Asi esiyor yine rüzgarlar yüreğimde.
Yüreğimin sokaklarında yine sis var..
ve yüreğimin duvarları nem kokuyor...
Alışamadım bu kentin sahteliklerine ve gözlerim görmek istemiyor
silkelenerek kaldırımlara dökülen sevgileri...
Anlamı boş olan cümleler gökkuşağı renklerine boyanmış ve karşı
tarafın yüreğine usulca bırakılmış aynı bir hediye paketi gibi.
yürekler yabancı, gözler uzaklara bakıyor karşındaki insanın
gözlerinin içine bakması gerekirken.
susuyorum iyice şiddetleniyor rüzgarlarım.
yalanlar duymaya alıştırmışız galiba kendimizi
alıştırmışız ki
gerçekleri duymak pekte hoşumuza gitmiyor....
Kahretsin odam yine hüzün kokuyor.
neye yarar gözlerimiz başka gözlerin içine bakamazken
ve
neye yarar yüreğimizin bestesini dinleyemezken.
ben bu kenti sana bırakıyorum
ey güneş
biliyorum ki güneşin olduğu yerde rüzgarlar esemez.
Giderken bavulumda götürecek birşeyim yok aslında.
belki yazılmaya bekleyen kağıtlarımı alırım yanıma.
yüreğimden başka götürecek bir şeyim yok.
bir parçam burada kalmak isterse.
ister gelir ister gelmez
burada kalmak istiyorsa eyvallah.
Rüzgarlarım nereye götürürse giderim.
ama yüreklerin renkli ışıklarla süslenip içi boş olduğu yere sürüklerse
beni geldiğim gibi giderim............
alıntı