer kurallarını unutyorum olmuyor ama olsun yavaş yavaş olacak başka çaresi yok.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
wardrobe: gardrob (vudrob)
bin: çöp kutusu (bin)
cupboard: dolap,yüklük (kabırd)
shelf: raf (şelf)
tap: musluk (tep)
candle: mum (kendıl)
 
canım uğraşıyorum işte. istersen zamanları bi çalış tatoş. will gelecek zaman; was were geçmiş zaman; am is are şimdiki zaman. kabaca böyle ama çok zaman var. hepsi her zaman kullanılmıyor sanırım. bilmiyorum. :uhm:

küçük bi tekrar yapalım mı?
a.s.

ZAMAN KAVRAMI
1. GiRiŞ
Bu ve bunu izleyen ana başlık altında İngilizce'de yer alan bütün zamanlar (= tense) ve yardımcı yüklemler (= modal verbs) iki ayrı başlık altında ele alınmaktadır. Zamanlar "Present", "Past", ve "Future" sırası ile, yardımcı yüklemler ise alfabe sıralamasında ele alınmaktadır. Önemli çeviri özellikleri, her zaman olduğu gibi, kutu içinde verilmektedir.
2. "Present" : Geniş zaman / Şimdiki zaman
2.1. Simple Present Tense

a) Her zaman olan/olabilecek olaylar için kullanılır.
- The earth rotates around the sun.
Dünya güneşin çevresinde döner.
b) Bir olayı naklederken, özellikle hikaye dilinde kullanılır.
- Rosencrantz flips a coin.
Rosencrantz yazı tura için para atar.
c) Her zaman olan, olabilecek ve bir sıkl??a sahip olayların anlatımında kullanılır.
- I always/sometimes/rarely brush my teeth.
Dişlerimi her zaman/bazan/nadiren fırçalarım.

Simple Present'ın bu kullanımları (A-C) Türkçe'ye aktarılırken "yüklem + -Er/-Ir" yapısı kullanılır.

d) Geleceğe ait kesin bir olaydan söz ederken kullanılır.
- We set off after lunch.
Öğle yemeğinin ardından yola çıkıyoruz.
e) Normalde "yüklem + -ing" yapısı ile kullanılmayan bazı yüklemlerle birlikte kullanılır. Bu yüklemlerin başlıcaları:

astonish, belong to, believe, concern, consist of, contain, depend on, deserve, detest, dislike, doubt, feel, fit, forget, guess, have, hear, hate, imagine, include, impress, know, like, love, need, owe, realize, recognize, regret, resemble, remember, satisfy, see, seem, smell, sound, suppose, taste, think, understand, want, wish
• feel yüklemi "fikir sahibi olmak" (- I feel he is right) anlamında "-ing" almaz; "hissetmek" anlamı (- How are you feeling today?) taşıdığında "-ing" alır.
• have yüklemi "sahip olmak" (- She has three children.) anlamında "-ing" almaz"; "..almak / yemek" anlamı (- They are having lunch.) taşıdığında "-ing" alır.
• hear yüklemi alışılmadık durum belirttiğinde (- I'm hearing things. / Gaipten sesler duyuyorum.) "-ing" ile kullanılabilir.
• see yüklemi alışılmadık durum belirttiğinde (- I'm seeing double) "-ing" ile kullanılabilir.
• smell yüklemi "koku salmak" (- It smells nice.) anlamında "-ing" almaz; "koklamak" anlamı (-She is smelling the flowers.) taşıdığında "-ing" ile alır.
• taste yüklemi "tadı olmak" (- It tastes nice.) anlamında "-ing" almaz; "tatmak" anlamı (- Why are you tasting the soup?) taşıdığında "-ing" alır.
• think yüklemi "fikir sahibi olmak" (- I think he is right.) anlamında "-ing" almaz; "düşünmek" anlamı (- What are you thinking ?) taşıdığında "-ing" alır.

