• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

İngilizce öğreniyoruz (bizim kızların topiği)

arkadaşlar burasını ingilizce sohbet edelim topiği olarak açmadım evet ilgilenmeniz ve ingilizce konuşmanızda güzel ama burası daha çok ingilizce öğrenme ve ders çalışma topiği gibi düşünmüştük..
ama öğretmek isteyen arkadaşlar kayboldu...
eğer aranızda ben biliyorum yardımcı olabilirim diyenler varsa yardımlarınıza ben şahsen açığım ama o konudada bir şey söylemem gerek ..
bugün gelip ben öğretirim öyle olmaz böyle çalışılır deyipte 1-2 gün sonrasında hiçbirşey yapmadan kaybolacaksanız lütfen öğretme pozisyonuna geçmeyin çünkü bu gerçekten çalışmak ve öğrenmek isteyenleri zor durumda bırakıyor..
ve eğer sohbet etmek istiyorsanız sanırım bunun için farklı bir topic var eğer yoksada siz açabilirsiniz ve hatta bende anlayabildiğim kadar sizlere katılmak isterim..

şimdilik hiçbir öğretici olmadığı için ben kelime öğrenmeye devam ediyorum


permission; izin
request; rica
abligation; zorunluluk
prohibiton; yasaklama
preference; tercih
ability; yetenek
denial; inkar

bu kelimeleri hafızamda kodladım ve unutucağımı sanmıyorum

bugün için 5 er tane de örnek çalışması yapayım eğer ing. anlayan ve öğretmenliği alacak olan varsa kontrol ederse sevinirim;

Subject + Verb + Object çalışması

i am tired
they are happy
i am walking
i like reading
i am a teacher
she is a doctor
he is a journalist
 
bende yardım etmek isterim turizimciyim.Şu an Sultanahmette turistik bir otelde resepsiyonistlik yapıyorum.İngilizceyle oldukça haşır neşirim yani eğer bildiğim bişeyse yardım etmek isterim tabiki.
 
permission; izin
request; rica
abligation; zorunluluk
prohibiton; yasaklama
preference; tercih
ability; yetenek
denial; inkar

i am tired
they are happy
i am walking
i like reading
i am a teacher
she is a doctor
he is a journalist[/QUOTE]

prohibition,obligation sadece harf hatası yapmışın diğerleri doğru....
 
merhabalar ,topiği ilk gordugum anda hemen abonelıklerıme ekledım hala da abonelıklerımde

ama bı karısıklık vardı ben ılk baslarda yazsam da sonlara dogru hıc bırsey yazamadım..

kımse kımsenın yaptıgını begenmedı ve sonuc boyle oldu..

ben ıngılızceme guvenırım ama ogretmekte zorluk cekerım ılk baslarda da yazmıstım..

hatta bılmıormuş gıbı davranıp devam etmek ıstedım ama olmadı..

fakat punchshe sakın vazgecme ,ben yardım etmek ısterım yıne

ınsalalh daha da kalabalık oluruz..

özel olacak ama sızde son durum nedır ?
 
merhabalar ,topiği ilk gordugum anda hemen abonelıklerıme ekledım hala da abonelıklerımde

ama bı karısıklık vardı ben ılk baslarda yazsam da sonlara dogru hıc bırsey yazamadım..

kımse kımsenın yaptıgını begenmedı ve sonuc boyle oldu..

ben ıngılızceme guvenırım ama ogretmekte zorluk cekerım ılk baslarda da yazmıstım..

hatta bılmıormuş gıbı davranıp devam etmek ıstedım ama olmadı..

fakat punchshe sakın vazgecme ,ben yardım etmek ısterım yıne

ınsalalh daha da kalabalık oluruz..

özel olacak ama sızde son durum nedır ?

