İçimde deprem korkusu kafamda felaket senaryoları...

Bende Mersindeyim burda da deprem olmustu.Ders calisma ofisindeydim.Bir an baktim oturtugum kanepe sallaniyor.Heralde ben yaptim dedim sonra baktim su sallaniyor.Sonra hepimiz fark ettik projeksiyon,tv anteni falan sallaniyor ay cok korktuk.Hafif bir bas donmesi gibi oluyor ama kacma imkani bence kesinlikle yok saniyelik bisey kacsan nereye gideceksin.Ve dusunuyorum ustume kocaman betonlarin dustugunu ay cok fena.Bu yuzden mustakil ev alirim ilerde.Bende cok fena takmistim depreme bir aralar cok korkuyordum yani ama atlattim.Suanda nukleer korkusu sardi :KK43:
Gecen yıl 24 mayista deprem olmustu bende ayaktaydim evde napicagimi bilemedim. Insan gecsin diye bekliyor napicagini sasiriyor. Gercekten insanoglu doga karsisinda cok savunmasiz.
 
Doğanın en korkutucu yuzlerinden sadece 1 tanesi. Kendi kendine alacağın tedbirlerde bir yere kadar. Başucunda su, fener bulundursan oda bir yere kadar. Çünkü saati belli değil ki gece mi olur, gunduz mu...
17 agustos depremi bana da oyun gibi gelmişti ankarada yasamamıza ragmen arka sitemizdeki yeni yapılan bir bina çökmüştü 2 gun eve giremedik. Ama 12 kasımdaki düzce depreminden sonra bende de basladı deprem korkusu. Onu iliklerime kadar hissettim çünkü. Şirinler izlerken depreme yakalanmak. Kimin aklına gelir. Çok ürkütücü. Ve yerinde mıhlanmış gibi kalıp bitmesini bekliyorsun. Sadece sallayıp bıraktıysa ne ala...
Aklıma toplu mezarlar geliyor. Gözümde 17 agustostan canlanan sahnelerin basında o cesetlerin toplu mezarlara atılışı, üzerlerinin kireçlenişi geliyor.
Zifiri karanlık.
Of...
Allah olumun bile hayirlisini versin derler ya deprem gercekten bu duaya bile amin dedirtmiyor.
Insanlar paramparca cikmis enkazdan. Umarim boyle bir felaket yasamayiz demekten baska sansimiz yok heralde.
 
Gecen yıl 24 mayista deprem olmustu bende ayaktaydim evde napicagimi bilemedim. Insan gecsin diye bekliyor napicagini sasiriyor. Gercekten insanoglu doga karsisinda cok savunmasiz.

Aynen oyle..Ama kendi elimizle yapiyoruz.Ne gerek var bu kadar cok katli binalara.Benim Almanyada teyzem var mesela sey demisti.Orada evler genelde mustakilmis ve ayda 1000 tl kredi odeme gibi bir sey yokmus.Ciftler evlenirken 30 50yillik kredi veriliyormus onu yavas yavas oduyorlar.Bu yuzdende zaten diger sosyal aktivitelere,saglikli beslenmeye daha cok firsatlari oluyor ve dogal afetlere karsida daha guvendeler.Binalari saglam.
 
Aynen oyle..Ama kendi elimizle yapiyoruz.Ne gerek var bu kadar cok katli binalara.Benim Almanyada teyzem var mesela sey demisti.Orada evler genelde mustakilmis ve ayda 1000 tl kredi odeme gibi bir sey yokmus.Ciftler evlenirken 30 50yillik kredi veriliyormus onu yavas yavas oduyorlar.Bu yuzdende zaten diger sosyal aktivitelere,saglikli beslenmeye daha cok firsatlari oluyor ve dogal afetlere karsida daha guvendeler.Binalari saglam.

