Başlıkta da belirttiğim gibi benim derdim ilk platonik aşkımı aradan 6-7 sene geçmesine rağmen unutamamam.
Herkesin de olabileceği gibi benim de liseye başladığım gibi aşık olduğum bir çocuk vardı. Benim bir üst dönemimdeydi. Onu görünce heyecanlanmalar, onun olduğu yerlerde dolaşmalar, beni fark etsin diye okulun içinde binbir şebeklikler yapmalar filan platonik aşkın yaptıracağı her şeyi yaptım. Buraları çok fazla uzatmayacağım çünkü lise hayatım tamamen bunlarla geçti. ('Bana baktı, kesin beni seviyor' tarzında bir lise hayatı.)
Hiç tanışmadık mı? Elbette tanıştık. Msn'in meşhur olduğu zamanlarda gece gündüz çevrimiçi görünürdüm sırf benimle konuşur diye. Msn'de çok samimi olduğumuz anlar da oldu, hiç konuşmadığımız anlar da. Ve şansıma onun da lise boyunca hiç sevgilisi olmadı. Ama ben ne cesaretimi toplayıp ona onu sevdiğimi söyleyebildim, ne de bunu belli edecek hareketler yaptım. Bazen bunun aşk olmadığını düşündüm. Çünkü ilk defa sahip olduğum duygulardı ve kıyaslayacağım başka bir duygu yoktu. Ama o kadar yoğun yaşadım ki bunun 'aşk' olup olmaması açıkçası umrumda değildi, bu kadar yoğun ve yıllarca süren bir şey bir kelime ile ifade edilmese de olur bence.
Lise boyunca bana msn'den şarkılar atardı sürekli ve benim de hoşuma gidiyordu. Sırf onun müzik zevkinden eksik kalmayayım diye yeni gruplar keşfedip sevip dinliyordum ve bu 'ortak' müzik zevki bizi daha da yakınlaştırdı. Konuştuğumuz tek şey müzikti. (Şimdi bana attığı şarkılar bana onu hatırlattığından pek iyi gelmiyor, ama bu güzel şarkılardan vazgeçecek değilim.)
Bu en yakın olduğumuz zamanlar ben onun beni sevdiğine öyle emindim ki, okulda da konuşmaya başlamıştık (msnde gece gündüz konuşmamıza rağmen okulda ikimiz de konuşamıyorduk). Ve tam bu mutlu zamanlarımda birden bire onun sevgilisi oldu. İnanamadım. Ayrılırlar, ben kaç senedir bekledim yine beklerim sorun değil dedim. Ama ayrılmadılar.
O artık mezun oluyordu ve artık onu hiç göremeyeceğimi düşünüp, ona onu sevdiğimi söylemeye karar verdim, yoksa içimde kalacaktı. Cesaretimi toplayıp bir gün her şeyi söyledim. Sevgilisi olup olmamasına da aldırmıyordum, çünkü benim hiçbir beklentim yoktu. Sadece bunu öğrenmesi gerektiğini düşündüm. Belki de geriye dönüp baktığında beni 'bu kız da beni ne çok sevmişti' diyeceği bir kız olarak düşünmesini istedim. Her şey beklediğim gibi oldu. O buna karşılık vermedi ama şaşırdı tabii. Sonrasında artık hiç konuşmamaya başladık. Arkadaşlığımız da bozulmuştu böylece.
Arkadaşlığımızın tamamen bitmesine sebep olan da; bunu sevgilisinin öğrenmesiydi. Aradan uzun zaman geçmişti ve biz bir daha hiç konuşmadık ama kız bunu öğrendikten sonra benim onların arasına girmeye çalıştığımı zannedip çıldırmış tabii. Sevdiğim çocuğun telefonundan bana onu rahat bırakmamı ve bir daha onunla konuşmamamı söyleyen bir mesaj yolladı. Bunu onun yazmadığından çok emindim onun lafları değildi, belli ki kız yazmış. Zaten uzun süredir hiç konuşmadık, rahatsız etmediğimi kendi de biliyor olmalıydı. O günden itibaren bir daha hiç konuşmadık.
Aradan uzun yıllar geçti ve artık birbirimizden çok uzaklarda farklı üniversitelerde birbirimizi hiç görmüyoruz. Hiçbir sosyal paylaşım sitesinde ekli değiliz. Tamamen uzağız. Ben başkalarına aşık oldum, yine hep platonik kaldılar ama yeni insanlar sevmek bana çok iyi geliyordu. Zaten herkesten hemen hoşlanabilecek bir yapım var ama aşık olmak çok zor benim için. Aşık olduğumu sandıklarım da oldu ve ben devamlı birilerini sevmeye devam ettim. Ama ne var ki, boşluğa düştüğümde aklıma ilk gelen insan lisedeki aşkım oldu. Hoşlandığım insanları da hep onunla kıyasladım. 'yok onun müzik zevki çok dandik' diyerek kendime göre kimse bulamadım.