gerçekten yardım etmene sevinirim
ve evet karışıklığı resmen yaratıp gittiler..
vazgeçmek istemiyorum ama işte bende böyleyim kahrolasıca heves bir geliyor yığıyorum kitapları önüme ozaman yaptım yaptım sonra böyle hevesimi kaçırdıklarında ise yapasım kalmıyor
ben çok birşey istemedim ki yapamayacaksalar neden ilgilendiler
sadece azcık ilgi istiyorum ben zaten kendimce yeterince ve hatta çok fazlası çalışıyorum
bana ödev verecek ve bu ödevleri kontrol edecek birileri lazım..
mesela deseniz ki bana bugün altyazısız 1 film izleyeceksin 1 tane şarkı ingilizce öğreneceksin 10 tane şu konudan cümle kuracaksın
zaten yaparım emin olun
hayır kontrolden istediğimde herşeyimle adan zye uğraşmanız değil kimsenin hayatından okadar vaktini bedavaya isteyemem zaten sadece gelip ne yaptın filmini izledin mi kitabını okudunmu örnekler nerede deseniz hani ben zaten düzenli yaparım..
sadece kendi kötü huyum var birisi beni bırakınca bende bırakıyorum pes ediyorum..
ben zaten preintermadiate seviyesi dahil kursa gittim temel bilgilerim var
ama kullanmayınca hem unutuluyor hemde köreliyor insan
konuları formulleri hep biliyorum
ama uygulamada eksiğim var
uygulamayıncada formül ne derece işe yarar
benim türkçemde ( dilbilgisi) dil öğrenme becerimde çok kötü
resmen öğrenemiyorum
son zamanlarda kitap okuyarak türkçeye olan eğilimimi biraz arttırdım..
ama sayısal öğrencisiydim beynim gerçekten sayısal çalışır
üniversite matematik derslerinden herkes döküldü ben hiç kalmadan geçtim
quantum fiziğine resmen bayıldım organik kimya bir zevk benim için
ama sözele gelince ezelden beri sevmezdim..

şimdi ihtiyacım var öğrenmeliyim biliyorum
öğrenip buralardan gitmek istiyorum
öyp veyada yurtdışı yükseklisans programlarına başvurmak istiyorum
türkyeyi terketmek istiyorum
acılarımı hafifletmek için
bizde değişen birşey yok
evliliğimiz bitiyor
ben iş bakıyorum bir iş buluyum ona göre bir rota çizeceğim
bu evliliğin evam etmesini bende istemyorum
çünkü sağlığımdan kaybediyorum en çok böyle işte :((
derdim çok dermanım yok gibi
bir ingilizceyi az çok öğrenip kpds den geçer not alsam
sonrasını düşünmeyeceğim
veya bir yükseklisansa başlasam
ozaman bir uğraşım olur savrulup giderim hayat ne yöne isterse o yöne


aslında yükseklisans konusunda da rehber e ihtiyacım var
çünkü sadece kendi dalım da ypmayı isteyerek onca senemi boşa harcıyorum sanırım
alternatifler bulsam iyi olacak
biri olmazsa diğeri olur :((
 
anladım ,evet gıttıler olsun bız bırbırımıze yeterız ,senın azmın benı de hırslandırıyor emın ol..

ben basaracagını bılıyorum bu azım bu hırss...

ınsallah gıdersın ıcınden gonlunden ne gecıyorsa onu yaparsın basarırsın..

ben kpds den cok yuksek alamadım malesef ,

kı oturup cevırı yapan ben ,ingilizce iş ılanlarına hıc takılmadan özgecmıs gonderen

daha sonra oturup ıngılızce mulakatlarına gıren ben yapamadım..

kpss sınavım o kadar kotu gecmıstı kı kpds ıcın dusunmedım bıle.

sonuc esımın bıle guldüğü bı sonuc cıktı..

benım de tam tersı sozellerım ıyıdır..

bence bırbırımızı tamamlayaacagız..:61:

ama once ne yapabılırız ,nere eksıklıkler var ,tenselerın hepsı tamam mı onlara bakmak lazım..

benım tenselerım tamam degıl mesela unuttuklarım var..

ve farkettım kı konusmalarımı hep belırlı tenselerle yapıyorum :)

diger konun ıcın de hakkında hayırlısı bu kadar gıtmek ıstemenden dolayı bellı kı bı seyler bıtmıs ..
 
şimdi ozaman şöyle bir el atalım
ben bütün tenseleri gramer olarak ezbere biliyorum
hangi tense türkçede hangi zamana gelir onuda biliyorum
benim kpds ye ihtiyacım var nasılsa konuşmamı istemiycekler ozaman yapıları bilip kalıpları anlayabilmem yeterli olacak ve hergün belli bir miktar kpds kelimesi ezberlemem gerekli
ales zaten yüksek not aldım..

