• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

İki yaş sendromu böyle bir şey mi =(

Nasıl yani ne açıdan
hani şu çok meşur göbeği gösterişli gösteren yumurtadan bebek çıkması vs. şekilli giysiler var onlardan giydiniz mi?göbeğin ne kadar saklanırsa o kadar rahat olabileceğini biliyorum çocuğun huyunda etkili bu yani
 
Şu evden çıkarma ve eve geri sokabilme sendorumu .yok ayakkabı pantolon gıydırebilmek.......saysan bitmez .ben hep acaba kızımdamı sorun var diye düşünüyordum.şuan üç yaşına girmek üzere dili çözüldü.bittimi hayır iki yaş bitti üç yaşı başladı.ayakkabılarımı kendim çıkarıcam sendromu..arabanın yada evın kilidini ben açucam say say bitmiyor.tek fark var aklı ermeye başladı ve yanlız büyütuyorum ben ne dersem o oluyor.şımartacak kimse si yok:)tabi sevgi manyagıda yapmıyor degilim çocugumu.kendimce çözümler buldum .aglarsa ki (genelde boş ağlamalar) dinlemeyeceğimi gözlerinin içine bakıp onunla aynı seviyeye inip söylüyorum.arada krize giriyor dersin dövüyorum çocugu.zamanla geciyor ama kendini paralıyor boş yere ter kan içinde kalıyor.çalışmadıgım için günlük parkı gezmesi vs herşeye ragmen bi acayip haller huysuzluklar.sanırım sansımıza kimi çocuk sakin oluyor kimide bizlerinki gibi kendini nu şekilde bellli ediyor.sabır hepimize sabır.
 
hani şu çok meşur göbeği gösterişli gösteren yumurtadan bebek çıkması vs. şekilli giysiler var onlardan giydiniz mi?göbeğin ne kadar saklanırsa o kadar rahat olabileceğini biliyorum çocuğun huyunda etkili bu yani
Yok hoşlanmıyorum o tarz şeylerden. Tesettürlüyüm çok belli değildi ama alakalı olduğunu da düşünmüyorum biraz batıl inanç gibi sanki =))
 
2 yas sendromu'dami varmis.. pazartesi sendromunu duymustum'da, cocuklarda iki yas sendromunu ilk kez duyuyorum.. olabilir cocugunuz gelisme asamasinda.. onunla sohbet etmeye calisin, konusun, iletisim kurun.. sevdigi aktiviteleri beraber yapin..
 
Yok hoşlanmıyorum o tarz şeylerden. Tesettürlüyüm çok belli değildi ama alakalı olduğunu da düşünmüyorum biraz batıl inanç gibi sanki =))
bence çok mantıklı aynı şekilde ibadette çok etkili faydasını göreni çok gördüm çok sakindi maşallah evlatları
 
Şu evden çıkarma ve eve geri sokabilme sendorumu .yok ayakkabı pantolon gıydırebilmek.......saysan bitmez .ben hep acaba kızımdamı sorun var diye düşünüyordum.şuan üç yaşına girmek üzere dili çözüldü.bittimi hayır iki yaş bitti üç yaşı başladı.ayakkabılarımı kendim çıkarıcam sendromu..arabanın yada evın kilidini ben açucam say say bitmiyor.tek fark var aklı ermeye başladı ve yanlız büyütuyorum ben ne dersem o oluyor.şımartacak kimse si yok:)tabi sevgi manyagıda yapmıyor degilim çocugumu.kendimce çözümler buldum .aglarsa ki (genelde boş ağlamalar) dinlemeyeceğimi gözlerinin içine bakıp onunla aynı seviyeye inip söylüyorum.arada krize giriyor dersin dövüyorum çocugu.zamanla geciyor ama kendini paralıyor boş yere ter kan içinde kalıyor.çalışmadıgım için günlük parkı gezmesi vs herşeye ragmen bi acayip haller huysuzluklar.sanırım sansımıza kimi çocuk sakin oluyor kimide bizlerinki gibi kendini nu şekilde bellli ediyor.sabır hepimize sabır.
Sanırım ikinci de geliyor Allah sağlıkla kucağınıza almayı nasip etsin inşallah.
Biz de ailelerden uzağız yani bizde de şımaracak kimsesi yok. Ama biz yeterince şımartıyor olabiliriz =))
3yaş daha sakindir ama değil mi?
 
