Uzman olmadığım için çekinmiştim. Bilgi amaçlı yazayım. Umarım sorun olmaz.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Birkaç yıl önce popüler bir kişisel gelişim bloğum vardı. Bu yöntemi hem kendim uyguladım hem de aşağıdaki yazıyı yazdım. Umarım işinize yarar. Yazıyı aynen kopyaladım alakasız gelen yerler olabilir.
Ho’oponopono
Ho’oponopono’nun kelime olarak Türkçe’deki tam karşılığının
“helalleşmek” olduğunu düşünüyorum. Atalarınızla veya hayatınızdaki insanlarla bitmemiş hesapları kapatmak ve ödeşmek anlamına geliyor. Bu eski Hawaii tekniği önceleri bir kişinin hayatında yaptığı yanlışları düzeltmek amacıyla kullanılırmış. Bu hatalar arasında amacını şaşırma, yanlış yapma, başkaldırma, bir şeyde aşırıya kaçma ve kasıtlı veya kasıtsız olarak birine zarar verme sayılıyormuş.
Joe Vitale tarafından yazılan
Zero Limits adlı kitapta tanıtılan teknik
Dr. Ihaleakala Hew Len tarafından modernize edilmiş ve günümüzde hem Hawaii’de, hem de dünyanın diğer bölgelerinde etkili bir bilinçaltı temizleme tekniği olarak kullanılıyor.
Joe Vitale, Hawaii’de yaşayan bir terapist olan
Dr. Ihaleakala Hew Len’in akıl hastanesinin suçlular koğuşunda tutulan hastaları hiçbiriyle yüzyüze görüşmeden tedavi ettiğini duymuş. Kendisiyle görüşüp bunu nasıl başardığını sormuş. Dr. Len bir hastanın dosyasını önüne alıp inceliyormuş. Sonra kendi içine bakarak bu hastanın hastalığını neyin yarattığına bakıyormuş. Evet, Dr. Len akıl hastasının hastalığını yaratan nedenin kendi içinde yattığına ve bu parça ile helalleşilmesi ve bu parçanın iyileştirilmesi halinde hastanın iyileşeceğine inanıyormuş.
Dr. Len Hawaii Devlet Hastanesi’nde dört yıl boyunca çalışmış. Akıl hastası hükümlülerin tutulduğu koğuş çok tehlikeli bir yermiş. Doktorlar ve çalışanlar çok sık istifa edermiş. Dr. Len hastalarla doğrudan görüşmemiş. Hastanede bir odada oturmuş ve kendi üzerinde çalışmış. O kendi üzerinde çalıştıkça hastalar iyileşmeye başlamış. Bugün o koğuş bakacak hasta olmadığı için artık kapanmış.
Dr. Len kendi üzerinde yaptığı çalışmayı şöyle tanımlıyor.
“Benim içimde onları yaratan ne vardıysa onu iyileştirdim.” Dr. Len’e göre hayatının sorumluluğunu üstlenmek hayatındaki her şeyin sorumluluğunu üstlenmek anlamına geliyor. Yani deneyimlediğiniz tüm dünya aslında sizin eseriniz. Şöyle bir düşünürseniz, hayatınızda olup da hoşnut olmadığınız her şeyi iyileştirmek size kalmış. Onların tümü sizin içinizin yansımasından ibaret. Onları değiştirmek için kendinizi değiştirmeniz gerekiyor.
Bunu kabul etmenin çok zor olduğunu
Joe Vitale gibi ben de biliyorum. Dr. Len’e ve
Ho’oponopono’ya göre iyileşmek kendini sevmek (kendinle helalleşmek) demek. Hayatınızı değiştirmek istiyorsanız, hayatınızı iyileştirmeniz gerekiyor. Eğer birini iyileştirmek istiyorsanız, ki bu akıl hastası bir hükümlü olabilir, bunu kendinizi iyileştirerek yapıyorsunuz.