şimdi ben sana tenseleri bi sayıyım tek tek sen chek et :))

present prograssive ( continious) ---> şimdiki zaman
am is are + V ing
i am walking ( yürüyorum)

past tense ----> geçmiş zaman
V2
i came ( geldim)

future tense ( will, going to ) gelecek zaman
i will come cinema ( cinemaya geleceğim şuanda karar verdim kesin belli değil)
i going to come cinema at yesterday ( yarın sinemaya geleceğim kesin belli biletim falan var )

past continious -----> geçmiş zaman geçmişte br süre devam etmiş olaylar
was / were V ing (was /were am is are ın geçmiş hali )
i were walking on the road ( yolda yürüyordum yürüme işi bir süre devam etmiş)

past perfect continous -----> geçmiş zaman ( geçmişin geçmişi muhteşem geçmiş diye kodladım )
had been + V ing
had (V 2) past
been (V 3) perfect ( bütün perfectlerde V3 kullanılcak :)) )
V ing de continous kısmı

i had been waiting there for 2 hours before she finally arrived
o vardığında orada iki saattir beklemekteydim :) o kız benden önce oraya varmış bense hala bekliyorum o kızdan önce başlamışım ondan sonrada beklemişim..
 
Son düzenleme:
bu perfectlerin birde presentleri var

present perfect tense------> türkçede karşılığı yok
present kısmı have / has
perfect kısmı been ( V 3 )

ı have watched tv

present perfect continous tense ------> geçmişte belli bir zamanda başlamış ve hala devam ediyor
have/has present kısmı
perfect been ( V 3)
continious ta ( V ing )
i have been walking since 2 hours


birde konuşma dili olan
simple present tense -----> geniş zaman
V 1
do does yani s takısı var burda

i watch tv
she makes cake
 
Son düzenleme:
birde future tense in continious ları ve perfectleri var ama onlar upper konusu gerçi kpds ye dahil ama çok nadir çıkıyor bunlar benim açımdan kalıp olarak tamam bunları hiçbir kaynağa bakmadan kafamdan yazdım

şimdi sorun ben bunları nasıl kullanırım
ikincisi sadece bunları değil :))
birde başka yapılar var
if clouse typler gerçi onlarıda biliyorum mixed type hariç
birde araya who when where giriyor onlarda azcık problem var
birde bunların iken anlamlısı olnaları var
while ile when
bunlarda basit ama as falan girince işin içine kafam karışıyor

benim şu anda öğrenmem gereken sıfırdan oturup tense çalışmam değil
kompleks bir makale paragrafını türkçeye çevirebilmek
bu paragraf içindeki kompleks kelimeleri anlayabilmek
okuduğum paragrafla ilgili yorum yapabilmek
çünkü kpds hadi ingilizce öğrenmişmisin bi bakalım sınavı değil ki
nasıl öss de türkçeden soru geliyor yeri geliyor biz bile yapamıyoruz sorular öyle sorular
yani sadece ingilizceyi öğren demiyor
ingilizce dilinin dilbilgisini öğren ve yorum yap diyor
işte ben burda aciz kalıyorum
nasıl çalışabilirim
bazı arkadaşlar diyor ki öyle bi gün oturup tense çalışmakla olmaz
nasıl olmaz yaa ben kursa gittim kursta bana 5 dk da hoca tense anlattı sonra o tense le ilgili örnek yaptırdı
benim hafızam kuvvetli ozaman otrupta aylarca tense çalışamam
benim tense i aktif hale getirmem lazım yani örnek çözerek
hadi örnekte çözüyüm onda da sorun yok yaparım
benim örneklerimi kim kontrol etcek
o olmayınca olmaz sorunum burda başlıyo
biri bana dur yanlış yapıyon diyebilmeli :)

bence senle şimdi bir çalışma programı ayarlayalım :))
bende kpds kitabı var ben ondan konuları sıralı olarak çalışıyorum
konu başlığını belirlerim o konuda çalışma yaparız
böylece konuyu isteyen çalışır sende bilmiyorsan eğer karşılıklı fikir çalışması yaparız olur mu ??
 
:52:

senın olayın bıtmıs belkı benden bıle daha ıyısındır :96:

bence kelime bilgini ingilizce sözlük ezberleyerek yapmaya çalışırsan yanlıs olur.
sonucta konusma degılde yazma olacagı ıcın,
okuma parçaları içersinde yeni kelimeleri görerek,
kullanım amaçlarını tespit ederek öğrenmek daha mantıklı.