Simple Present'ın bu kullanımları (D-E) Türkçe'ye aktarılırken "yüklem + - Er/-Ir" ya da çoğu kez "yüklem + - Iyor" yapısı kullanılır.

f) Emir vermek için kullanılır.
- Stop !
Dur !
2.2. Present Continuous Tense
a) Şu anda gerçekleşmekte olan olaylar için kullanılır.
- You are reading a sentence.
Bir cümle okuyorsun/okumaktasın.
b) Şu aralar olmakta olan olaylar için kullanılır.
- I am reading a wonderful novel.
Şahane bir kitap okuyorum/okumaktayım.
c) Geleceğe yönelik kesin planlarda kullanılır.
- What are you doing tomorrow ?
Yarın ne yapıyorsun ?
d) Konuşmacıyı tedirgin eden ve sık tekrarlanan bir olay için "always" ile birlikte kullanılır.

- She is always complaining about my dog.
Sürekli / Hep / Durmadan köpeğimden şikayet ediyor.

Present Continuous'un bu kullanımları (A-D) Türkçe'ye "yüklem + -Iyor/-mEktE" kullanılarak aktarılır.
2.3. Present Perfect Tense
a) Az önce tamamlanan bir olay için, genelde "just" ile kullanılır.
- I have just drunk a cup of tea.
Az önce/Daha şimdi bir fincan çay içtim.

b) Yapılmış ama zamanı belli olmayan eylemler için, ya da zaman belli olsa da eylemin kendisi kadar önemli olmadığı durumlarda kullanılır.

- Peter has been to the States twice.
Peter Amerika'da iki kez bulundu./Birleşik Devletler'e iki kez gitti.
c) Geçmişte yapılmış, şu anda ya da gelecekte yapılabilme olasılığı var olan olaylar için kullanılır.

- He has won 3 Oscars.
3 Oscar kazandı.

d) Sınırları kesin belirtilmeyen bir zamanı belirtmekte olan bir terim ile birlikte [1], ya da, olayın geçtiği zaman diliminin henüz sona ermediği durumlarda [2] kullanılır.

- The population has risen dramatically lately. [1]
Nüfus son zamanlarda önemli ölçüde arttı/artmıştır.

Present Perfect'in bu kullanımları (A-D) Türkçe'ye "yüklem + -DI", çeviri metni resmi bir dil taşıdığında da "yüklem + - mIştIr" yapısı ile aktarılır.

- They haven't had a holiday this year. [2]
Bu sene tatil yapmadılar.
e) "be" yüklemi ile birlikte, nitelik, yer, vs. belirten yapıların oluşturulmasında kullanılır.

- I have been a teacher for 7 years.
Yedi senedir öğretmenim/öğretmenlik yapmaktayım/yapıyorum.

Bu kullanım (E) Türkçe'ye "yüklem + -DIr" yapısı ile aktarılırsa da -DIr takısı genelde düşer.
2.4. Present Perfect Continuous Tense
a) Present Perfect'ten farklı olarak, daha süreli bir eylemi kapsar.
- I have been writing since ten this morning.
Bu sabah ondan beri yazıyorum/yazmaktayım.
b) Kimi zaman, olayın kendisi bitmiş olsa bile etkisi sürmektedir.

- You look terrible. Have you been fighting ?
Berbat görünüyorsun. Kavga mı ettin ?

Present Perfect Continuous Türkçe'ye, eylem sonuçlanmamış ise (A) "yüklem + -Iyor/-mEktE", eylem sonuçlanmış ise (B) "yüklem + -DI" ile aktarılır.
3. Past : Geçmiş zaman
3.1. Simple Past Tense

a) Geçmişte belirli bir zamanda bitmiş bir olay için kullanılır. Bu kullanımın Present Perfect'ten farkı olayın geçtiği zamanın ve ayrıntıların önem kazanmasıdır.

