infertiliteyi yeneceğiz inşallahhh haydi kızlar buyrun topiğimeee

canım benim Allah razı olsun ne güzel dua etmişsin insallah seninde duaların kabul olsun cok sagol gülüm bebiş yok diğer aya insallah


insallah o listede hamiş olmayan kalmasın kuzum insallahhhhhhhh:21::21::21:



canım benim cok sagol insallah sizlerin müjdelerinizi duyalım ben gelcem peşinizden:21::21::21:



canım benim Allah razı olsun ismimi msjla atıyorum dualarında yeni yuvamı bebişle senlendirmek için dua istiyorum Allah razı olsun


:KK47:
canım insallah sen güzel haberlerle gelirsin insallahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh:21::21::21: hadi müjde ver bizeeeeeee



canım bende aynı durumdayım ilaçsız adet olamıyorum hiç,hep adet söktürücü içiyorum.pko var hipotroid var.bende dedim ovulasyon testi alayım ama pkolularda pek belli olmuyormus bizim yumurtlamamız olyo ama yumurtamız büyüyüp catlamıyo.sogan kürünü denedinmi bir yakınım sogan kürüyle hamile kaldı oda adet olamıyodu:KK25:



battasım negatif tahmin etyodum zaten :KK30: hayırlısı




tatlım bat senin bugün gelmedimi kırmızılar?:KK31::KK31:
 
Bilgilendirme

İnfertilite (Kısırlık)


Bir yıl boyunca çocuk yapmak için uğraşan çiftin bu konuda başarıya ulaşamamasıdır. Erkek ya da Kadın İnfertilitesi farketmez sonuçta çiftler çocuk sahibi olamaz. İnfertilite çiftlerin 1/3 ü Kadın kaynaklı İnfertilite , 1/3 ü Erkek kaynaklı İnfertilite ,1/3ü de ikisinin de normal olduğu Açıklanamayan İnfertiliteye sahiptirler.

Kadın infertilitesinin nedenini teşhis etmek zor olabilir. Fakat çeşitli tedavi alternatifleri mevcuttur. Tedavi genelde altta yatan sorunun çözümüne yöneliktir. Çoğu zaman da tedaviye gerek kalmadan kadın hamile kalır.

Kısırlığın ana belirtisi uğraşıldığı halde çiftin hamile kalamamasıdır. Kadın infertilitesinde Adet Döngüsü çok uzun sürede (35 günden uzun) olabilir, çok kısa sürede (21 günden kısa) olabilir, düzensiz olabilir veya hiç olmaz. Bütün bu adet döngüsü problemleri bir yumurtlama sorunu olduğuna işarettir.

Eğer yaşınız 34 ve 34 'den küçük ise İnfertilite sorununuzdan dolayı bize; ancak 1 yıl boyunca uğraşıp gebe kalamazsanız başvurmalısınız. Daha önce sabırsızlanıp başvurmayın çünkü muhtemelen bu 1 yıllık sürede gebe kalacaksınız.

35- 40 yaşları arasındaysanız. 6 ay sonunda hala gebe kalınmadıysa çok vakit kaybetmeden bize başvurmalısınız.

40 yaş ve üzeriyseniz hiç denemeden çift olarak bize başvurup öncelikle tüm testlerinizi yaptırıp bir an önce bebek yapmak için destek ve yardımımızı almalısınız.
 
İnfertilite (Kısırlık) Nedir?
e-Posta Yazdır PDF

Normal doğurgan çiftlerde, normal sıklıkta cinsel ilişki durumunda aylık gebe kalma oranı % 25’dir. Bu oran 1 yıl sonunda % 85, 2 yıl sonunda ise % 90 civarındadır.

Gebelik nasıl oluşur?

Gebeliğin oluşması için; yumurtalıktan atılan sağlıklı bir yumurtanın, erkek tohum hücresi (sperm = meni) ile birleşmesi gerekir. Döllenme (fertilizasyon) olarak adlandırılan bu olay kadının tüplerinde meydana gelir ve döllenmiş yumurta (embriyo) rahim boşluğuna yerleşerek gebelik meydana getirir.

Yani gebeliğin oluşumu için; sağlıklı yumurta hücresi, sağlıklı sperm hücresi, açık ve sağlıklı en az bir tüp ve döllenmiş yumurtanın yerleşebileceği normal bir rahim boşluğu bulunması gerekir.

Kısırlık

Herhangi bir doğum kontrolü yöntemi uygulamaksızın, 1 yıl süreyle, düzenli ilişkiye rağmen gebe kalamama durumudur. Kısırlık problemi olan ailelerin yaklaşık %30’unda erkekte, %30’unda kadında ve %30’unda ise hem erkekte hem de kadında problem vardır. Ailelerin %10’unda ise yapılan birinci basamak testler ile gebeliğe engel olan herhangi bir problem tesbit edilememektedir ve bu grup “açıklanamayan kısırlık” olarak adlandırılmaktadır.

Kısırlık nedenleri:

I- Erkeğe ait nedenler

Erkeğin ilk değerlendirmesi son derece basit bir yöntem olan semen analizi (spermiogram) olarak adlandırılan yöntem ile yapılır. Semen analizi öncesinde erkeğin 3-5 günlük bir cinsel perhiz yapması gerekmektedir. Örnek verileceği gün ayakabı boyası, parfüm, tiner gibi uçucu maddeler ile temas edilmemesi gerekmektedir. Semen örneği mümkün ise laboratuvarda herhangi bir kayganlaştırıcı kullanmadan masturbasyonla verilmelidir. Eğer evde verilecek ise mutlaka 1 saat içinde laboratuara ulaştırılmalıdır. Spermeleri öldürmeyen özel kondomlar kullanılarak cinsel ilişki ile de verilebilir. Bu kondomlar androloji laboratuarından temin edilebilir.

Semene (meni) ait nedenler:

Semen anormallikleri genellikle yumurtalıkta (testis) sperm üretiminde problem nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Üretimdeki sorunun sebebi genellikle bilinmemekle beraber, kalıtsal veya hormonal bozukluklar, geçirilmiş enfeksiyonlar, aşırı sigara ve alkol tüketimi, stres, bazı ilaçlar, kimyasal maddeler, radyasyon ve radyoterapi sebebiyle de olabilir.

Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre semen analizinin normal olarak kabul edilebilmesi için hacminin (miktarının) en az 2 mililitre, sperm sayısının mililitrede en az 20 milyon olması ve spermlerin en az %50’sinin hareketli ve en az %70’inin şeklinin normal olması gerekir.

Şekil bozukluğu açısından daha detaylı bir inceleme olan ve özel boyama yöntemi ile yapılan Kruger testinde %14 ve üstü normal olarak değerlendirilir.

Semen analizinde tesbit edilebilecek anormallikler nelerdir?

Semende hiç sperm bulunmaması

Semende hücre sayınsın az olması (mililitrede 20 milyondan az)

Sperm hareketliliğinde azalma

Normal şekilli sperm sayısının az olması

Semenin taşınmasındaki sorunlar:

Testislerde sperm üretiminin normal olmasına rağmen, spermin taşınmasını sağlayan kanalların doğuştan veya sonradan geçirilen bir hastalık nedeniyle tıkalı olması da gebeliğin oluşununu engeller. Varikosel olarak adlandırılan damar genişlemesi (testislerden kirli kanı taşıyan toplar damarların genişlemesi ve kirli kanın testislerin yanında birikmesi) , testislerin sıcaklığını arttırarak sperm üretimi ve hareketi üzerine olumsuz etki eder. Bu durum cerrahi olarak düzeltilebilir ancak operasyona rağmen sperm fonksiyonlarında düzelme olmayabilir.