The more you expose to English,the more you learn.

bu bızım sözümüz olsun,

bize hep ,Ne kadar çok bir dili okur,konuşur,dinler,yazarsanız o kadar fazla öğrenirsiniz demıslerdı
gercekten de oyle...

plan yapalım sende kpds kıtabı varsa daha rahat bende de vardı bulursam calısalım beraber..

ve
İngilizceden korkma, mümkün olduğu kadar hikaye oku :)

.
o zaman baslıyorum öncelıkle kpds de ne anladıgımız sordukları ıcın,
türkçeden ıngılızce-ıngılızceden turkce ıstedıklerı ıcın

soyle yapalım ben sana hıkaye yazdım buraya,bakalım ne kadar cevırın var nasıl cevırıyorsun
ne asamadayız ona bakalım


POOR AHMET

Ahmet’s mother and father were poor. They were living in a small house with only one room. Since his father’s lungs were ill, he compulsorily retired. Ahmet finished primary school in difficulty by selling pretzel out of school time. Later by the help of his neighbour he started to work in a restaurant to do the washing up. Ahmet had taken the first step to realize his dreams. He had met the wonderful meals which he formerly used to see behind the restaurant windows. Now he had full three courses a day. He had kept Uncle Veli, who was cooking in the restaurant, observing. He would learn cooking from him and he would be a cook himself, too but Ahmet would work not in somebody else’s restaurant but in his own one.
Ahmet opened a restaurant in the city centre after he had done his military service. Because his meals were very delicious, the restaurant was full of customers. He was earning well. Sometimes poor people used to come to the restaurant and eat free meal.
The waiters working in the restaurant and the customers couldn’t find any sense of Ahmet’s going and leaving two plates of meals to an empty table during lunch times. How would they know that they were Ahmet’s present to his mother and father, whom the poverty had finished years ago? They also wouldn’t be able to hear that while putting the plates on the table Ahmet was murmuring “you aren’t going stay hungry any more from now on mummy and daddy. Have your meals and get yourself very full.”
 
:52:

senın olayın bıtmıs belkı benden bıle daha ıyısındır :96:

bence kelime bilgini ingilizce sözlük ezberleyerek yapmaya çalışırsan yanlıs olur.
sonucta konusma degılde yazma olacagı ıcın,
okuma parçaları içersinde yeni kelimeleri görerek,
kullanım amaçlarını tespit ederek öğrenmek daha mantıklı.

The more you expose to English,the more you learn.

bu bızım sözümüz olsun,

bize hep ,Ne kadar çok bir dili okur,konuşur,dinler,yazarsanız o kadar fazla öğrenirsiniz demıslerdı
gercekten de oyle...

plan yapalım sende kpds kıtabı varsa daha rahat bende de vardı bulursam calısalım beraber..

ve
İngilizceden korkma, mümkün olduğu kadar hikaye oku :)

.
o zaman baslıyorum öncelıkle kpds de ne anladıgımız sordukları ıcın,
türkçeden ıngılızce-ıngılızceden turkce ıstedıklerı ıcın

soyle yapalım ben sana hıkaye yazdım buraya,bakalım ne kadar cevırın var nasıl cevırıyorsun
ne asamadayız ona bakalım



tense leri biliyorum ama kelime dağarcığım çok dar ya :))

bende sözlük kelimesi değilde oturuyorum kpds de çıkmış vocobulary kelimelerini önce cümleden anlamını çıkartmaya çalışıp öğreniyorum :)) sonra onları izlediğim filmlerde takip ediyorum kullanıldıkça tekrar ediyorum :))

The more you expose to English,the more you learn.
bu bizim sözümüz ozaman :))

bu gece passive voice çalıştım paya
perfectleri işin içine katmazsak eğer perfect durumdayım :)) sende çalışırsan o konuya berbar örnek çözebilir birde excercise kitabı buldum üzerine güzel bir test çözdüm :)) oh mis gibi oldu bir yerde passive görsem tanırım
türkçede ki edilgenlermiş meğerse :))

önceden acayip korkardım vede sevmezdim öğrenemem bilmem ne ama hırs yaptım
epi topu ingilizce ben türkçe konuşuyorum :)) ingilizce daha zor olamaz :))

kpds den soru çözebilmek için a dan z ye konuları tamamalamak gerekiyor öyle böyle değil ve konular tenselerden ibaret değil :)) o yüzden bence songaz konu çalışalım her gün bir konu
sende kitabını bul belirleyelim bir konu sonra ben bir kaç ingilizce siteye üye oldum ordan konularla ilgili test bulur çözeriz :))

şimdi senin parçayı çevireceğim ama yeni bir cevapla çeviriyim de konu karışmasın :))
 