- He left a minute ago.
Bir dakika önce çıktı.
- Where did the accident happen ?
Kaza nerede oldu ?

Simple Past'ın bu kullanımı (A) Türkçe'ye "yüklem + -DI", daha resmi yapılarda ise "yüklem + mIştIr" kullanılarak aktarılır.

b) Geçmişe ait bir alışkanlık için "always", "never", vs. ile kullanılır.
- He always wore a hat.
Sürekli/Hep şapka giyerdi.

Simple Past'ın bu kulanımı (B) Türkçe'ye "yüklem + -I/ErdI" kullanılarak aktarılır.
3.2. Past Perfect Tense
a) Geçmişe ait iki olayın bulunduğu bir durumda ve bu iki olaydan birinin diğerinden önce olması halinde, önce olan olay için "Past Perfect", sonra olan olay için de "Simple Past" kullanılır.

- When the police arrived, the burglad had escaped.
Polis geldiğinde hırsız kaçmıştı.
b) "Past Perfect" temelde "Present Perfect'in past halidir.
- He had won 3 Oscars.
3 Oscar kazanmıştı.

Past Perfect Türkçe'ye "yüklem + -mIştI" ile, ya da, pek sık olmasa da, "yüklem + - DıydI" ile aktarılır.
3.3. Past Perfect Continuous Tense
"Present Perfect Continuous" yapının past halidir.
- I had been writing since 10 this morning.
O sabah 10'dan beri yazmaktaydım.
- You looked terrible. Had you been fighting ?
Berbat görünüyordun. Kavga mı etmiştin ?

Past Perfect Continuous Türkçe'ye " yüklem + - Iyordu / -mEktEydI / -mIştI kullanılarak aktarılabilir.
3.4. Past Continuous Tense
a) Geçmişte bir süre devam etmiş olan olayların aktarımında kullanılır.
- She was earning quite a lot of money.
Oldukça çok para kazanıyordu / kazanmaktaydı.
b) Devam etmekte iken ani ve daha kısa bir eylemle karşılaşan ya da o eylem tarafından kesintiye uğratılan bir eylem için kullanılır.
- When she heard the explosion she was having bath.
Patlamayı duyduğunda banyo yapıyordu.

Past Continuous Türkçe'ye "yüklem + -Iyordu / -mEktEydI" ile aktarılır.
3.5. "Infinitive" yapılarda past
"Infinitive" (to + yüklem) İngilizce'de "to have + V3" ile past hali alır.
- He is believed to have a big fortune. PRESENT
İnanışa göre büyük bir serveti var.
- He is believed to have lived in misery. PAST
İnanışa göre sefalet içinde yaşadı / yaşamış.
3.6. "Gerund" yapılarda past
"Gerund" (yüklem + - ing) yapısı "having + V3" kullanılarak past yapılabilir.
- Having completed the task, the students had a break.
(= After they had completed ... )
Görevi tamamladıktan sonra öğrenciler ara verdiler.
Bu yapı perfect nitelik de taşıyabilir.
- Having completed the task, the students will have a break.
(= After they have completed .... )
4. Future: Gelecek zaman
4.1. will
a) Bir plan ya da kesinleşmiş amaç olmadığı durumlarda kullanılır.
- Don't worry. You'll succeed.
Endişelenme. Başaracaksın.

Bu kullanım (A) Türkçe'ye "yüklem + - EcEk" ile aktarılır.

b) Sonucun kesin / doğal olduğu bilinen durumlarda, kimi zaman da bir inatlaşma söz konusu ise kullanılır.

- When it is wet, this paint will give a terrible smell.
Islakken bu boya berbat bir koku salar / salacaktır.
- Don't insist. She will say no.
Israr etme. Hayır der / diyecektir.