Sorun cok katlı binalarda değil aslında. Japonyadaki gökdelenlerin depremde nasıl sallandıgını izlediniz mi? Koskoca gökdelenler beşik gibi gıcırdaya gıcırdaya sallanıyor insanlar gökdelenin içinde oturup kahvesini içmeye devam ediyor.
Böyle bir teknoloji var ama biz bunu kullanmıyoruz.
 
Sorun cok katlı binalarda değil aslında. Japonyadaki gökdelenlerin depremde nasıl sallandıgını izlediniz mi? Koskoca gökdelenler beşik gibi gıcırdaya gıcırdaya sallanıyor insanlar gökdelenin içinde oturup kahvesini içmeye devam ediyor.
Böyle bir teknoloji var ama biz bunu kullanmıyoruz.
Iste biz ulkemizde guvenemiyoruz bu yapilara. Yada herseye kader kismet deyilip geciliyor.
Japonlar bizim gibi dusunse simdiye kadar yasanan depremlerde butun ulke insanlari olmüstu.
 
99 depreminde bende 7 yaşındaydım.Pek hatırladığım bişey yok,sonraki parkta bahçeed yatmalarda bana oyun gibi gelmişti.Çok şükür rabbime kimseyide kaybetmedik aileden.Ama tamda dün depremle ilgili konu açıldı ailecek sohbet ederken.Öğrendimki aslında binanın sağlam olması bişeyi değiştirmiyormuş pek fazla,önemli olan zeminin kaya olması doldurma olmaması filanmış.IStanbulda yaşamıyorum bu yüzden bu anlamda içim biraz rahat.Ama gerçekten çok korkunç.Düşünmek pek işime gelmiyor çünkü onun stresiyle yaşayamam.Nitekim kaybımız olmadıysada o dönem gölcükte yaşadıkları için deprem ardından çok uzun süre psikolojik tedavi gören akrabalarım kuzenlerim çok oldu.O yüzden,gereken tedbiri almak ama üzerinde çok düşünmemek en doğrusu sanırım.
zeminin sağlam olması tabiki çok önemli ama binanın sağlamlığı da çok önemli..yanyana iki binadan birisi yıkılırken diğeri dimdik ayakta kalıyorsa zeminden ziyade binanın sağlamlığından demektir çünkü zeminler aynı..zemin sağlamsa kötü yapılan binalarında ayakta kalma şansı artar..bende yaşadım depremi o kadar anlık birşeyki kalkma kaçmak vs mümkün değil..herşey kaderine kalmış insanın..nerdeyse dört yıl olacak ama hala oturduğum kolduğa birisi çarpsa bile dehşete düşüyorum deprem mi diye..ya da kızım koşarak apartmana girdiyse benden önce korkuya kapılıyorum ya şimdi deprem olurda kızım içeride kalırsa diye..bu travmanın geçiceğinide pek düşünmüyorum açıkçası..Allah hepimizi korusun..imseye yaşatmasın böyle acılar..
 
99 depremi kabus gibiydi. O günden sonra istisnasız her gece, ya bu gece deprem olursa diye düşünüyorum. Kabuslarım genelllikle depremle alakalı oluyor. Enkaz altında kalıyorum. Bazı binalara girince oradan hemen çıkmak istiyorum her an deprem olabilir diye. Gün içinde bazen aklıma gelir, şu an olsa ne olur diye. 99 depreminden sonra düzce depremi de oldu ama ağustos depremi gibi değildi. Ağustos depremi bambaşka bir şeydi. O deprem değildi bence.
Şu an korkuyor muyum? Korku denemez. Başka bir şey bu. Her an hazır olma hali... Gün içinde bir kaç kez aklıma gelir, ve o an olursa nereye geçerim diye düşünüyorum. Ve dualarım enkaz altında kalırsam çıkmamak üzerine oluyor. Enkazdan çıkıp hayatıma devam edebileceğimi düşünmüyorum. Elbette takdiri ilahi, ama böyle istiyorum işte ne yapayım.