Cinsel ilişki ile ilgili problemler

II- Kadına ait nedenler:

Rahim ağzı kaynalı kısırlık (servikal faktör):

Cinsel ilişki sırasında sperm hücreleri rahim ağzının önüne dökülür ve hareketleri ile doğum kanalını geçerek rahime ulaşır. Rahim ağzı salgısı, yalnızca yumurtlama döneminde spermlerin serbestçe geçişine izin verir. Yumurtlama dönemi dışında hormonal etkiler nedeniyle rahim ağzı salgısının yapısı ve kıvamı sperm geçişine izin vermez. Bazı kadınlarda ise rahim ağzı salgısı içinde sperme karşı antikor denilen bağışıklık sisteminin oluşturduğu maddeler bulunabilir ve yumurtlama döneminde bile sperm hücre fonksiyonlarını bozarak rahime ulaşmasına engel olarak infertiliteye sebep olabilir. Rahim ağzı kaynakli kısırlık düşünülen hastalarda rahim içi aşılama (intrauterin inseminasyon= IUI) uygulanabilir.

Rahim kaynaklı kısırlık (uterin faktör):

Rahim içinde gebeliğin yerleşip büyüyeceği boşluğun anormallikleri de gebelik için engel oluşturabilir. Rahim filmi (Histerosalpingografi=HSG) rahim içini ve tüpleri (fallop kanallarını) değerlendirmek için kullanılan birinci basamak testtir.

Rahim filmi nasıl çekilir?

Histeroskopi rahim içi boşluğun optik bir aletle incelenmesi işlemidir.

Tüp (fallop tüpü) kaynaklı kısırlık (tubal faktör):

Gebeliğin oluşumu için en az bir fallop tüpünün sağlıklı ve açık olması gereklidir. Fallop tüpleri yumurtayı yakalayıp tüp içine almasını ve döllenme sonrası döllenmiş yumurtanın rahim içine taşınmasını sağlayan çok hassas ve detaylı bir yapıya sahiptir. Bu yapının bozulması yumurtanın taşınmasını ve döllenme olayını engelleyebilir.

Fallop tüpüne ulaşan genital enfeksiyonlar, diğer karın içi organlardan kaynaklanan enfeksiyonlar (ör. Apandisit) veya tüpte yerleşmiş dış gebelik gibi olaylar tüplerde hasara neden olabilir. Kısır hastaların yaklaşık üçte birinde kısırlığın sebebinin tubal hasar olduğu tesbit edilmektedir. Tüplerin yapısını değerlendirmek için rahim filmi (HSG) ve/veya laparoskopi (optik bir aletle, karın açılmadan yumurtalıklar, tüpler ve rahimin değerlendirildiği ameliyat şekli) yapılabilir. Her iki tüpün hasarlı ve fonksiyon göremez durumda olduğu hastalarda tüp bebek (İn-vitro Fertilizasyon=IVF) ile gebelik elde edilebilir.

Yumurtlama problemlerinden kaynaklı kısırlık (ovulatuar faktör):

Tüm kısır kadınların yaklaşık ¼’ünde, kısırlık nedeni düzensiz veya anormal yumurtlamadır. Kadının adet düzeni yumurtalıklarının durumu hakkında fikir verebilir.

Basal vücut ısısı takibi, idrarda luteinize edici hormon (LH) ve kanda progesteron hormonu tesbiti, rahim içi adet tabakasının incelenmesi (endometrial biopsi) ve ultrasonografi ile yumurtlamanın takibi gibi yöntemler ile hastanın yumurtlamasının olup olmadığı tesbit edilebilir.

* Bazal vücut ısısı takibi, kolay uygulanabilen, basit ve ucuz bir yöntemdir. Yumurtlama sonrasında (beklenen adetten 12-16 gün önce) salgılanan progesteron hormonu, rahim içi tabakayı döllenmiş yumurtanın tutunup yerleşmesi için uygun hale getirir. Yumurtlama sonrasında salgılanan progesteron hormonuna bağlı olarak adet döneminin ortasına rastlayan dönemde vücut ısısı yaklaşık 1 derece yükselir. Yumurtlama olmaz ise vücut ısısında artış olmaz.

Bazal vücut ısısı takibi nasıl yapılır?

Kadın her gün uyandıktan sonra, yataktan kalkmadan, ağızdan vücut ısısını ölçerek adet gününe göre kaydeder. Vücut ısısında artışa sebep olan diğer durumlarda (ör. Gripal enfeksiyon) gibi durumlarda bu değerlendirme yanıltıcı olabilir.

* İdrarda luteinize edici hormon (LH) takibi: bu amaçla özel idrar çubukları kallanılır.

* Rahimin iç tabakasından alınan biopsi: Beklenen adet tarihinden 1- 3 gün önce rahim içi adet tabakasından alınan (endometrial) biopsiler yumurtlamanın olup olmadığı konusunda fikir verir ancak günümüzde hormon testleri bu yöntemin yerini almıştır.

*Yumurtlamanın ultrasonografi ile takibi: Ultrasonogarfi ile follikül (yumurtanın içinde geliştiği küçük kistler) takibi ile değerlendirilir.


Yumurtlama problemi olan kadınlarda, yumurta gelişimi için kullanılan hormon ilaçları ile hastaların%80’inde yumrutlama sağlanabilir. Gebeliğe engel başka bir durum yok ise başarılı 6 yumurtlama tedavisi ile hastalrın yarısı gebe kalabilir.

Karın zarı kaynaklı kısırlık (peritoneal faktör)

Geçirilmiş ameliyatlar, iç organ enfeksiyonları ve endometriozis karın duvarını ve iç organları saran zar tabakasında (periton) yapışıklıklara (adezyon) sebep olarak yumurtaların fallop tüplerine veya tüpten rahime ulaşmasını engelleyebilir.

Endometriozis, normalde sadece rahim içide bulunan adet tabakasının rahim dışında bulunması ile ortaya çıkar ve adet kanaması dönemlerinde bu bölgelerde de kanama olduğu için şiddetli ağrı ve bu kanamanın sebep olduğu hasar nedeniyle zaman zaman kasık ağrısı ve cinsel ilişki sırasında ağrı oluşabilir. Endometrium dokusunun yumurtalıkta kist oluşturduğu hastalarda kist içine kanama sonucunda biriken kan zamanla çikolataya benzer hal alır ve bu “çikolata kisti”olarak adlandırılır. Bu kistler belli büyüklüğe ulaştığında laparaskopi ile çıkarılır. Bu hastalık ayrıca karın içinde yapışıklıklar oluşturabildiği gibi normal yumurtalık dokusuna da zarar verir ve infertiliteye sebep olabilir.

Açıklanamayan kısırlık (unexplained infertilite):

İnfertil çiftlerin %10 kadarında tüm tetkikler normal olmasına rağmen gebelik oluşmamasıdır. Bu çiftlerde gebeliği sağlamak amacıyla yumurtlamayı uyarıcı ilaçlar ve rahim içi aşılama (IUI) kullanılır. Bu tedaviler ile 3-6 adet döneminde gebelik elde edilememesi durumunda tüp bebek yöntemi uygulaması önerilir
 
İnfertilite İçin Gerekli Testler

1)Kadına ; Ultrason eşliğinde yapılan Jinekolojik Muayene
2)Kadından Adetin 3.günü bir takım Hormon Testleri istenir.
3)Yine kadından Adetin 7 – 8 – 9. günlerinden birinde kısaca "HSG" denilen ve halk arasında Boyalı Rahim ve Kanal Filmi olarak bilinen, 4)Rahim'in şekil bozukluklarını ve Fallop Tüplerinin açık olup olmadığını gösteren bir film olan HİSTEROSALPİNGOGRAFİ istenir.
5)Erkekten 3 – 4 günlük cinsel perhiz sonrası SPERMOGRAM istenir.
6)Bazen Rahim içini görüntülemek gerekebilir ve HİSTEROSKOPİ yapılır.
7)Bazen Batın için görmek gerekebilir ve LAPAROSKOPİ yapılır.
Çok çok nadiren İnfertiliteye neden olan bir Genetik Sorunun varlığını araştırmak için Genetik Testler yapılır.
 
