Ben yazayım en iyisi.. o yoğun galiba
Şukufe: O kadar kişi o durağa nasıl sığdık anlamadım. :)
Aşkın: Ee, Can havliyle…
Can: Efendim!?
(Grup kopar)
Ali: Unuttuğu kişi de Havva Hoca yani. Unutmanın da dibine artık
Can: Kusura bakmayın ya!
Aslı: Can, dokuzdaki olayı yapacaz dedik de, bu kadar da demedik yani :)
Can: Bugün biraz dalgınım da…
Yusuf: O dalgınlığın bize ilk gün konuşması olarak geri dönüyordu ama.
Ali: Neredeyse yakalanıyorduk ya!
Önder: Sen hiç konuşma abi… Napıyosun; orada durmuş soru sorup duruyorsun ya!
Ali: Bana da haber verseydiniz sormazdım herhâlde.
Önder: Ya git be!
Aslı: Ali Beyciğim, naçizane bir ricam olacak sizden… Efendim eğer yanınızdaysa telefonunuzu alabilir miyim?
Ali: Tabiî ki de niye?
Aslı: İstirham ederim. Buraya buyrunuz lütfen.
Ali: Geliyorum. Aa, telefon kapalı; açalım bakalım. (açar) Neyse, yani (msj gelir) sonuçta (okumaya başlar) siz suç… (okur, konu kapanır)
Aşkın: Güzel sustu :)
Can: Kadın Allah’tan arabayla gelmiş. Yoksa okuldaydık şimdi. Kesin fark ederdi bizi. Az değil kaç kişiyiz? 1,2,3,4,…
Aslı:12 12… Çaylar geldi! Al bakalım Bay Abaküs :)
Can: Sağol (fısıltıyla) Elinden son çayımızı da içelim…
Aslı: Ne sonu oğlum. Önümüzde koca bi dönem var; hem uzun hem ÖSS’li… Daha ne çaylar içecez burda. :)
Can:Nasıl duydun be!? :S
Oğuz: Duyar o! Kulağı hep sen de ne de olsa…
AslıKötü kötü bakar.) Al, zıkkımlan!
Oğuz İki tanesini alır) Sağol… Al canım.(Zeynep’e uzatır.)
Grup: Oooo…
Aslı: Al bakalım sende
Yusuf: Zehirlenmeyelim. :)
Aslı: Geber!
Aşkın: Kızma ya, şaka yapıyo. Yusuf! Dur içme; Aslı bir içsin öyle içeriz. :)
Aslı: Yaaa! Al hayatım sende.(Önder’e uzatır.)
Zeynep: Bakın Aslı da Önder’e hayatım, dedi. Nerde “Ooo…” lar?
Can: Saçmalama Zeynep, aynı şey mi? Aslı ile Önder arasında bir şey olması %0 ihtimal :)
Zeynep: E,Oğuz bana canım diyince hemen bağırdınız ama…
Can: Ama o %100 ihtimal :)
(Zeynep bozulur)
Tuğra: E ne yapıyoruz şimdi?
Aslı: Bir dakika… (Aslı açmaları alır, gelir.) Heh, devam edebiliriz.
Tuğra: Ne yapıyoruz demiştim.
Aslı: Ne bileyim? Muhabbet, sohbet…
Yusuf: Muhabbetle, sohbetle çözülür mü kız bu diller?
Aslı: E,nasıl çözecez Yozefcim?
Oğuz: Güneşe çıkarın :)
Aslı: Ha, ha, ha… Çok komik.
Önder: Oğuz bi bayma abi ya!
Oğuz: Susun lan.
Yusuf: Şöyle itirafların bolca olduğu bir oyun oynayabiliriz.
Aslı: Benimkinden daha iyi fikirleri hep desteklemişimdir zaten (Çak!)
Aşkın: Ya, ne demezsin! Ne oynuyoruz peki şimdi?
Aslı: Uzun ve kopuk bir yaz döneminden sonra oynanacak en güzel oyun…
Yusuf: Tabii ki… Şişe çevirmece :)
Erdem: Olabilemez
Filiz: Erdem’de malzeme var belli :)
Erdem: Yoo!
Aslı: (İçerden seslenir) Ya, of! Nerde bu?
Önder: Ne nerde?
Aslı: Şişe işte, yılların şişesi!
Önder: Evde olmasın.
Aslı: Hayır ya, burdaydı.
Yusuf: Boşver ya, gel. Pet şişeyle yaparız, gel!
Aşkın: İstersen biz bi şişe boşaltalım hemen :)
Aslı: Buldum bile :) Bu şişe ne itiraflar gördü be! Evet, geldim. Kuralları sayıyorum:
1.mızıkçılık yapmak yok. Sorulara kayıtsız şartsız cevap verilecek.
Erdem: Bişey sorabilir miyim?
Aslı: 2.Kurallara, sorulara itiraz etmek, kafa tutmak, kaynatmak yok
Erdem: Yeterince açık bi cevaptı, kutlarım
Aslı: :)… 3.cesarete itiraf karıştırmak serbest
Oğuz: Olmaz, itiraz ediyorum. İnsanlara seçme şansı verilmeli
Aslı: Verilliyo zaten Oğuzcum. Ya zaten herşeyin farkında olan bu topluluğa itirafını yaparsın ya da soranın vereceği enlem ve boylamda ilan edersin. Seçim senin! :)
Oğuz: Gıcık!
Önder: Ee, ilk kim çeviriyo?
