Ben hepsinde sorun ediyorum. Monotonlaşmayan insanlar en yakın arkadaşlarım mesela.
Her gün başka bir olayla enerjimi yeniliyorlar.
Ailem de oldukça hareketli bir ailedir, olmadıkları zaman vakit geçirmekten daha az zevk alıyorum.
Her ilişkinin monotonlaştığı varsayımı doğru değil bence. Taraflardaki heyecan aşk bitmedikçe bitmiyor.
Bitince de zaten elde ne kalıyor ki?
Evet kesinlikle karakter farklılığı. Huzura verilen önemi de çok mantıklı buluyorum, ama yapım uygun değil.
Aşk tabi ki görecelidir. Ama siz aşka inanmıyorum dediğinizde bir tanım yapmış ve ona inanmıyor oluyorsunuz zaten.
Aşk eninde sonunda biter mi? Muhtemelen evet. Bittiğinde ne mi kalır? Biten bir ilişki, tabi bu benim şahsi yorumum.
Her aşkın bitip bitmeyeceğini ise bilmiyorum. Dediğiniz gibi her aşk tanımından o aşka tanık olamam çünkü.
Yorumunuz dikkatimi cekti,
Yer yer katıldıgım bölümler var. Ancak kisilerin yaptıgı monotonluk, aşk ve diger kavramların tanımları, "evet" in kabul ve onay ifadesi olarak kullanılması kadar birbirine yakın ve bir o kadar da ayrı.
aşk ölüyor, diriliyor; monotonluk huzur veriyor, sıkıyor...
peki hangi aşk bu? nasıl bir monotonluk?
zaman ilerliyorken diyalektik olarak kendini yenilememek dahi geride kalmaktır benim icin,
dolayısıyla stabil tutmak icin sabitlemeye calıstıgımız her sey zamana meydan okumaya calısmak kadar anlamsız kalıyor.
kimisi bunu sabit tutmuyor da degisimlerini ortaklastırmaya calısıyor ve bir yandan bu yeni hallerini kesfetmeye calısırken bundan da keyif alıyorlar,
işte o zaman şefkat ve şehvetin bir butun icerisindeki uyumu olarak adlandırabilecek aşk, belki hic ölmez...
eger bunun ayaklarından birinde sorun olusmaya baslamıssa evet, haklısınız, aşk bitince ilişki de bitiyor.
kimisi de o stabil tuttugu ilişkideki gunluk rutinlerine monotonlasma diyor,
zamana o kadar uyum saglıyor ki degisimi gormek icin yıllar onceki resimlerine bakma geregi duyuyor,
fakat tanımları, kavramları farklı olsa da farklı hayatlarda benzer seyler yasanmıs olmuyor mu?
onların hikayesini dinlesek belki "e siz zaten aşıksınız" diyecegiz...
bana sorarsanız ise yukarda yaptıgım tanımlamanın aksine aşk ı gecici bir körlük hali olarak goruyorum,
eglenceli, kafa karıstırıcı, uzucu... tum hisleri barındırabilir.
ancak asıl olanın perde kalktıktan sonra da onunla beraber 4mevsimi hissebilmek oldugunu dusunuyorum... yine sehvet var, yine sefkat var...
beraber her gece film izlense bile farklı bir film izliyor olmanın bilinci monotonlugu kırıyor,
veya surekli aynı filmi izlerken her zaman aynı seyi hissedemeyecegini bilmek... birinde sasırırsınız, digerinde alt metine odaklanır, belki sonra sıkılırsınız. bir sure sonra tekrar izlediginizde bu sefer edinilen tecrubeler ve okuduklarınızdan yeni ogrendikleriniz ile cok daha farklı yorumlar yapabilirsiniz. yine tek renge bagımlılık soz konusu degil.
bence ask, mono-ton gormeye basladıgımız zaman bitiyor...