Vajinal Akıntılar

Bu başlık altında size hemen hemen her kadının rahatsızlık duyduğu, en gencinden en yaşlısına kadar tüm kadınların başının derdi olan bir konudan söz edeceğim. Bu o kadar yaygın bir sorundur ki bu sorun üzerine günlük ped, vaginal temizlik ürünleri gibi sektörler bile türemiştir. Şimdi size vajinal akıntı nedir? vajinal akıntı neden oluşur? vajinal akıntıdan nasıl kurtulabilirim? sorularının yanıtlarını açıklayacağım.

Vajinanın kendine ait salgı yapan mukozal bezleri yoktur. Vajinal akıntı; üreme kanallarından, rahim içi zarından, rahim ağzından, Bartholin ve Skene adı verilen cinsel birleşmede salgı başlatan bezlerden salgılanan sıvılardan ve terden, vajinada yerleşen mikroorganizmalar ve onların atıklarından oluşur. Kadının hormonal değişkenlik gösteren dönemlerinde bu fizyolojik akıntının biyokimyasal yapısı da farklılık gösterir.

Vajinal Akıntının en sık nedeni ENFEKSİYÖZ VAJİNİT'lerdir. Enfeksiyöz Vajinitlerinde en sık nedenleri sırasıyla Gardnerella Vaginalis, Candidalar, Tricomonas Vaginalis ve Gonokoklardır. Bunun dışında vajinada yabancı cisim, Viral Ajanlar ( Herpes Virus, HPV), Atrofik Vajinit ve diğer Paraziter nedenlerle aşırı miktarlarda vajinal akıntı meydana gelebilir. Klamidyalar ve Mikoplazmalar primer olarak rahim ağzını etkileyen mikroplar olsa da sekonder olarak vajinal akıntıya neden olabilirler.

Bunun yanı sıra yumurtlama, cinsel birleşme, servikal ektopi, anovulasyon, vajinal adenozis gibi durumlarda fizyolojik olarak vajinal akıntı meydana gelir. Fakat artmış vajinal akıntı durumlarında etkenler %33 oranında Gardnerella Vaginalis, %21oranında Candida Albicans, %10 oranında da Tricomonas Vaginalistir. Ayrıca Kronik Rahim Ağzı İltihaplarında vajinal akıntı meydana gelir.

Vajinal Akıntı şikayeti ile başvuran hastaya en doğru tedaviyi verebilmek için tanıyı doğru koymak ilk ve en önemli koşuldur.
 
Gebelik Öncesi Danışma

gebelik öncesi danışmaKadın Doğum Uzmanı Jinekolog Yelda DOĞAN günümüzde çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar, sağlıklı çocuk doğurmanın ilk şartının sağlıklı bir gebelik geçirmek olduğunu iyi biliyorlar. Bu sebeple bize başvuran hamilelik hazırlığındaki kadından mutlaka iyi bir

anamnez (tıbbi öykü ve tıbbi özgeçmiş) almak zorundayız. Günümüzde çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar, sağlıklı çocuk doğurmanın ilk şartının sağlıklı bir gebelik geçirmek olduğunu iyi biliyorlar. Bu sebeple bize başvuran hamilelik hazırlığındaki kadından mutlaka iyi bir anamnez (tıbbi ökü ve tıbbi özgeçmiş) almak zorundayız.

Anne adayının sahip olduğu ve geçirdiği hastalıklar bizim için önemlidir. Örneğin ; Diabet, Epilepsi, Hipertansiyon, Astım, Tiroid Hastalıkları, Böbrek Hastalıkları, Kalp Hastalıkları, Kan Hastalıkları, Anemiler (Demir Eksikliği Anemisi, Talasemiler, Orak Hücre Anemileri gibi...).....gibi.

Yine ; Akraba evlilikleri, Ailesel Hastalıklar, Baba adayının taşıdığı hastalıklar, Genetik Hastalıklar sorgulanmalıdır. Tüm bunlar sorgulandıktan sonra ayrıntılı bir Jinekolojik Muayene ve Tranvajinal Ultrasonografik Muayene ile Anne adayı değerlendirilir. Yapılan bu muayene sırasında mutlaka SMEAR TESTİ yapılmalıdır.

Anne ve Baba adaylarının Kan Gruplarının belirlenmesi aslında çok basit ama bir o kadar da ÖNEMLİ bir ayrıntıdır. Anne adayımız Gebelik öncesi yapılan belli başlı bazı kan ve idrar tahlillerini yaptırmalı (Örn;Hemogram, TİT, TORCH Paneli, TSH, AKŞ.....), Gebelik Öncesi Dahili, Sistemik veya Enfeksiyöz bir hastalığı varsa tedavi edilmeli ve Gebeliğe başlamak için tüm Tıbbi engelleri ortadan kaldırmalıdır.

Tüm planlanmış ve istenen gebeliklerin en az üç ay öncesinde Folik Asit 400 mcg/gün alınmalı, eğer gebelik öncesi kilo fazlalığımız mevcutsa diyet ve spor programı uygulanarak normal standartlarda bir vücut ağırlığı ile gebeliğe başlanmalıdır.

Gebe kalmak isteyen Anne adayının yaşı da tıbbi öyküde önemli bir yer tutar. Günümüzde gebeliklerin %10-%15 ini 35 yaş ve üzeri grupta yer alan kadınlar oluşturur. İleri yaş grubunda bulunan bu kadınların Gebelik Öncesi Danışmanlık hizmetine daha fazla gereksinim duyduğu tespit edilmiştir. Çünkü bunlar ya gebeliklerini ertelemişler ve şimdi iyi bir sonuç elde etmek istemektedirler ya da daha önceden infertilite tedavisi görmüşlerdir. Geçmişte 35 yaş üzerindeki gebelere '' yaşlı gebe'' denilse de günümüzde bu terim ortadan kaldırılmıştır. Fakat artan yaşla birlikte bazı gebelik problemlerinin ortaya çıkışı da artar. 35 yaş üzeri kadınlarda gebelikle ve doğumla ilgili riskler çalışmalarda yüksek olarak belirlenmiş olsa da normal ağırlıklı, tıbbi sorunları olmayan, fiziksel olarak uygun kadınlar için riskler son derece azdır. Yani sağlıklı beslenen, spor yapan, sağlıklı yaşayan kadınlar bu ileri yaş risklerini ortadan kaldırmış olurlar.

Baktığım hasta populasyonu arasında çok sık rastlamasam da Alkol, Marihuana, Kokain, Amfetamin ve Eroin gibi madde bağımlılıkları olup olmadığı mutlaka her kadında sorgulanmalıdır. Bu maddeler kullanıldığı sürece kesinlikle gebe kalınmamalı, gebelik isteniyorsa en az altı ay önce anne madde bağımlılığı tedavisini bitirmiş olmalı, bir daha geri dönmemecesine madde bağımlılığıyla ilişkisini kesmiş olmalıdır.

Bizim hastalarımızda en sık karşılaştığımız bağımlılık Sigara Bağımlılığı ki ; biz hastalarımıza gebe olmadan önce sigarayı bırakmalarını telkin ediyor, ancak gebe olduğunu öğrenir öğrenmez KESİN YASAK koyuyoruz. Çünkü bir insan kendine bilerek ve isteyerek zarar verebilir ama başka birine ki bu karnındaki savunmasız bir bebeği ise zarar verme hakkına sahip değildir.