Bahsettiğiniz filmi duydum ama fragmanını dahi izlemedim. Filme gitsem uzun süre kendime gelemem. Zaten deprem konusunda kendimde miyim değilim. Kendi açımdan olayı içinden çıkılamaz hale getirmeye gerek yok...
Olsun ve en hafif şekilde atlatılsın bu İstanbul depremi...
 
99 depremi sonrasi..hayatim depremden once ve depremden sonra diye ikiye ayrilir.
Ve biliyormusunuz en garip gelen artik depremden sonra depremden oncesinden fazla yasamama ragmen 16 yil gecmesine ragmen dun gibi.
Ufacik bir sallantida ben kilitleniyorum
Ki depremi uyanmis ama hissetmemisim.
Hani tatillere gidersiniz koylara gider vapur turlari yaparsiniz istanbulda bogazi gezersiniz adalara gideriniz ya.. cogu kisinin hayalidir benim icin kabus sirf suyun ustundeki sallantidan dolayi.
Hayatimda bu onlem aliyormuyum hayir.
Ben yillarca sinemaya gitmemis insan simdi kacirdigim filmlere nasil uzulebiliyorum?
Hala deprem goruntulerini gordummu aglayan bizler nasil unuttuk?
Bilmiyorum soylenecek yapilacak pek bsy yok gibi geliyor. Basa gelen yasaniyor o kdr..
 
2011 van depremi zincirlerinin zedesiyim uzun sure konteynerde kaldım sonuç klostrofobim anksiyetem ve panikatağım var...kapalı alanlarda çok duramıyorum ambulans sesinden siren sesinden aşırı fena oluyorum psikoterapi alıyorum hamileyim ve hastaneler plaza tarzı camları açılmıyor ben o kapalı alanda nasıl doğum yapıcam nasıl hastanede yatıcam diye kara kara düşünüyorum..alt katlarda duramıyorum aşırı çok katlı binalardan korkuyorum maksimum beş kat ..ve en üstte olmak şartıyla.şimdiki iş yerim çok kapalı bir alanda iki uç günde bir tıkanıyorum astım hastaları gibi...daha anlatsam roman olur...Allah kimseye yaşatmasın.ve her an deprem olacakmış korkusu vucudumu hiç terketmedi.banyoda kapıyı kapatamam yabancı yerde de banyo yapmam.gibi gibi gibi
 
Yardım almalısınız.
Normal değil tavrınız.
Ben de 97 depremini yaşamış biriyim.
Tir tir titrediğim, aşırı korktuğum zamanlardı.
Ama bir yerden sonra hayatı akışına bırakmayı öğrendim.
Öğrenemiyorsanız sıkıntı.
Takıntı olmuş artık. Ya o olursa, ya şu olursa şeklinde yaşamak sağlıklı bir ruh haline sahip birinin tavrı değil.
 
Deprem en zor afetlerden biri. Kayip yasayanlara bas sagliligi diliyorum
Bu kadar stres altinda yaşamayın
 
Beklenen büyük İstanbul depremiyle ilgili en can sıkıcı şeylerden biri de İstanbul'un her şeyin merkezi olması. Yani şimdi başka bir şehirde olsa o deprem, İstanbul'dan oraya bir sürü yardım vs. gidebilir, ekipler falan hemen harekete geçer ama deprem İstanbul'da olunca oraya kim nasıl yardım edecek, zor yani. Allah göstermesin diyelim yine de ama olacak, orası belli. Herkes önlemini olabildiğince almalı.
 
Bu arada ben de o söz konusu filmin fragmanını sinemada izleyenlerden biriyim. Fragmanı bile çok etkileyici. Zaten deprem esnasında ilk on saniyede binadan çıkabiliyorsanız çıkın, çıkamıyorsanız yapacak bişey yok bir an önce bitmesini beklemek ve yıkımsız olmasını dilemekten başka...
 
Iste biz ulkemizde guvenemiyoruz bu yapilara. Yada herseye kader kismet deyilip geciliyor.
Japonlar bizim gibi dusunse simdiye kadar yasanan depremlerde butun ulke insanlari olmüstu.