Anlattiklarinin hepsi yasinin ozelligi benim oglumda 2 yasindayken her disari ciktiginda oyuncak alirdi almazsan kiyameti koparirdi herseye tuttururdu ikna etmekten gina gelmisti aglatmak istemiyordum cunku ikna ediyim diyordum artik mideme agrilar giriyodu burnum kaniyodu devamli stresten simdi 3 yasinda belirgin sekilde duzelme var bu donemde cocukla hic inatlasmamak gerekiyormus elinden geldigince ikna et ya da daha cazip birsey soyle mesela parktan eve donmuyorsa hadi gidip evde beraber kurabiye yapalim de ver eline hamuru yogursun stres atsin ozguveni gelissin el kaslari gelissin boyle boyle gecicek bu zamanlar
 
Onun için Parka gidiyorsaniz ve giyinmemek için agliyorsa gitmeyin..
Kıyafetleri hazirlayin yatağın üzerine bunlar parka giderken giyeceklerin.. biz giyinmeye gidiyoruz odanın kapısında buluşuruz diyin.. gitmek istiyorsa giyer.. ya da yardıma sizi çağırır..

Konusmasa da anlıyor.. hep anlatın.. denize mi girmek istiyor.. harika bir fikir su buz gibi soğuk değilken yapmaya ne dersin diyin..

Kısacası bu bir güç savaşı onlar için.. siz kazanirsaniz o kaybettiğini düşünür.. o kazanırsa kolay elde etmeyi öğrenir.. 2 taraf da kazanmalı..
 
Sanirim insanlardaki iki yas sendromu kopeklerdeki bir yasina denk geliyor. Eve kosa kosa geldigimi bilirim hergun acaba bugun ne yapti diye. Minicik cenesiyle ikili koltugu soktu parcaladi. Gunlerce agladim sinirimden ona gostermeden. Neden laf dinlemiyor bu hayvan diye. Kutuphanemin alt rafini indirdi kitaplar lime lime oldu. Yatagimiza isedi. Gel derim gelmez hayir derim anlamaz. Egitime de verdik kendimiz de hergun ugrastik egitim icin ama nafile.Neler neler yaptik ama simdi tam bir melaike. Diyorum o zaman ogrettigimiz herseyi anlamis aslinda ama yapmak isine gelmemis. Simdi de tum gun evde yalniz. Utanmasa sabah koydugum yerde bulucam :) merak etmeyin hanimlar geciyormus bu donemler:) insan da kopek yavrusu da ayni. Bebek her yerde bebek.
 
SouvveniR SouvveniR msjınızı alıntılıyamadım sanırım ama birşey sormak istiyorum;
Bu faaliyetleri yaparken uslu huylu mu biz yaparken enin de sonunda o su dökülür o kuru gıda her yere saçılır zıbınımızın içine bile

Tabii ki uslu değil, ah keşke olsa...

Mesela boya kalemleri ile boya yaparken, başta karalar eder, bana birşeyler çizdirir.
Araba yap der, ev yapalım derim "tamam" der.
Başlangıçta herşey güzel...
Sonra cozutmaya başlıyor, elinde kalemi alıyor kaçıyor. Başka yerleri boyamaya kalkıyor.
O yüzden yıkanabilir kalem aldım zaten.
Koltuklardan, yerden, halıdan, duvardan bir ıslak mendil ile çıkıyor.
Alırsanız da bu tarz şeyler alın zaten... Hem de zarar vermiyor çocuklara.

sonuç: "oğlum bak böyle yaptığın için boya zamanı bitti, daha sonra boyarız tekrar, hadi ver şimdi kalemini bana" yarım saat peşinde koştururum o kalem için... Sonrasında baska oyun ile kandırarak veya "hadi meyve yiyelim mi? Elma yer misin" diye kafa dağıtarak başka şeye yönlendiriyorum... Ondan sonra sakinleşiyor.

Her aktiviteyi bir güne sığdırmıyorum ben.
Bazen kendisi hamur oynamak ister, o zaman daha sakin oluyor mesela.
Oyun hamuru ile daha çok oyalıyor kendisini.
Ama yine tabii sonuç huysuzlukla sonlanmıyor değil.
Hamurları parça pinçik yaparak etrafa da saçtığı oluyor, bazen sakince davranıp öylece bıraktığı da.
Günü ve saati bir birine uymuyor ki hiç bir zaman...
Çocuk diyorum ben de ne diyeyim...
 
Çok teşekkür ederim uzun uzun yazmışsınız. Oyuncak taktiğini ben de uyguluyorum. Ancak 2-3ay görmediği oyuncak sadece bir iki oynamalık kadar işe yarıyor. Yani sadece o anı kurtarmak için iki üç ay hiç oynamıyor. Yapıyorum ama çok işime yaramadı bu yöntem yani. Kaptan kaba boşaltma vs oyunlarını da oynuyoruz. Sürekli oyun türetiyoruz ama yetmiyor illaki tv ye ihtiyaç duyuyorum. Bazen günlerce hiç açmıyorum. Bazen günde iki saati buluyor toplamda. Ve bu beni çok üzüyor.

Bizim bir dönem tabletti bütün derdimiz.
Aman yarabbi onsuz ölecek sanki, ne şiddetli ağlıyordu anlatamam.
Sonra bir arkadaşım var onunda 3 yaşında kızı var, o demişti bir dönem sonra bırakacak.
Bırak müdahale etme, bıkıcak inan bana.

Gerçekten de öyle oldu.
2 hafta kadar neredeyse tablet ile yatıp kalkıyordu, ilk uyandığında bile "tablet" diyordu.
Şimdi yemek yapıyorum bazen yemek yaparken yarım saatlik bir vaktimde "al oğlum bir tabletine bak ben de yemeği yapayım" diyorum bana gelen cevap "olmaz"... Oturup onunla oynayacakmışım.
Mesela ütü masasını çıkartınca da "anne ütü yapma" diyor...

Yani çocuklar tüm odağın ve ilginin ana kaynağı olmak ve öyle kalmak istiyorlar.
İşten eve gittiğim zaman, misal dün akşam da yaşadım bunu, ilk işim ellerimi yıkayıp oğlumla oynamak.
Yoksa eğer bir pilav, makarna veya çorba yapacaksam mümkünatı yok rahat bırakmaz.
İşim bitene kadar da sinir krizi eşliğinde ağlar.
O yüzden önce onun gönlünü yapıyorum, oturuyoruz ya yap-boz oynuyoruz, ya arabaları ile oynuyoruz illa birşey yapıyoruz.
Yarım saatlik kadar dilim ayırdıktan sonra da, "hadi oğlum sen bunları yap, anne yemek yapsın" diyorum.
"Yemek yapma" diyor :-)
Aynı bir yetişkine açıklama yapar gibi 10 dk ona açıklama yapıyorum bir yandan da yemek hazırlarken
"Bak baban aç gelicek, bak sen de acıkacaksın, yemek yiyeceğiz, hem bak pilav/makarna yapıyorum en sevdiğinden" falan filan derken yemeğimi hallediyorum o ara.

Çocuk zor zanaat vesselam...
Kimse doğurmadan önce bunları anlatmamıştı...
Dünyanın en tatlı şeyi o ayrı konu, fakat hakikaten insanın sinirleri yıpranabiliyor.
Akşam beni çok zorladı mesela, ama yapacak birşey yok.
Gün gün aşacağız bunları diyorum artık...
 
Onun için Parka gidiyorsaniz ve giyinmemek için agliyorsa gitmeyin..
Kıyafetleri hazirlayin yatağın üzerine bunlar parka giderken giyeceklerin.. biz giyinmeye gidiyoruz odanın kapısında buluşuruz diyin.. gitmek istiyorsa giyer.. ya da yardıma sizi çağırır..

Konusmasa da anlıyor.. hep anlatın.. denize mi girmek istiyor.. harika bir fikir su buz gibi soğuk değilken yapmaya ne dersin diyin..

Kısacası bu bir güç savaşı onlar için.. siz kazanirsaniz o kaybettiğini düşünür.. o kazanırsa kolay elde etmeyi öğrenir.. 2 taraf da kazanmalı..

Kesinlikle katılıyorum.
Bazen büyükler diyor, ya daha iki yaşında ne anlıyor diye.
Öyle bir anlıyor ki herşeyi.

O yüzden konuşarak birşeyleri yapmak en doğrusu oluyor.
Hem de birşeyi fark ettim, ben ne kadar çok oğlum ile konuşursam o kadar çok o da konuşmaya çaba sarf ediyor.
Dediklerimi bildiğiniz papağan gibi tekrarlıyor.
Kelimeleri öğreniyor.

Uygulama kısmında biraz sıkıntılıyız "benim dediğim dedik, inatçı" bir yapıya sahip malesef.
Ama zamanla bunu da kıracağız diye düşünüyorum...
 
Of kizim 13 aylik suan ve ben bu iki yas sendromundan ciddi ciddi korkuyorum cunku en kotu orneklerini gordum en yakinimda eltimin cocugu kendinden gecer kismaya başlardı aglarken etrafa birseyer atip yanindakine saldirirdi eltim sakin davranirdi hep ama onu yalniz birakmazdi surekli aglamasini onlemeye calisir aman annecim aglama annecim der dururdu simdi cocuk 5 yasinda ama anneye karsi asla saygi yok anneyo hizmetcisi olarak goruyor amasada yemek yiyor mesela elinde su bardagi var bardagi masaya koymak yerine annesine sesleniyor kadin gelip bardagi elinden alip koyuyor masaya. Teyzemin kizi da 2 yas doneminde cigluklar atmaya baslamisti ne olursa olsun sakinlesmiyorsu aglamaktan sesi kisiliyordu. Teyzem de bastan pohpohladi vakti olmuyor o aglamaya basladiginda hemen uzaklasti yanindan onunla ilgilenmedi sanki evde yokmus gibi davrandi. Ama normal bir cocuk gibi davrandiginda ya da yaptigi en ufak guzel sey de bile onu odullendirdi. Cocuk anladi heralde ciglik atarak dikkat cekemeyecegini cabuk toparladi.
 