Aslı: Tabii ki ev yani mekan sahibi olarak…
Yusuf: Anan çeviriyo
Aslı: Vekâleten ben çeviriyorum
Oğuz: Hayır itiraz ediyorum.
Aslı: Oğuz sen avukat olsaydın ya! Hem ben ne dedim en başta? İtiraz yok!
Oğuz: Ama…
Aslı: Sus cevap verme!
Aşkın: Annesi gibi oldu.
Filiz: Hadi başlayalım o zaman. Al, çevir bakalım.
Aslı: Ver. Çeviriyorum! Ana, Can!
Can: Allah!
Aslı: İtiraf mı? Cesaret mi?
Can: Eline düşmeye hiç niyetim yok; cesaret tabii ki.
Aslı: Hımm… Bi sn… Heh, buldum. İtiraf demediğine pişman olacaksın :)
Can: Merak etme olmam, neymiş?
Aslı: Bak orada, tezgahın arkasında, iki tane önlük var.
Ali: Bunu yapamazsın
Aslı: Bal gibi de yaparım
Can: Saçmalama Aslı!
Aslı: Saçmalarım efendim. Cesaretse cesaret…
Can: Aslı bak fena olur.
Aslı: Veee 4. kural: Tehtid yok. :)
Can: Aslııı!
Aslı: Sen o önlüklerden pembe ve çiçekli olanı giy, tezgahın üstündeki tepsiyi de al, gel… Bizim de çaylarımız bitti zaten. Dimi arkadaşlar. (Grup çayları bitirir. Çağrı-Tuğra-Erdem de yeltenirler ama Can onları bakışlarıyla engeller)
Aslı: Yuh ya.. Ben sizin Can’ınızı şimdi ne hale getiricem görün..
Can: Aslıı! Ne gerek var bu şebekliğe.. tamam doğruluk diyorum..
Aslı: Napayım oğlum ben doğruluğu sanki bilmediğim bişey var(Can saz arkadaşlarıyla bakışır) Nee? Bilmediğim bişey mi var?
Aşkın: Yok be ne olcak bizi eğlencemizden etmeye çalışıyorlar sen devam et kuzucum..
Aslı: Sağol Aşkım yiyordum nerdeyse.. Hadi bakalım oyalanma.. Çayları tazele.. (O sırada içeri çok güzel iki bayan müşteri girer. Aslı onları masaya alır ve içeri seslenir.) Can’ımm.. Servis açar mısın?
Can: (Bi hışımla ama tabi çiçekli önlüğü ve tepsisiyle içerden çıkar.) Ee.. Yeter ama (kızları görür. Tabi bu arada kızlar da sırıtmaktadır.)
Aslı: Hadi canım hadi..
Can: (Kızlara kur yaparak) Buyrun güzel bayanlar.. (kızların önlüğüne bakıp güldüklerini görünce önlüğü çıkarıp atar) Ne arzu edersiniz?
Aslı: Sanırım öncelikle menüyü arzu ederler( pis pis sırıtır. Grup kopar. Can sinirle gelip Aslının elinden menüyü alarak kibarca kızlara verir. Kızlar patates kızartması ve kola isterler. Can ve Aslı mutfağa geçer.)
Can: Tamam Aslı.. Yeter bitti..
Aslı: (tabiî ki en masum ve harika maske raftan çıkarılır) Peki.. Önder’i gönder o zaman bir an önce hazırlayalım siparişi de ben de sizinle beraber olayım..
Can: (Aslıyla son anlarında olduğunu bilen Can kıyamaz.) Tamam tamam napıyoruz söyle..
AslıSırıtır.) Sen patateslerin yağını aç ısınsın ben de tabakları hazırlayayım.. (Hazırlayıp Can’a verir. Can kızların yanına Aslı da gruba döner. Ardından Can da gelir.)
Aslı: (Şişeyi verir.) Sen de.. (Can şişeyi çevirir. Oğuz’a gelir. Oğuz manasız manasız bakar.)
Can: E öt bakalım..
Oğuz: Dur bakalım bi doğruluk bi cesaret demek yok mu?
Can: Ötcen mi ötcen.. Sen seç!
Oğuz: Adamı ifrit edersiniz.. Bak emin misin? Ne biliyosam öterim.. Soruyu özele çek bence..
Can: (telaşlanır, Aslı başka tarafa bakarken sessizce ve yalvaran gözlerle “hayır” der ve Aslı’ya seslenir.) Aslı bak Oğuz ne anlatıyo eminim bilmiyorsundur..
Aşkın: Aslının bu olaya ilgisizliğinden açıkça anlaşılıyor hiçbişey bilmediği..
Aslı: Aman Oğuz söyle hadi.. kıyamet mi kopacak.. Sen olmazsan birazdan bana söyletcekler zaten :)
Oğuz: Söylemiyorum.. Razıyım cezama..
Aslı: Emin misin? Arkadaşlar cezalarla ilgili kuralımızı tekrar hatırlatalım mı? Böyle bişey olacağı ihtimalini başında düşünmemiştim. Ne ketumsun oğuz ya..
Oğuz: Neyse ne.. istersen ben hatırlatayım.. Cezayı soruyu soran kişi verir.. İster ekibe danışır ister kararı kendi verir.. Gerekirse cezası için gerekli yardımcı oyuncuyu ekibin içinden seçer. Seçtiği kişi itiraz edemez.. oldu mu?
Aslı: Oldu da bakalım Can’ın takdiri ne olacak seninle ilgili..
Oğuz: Bakalım..
Canayağa kalkar.) Gereği Düşünüldü!
:18: