Aslı: Anne,bak;lisede okuyan öğrenciler özellikle de tecrübeli lise son öğrencileri-ki bu biz oluyoruz-İLK GÜN OKULA GİTMEZLEEEERR!!Sen niye uğraşıyorsun benimle ya!
Aylin: Okula gidilecek dedim o kadar…
Aslı: Anne yapma ya, rahat rahat uyuyayım… Daha yeni dalmıştım zaten!
Aylin: Ah senin şu dizilerin; gecenin bir yarılarına kadar…
Aslı: Ona sabahın ilk yarılarına kadar desek!
Aylin: Bırak zevzekliği de kalk hazırlan hadi.
Aslı: Ama anne ya, sen niye bozuyorsun ki şimdi benim ilk gün geleneğimi?
Aylin: Bugün günüm var benim, çekemem evde sizi…
AslıBiraz düşünür)Evdesin yani bugün?
Aylin: Evet.
Aslı: Kafe?
Aylin: E,bugün açamicam artık.
Aslı: Ben bakim mi kafeye?
Aylin: Okula dedim!
Aslı: Anne daha ne kadar uzatmayı düşünüyorsun. Her sene başı aynı seremoni; bırak işte!Tek farkı kafe; o da senin işine gelir.
(Aylin düşünür; sonra sırıtır)
Aslı: Oleyy be! Aaneem benim!
Aylin: Yapma şu kız gibi; ağzın yamulacak.
Aslı: Peki; anlaşma geçerli mi?
Aylin: Hangi anlaşma?
Aslı: Hani hafta sonları; fifty-fifty?
Aylin: Olsun bakalım :)
Aslı: Annelerin en güzeli! Hadi git yat şimdi.
Aylin: Ne yatması kızım, daha bunlara kahvaltı hazırlayacam.
Aslı: Ben hazırlarım annem; o kadar da kıyağımız olsun artık :)
Aylin: İyi, peki… Çıkarken beni kaldırmayı unutma!
Aslı:Ne!?
Aylin: Çıkarken diyorum, kaldır beni. Çok işim var daha…
Aslı: Hımm… Tam olarak kaçta kaldırayım? Yani çıktıktan sonra da arar kaldırırım, boşuna erken kalkma diye söyledim
Aylin: Yok, sen beni yine çıkarken kaldır; unutursun falan, kalmayalım ortada sonra.
Aslıdirenmenin çaresiz olduğunu fark eder) Peki tamam… (Odasına gider, Zeynep’i arar) Alo, Zeynep!
Zeynep: Ne var be sabah sabah; annemi anca uyuttum zaten.
Aslı: Anneni boşuna uyutmuşsun, hazırlan okula gidiyoruz.
Zeynep: Niye deli miyiz biz?
Aslı: Çocuğum kalk işte, bir bildiğimiz var di mi?
Zeynep: Ne biliyosun çabuk söyle… Ayrıca söylediklerin aleyhinde delil olarak kullanılacaktır.
Aslı: Annem de bizi dünyada tek sanıyo, gör… Zevzeklik etme de kalk işte… Kafeye gidecez, annem evdeymiş; bugün ben bakacam oraya ve…
Zeynep: Tamam tamam anladım… 9’da yaptığımız olayı yapacaz da sen git sabah işte.. biz sora gelelim.
Aslı: Aşk olsun Zeynep ya.. zaten öğleden önce boş oluyo kafe
Zeynep: İyi tamam zırlama.. hep aksiyon derdin başın ya..
Aslı: Normal bi lisede okuyor olsaydık gerek yoktu.. hem eğlenceli be işte :) Cihan Hoca acaba yarbaylıktan falan mı geçmiş öğretmenliğe.. (gülüşürler.) Yalnız benim giyinecek bir yere ihtiyacım var ve anladığım kadarıyla sizinkiler ayakta.
Zeynep: Aslında annemle babam uyudular; ama Melike ayakta, söyliyim.
Aslı: O yeter zaten. Ne çığırıyo o oradan? Sustur şunu; sabah sabah…
Zeynep: MELİİKEEEEE!!
Aslı: Nerde giyinicem ben ya? Ne diye ayakta o sabah sabah; yatsa ya, uyusa ya
Zeynep: Hiç, sırf uyuzluk işte; işi ne? Melikee!
Aslı: Of!
Zeynep: Önder’e git.
Aslı: Babası evde.
Zeynep: Çıktı onun babası, annemi de “bırakın uyusun çocuklar nusret hanım” diyerek ikna etti sağolsun.. Kızım ben kapıdan döndüm ya :) o da uyuyordur şimdi :)
Aslı:İyi o zaman; Yozef’i ariyim de öyle gideyim. Geç kaldık iyice…
Zeynep: Tamam. Sen Önder’den bana geç aşağı inerken de Önder’i alırız.
Aslı: Tamam. Bye!
***
(Aslı Önder’in kapısını çalar; bir süre sonra Önder gâyet uykulu bir şekilde kapıyı açar. Aslı Önder’in yanağından bi makas alır.)
Aslı: Naber şeker? :)
Önder: Aslı?!
Aslı: Efenim?
Önder:Rüyamı görüyorum yine ya!!?
Aslı: Rüyalarının kızı geldi:)… Uyan hadi okula gidiyoruz.
Önder: Haa, rüyaymış. (Der ve kanepeye uzanır.)
Aslı: Çoocuğum, kalk. Uyuma.
Önder:Aslı noluyo ya!?
Aslı: Ya kafeye gidecez de ben okul kıyafetlerini giyecek yer bulamadım. Annem ayakta da, günü varmış. Anlatabildim mi? Melike mâlum!
Önder: Haa, abi sabah sabah… Kafayı yiyorum artık , diye düşündüm.
Aslı: Niye şeker? :)
Önder: Aslıııı!!
Aslı: Tamam tamam… Nerde giyinecem ben?
Önder: Yani Aslı, sanki ilk kez geliyon… Annemlerin odasına, hadi!
Aslı: Tamam.
Önder: Kahvaltı ettin mi?
Aslı: Hayır; ama pek vaktimiz yok, boşuna uğraşma.
Önder: Sen karışma, ayarlicam ben bişeyler…
Aslı: :s
***
Aslı: İyi fikir…
Önder: Sağol.
Aslı: Dur Zeynep’i de çağıralım. O çıkınca gel demişti; ama bayılır tosta o da.
Önder: Sen otur, ben çağırıp gelirim.
(Aslı’nın hoşuna gider.)
Aslı:Önder!!
Önder: Efendim?
Aslı:Seni seviyorum ben ya.
ÖnderDumur) Ben de…(Der ve gider.)