Gebe adayının yaşadığı ortamın sağlık koşulları da önemlidir. Örneğin ; Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalışan Hemşireler potansiyel olarak Sitomegalovirus ve Respiratuar Sinsitial Virus'a, bakımevi personelleri de Parvovirus ve Rubella'ya maruz kalırlar. Radyoloji bölümünde çalışan personeller kronik radyasyona maruz kalırlar. Endüstri işçileri Ağır metallere, organik çözücülere, kırsal kesimde yaşayanlar tarım ilaçlarına, kontamine kuyu sularına maruz kalabilirler. Gebe kalmayı planlayan kişi bu maddelerden bir şekilde uzaklaşmayı başarmalıdır.

Yine Epilepsi, Tiroid hastalıkları, Hipertansiyon gibi önceden Kronik Hastalıkları olan adaylar takip eden ilgili branş hekimlerine gitmeli, kullandıkları ilaçları Gebelikte de rahatlıkla kullanıp bebeğe zarar zarar vermeyecek ilaçlarla değiştirtmelidir.

Bütün bunlara ek olarak anne adayının psikolojik yapısı sağlıklı ve anne olmaya tam olarak hazırlanmış olmalı, evliliğinde huzuru ve düzeni tam olarak sağlanmış olmalıdır. Çünkü yeni bir bireyi her yönden sağlıklı bir ortamda yaşatmak tüm anne ve babaların birincil sorumluluğudur.
 
İnfertilite Nedenleri

Çiftlerin bebek sahibi olmaları için bir çok koşulun yerine gelmiş olması gereklidir.



Hamile kalabilmek için düzenli olarak yumurtlamanız gereklidir.
Eşinizin spermlerinin yumurtanızı dölleyebilecek durumda olması gereklidir.
Eşiniz ile düzenli ilişkiye girmelisiniz.
Normal bir Rahim ve açık kanallara sahip olmalısınız.

Karmaşık olan insan üreme sürecinde Gebelik oluşabilmesi için her parça yerine doğru şekilde ve doğru zamanda oturmalıdır. Bu süreç şu şekilde gerçekleşir.

Yumurtalıklardan biri, bir yumurta yumurtlar
Yumurta Fallop Tüplerinin biri tarafından yakalanır.
Spermler rahim içinden döllenmiş yumurtayı Fallop Tüpünde dölleyebilmek için, yumurtaya doğru yüzer.
Döllenmiş yumurta Fallop tüpünden Rahme doğru gönderilir.
Döllenmiş yumurta Rahmin içine yerleşir.

Kadın üreme sisteminin bir veya daha fazla problemi infertiliteye sebep olabilir.

1-Yumurtlama bozuklukları: Tüm infertil çiftlerin % 25 ini oluşturur. Yumurtlama sorunu Hipotalamus, hipofiz veya yumurtalığın kendisinden kaynaklanabilir.

a-)Polikistik Over Sendromu ( PCOS ): Kadın infertilitesinin en sık nedeni olan PCOS ; bir dizi yumurtlama sorunları, hormonal bozukluk ile karakterli hipotalamus - hipofiz - yumurtalık ekseninde oluşmuş bir problemdir. İnsülin direncinin de eşlik ettiği obezite, aknelenme, kıllanma, saç dökülmesi, adet düzensizlikleri ve infertilite ile karakterli bir sendromdur.

b-)Hipotalamik Disfonksiyon: Her ay yumurtlamayı hipofizden salgılanan iki ayrı hormon sağlatır. Bunlardan biri FSH ( Folikül Stimülan Hormon ), biri de LH ( Lüteinizan Hormon )dır. Aşırı duygusal veya fiziksel stres, çok yüksek veya çok düşük vücut ağırlığı, yakın zamanda aşırı kilo alımı veya aşırı kilo kaybı bu hormonların belirli bir düzende işleyişini bozabilir. Adet ya çok uzun zamanda gelir ya da hiç olmaz.

c-)Prematür Ovaryan Yetmezlik (Erken Yumurtalık Yetmezliği): Her hangi bir maliğn hastalık nedeniyle alınan kemoterapi, Genetik veya otoimmun mekanizmaların yumurtalık dokusuna saldırısı yumurtaların yumurtalıktan erkenden kaybına neden olur. 40 yaşından daha önce yumurtalıkta yumurta ve östrojen üretimi durur.

d-)Hiperprolaktinemi ( Aşırı salgılanan Süt Hormonu): Daha az sıklıkla görülen başka bir sorun da Hipofizden aşırı salgılanan Prolaktin Hormonun yumurtalıktan Östrojen salgılanmasını ve yumurta üretimini engellemesidir. Bu durumda da kısırlık problemiyle karşılaşıyoruz.

2- Tüplerle ilgili nedenler: Eğer tüplerde yani kanallarda bir tıkanıklık veya hasar varsa yumurta ile sperm buluşamaz. Dolayısıyla infertiliteye neden olur. Buna sebep olabilecek durumlar şunlardır ;

a-)Pelvik İnflamatuar Hastalık: Klamidya, Gonore veya diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar ile oluşan Rahim ve Fallop Tüplerinin iltihabına neden olan bir hastalıktır.

b-)Dış Gebelik: Fallop Tüplerine yerleşip yapısını bozabilir veya Dış Gebelik nedeniyle yapılan cerrahi girişim sonucu tüpler hasarlanabilir.

c-)Pelvik Tüberküloz: Yine bu hastalık özellikle Fallop Tüplerini hasarlayarak infertilite nedeni olur.

3-Endometriozis: Bu rahim zarının anormal olarak rahim içi yerine rahim dışı bölgelerde yerleşmesi ile karakterli hastalıkta ; Fallop Tüplerinin motilitesi bozulabilir. Oluşan yapışıklıklar sonucu Tüpler tıkanabilir. Rahim içindeki zarda enflamatuar yanıt arttığından implantasyon engellenebilir. Bu gibi nedenlerle İnfertiliteye neden olurlar.

4-Rahim ve Rahim Ağzına ait nedenler:

a-)İyi huylu Tümörler: Myomlar ve Polipler, Rahim, Rahim Ağzında yerleştikleri yere göre implantasyonu veya sperm geçişini engelleyerek infertiliteye neden olurlar.

b-)Endometriozis: Rahim içi zarına implantasyon sorunu vardır.

c-)Uterin Anomaliler: Doğuştan gelen ve infertiliteye neden olabilen Rahim'in şekil anomalileridir.

d-)Rahim Ağzı Tıkanıklıkları: Bu çeşitli tümöral durumlar, doğuştan gelebilen problemler gibi nedenlerle oluşabilir.

e-)Rahim Ağzı Salgısı Sorunları: Bazen salgının kıvamı, pH'ı, içinde Anti Sperm Antikorları bulundurması infertilite sorunlarına neden olabilir.

5- Açıklanamayan İnfertilite: Ne kadar aransa da Eşlerin her ikisinde de elle tutulur bir sorun yoktur. Belki ufak tefek birkaç sorun saptanabilir ama bunlar gerçekten infertilite nedeni değildir. Aslında sinir bozucu bir durumdur. Çiftin Hiçbir sorunu olmadığı halde gebe kalamaz. Zamanla düzelir Ya da Yardımla Üreme Tekniklerinden bazıları ile hamile kaldırılır.
 
İnfertilitede Risk Faktörleri

Yaş: Artan yaşla birlikte kadının yumurtlama kapasitesi azalır. İnfertilite tedavilerine verdiği cevap azalır.
Sigara: Gebe kalmayı bir çok faktörü bozarak zorlaştırır.
Obezite: Obeziteye yol açan hormonal bozukluklar ya da Obezitenin yol açtığı hormonal bozukluklar infertilite için risk faktörleridir.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalık Öyküsü: Daha önce de açıkladığımız nedenlerden dolayı infertilite için risk oluştururlar.
Alkol: Ağır düzeyde alkol alımı yumurtalık fonksiyonlarını bozabilir.
 