Biz derste isledik bunu raylarin ustune insa ediyorlar ama cok pahali bir sistem hocamiza sorduk turkiyede de var ama cok az dedi
 
99 depremi kabus gibiydi. O günden sonra istisnasız her gece, ya bu gece deprem olursa diye düşünüyorum. Kabuslarım genelllikle depremle alakalı oluyor. Enkaz altında kalıyorum. Bazı binalara girince oradan hemen çıkmak istiyorum her an deprem olabilir diye. Gün içinde bazen aklıma gelir, şu an olsa ne olur diye. 99 depreminden sonra düzce depremi de oldu ama ağustos depremi gibi değildi. Ağustos depremi bambaşka bir şeydi. O deprem değildi bence.
Şu an korkuyor muyum? Korku denemez. Başka bir şey bu. Her an hazır olma hali... Gün içinde bir kaç kez aklıma gelir, ve o an olursa nereye geçerim diye düşünüyorum. Ve dualarım enkaz altında kalırsam çıkmamak üzerine oluyor. Enkazdan çıkıp hayatıma devam edebileceğimi düşünmüyorum. Elbette takdiri ilahi, ama böyle istiyorum işte ne yapayım.

Bahsettiğiniz filmi duydum ama fragmanını dahi izlemedim. Filme gitsem uzun süre kendime gelemem. Zaten deprem konusunda kendimde miyim değilim. Kendi açımdan olayı içinden çıkılamaz hale getirmeye gerek yok...
Olsun ve en hafif şekilde atlatılsın bu İstanbul depremi...
Enkaz altinda kaldigimizi dusunelim 4-5 gun yardim ulasmiyor oyle can cekise cekise vefat ediyoruz. Ya bu ne kotu bir ölüm.
Uzerimize moloz kiris dusmus kolumuzun bacagimizin agrisindan ölüyoruz ama yapacak hicbir sey yok.
Kimse yasamasin boyle seyler ne hikayeler okudum bunlari nasil bir insan yasar dedim.
 
Bu arada ben de o söz konusu filmin fragmanını sinemada izleyenlerden biriyim. Fragmanı bile çok etkileyici. Zaten deprem esnasında ilk on saniyede binadan çıkabiliyorsanız çıkın, çıkamıyorsanız yapacak bişey yok bir an önce bitmesini beklemek ve yıkımsız olmasını dilemekten başka...
Mesela benim 10 saniyede asagi inmem mumkun olmaz. Yuksek katta oturuyorum butun bina bi anda merdivene yuklense herkes birbirini ezer.
Film sahneleri gercekten etkileyiciydi ama sonunda Amerika'yi bastan inşa edicez diyordu bizim oyle bi sansimizda gucumuzde yok.
 
99 depremi sonrasi..hayatim depremden once ve depremden sonra diye ikiye ayrilir.
Ve biliyormusunuz en garip gelen artik depremden sonra depremden oncesinden fazla yasamama ragmen 16 yil gecmesine ragmen dun gibi.
Ufacik bir sallantida ben kilitleniyorum
Ki depremi uyanmis ama hissetmemisim.
Hani tatillere gidersiniz koylara gider vapur turlari yaparsiniz istanbulda bogazi gezersiniz adalara gideriniz ya.. cogu kisinin hayalidir benim icin kabus sirf suyun ustundeki sallantidan dolayi.
Hayatimda bu onlem aliyormuyum hayir.
Ben yillarca sinemaya gitmemis insan simdi kacirdigim filmlere nasil uzulebiliyorum?
Hala deprem goruntulerini gordummu aglayan bizler nasil unuttuk?
Bilmiyorum soylenecek yapilacak pek bsy yok gibi geliyor. Basa gelen yasaniyor o kdr..
Aslinda insan tüm canlilara hukmediyor gibi goruluyor ama aslinda ne kadar caresiz varliklariz. Aman basimiza gelmesin aman biz yasamayalim demekten baska caremiz yok.
 
X