Bir yerde okumuştum, çocukların ağlamasını engellemek doğru değilmiş.
Ağlıyorsa "tamam ağlayabilirsin, ama lütfen şuraya oturur musun? Ağlaman bitince konuşabiliriz" şeklinde davranmak gerekiyormuş.

Ben oğlum ağladığında aynı bunu yapıyorum.
"Tamam ağlamak istersen ağlayabilirsin, fakat odana/koltuğa geçer misin lütfen" diye.
Bazen alıp koyuyorum yatağının üzerine veya koltuğun üzerine, "burada ağlayabilirsin" diyorum.
Ama hiddetle değil, sakin bir ses ile sinirlenmeden yapıyorum...
Bir kaç dakika sonra ağlaması geçiyor zaten.

Ben de elimden geldiğince onun yaptığı taşkınlıklara umarsız olmaya çalışıyorum.
Her çocuk yetiştirenin tavsiyesi bu yönde.
Ne kadar umarsız kalınırsa o kadar sakin davranmaya başlıyorlarmış.
Çünkü yaptıklarının bir tepki alamadığını görünce, bırakıyorlarmış o huyu.

Ama gel gelelim bazen de umarsız kalınamıyor.
Hakikaten zor ya...
Benim bir de 2. yolda... Herşeyi sil baştan yaşamak..
Bazen düşüncesi bunaltıyor beni...
Allah yardım etsin inşallah...
 
aynı benim kızım anlattığınız. 2 yaşında ve müthiş bir inatlaşma. giyinmek istemiyor, kıyafetini çıkarmak istemiyor.
bir şey tutturdu mu olana kadar ağlıyor, bırakayım ağlasın illa ki susar diyorum dayanamıyorum nefesi kesilene kadar ağlıyor bir de sarılıp gönlünü almamı istiyor. bir yere gidince bizim de zehir oluyor. geçecek diye bekliyorum bende :)
 
Onun için Parka gidiyorsaniz ve giyinmemek için agliyorsa gitmeyin..
Kıyafetleri hazirlayin yatağın üzerine bunlar parka giderken giyeceklerin.. biz giyinmeye gidiyoruz odanın kapısında buluşuruz diyin.. gitmek istiyorsa giyer.. ya da yardıma sizi çağırır..

Konusmasa da anlıyor.. hep anlatın.. denize mi girmek istiyor.. harika bir fikir su buz gibi soğuk değilken yapmaya ne dersin diyin..

Kısacası bu bir güç savaşı onlar için.. siz kazanirsaniz o kaybettiğini düşünür.. o kazanırsa kolay elde etmeyi öğrenir.. 2 taraf da kazanmalı..
Evet haklısınız onu da denedim ama öyle yapınca kıyafetleri atıp kapıya koşuyor açmaya çalışıyor ayakkabı dahi giymeden çıkmak istiyor izin vermeyince de ağlıyor.
 
Bir yerde okumuştum, çocukların ağlamasını engellemek doğru değilmiş.
Ağlıyorsa "tamam ağlayabilirsin, ama lütfen şuraya oturur musun? Ağlaman bitince konuşabiliriz" şeklinde davranmak gerekiyormuş.

Ben oğlum ağladığında aynı bunu yapıyorum.
"Tamam ağlamak istersen ağlayabilirsin, fakat odana/koltuğa geçer misin lütfen" diye.
Bazen alıp koyuyorum yatağının üzerine veya koltuğun üzerine, "burada ağlayabilirsin" diyorum.
Ama hiddetle değil, sakin bir ses ile sinirlenmeden yapıyorum...
Bir kaç dakika sonra ağlaması geçiyor zaten.

Ben de elimden geldiğince onun yaptığı taşkınlıklara umarsız olmaya çalışıyorum.
Her çocuk yetiştirenin tavsiyesi bu yönde.
Ne kadar umarsız kalınırsa o kadar sakin davranmaya başlıyorlarmış.
Çünkü yaptıklarının bir tepki alamadığını görünce, bırakıyorlarmış o huyu.

Ama gel gelelim bazen de umarsız kalınamıyor.
Hakikaten zor ya...
Benim bir de 2. yolda... Herşeyi sil baştan yaşamak..
Bazen düşüncesi bunaltıyor beni...
Allah yardım etsin inşallah...
Aynen çoğu şeye tepkisiz kalıyorum. Tepki verdiğimde daha fazlasını yapıyor. Bir de 'hayır' ı çabuk tüketmek istemiyorum. Az kullanıp etkili olmasını sağlamak istiyorum. İstiyorum bunları ama işe yarar mı uzun vadede bilemiyorum.
 
Back
X