İNFERTİLİTE NEDİR?

İnfertilite tanımı itibarı ile 1 yıl korunmasız bir birlikteliğe rağmen gebelik gelişmemesidir. Böyle bir durumda doğal mekanizmalarda aksayan birtakım sorunlar var demektir. Bu sorunların, eşlerin herhangi birinden kaynaklanması söz konusu olabileceği gibi; her ikisinde de gebeliğin gelişmesi ve devam etmesine engel olabilecek birden fazla problem olabilir.

İnfertilite Türkçe’de “kısırlık” olarak karşılığını bulurken, gerçekte bu tanım çocuk sahibi olma yönünde çoğu zaman aşılması mümkün birtakım sorunları ifade etmektedir. Oysa “kısırlık” yani “sterilite”, infertilite tanımından farklıdır ve çocuk sahibi olmanın mümkün olmadığı bir uç noktayı tanımlamaktadır. Bu nedenle “infertil çiftleri” neden ortaya çıkana kadar “ kısır” olarak tanımlamaya karşıyız ve belki bu tip olguları tanımlamak için başka bir kelimeyi kullanmalıyız.
 
ADIN İNFERTİLİTESİNİN NEDENLERİ
Kadın infertilitesinin en sık nedenleri; Fallop tüplerinde fonksiyonu bozan hasar ya da tıkanıklıklar, endometriozis, yumurtlama düzensizlikleri, prolaktin yüksekliği, polikistik over sendromu, erken menapoz ya da erken yumurta yetmezliği, iyi huylu rahim tümörleri (myomlar) ve pelvik yapışıklılardır.

Fallop tüplerinde hasar ve/veya tıkanıklık: Çoğu zaman tüplerin bir enfeksiyonun ya da bir dış gebeliğin yarattığı hasardan sonra, barsağa benzer yılanvari hareketlerinin bozulması veya tam/kısmi tıkanıklık nedeni ile görevini yapamaz hale gelmesidir. Sperm ile yumurtanın tüpte karşılaştığı düşünülürse bozuk bir zeminde verimsiz bir karşılaşma sonucunda çoğu zaman sağlıklı bir gebelikten bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Dış gebelik bir kadının üreme ile ilgili karşılaşabileceği en büyük problemlerden biridir. Çünkü yaşanan her dış gebelik bir sonraki gebeliğin de dış gebelik olma ihtimalini artıracak, bu yönü ile kadının hayatını tehlikeye sokacaktır. Bunun yanında dış gebeliklerden sonra yaşanan karın içi yapışıklıklar ağrıya, yumurtlama bozukluklarına da neden olabilmektedir.
Bir enfeksiyon söz konusu olduğunda etken çoğu zaman klamidyadır ve bu mikroorganizmanın yaptığı enfeksiyon çoğu zaman ağrısız, ateşsiz fark edilmeden geçer, ancak verdiği hasar bu kadar hafif olmaz.

Endometriozis: Endometriozis , kadının her ay geliştirip, adet ile attığı rahim iç zarının, rahim dışında herhangi bir yerde gelişmesini tanımlar. Bu doku sıklıkla komşuluk yolu ile rahime yakın olan bölgedeki karın zarına, tüplere ve yumurtalıklara yerleşme eğilimi gösterir. Hormona duyarlı bir doku olduğundan, her adet döneminde olan hormonal değişikliklere cevap verir; kalınlaşır, gelişir ve dökülür. Tekrarlayan bu döngü, dokunun bulunduğu yerde nedbe dokusu oluşumuna, yapışıklıklara ve ağrıya neden olur.
Endometriomada (çikolata kisti) izlenen infertilite iki şekilde olur. Bunlardan birincisi, endometriotik dokunun yumurtalık dokusu içerisinde ilerleyerek kistleşmesi sonucunda oluşan “endometrioma”lardır. Endometriomalar her adet dönemi ile büyüyüp, gelişme eğilimine sahipdirler ve bu ilerleme ile yumurta üreten fonksiyonel yumurtalık dokusu giderek harap olur; kadının yumurta üretme gücü giderek azalır. Tedavisi cerrahidir.
İkincisi; rahim, yumurtalık ve tüpler arasında ve organların çevresinde fonksiyonel ve anatomik bütünlüğü bozacak şekilde yapışıklık oluşturarak, yumurtanın tüplere ilerlemesini bozması ve fertiliteyi azaltmasıdır. Her iki durumda da endometrotik odaklardan salgılanan doku faktörleri de, sağlıklı bir gebeliğin doğal hatta bazen yardımcı üreme teknikleri ile bile sağlanamamasına neden olabilmektedir.

Yumurtlama Bozuklukları: Sağlıklı bir şekilde yumurta gelişimi beyinden gelen uyarıların etkisi ile olmaktadır. Yumurtalığa giden sinyaller beyinde yer alan hipotalamus ve hipofiz denen özelleşmiş bölgelerden salgılanan hormonlarla sağlanmaktadır. GnRH (gonadotropin releasing hormon) hipotalamustan, FSH (follikül stimulan hormon) ve LH (lüteinizan hormon) hipofizden salgılanmaktadır. FSH ve LH yumurtalığı etkileyerek folliküller içerisinde yumurta gelişimini sağlamaktadır. Hipotalamus ve hipofizi etkileyen herhangi bir problem bu mekanizmanın aksamasına dolayısı ile yumurtlamada bozulmalara neden olacaktır. En sık nedenler kazalar sonucunda hipotalamus veya hipofizin etkilenmesi, izole olarak gonadotropinlerin ya da hipofizen salınan hormonların tamamının salgılanmasının azalması/durması, hipofizer tümörler, aşırı egzersiz ve anoreksia nervosadır.

Hiperprolaktinemi: Prolaktin memede süt üretimini başlatan ve devam ettiren hipofiz kaynaklı bir hormondur. Yüksek düzeyleri yumurtlama mekanizmalarını bozabilmektedir. Yüksek seviyelerde prolaktin varlığında, hipofiz bezinden köken alan mikroadenomlar akılda tutulmalıdır. Ek olarak bazı ilaçlar özellikle psikotroplar, prolaktini artırabilirler. Gebelik ya da emzirme dışında meme uçlarından süt gelmesi, prolaktinin yüksek olduğunu işaret edebilir.

Polikistik Over Sendromu: Aslında yumurtlama bozuklukları içerisinde değerlendirilmesi gereken ve yumurtlama düzensizliklerinin toplumda en sık izlenen formudur. Bir ucunda hafif adet düzensizlikleri ve polikistik ekojenitede (USG'de) yumurtalıkların olduğu, diğer ucunda ise adet görmeyen, ciddi şeker hastalığı bulguları gösteren, aşırı tüylenme nedeni ile adeta sakallı gibi gözüken kadınların olduğu bir semptomlar spektrumudur. Gerçekte bir kadında polikistik overden bahsedebilmek için şu üç bulgudan en az ikisinin olması gereklidir:
1. Yumurtlamanın nadiren ya da hiç olmaması (dolayısı ile nadiren ya da hiç adet olmama),
2. Hiperandrojenemi ve /veya hiperandrogenism (yüksek erkeklik hormonu düzeyleri nedeni ile tüylenmde artış, cildin yağlanması),
3. Ultrasonografide polikistik ekojenitede yumurtaların izlenmesi.
PCOS’da (Polikistik Over Sendromu) artmış androjen düzeyleri olgun bir yumurta gelişimini engeller; çoğu zaman büyümeye başlayan follikül belli bir düzeyden sonra küçülür ve olgunlaşamaz. Yumurtlama olmayınca progesteron salgılanamaz ve kadın vücudu sadece estrojenle karşı karşıya kalır. Progesteron estrojenin panzehiridir, biri olmadan diğeri doğal etkilerini gösteremez, zararlı etkiler ön plana çıkar.