POOR AHMET

Ahmet’s mother and father were poor. They were living in a small house with only one room. Since his father’s lungs were ill, he compulsorily retired. Ahmet finished primary school in difficulty by selling pretzel out of school time. Later by the help of his neighbour he started to work in a restaurant to do the washing up. Ahmet had taken the first step to realize his dreams. He had met the wonderful meals which he formerly used to see behind the restaurant windows. Now he had full three courses a day. He had kept Uncle Veli, who was cooking in the restaurant, observing. He would learn cooking from him and he would be a cook himself, too but Ahmet would work not in somebody else’s restaurant but in his own one.
Ahmet opened a restaurant in the city centre after he had done his military service. Because his meals were very delicious, the restaurant was full of customers. He was earning well. Sometimes poor people used to come to the restaurant and eat free meal.
The waiters working in the restaurant and the customers couldn’t find any sense of Ahmet’s going and leaving two plates of meals to an empty table during lunch times. How would they know that they were Ahmet’s present to his mother and father, whom the poverty had finished years ago? They also wouldn’t be able to hear that while putting the plates on the table Ahmet was murmuring “you aren’t going stay hungry any more from now on mummy and daddy. Have your meals and get yourself very full.”

FAKİR AHMET
Ahmetin anne ve babası fakirdi. onlar sadece bir odası olan küçük bir evde yaşıyordu.
babası akciğerlerinden hastalandığından beri, zorunlu emekliye ayrılmıştı. ahmet okuldan sonra simit satarak ilkokulu zorlukla bitirdi. sonra komşusu yardım etti. o bir restoran da bulaşıkçı olarak çalışmaya başladı. ahmet hayallerini gerçekleştirmek için ilk adımını atmıştı. o restoranların pencereleri arkasından gördüğü harika yemeklerle tanışmıştı.
şimdi bir günde 3 tane kursu vardı.
o restoranın aşçısı veli amcasını gözlemleyerek tutunmuştu.
ondan öğreniyordu ve bazen kendi kendine yemek yapıyordu. ama onun restoranda çalıştığını hiçkimse görmüyordu ama bir kişi hariç.
ahmet şehir merkezinde bir restoran açtı sonra askeri servis yapmıştı. çünkü onun yemekleri çok lezzetliydi. restoran müşterilerle doluydu. o iyi kazanıyordu. bazen fakir insanlar gelebiliyordu restorana bedava yemek yemek için.
restoranda çalışan garsonlar ve müşteriler öğle vaktinde ahmetin boş bir masaya 2 tabak yemek götürüşünü ve ordan ayrılışına bir anlam bulamıyorlardı.
How would they know that they were Ahmet’s present to his mother and father, whom the poverty had finished years ago? .. bu cümleyi çeviremedim benim için çok karışık :))

onlar duyamamıştı ahmetin tabakları masaya bırakırken mırıldandığını "Anne ve babacığım bundan osnra aç kalmayacaksnınız alın yemeklerinizi ve karnınızı doyurun"

:)) bilmediğim kelimeler:
lung: akciğer
compulsoruly: mecburen
pretzel: simit (tuzlu kraker)
realize: gerçekleştirmek
formerly: eskiden
observing:gözlemlemek
 
şimdi ben sana tenseleri bi sayıyım tek tek sen chek et :))

present prograssive ( continious) ---> şimdiki zaman
am is are + V ing
i am walking ( yürüyorum)

bu zamanla ilgili sıkıntın yok sanırım şu an ki zamanda ne yaptığını söylemek için kullanılır.

past tense ----> geçmiş zaman
V2
i came ( geldim)
Bu zaman geçmişte olmuş bitmiş şu anla ilgisi olmayan olayları anlatırken kullanılır.Söylemiş olduğun cümledeki gibi.
future tense ( will, going to ) gelecek zaman
i will come cinema ( cinemaya geleceğim şuanda karar verdim kesin belli değil)
i going to come cinema at yesterday ( yarın sinemaya geleceğim kesin belli biletim falan var )

bu zamanlarla ilgili biraz sıkıntın var sanırım.Gelecekteki yapacağın olaylardan planlardan bahsederken bu zaman kiplerini kullanıyoruz.Will le ilgili kurmuş olduğun cümle doğru sinemaya gideceğim ama kesin değil kararın değişebilir.Going to kesin planlarından bahsederken kullanılır am,is,are+going to+v1
I am going to go to the cinema tomorrow -I have bought my ticket- Yarın cinemaya gideceğim biletimi aldım.Going to kullanırken bi açıklama kullanılır genelde kesin olduğunu belirtmek için yoksa will de olabilir.Bu zamanlarla ilgili tomorrow(yarın),next week(gelecek hafta),next month(gelecek ay),next year(gelecek sene),two days later(iki gün sonra ikinin yerine farklı sayıda olabilir ),the day after tomorrow(yarından sonraki,ertesi gün) gibi geleceği ifade eden zaman zarfları kullanılabilir.