Ho’oponopono’yu uygulamak aslında çok basit. Hayatınızda değiştirmek istediğiniz sorunu veya herhangi biriyle aranızdaki sorunlu ilişkiyi düşünüyorsunuz. Yani kendinizde veya başkalarında farkettiğiniz soruna sizin içinizde yol açan her neyse onu belirliyorsunuz. İçinizdeki sebebin ne olduğunu, neden olduğunu bilmek zorunda değilsiniz. Tek yapmanız gereken dikkatinizi o sebebe vermek. Ve şu dört sihirli cümleyi sürekli tekrarlıyorsunuz:
“Üzgünüm.” “Lütfen beni affet.” “Seni seviyorum.” “Teşekkür ederim.”
Bu cümleleri tekrarlayarak sevgiyi harekete geçirip dışınızdaki sizi mutsuz eden durumu içinizde yaratan her neyse onu iyileştiriyorsunuz.
Bu dört cümleyi belirli sorunlara yoğunlaşarak tekrarlamanız mümkün. Bazıları gün içerisinde herhangi bir sorunu doğrudan düşünmeden defalarca tekrarlıyormuş. Ben bilgisayarımda arka plan resmi olarak kullanıyorum. Bu dört cümlenin sakin bir müzik üzerine defalarca kaydedildiği ses kayıtları bile satılıyor. Eğer öyle bir ihtiyaç hissederseniz kendi sesinizi kaydetmeniz de aynı etkiyi gösterecektir.
Ben
Ho’oponopono ile tanıştığımda zaten
Louise Hay sayesinde hayatımdan çıkarmaya kararlı olduğum düşünce kalıplarını, sebepleri belirlemiştim. Bilinçaltıma doğrudan bu kalıpları değiştirmesi emrini hem doğrudan sözle, hem de olumlamalar ile sürekli veriyordum. O yüzden bu bana aynı şeyi yapacak olan yeni ve ilginç bir teknik gibi geldi.
Naçizane tavsiyem,
Ho’oponopono’nun her şeyin sebebini içinizde araması fikrine karşı çıkmakla zaman ve enerji harcamayın. Kimin veya neyin sorumlu olduğu o kadar önemli mi ? Ben iyileşmek, iyileştirmek, mutlu olmak istiyorum. İçimde beni bunlardan alıkoyan bir parça varsa rica ediyorum hemen, sevgiyle helalleşelim. İkimiz de iyileşelim, iyileştirelim, mutlu olalım.
Ben
Ho’oponopono’yu onlarca sorunum için uyguladım. Küçük bir uyarıda bulunmak istiyorum. Bazı konularda uygulamanın hemen ardından düşündüğüm sorun sanki harekete geçti. Bu beni önce korkuttu ve başka sorunlara uygulama konusunda tereddüt etmeme sebep oldu.
Ho’oponopono’yu bana tavsiye eden dostum bunun kirli bir tencerenin dibini kazımaya benzediğini hatırlattı. Siz tencerenin dibini kazıdıkça önce kirler kalkacak, su bir miktar bulanacak, ama tencerenin dibini temizlemenin başka bir yolu da yok. Ben bu hissi daha sonra başka yöntemleri ilk defa denediğimde de azalan yoğunlukta yaşadım. Artık bu histen korkmuyorum, bilakis tenceremin dibinin temizlenmekte olduğunu düşünüp seviniyorum.
Louise Hay’in olumlamaları konusunda da,
Ho’oponopono konusunda da biraz kulaktan kulağa oynuyoruz. Ben kendi öğrendiğim, anladığım ve uyguladığım şekliyle sizlerle paylaşıyorum. Hem
Louise Hay’in kitapları, hem de
Joe Vitale’nin
Zero Limits adlı kitabı Türkçe’de mevcut. Lütfen okuyun. Internet üzerinden araştırın. Bu metodların dayandığı temeli ve uygulama biçimini ilk elden görün ve içinize sinerse yaşamınıza dahil edin.
Ho’oponopono’yu benimsemeseniz ve uygulamasanız bile içinizde iyileşmek isteyen bir yerler olabileceği o kadar da kabul edilemez değil. Oraları bir okşamaktan, seni seviyorum, seni üzdüysem özür dilerim demekten ve iyileştiği için teşekkür etmekten hiçbir zarar gelmez, bundan eminim.