Erken Yumurtalık Yetmezliği (Prematür over yetmezliği/erken menapoz): 35 yaşından önce overde yumurtaların tükenmesi ve adetlerin kesilmesi ile karakterize bir durumdur. Çoğu zaman bir sebep bulunmamakla birlikte otoimmün hastalıklarda, sigara içicilerinde ve kanser tedavisi olan kimselerde daha sık izlenmektedir.

Myomlar/Polipler: Üreme çağındaki kadınların %20’sinde izlenen iyi tabiatlı düz kas tümörleri olan myomlar, yerleştikleri yere ve büyüklüklerine göre infertilite nedeni olabilmektedir. Özellikle rahim boşluğunda bulunan ve “submüköz”olarak tanımlanan myomlar sağlıklı bir gebeliğin gelişimini engellerler. Bu tip myomların tanınmasında ultrasonografi, histerografi, sonohisterografi ve histeroskopi yardımcıdır. Histeroskopik operasyonlar bilhassa rahim içinde yer tutan myomların ve poliplerin tanı ve eş zamanlı tedavisinde en etkin metodu oluşturmaktadır.

Rahim Şekil Bozuklukları: Daha çok zamanından önce doğum/erken doğum gibi problemlere neden olan rahim şekil bozuklukları, bazen kadın infertilitesinin önemli nedenlerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır. Uzun süren korunmasız birlikteliğe rağmen gebelik gelişmiyorsa bu tip anomalilere müdahale etmek en doğru yaklaşımdır. Tek taraflı rahim gelişimi, rahimde kısmi/tam perde olması, rahimin iki parça halinde gelişmesi gibi pek çok tipi olan şekil bozukluklarının tanısı bazen histerogafi gibi basit ve temel tekniklerle yapılabilirken, bazen de tanısal laparaskopi gibi anestezi gerektiren ameliyatlara ihtiyaç duyulabilir.

Karın içi yapışıklıklar: Karın içi yapışıklıklar, karın içi cerrahi müdahale gerektiren hastalıklardan sonra veya enfeksiyonlardan sonra iyileşme sırasında oluşan ve çoğu zaman şiddeti hastadan hastaya değişiklik gösteren, üreme organları veya diğer karın içi organlar arasındaki anatomik ve fonksiyonel bütünlüğün bozulmasına, dolayısı ile üreme fonksiyonunun bozulmasına yol açan yara iyileşme dokularıdır. Bir kez oluştuktan sonra ağrı ya da hayati organlarda fonksiyon bozukluğu yaratmıyorsa kendi haline bırakılması gereken yapışıklıklardır. Çünkü bu tip yapışıklıkları açmaya yönelik her girişim yapışıklık şiddetini artırabilir. Benzer yapışıklıklar rahim içi girişimler sonrasında rahim boşluğunda gelişebilir ve gebeliğin gelişmesini engelleyebilir.(Asherman sendromu)

Diğer nedenler: Bazı tip ilaçlar, tiroid hastalıkları, kanser ve kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi/radyoterapi, anemi, şeker hastalığı, karaciğer ve böbrek hastalıkları kadın infertilitesinin diğer nedenleri arasında yer alır.

Yaş: Kadının gebeliği arzuladığı yaş tüm risk faktörleri içerisinde belki de en önemlisini oluşturmaktadır. Dogurganlıklarının en üst noktasını 24-27 yaş çevresinde yaşayan kadınlarda bu yaştan sonra gebe kalma ve gebeliğin devamı ile ilgili sorunlarla karşılaşma ihtimali artmaktadır. Fertilitenin azalmasına neden olarak gösterilen en önemli etken ilerleyen yaşla birlikte izlenen yumurta kalitesindeki azalmadır. Azalan yumurta kalitesi ile birlikte normal döllenme ve takiben erken embryonik gelişmeyi engelleyen mayoz ve mitoz bölünme hatalarının daha fazla olduğu düşünülmektedir. Bu hipotez, ileri yaşlarda tüp bebek yöntemi ile elde edilen embryolarda daha fazla oranda anöploidi (normal kromozom düzeni dışındaki durumlar) ile karşılaşılması ile desteklenmektedir. Benzer şekilde, ilerleyen yaşlarda kendiliğinden gelişen gebeliklerin daha fazla oranda düşükle sonuçlanması ve doğan bebeklerde de daha fazla oranda kromozomal anomaliye rastlanması, ilerleyen yaşın gebelik olsa bile kromozomal olarak hatalı ürünlere yol açtığını şiddetle düşündürmektedir. Bir diğer faktör, her ne kadar sadece hayvan çalışmaları ile gösterilmiş olsa da, ilerleyen yaşla birlikte rahimde embryoları kabul etme işlevinde bir bozulmanın olmasıdır. Gerçi ileri yaş kadınlarda bağış yumurta ile gebeliklerin izlenmesi bu hipotezi güçsüzleştirse de, yine de ileri yaşta rahim zarının embryoları kabul gücünün azalabileceği akılda tutulmalıdır.
 
kADIN İNFERTİLİTESİNİN NEDENLERİ
Kadın infertilitesinin en sık nedenleri; Fallop tüplerinde fonksiyonu bozan hasar ya da tıkanıklıklar, endometriozis, yumurtlama düzensizlikleri, prolaktin yüksekliği, polikistik over sendromu, erken menapoz ya da erken yumurta yetmezliği, iyi huylu rahim tümörleri (myomlar) ve pelvik yapışıklılardır.

Fallop tüplerinde hasar ve/veya tıkanıklık: Çoğu zaman tüplerin bir enfeksiyonun ya da bir dış gebeliğin yarattığı hasardan sonra, barsağa benzer yılanvari hareketlerinin bozulması veya tam/kısmi tıkanıklık nedeni ile görevini yapamaz hale gelmesidir. Sperm ile yumurtanın tüpte karşılaştığı düşünülürse bozuk bir zeminde verimsiz bir karşılaşma sonucunda çoğu zaman sağlıklı bir gebelikten bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Dış gebelik bir kadının üreme ile ilgili karşılaşabileceği en büyük problemlerden biridir. Çünkü yaşanan her dış gebelik bir sonraki gebeliğin de dış gebelik olma ihtimalini artıracak, bu yönü ile kadının hayatını tehlikeye sokacaktır. Bunun yanında dış gebeliklerden sonra yaşanan karın içi yapışıklıklar ağrıya, yumurtlama bozukluklarına da neden olabilmektedir.
Bir enfeksiyon söz konusu olduğunda etken çoğu zaman klamidyadır ve bu mikroorganizmanın yaptığı enfeksiyon çoğu zaman ağrısız, ateşsiz fark edilmeden geçer, ancak verdiği hasar bu kadar hafif olmaz.

Endometriozis: Endometriozis , kadının her ay geliştirip, adet ile attığı rahim iç zarının, rahim dışında herhangi bir yerde gelişmesini tanımlar. Bu doku sıklıkla komşuluk yolu ile rahime yakın olan bölgedeki karın zarına, tüplere ve yumurtalıklara yerleşme eğilimi gösterir. Hormona duyarlı bir doku olduğundan, her adet döneminde olan hormonal değişikliklere cevap verir; kalınlaşır, gelişir ve dökülür. Tekrarlayan bu döngü, dokunun bulunduğu yerde nedbe dokusu oluşumuna, yapışıklıklara ve ağrıya neden olur.
Endometriomada (çikolata kisti) izlenen infertilite iki şekilde olur. Bunlardan birincisi, endometriotik dokunun yumurtalık dokusu içerisinde ilerleyerek kistleşmesi sonucunda oluşan “endometrioma”lardır. Endometriomalar her adet dönemi ile büyüyüp, gelişme eğilimine sahipdirler ve bu ilerleme ile yumurta üreten fonksiyonel yumurtalık dokusu giderek harap olur; kadının yumurta üretme gücü giderek azalır. Tedavisi cerrahidir.
İkincisi; rahim, yumurtalık ve tüpler arasında ve organların çevresinde fonksiyonel ve anatomik bütünlüğü bozacak şekilde yapışıklık oluşturarak, yumurtanın tüplere ilerlemesini bozması ve fertiliteyi azaltmasıdır. Her iki durumda da endometrotik odaklardan salgılanan doku faktörleri de, sağlıklı bir gebeliğin doğal hatta bazen yardımcı üreme teknikleri ile bile sağlanamamasına neden olabilmektedir.