past continious -----> geçmiş zaman geçmişte br süre devam etmiş olaylar
was / were V ing (was /were am is are ın geçmiş hali )
i were walking on the road ( yolda yürüyordum yürüme işi bir süre devam etmiş)
Kullanımın ve açıklaman doğru.Ama bu zaman genelde tek kullanılmaz.Senin anlayamadığın while bu zamanla kullanılır genelde.I saw a cat while i were walking on the road.(yolda yürürken bir kedi gördüm.) Senin söylediğin gibi tek kullanırsak cümle havada kalıyor gibi oluyor.KPDS genelde boşluk doldurmacada karşımıza çıkar genelde ya zaman zarfından önceki kısım yada sonraki kısım boş bırakılır.Burda bakmanız gereken dolu olan kısmın zamanı çünkü while farklı tenslerlede kullanılıyor.İken anlamında.Zaman zarfları yesterday(dün),last week(geçen hafta),last year,last month,two days before...
past perfect continous -----> geçmiş zaman ( geçmişin geçmişi muhteşem geçmiş diye kodladım )
had been + V ing
had (V 2) past
been (V 3) perfect ( bütün perfectlerde V3 kullanılcak :)) )
V ing de continous kısmı

i had been waiting there for 2 hours before she finally arrived
o vardığında orada iki saattir beklemekteydim :) o kız benden önce oraya varmış bense hala bekliyorum o kızdan önce başlamışım ondan sonrada beklemişim..

Kız oraya geldiğinde sen 2 saattir beklemekteydin onun gelmesiyle beklemen bitti.Geçmişteki bir olay gerçekleştiğinde başka bir olayın ne kadar süredir devam ettiğini anlatmak için kullanılır.Kız gelmeden beklemeye başlamışın kız gelmiş sen hala bekliyordun.Eğer had been waited deseydik 2 saat bekledim kızın geldiğini görmemiş oluyordun.
 
bu perfectlerin birde presentleri var

present perfect tense------> türkçede karşılığı yok
present kısmı have / has
perfect kısmı been ( V 3 )

ı have watched tv
Bunun türkçe karşılığı yok evet.Bu zamanı kullanırken geçmişte başlayıp olmuş bitmiş ama günümüze yaşadığın ana bir etkisinin olması gerek.arkadaşın sana gelmiştir mesela yollar ıslak yollar neden ıslak gibi sordu sen It has rained since yesterday(dünden beri yağmur yağdı)Demen gerek yaşadığın ana etkisi yolların ıslak olması.
present perfect continous tense ------> geçmişte belli bir zamanda başlamış ve hala devam ediyor
have/has present kısmı
perfect been ( V 3)
continious ta ( V ing )
i have been walking since 2 hours

Arkadaşınla oturuyorsun camdan baktın dedin ki it has been raining(yağmur başlamış sen baktığında hala yağıyor)Birde bu tensle hatırladığım kadarıyla since değilde for kullanılır.

birde konuşma dili olan
simple present tense -----> geniş zaman
V 1
do does yani s takısı var burda

i watch tv
she makes cake
Bununla ilgili de sıkıntın yok sanırım.
 
yazınin ingilizcesini alamıyorum o yüzden düzeltme yapamıyorum bi kaç cümlende yanlışlık var sadece...

öncelikle ilgilenip yazdığın için teşekkür ederim :) öğle öğle beni çok mutlu ettin
dedm ya kafamdan yazdım küçük eksikler kalmış :)
birde kitapta görünce şakkadanak tanıyorum tenseleri :))
konuyu alıntıla dersen metni alamazsın çünkü ozaten alıntı alıntının alıntısı olmaz
ben şöyle yaptım
metni seçtim kopyaladım cevap vere tıkladım yukarda metin baloncuğu var onu seçtim iki sembolün arasına yapıştırdım ozaman oluyor :))
yanlışlarımı düzeltirsen çok sevinirim :))
:69::69:
acayip mutlu oldum bu sabahhhh :) azcık ilgilenilmek bile inanılmaz şımartıyor
öpüyorum yanaklarından bu iyiyliğin hyatında karşına çıksın seni bulsun inşallah :69::69:
 
Back