Aradan yaklaşık 6-7 sene geçti ve ben hala eski günleri düşünüp geceleri ağlıyorum, günlüğüme devamlı onun hakkında yazıyorum. Facebook'ta açık olan fotoğraflarına bakarak saatler geçirebiliyorum. Bazen bir şarkı keşfedip 'bunu dinlese kesin o da çok sever, belki de zaten çok seviyordur' diyerek mutlu oluyorum. Artık benden çok uzakta ve artık tamamen hiçbir beklentim yok ama onu sevmekten hiç vazgeçmeyeceğimi de biliyorum. Belki bendeki bu duygular artık hayranlığa dönüştü. Yabancı bir ünlüye duyulan hayranlık gibi. Çünkü hiçbir şekilde senin olma ihtimali yok. Senden haberi yok. Böyle idare edebiliyorum. Depresyonda değilim, sürekli onu düşünmüyorum. Gayet de esprili, güler yüzlü ve her şeyden mutlu olabilen bir insanım. Dediğim gibi, başkalarından hoşlandığımda ise tamamen unutuyorum ama bunalım yapmak istediğim geceler, müziği ve fotoğraflarını açıp ağlamaktan zevk mi alıyorum acaba. Çünkü bundan vazgeçemiyorum. Belki de unutmak istemiyorum.
Bazen ileride evleneceğim adama üzülüyorum. Elbette onu da çok seveceğime inanıyorum, ama 'ilk platonik aşktan kurtulamama' sendromuna girip arada bir bunalıma girersem diye korkuyorum.
Sizce normal miyim? Var mı benim gibi bu hallerde olan? Zamanla unutursun, diyorlardı ama zaman da geçti işte. Unutmak da ne saçma kelime. Yaşadığım hiçbir şeyi unutmazken geçmişteki bu yoğun duyguyu unutmam için başıma saksı filan düşmesi lazım. Her neyse, ben yorumlarınızı bekliyorum..
Herkesin de olabileceği gibi benim de liseye başladığım gibi aşık olduğum bir çocuk vardı. Benim bir üst dönemimdeydi. Onu görünce heyecanlanmalar, onun olduğu yerlerde dolaşmalar, beni fark etsin diye okulun içinde binbir şebeklikler yapmalar filan platonik aşkın yaptıracağı her şeyi yaptım. Buraları çok fazla uzatmayacağım çünkü lise hayatım tamamen bunlarla geçti. ('Bana baktı, kesin beni seviyor' tarzında bir lise hayatı.)
Hiç tanışmadık mı? Elbette tanıştık. Msn'in meşhur olduğu zamanlarda gece gündüz çevrimiçi görünürdüm sırf benimle konuşur diye. Msn'de çok samimi olduğumuz anlar da oldu, hiç konuşmadığımız anlar da. Ve şansıma onun da lise boyunca hiç sevgilisi olmadı. Ama ben ne cesaretimi toplayıp ona onu sevdiğimi söyleyebildim, ne de bunu belli edecek hareketler yaptım. Bazen bunun aşk olmadığını düşündüm. Çünkü ilk defa sahip olduğum duygulardı ve kıyaslayacağım başka bir duygu yoktu. Ama o kadar yoğun yaşadım ki bunun 'aşk' olup olmaması açıkçası umrumda değildi, bu kadar yoğun ve yıllarca süren bir şey bir kelime ile ifade edilmese de olur bence.
Lise boyunca bana msn'den şarkılar atardı sürekli ve benim de hoşuma gidiyordu. Sırf onun müzik zevkinden eksik kalmayayım diye yeni gruplar keşfedip sevip dinliyordum ve bu 'ortak' müzik zevki bizi daha da yakınlaştırdı. Konuştuğumuz tek şey müzikti. (Şimdi bana attığı şarkılar bana onu hatırlattığından pek iyi gelmiyor, ama bu güzel şarkılardan vazgeçecek değilim.)