Yumurtlama Bozuklukları: Sağlıklı bir şekilde yumurta gelişimi beyinden gelen uyarıların etkisi ile olmaktadır. Yumurtalığa giden sinyaller beyinde yer alan hipotalamus ve hipofiz denen özelleşmiş bölgelerden salgılanan hormonlarla sağlanmaktadır. GnRH (gonadotropin releasing hormon) hipotalamustan, FSH (follikül stimulan hormon) ve LH (lüteinizan hormon) hipofizden salgılanmaktadır. FSH ve LH yumurtalığı etkileyerek folliküller içerisinde yumurta gelişimini sağlamaktadır. Hipotalamus ve hipofizi etkileyen herhangi bir problem bu mekanizmanın aksamasına dolayısı ile yumurtlamada bozulmalara neden olacaktır. En sık nedenler kazalar sonucunda hipotalamus veya hipofizin etkilenmesi, izole olarak gonadotropinlerin ya da hipofizen salınan hormonların tamamının salgılanmasının azalması/durması, hipofizer tümörler, aşırı egzersiz ve anoreksia nervosadır.

Hiperprolaktinemi: Prolaktin memede süt üretimini başlatan ve devam ettiren hipofiz kaynaklı bir hormondur. Yüksek düzeyleri yumurtlama mekanizmalarını bozabilmektedir. Yüksek seviyelerde prolaktin varlığında, hipofiz bezinden köken alan mikroadenomlar akılda tutulmalıdır. Ek olarak bazı ilaçlar özellikle psikotroplar, prolaktini artırabilirler. Gebelik ya da emzirme dışında meme uçlarından süt gelmesi, prolaktinin yüksek olduğunu işaret edebilir.

Polikistik Over Sendromu: Aslında yumurtlama bozuklukları içerisinde değerlendirilmesi gereken ve yumurtlama düzensizliklerinin toplumda en sık izlenen formudur. Bir ucunda hafif adet düzensizlikleri ve polikistik ekojenitede (USG'de) yumurtalıkların olduğu, diğer ucunda ise adet görmeyen, ciddi şeker hastalığı bulguları gösteren, aşırı tüylenme nedeni ile adeta sakallı gibi gözüken kadınların olduğu bir semptomlar spektrumudur. Gerçekte bir kadında polikistik overden bahsedebilmek için şu üç bulgudan en az ikisinin olması gereklidir:
1. Yumurtlamanın nadiren ya da hiç olmaması (dolayısı ile nadiren ya da hiç adet olmama),
2. Hiperandrojenemi ve /veya hiperandrogenism (yüksek erkeklik hormonu düzeyleri nedeni ile tüylenmde artış, cildin yağlanması),
3. Ultrasonografide polikistik ekojenitede yumurtaların izlenmesi.
PCOS’da (Polikistik Over Sendromu) artmış androjen düzeyleri olgun bir yumurta gelişimini engeller; çoğu zaman büyümeye başlayan follikül belli bir düzeyden sonra küçülür ve olgunlaşamaz. Yumurtlama olmayınca progesteron salgılanamaz ve kadın vücudu sadece estrojenle karşı karşıya kalır. Progesteron estrojenin panzehiridir, biri olmadan diğeri doğal etkilerini gösteremez, zararlı etkiler ön plana çıkar.

Erken Yumurtalık Yetmezliği (Prematür over yetmezliği/erken menapoz): 35 yaşından önce overde yumurtaların tükenmesi ve adetlerin kesilmesi ile karakterize bir durumdur. Çoğu zaman bir sebep bulunmamakla birlikte otoimmün hastalıklarda, sigara içicilerinde ve kanser tedavisi olan kimselerde daha sık izlenmektedir.

Myomlar/Polipler: Üreme çağındaki kadınların %20’sinde izlenen iyi tabiatlı düz kas tümörleri olan myomlar, yerleştikleri yere ve büyüklüklerine göre infertilite nedeni olabilmektedir. Özellikle rahim boşluğunda bulunan ve “submüköz”olarak tanımlanan myomlar sağlıklı bir gebeliğin gelişimini engellerler. Bu tip myomların tanınmasında ultrasonografi, histerografi, sonohisterografi ve histeroskopi yardımcıdır. Histeroskopik operasyonlar bilhassa rahim içinde yer tutan myomların ve poliplerin tanı ve eş zamanlı tedavisinde en etkin metodu oluşturmaktadır.

Rahim Şekil Bozuklukları: Daha çok zamanından önce doğum/erken doğum gibi problemlere neden olan rahim şekil bozuklukları, bazen kadın infertilitesinin önemli nedenlerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır. Uzun süren korunmasız birlikteliğe rağmen gebelik gelişmiyorsa bu tip anomalilere müdahale etmek en doğru yaklaşımdır. Tek taraflı rahim gelişimi, rahimde kısmi/tam perde olması, rahimin iki parça halinde gelişmesi gibi pek çok tipi olan şekil bozukluklarının tanısı bazen histerogafi gibi basit ve temel tekniklerle yapılabilirken, bazen de tanısal laparaskopi gibi anestezi gerektiren ameliyatlara ihtiyaç duyulabilir.

Karın içi yapışıklıklar: Karın içi yapışıklıklar, karın içi cerrahi müdahale gerektiren hastalıklardan sonra veya enfeksiyonlardan sonra iyileşme sırasında oluşan ve çoğu zaman şiddeti hastadan hastaya değişiklik gösteren, üreme organları veya diğer karın içi organlar arasındaki anatomik ve fonksiyonel bütünlüğün bozulmasına, dolayısı ile üreme fonksiyonunun bozulmasına yol açan yara iyileşme dokularıdır. Bir kez oluştuktan sonra ağrı ya da hayati organlarda fonksiyon bozukluğu yaratmıyorsa kendi haline bırakılması gereken yapışıklıklardır. Çünkü bu tip yapışıklıkları açmaya yönelik her girişim yapışıklık şiddetini artırabilir. Benzer yapışıklıklar rahim içi girişimler sonrasında rahim boşluğunda gelişebilir ve gebeliğin gelişmesini engelleyebilir.(Asherman sendromu)

Diğer nedenler: Bazı tip ilaçlar, tiroid hastalıkları, kanser ve kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi/radyoterapi, anemi, şeker hastalığı, karaciğer ve böbrek hastalıkları kadın infertilitesinin diğer nedenleri arasında yer alır.

Yaş: Kadının gebeliği arzuladığı yaş tüm risk faktörleri içerisinde belki de en önemlisini oluşturmaktadır. Dogurganlıklarının en üst noktasını 24-27 yaş çevresinde yaşayan kadınlarda bu yaştan sonra gebe kalma ve gebeliğin devamı ile ilgili sorunlarla karşılaşma ihtimali artmaktadır. Fertilitenin azalmasına neden olarak gösterilen en önemli etken ilerleyen yaşla birlikte izlenen yumurta kalitesindeki azalmadır. Azalan yumurta kalitesi ile birlikte normal döllenme ve takiben erken embryonik gelişmeyi engelleyen mayoz ve mitoz bölünme hatalarının daha fazla olduğu düşünülmektedir. Bu hipotez, ileri yaşlarda tüp bebek yöntemi ile elde edilen embryolarda daha fazla oranda anöploidi (normal kromozom düzeni dışındaki durumlar) ile karşılaşılması ile desteklenmektedir. Benzer şekilde, ilerleyen yaşlarda kendiliğinden gelişen gebeliklerin daha fazla oranda düşükle sonuçlanması ve doğan bebeklerde de daha fazla oranda kromozomal anomaliye rastlanması, ilerleyen yaşın gebelik olsa bile kromozomal olarak hatalı ürünlere yol açtığını şiddetle düşündürmektedir. Bir diğer faktör, her ne kadar sadece hayvan çalışmaları ile gösterilmiş olsa da, ilerleyen yaşla birlikte rahimde embryoları kabul etme işlevinde bir bozulmanın olmasıdır. Gerçi ileri yaş kadınlarda bağış yumurta ile gebeliklerin izlenmesi bu hipotezi güçsüzleştirse de, yine de ileri yaşta rahim zarının embryoları kabul gücünün azalabileceği akılda tutulmalıdır.
 
bilgilendirme ;
Hamile kalma şansımızı nasıl artırabiliriz?
Eşinizin sigara tüketimini azaltması veya tamamen bırakması, C vitamini yönünden zengin gıdalar tüketmesi, bisiklete binmemesi, çok sıkı iç çamaşırı giymemesi ve çok sıcak banyo yapmaması önemli. Siz de ilişkiye girdikten sonra en az beş dakika pelvisiniz yukarıya eğimli olacak şekilde sırt üstü uzanın ve eşinizden size antidoksan deposu olan bir bardak çay getirmesini isteyin. Rahatlamak size iyi gelecektir
.(alıntıdır)
 
:nazar::emir_bebek: Bismilllahirrahmanirrahimmm :nazar::emir_bebek:

ALLAH’ım ! Bu Mübɑrek Cumɑ Günü Hürmetine,Bizi Sevdiğin Kullɑr ɑrɑsınɑ kɑt ..
Bizi Çok Sɑbreden,Çok Şükreden Kullɑrındɑn eyle ..
Ömrümüz Sevdiğin,Rɑzı Olɑcɑğın işlerle ɑmellerle Geçsin ..
Sıhhɑt ve Afiyette Dɑim Eyle ..
Sevdiklerimizi Bize Bɑğışlɑ ..
Bizlere hayırlı evlat nasip eyle ...
:KK16::KK16::KK16:Aminnnnnn :KK16::KK16::KK16:



◇◆◇◆■□■□■°•★♡♥♡♥♡♥♧♣♧♣♧♣○●○●○●○●☆

:KK57::13::13::13::KK19::KK19::KK19::KK16::KK16::KK19::KK19::KK19:::KK64::KK64::KK64::KK66::KK66::123::123::123::KK60::KK60::KK60::KK60::127::132::132::132::132::118::118::118::118::118::118::102::102::102::126::126::126::126::103::103::103::103::82::82::82::82::KK71::KK71::KK71::KK36::KK36:

___________İnşallah bu ay hamiş kalırız emiii____________

((((:-)52::KK52::KK52: nrycck25****************** ilk hamişizzz ))))):KK52::KK52::KK52:

İsim ****************bat************************ durum

nrycck25 ******* :KK16: :KK16: ******* 20 subat beklemede

kib *********** :KK16: :KK16: ********* 22 şubat beklemede
cano1985 ******* :KK16: :KK16: ******* 22 subat beklemede
minigmanig ************* :KK16: :KK16: ******* 22 subat beklemede
Eylemsiva ******* :KK16: :KK16: ******* 25subat beklemede
emotions88 ******* :KK16: :KK16: ******* 26 şubat beklemede
kelebekhayat ******* :KK16: :KK16: ******* 27 subat beklemede
suzansu ******** :KK16: :KK16: ******* 29 subat beklemede
umuttttt ******* :KK16: :KK16: ******* 1 mart beklemede
Lility ******* :KK16: :KK16: *********** 2 mart beklemede
Brownim ******* :KK16: :KK16: ******* 2 Mart beklemede
sadecim ******* :KK16: :KK16: ******* 2 mart beklemede
sipsirine ******* :KK16: :KK16: ******* 2mart beklemede
sndz ******* :KK16: :KK16: ******* 3 mart beklemede
berre ******* :KK16: :KK16: ******* 4 mart beklemede
isyan ******* :KK16: :KK16: ******* 5 mart beklemede
eses07 ******* :KK16: :KK16: ******* 9martbeklemede
hanife81 ******* :KK16: :KK16: ******* 9 mart beklemede
feelcrying ******* :KK16: :KK16: ******* 9 mart beklemede
delinefsim ******* :KK16: :KK16: ******* 10 mart beklemede
anotomi ******* :KK16: :KK16: ******* 12 mart beklemedee
nazende88 ******* :KK16: :KK16: ****** 10 mart beklemede
littebirre ******* :KK16: :KK16: ******* 13 mart beklemede
sevva ******* :KK16: :KK16: ******* 15 mart beklemede
zehra9090 ******* :KK16: :KK16: ******* 16 mart beklemede
0611GNc ******* :KK16: :KK16: ******* 16 mart beklemede

ebru_ko ******* :KK16: :KK16: ******* 16mart beklemede
sewda22 ******* :KK16: :KK16: ******* 17 mart beklemede
sultan33 ******* :KK16: :KK16: ******* 18 mart beklemede
hatibi ******* :KK16: :KK16: ******* 18mart beklemede
cemrem29 ******* :KK16: :KK16: ******* umutla beklemede
mevanurrrr ******* :KK16: :KK16: ******* 21 mart beklemede
kurabiye83 ******* :KK16: :KK16: ******* ?
sewda22 ******* :KK16: :KK16: ******* ?
jonguil ******* :KK16: :KK16: ******* 22 mart beklemede

inşallahh listemiz uğurlu gelir de ,bu ayy hamiş kalırız listemize eklenmek isteyenler mesaj atabilirler :KK16:

rabbim hepimizin yardımcısı olsun ve hayırlı sağlıklı evlatlar nasip etsin inş..
Tüm hamilelere hayırlı doğumlar,ve hamile kalmak isteyenlere de en kısa zamanda hayırlı evlatlar nasib etsin rabbim. Amin:KK16::KK16:
 
*Rabbim hepimizin yardımcısı olsun ve hayırlı sağlıklı evlatlar nasip etsin inş..

*Tüm hamilelere hayırlı doğumlar,ve hamile kalmak isteyenlere de en kısa zamanda hayırlı evlatlar nasib etsin rabbim. Amin

*"O yaratandır ve yoktan var edendir."

*"Allah'ım, bana yüce katından temiz ve saygılı bir nesil ihsan eyle."

*Çoçugu olmayan kimse 707 kere "Ya Varis" okursa Allahin izniyle hayirli evlat sahibi olur.


 
Son düzenleme:
hsg çok kötüydü benm için ondan sordum canım :KK43:(( o kadar çok canım acıdı ki. eşim çıktığımda bembeyaz olmuşsun ne oldu dedi.

bende ağlayarak çıkmıştım saatlerce ağladım hsg zorrr canım geçmiş olsun :KK14::KK14:
inşallahhhhhh tüplerinde sorun yoktur ne dedi doktorunnnnnn :KK31::KK31:
:KK31:
 
bende ağlayarak çıkmıştım saatlerce ağladım hsg zorrr canım geçmiş olsun :KK14::KK14:
inşallahhhhhh tüplerinde sorun yoktur ne dedi doktorunnnnnn :KK31::KK31:
:KK31:

yok canım şükürler olsun hiç bir sıkıntı çıkmadı geçen ay çektirmiştim.
 
X