Bu kullanım (B) Türkçe'ye "yüklem + - I/Er" ya da "yüklem + - EcEkDIr" ile aktarılır.
4.2. be (am/is/are) going to
a) Bir plan ya da kesinleşmiş amaç olduğu zaman kullanılır.
- Don't worry. I'll help you.
Endişelenme. Sana yardım edeceğim.
b) Bir eylemin gerçekleşeceğine ait kesin iz, belirti varsa kullanılır.
- She looks very pale. I think she's going to faint.
Çok solgun görünüyor. Sanırım bayılacak.

Bu kullanımlar (A-B) Türkçe'ye "yüklem + - EcEk" ile aktarılır.

c) "was / were going to" yapısı yapılması amaçlanan ama gerçekleşmesine olanak ya da gerek kalmayan eylemler için [1] - ya da bunun tam tersi olarak gerçekleşmesine gerek yokken gerçekleşen [2] - olaylar için kullanılır.

- I was going to call him. He called me. [1]
Onu arayacaktım. O beni aradı.
- They weren't going to visit the ancient church but they did so while they took shelter there during the rain. [2]
Antik kiliseyi gezmeyeceklerdi ama yağmurdan korunmak için oraya sığındıklarında geziverdiler.

Bu kullanım (C) Türkçe'ye yüklem + - EcEktI" ile aktarılır.
4.3. be (am/is/are/ ..) to
a) "will (definitely)" anlamında kullanılır.
- The Queen is to visit New Zealand.
Kraliçe Yeni Zelanda'yı ziyaret edecek.

Bu kullanım (A) Türkçe'ye "yüklem + - EcEk" ile aktarılır.

b) "should" anlamında kullanılır.
- You are to do your homework.
Ev ödevini yapman gerek.

Bu kullanım (B) Türkçe'ye "should" gibi aktarılır.
4.4. Future Continuous Tense
Gelecekte sürüyor olacak eylem için kullanılır.
- This time tomorrow, I'll be sleeping.
Yarın bu saatler uyuyor olacağım.

Future Continuous Türkçe'ye "yüklem + - Iyor / - mEktE olacak" ile aktarılır.
4.5. Future Perfect Tense
Gelecekte bir zamanda tamamlanmış olacak eylem için - genelde zaman belirten by kelimesi ile birlikte - kullanılır.
- This time tomorrow, I'll have gone to bed.
Yarın bu saatler yatmış olacağım.
Future Perfect Türkçe'ye "yüklem + - mIş olacak" ile aktarılır.
 
would you like a cup of tea or coffee?======bir fincan çay mı yoksa kahvemi içersiniz?
would you like some more cake?=========biraz kek ister misiniz?
i am very hungry. ====================çok açım.
i made the cake myself.================keki kendim yaptım.
dinner is ready=======================. yemek hazır
the food looks very appetizing.============yiyecekler çok iştah açıcı görünüyor.
you must be careful with what you eat. ======yediklerine dikkat etmelisin.
could you pass the bread?===============ekmeği uzatır mısın?
pass me the salt ,please?================ tuzu uzatır mısın?
can you pass me salad? ===============bana salatayı uzatır mısın?
the food is delicions.==================yiyecekler çok nefis.
i am full . =========================doydum
you ate very little. ====================çok az yedin.
i cant eat any more .==================daha fazla yiyemem
FONO günlük konuşmalar kitabından alıntıdır:))))
 
Son düzenleyen: Moderatör:
ya kizlar yine benim kafama takilan seyler var sormadan edemeyecegim harbroken ozellikle bunla ilgili aydinlatirsan sevinirim ama ozcelikle su tenslerle ilgili ekledigin en son yazin icin tesekkur etmek istiyorum onunla ilgili kafani daha sonra agritacagim emin ol ( sorularimla) hahaha neyse soruya geleyim simdi SILA senin ekledigin cumlelere ve kelimelere bakiyordum da ya buradaki bazi kelimeler burada ( USA ) hic kullanilmiyor ama onlarin yerine baska kelimeler kullaniyorlar sanirim hani su Amerikan ingilizcesi ve Ingiliz ingilizcesi olayi olsa gerek bir ornek verecegim bendeki grammar kitabinda Shall ile ilgili diyorki sadece bilginiz olsun diye buraya koyulmustur gunluk hayatta kullanilmiyor yani eski den kullaniyorlarmis ama artik yokmus onun yerine should kullaniyorlar ama ingiliz ingilizcesinde shall cok kullaniliyor ya kafam karisti hemde coookkk aydinlatin beni
 
olabilir evet zamanları ya da bildiklerini paylaşabilirsin bizimle seviniriz. kasetteki paragrafı bir kere dinleyip yazıyorsunuz öylemi amaç ne yani anlamadım tam.birinci kur ne kadar sürecek bir ay mı? kaç kur gideceksin?toplam kaç kur?a.s.

1 kur 23 haziranda bitecek .1 kur 3 ay sürdü.2.kura da gitmek istiyorum.aslında diğer kurslara göre yavaşhaftada ( cumartesi -pazar ) 8 saat ders yapıyoruz.çalıştığım için bu vakti bile özel zamanlarımdan ayırmaktayım.herkes pazartesi işe dinlenip gelirken ben malesef hiç dinlenemiyorum.
cd den dinleyip yazma işini sormuşssun..tam aksanlı konuşan birini anlayıp anlamadığımıza yönelik bir çalışma..birebir telafuz öğrenme... bu konuda kendini ölçmek istersen ingilizce çizgi film vs.. (yavaş konuşulan diologların olduğu ) cd aç . televizyona arkanı dön ve yazmaya çalış.yeni öğrenenler için çok zor bir çalışma ...kelimeleri öyle yada böyle ezberliyorsun.fakat kelimenin hem yazılışı hem de okunuşunu ezberlemek kelimenin yükünü ikiye katlıyor.
insanın çevresinde konuşan insanların olması ,öğrenmek için çok büyük bir avantaj..biz burada süper çeviri yapabiliriz. bir süre sonra..tüm dilbilgisi kurallarını bilebiliriz.ama telafuz olmazssa cümle kursakta söyleyemeyiz.ingilizce de de bir harf o kadar çok şey değişitiriyorki.
ayyyyy çok karamsar şeyler yazmışım.hani bazen olmuyo olmuyo umutsuzluğu vardır ya ben bu aralar onu yaşıyorum.kusura bakmayın..a.s.
 
ya kizlar yine benim kafama takilan seyler var sormadan edemeyecegim harbroken ozellikle bunla ilgili aydinlatirsan sevinirim ama ozcelikle su tenslerle ilgili ekledigin en son yazin icin tesekkur etmek istiyorum onunla ilgili kafani daha sonra agritacagim emin ol ( sorularimla) hahaha neyse soruya geleyim simdi SILA senin ekledigin cumlelere ve kelimelere bakiyordum da ya buradaki bazi kelimeler burada ( USA ) hic kullanilmiyor ama onlarin yerine baska kelimeler kullaniyorlar sanirim hani su Amerikan ingilizcesi ve Ingiliz ingilizcesi olayi olsa gerek bir ornek verecegim bendeki grammar kitabinda Shall ile ilgili diyorki sadece bilginiz olsun diye buraya koyulmustur gunluk hayatta kullanilmiyor yani eski den kullaniyorlarmis ama artik yokmus onun yerine should kullaniyorlar ama ingiliz ingilizcesinde shall cok kullaniliyor ya kafam karisti hemde coookkk aydinlatin beni
canım valla bende buraya yazıyorum ki ustalar bilenler beni uyarsın eğer yanlışsa diye. galiba türkiyede amerikan ing kullanıyorlarmış. kurslarda da öyle öğretiliyormuş çocunda. amerikada yurtdışında yaşayanlar daha iyi bilir herhalde. mina da yurtdışında yaşıyor ona da sorabiliriz. a.s.
 
X