Bu en yakın olduğumuz zamanlar ben onun beni sevdiğine öyle emindim ki, okulda da konuşmaya başlamıştık (msnde gece gündüz konuşmamıza rağmen okulda ikimiz de konuşamıyorduk). Ve tam bu mutlu zamanlarımda birden bire onun sevgilisi oldu. İnanamadım. Ayrılırlar, ben kaç senedir bekledim yine beklerim sorun değil dedim. Ama ayrılmadılar.
O artık mezun oluyordu ve artık onu hiç göremeyeceğimi düşünüp, ona onu sevdiğimi söylemeye karar verdim, yoksa içimde kalacaktı. Cesaretimi toplayıp bir gün her şeyi söyledim. Sevgilisi olup olmamasına da aldırmıyordum, çünkü benim hiçbir beklentim yoktu. Sadece bunu öğrenmesi gerektiğini düşündüm. Belki de geriye dönüp baktığında beni 'bu kız da beni ne çok sevmişti' diyeceği bir kız olarak düşünmesini istedim. Her şey beklediğim gibi oldu. O buna karşılık vermedi ama şaşırdı tabii. Sonrasında artık hiç konuşmamaya başladık. Arkadaşlığımız da bozulmuştu böylece.
Arkadaşlığımızın tamamen bitmesine sebep olan da; bunu sevgilisinin öğrenmesiydi. Aradan uzun zaman geçmişti ve biz bir daha hiç konuşmadık ama kız bunu öğrendikten sonra benim onların arasına girmeye çalıştığımı zannedip çıldırmış tabii. Sevdiğim çocuğun telefonundan bana onu rahat bırakmamı ve bir daha onunla konuşmamamı söyleyen bir mesaj yolladı. Bunu onun yazmadığından çok emindim onun lafları değildi, belli ki kız yazmış. Zaten uzun süredir hiç konuşmadık, rahatsız etmediğimi kendi de biliyor olmalıydı. O günden itibaren bir daha hiç konuşmadık.
Aradan uzun yıllar geçti ve artık birbirimizden çok uzaklarda farklı üniversitelerde birbirimizi hiç görmüyoruz. Hiçbir sosyal paylaşım sitesinde ekli değiliz. Tamamen uzağız. Ben başkalarına aşık oldum, yine hep platonik kaldılar ama yeni insanlar sevmek bana çok iyi geliyordu. Zaten herkesten hemen hoşlanabilecek bir yapım var ama aşık olmak çok zor benim için. Aşık olduğumu sandıklarım da oldu ve ben devamlı birilerini sevmeye devam ettim. Ama ne var ki, boşluğa düştüğümde aklıma ilk gelen insan lisedeki aşkım oldu. Hoşlandığım insanları da hep onunla kıyasladım. 'yok onun müzik zevki çok dandik' diyerek kendime göre kimse bulamadım.
Aradan yaklaşık 6-7 sene geçti ve ben hala eski günleri düşünüp geceleri ağlıyorum, günlüğüme devamlı onun hakkında yazıyorum. Facebook'ta açık olan fotoğraflarına bakarak saatler geçirebiliyorum. Bazen bir şarkı keşfedip 'bunu dinlese kesin o da çok sever, belki de zaten çok seviyordur' diyerek mutlu oluyorum. Artık benden çok uzakta ve artık tamamen hiçbir beklentim yok ama onu sevmekten hiç vazgeçmeyeceğimi de biliyorum. Belki bendeki bu duygular artık hayranlığa dönüştü. Yabancı bir ünlüye duyulan hayranlık gibi. Çünkü hiçbir şekilde senin olma ihtimali yok. Senden haberi yok. Böyle idare edebiliyorum. Depresyonda değilim, sürekli onu düşünmüyorum. Gayet de esprili, güler yüzlü ve her şeyden mutlu olabilen bir insanım. Dediğim gibi, başkalarından hoşlandığımda ise tamamen unutuyorum ama bunalım yapmak istediğim geceler, müziği ve fotoğraflarını açıp ağlamaktan zevk mi alıyorum acaba. Çünkü bundan vazgeçemiyorum. Belki de unutmak istemiyorum.
Bazen ileride evleneceğim adama üzülüyorum. Elbette onu da çok seveceğime inanıyorum, ama 'ilk platonik aşktan kurtulamama' sendromuna girip arada bir bunalıma girersem diye korkuyorum.
Sizce normal miyim? Var mı benim gibi bu hallerde olan? Zamanla unutursun, diyorlardı ama zaman da geçti işte. Unutmak da ne saçma kelime. Yaşadığım hiçbir şeyi unutmazken geçmişteki bu yoğun duyguyu unutmam için başıma saksı filan düşmesi lazım. Her neyse, ben yorumlarınızı bekliyorum..