hipnoterapi veya regresyon terapisi alanlar

NARKOZ: ASRIN SALGINI DEPRESYON YALANI
Hep söylüyorum!

Günümüzde mevcut psikiyatri global sektörün Truva atına dönüşmüştür!

Sağlıklı beslenme, kitlesel bilinçlenme gibi gelişmeler sonucu fiziksel sağlık alanında fazla hastalık üretemeyen, şimdilik şeker, kalp, tansiyon ve obeezite ile beslenen (ancak bunlarla asla yetinemeyen) kapitalist vampir gözünü psikiyatriye dikmiş durumdadır.

Çünkü bu alanda nesnel gerçekliklere gerek yoktur; felsefi kanaatlerinizi hastalık olarak pazarlamak son derece mümkündür. Bunun yolu da çok kolaydır:

Telkin ve propaganda!

“Şunlar şunlar varsa hastasınız” demek kitlelerin önemli bir bölümünde, “Aaaa onlar bende de var, ben demek ki hastayım” demeleri, derken en tabii ruh halleri üzerinde yatıp kalkmaları, bunlarla ilgili sürekli zihinsel doldur boşaltlar yapmaları (çünkü modern psikiyatriye inanarak hasta olduklarını düşünen kişiler kendileriyle ilgili olan ve hastalık denilen bir duruma nasıl kayıtsız kalabilirler ki. Yeter ki kafaların içine “sen hastasın” virüsünü sokun bir kere) hasta olduklarına inanmaları için fazlasıyla mümkündür.

Nitekim de böyle oldu!

Dünyada global bir sağlık sistemi var. Bu sistem kendi sektörünü dünyanın en karlı sektörlerinin başında tutma işlevi görüyor. “Para bu kadar belirleyici mi” dememek gerekir. Bu sizin için veya benim için öyle olmayabilir. Ancak kapitalizmin en temel sloganı daha fazla insanlık değildir; daha fazla kardır!

Bu günlerde daha güçlü bir sesle tekrar yinelenen, “Dünyada depresyon salgını var” feryadı tam bir kara propagandadır. Yine aynı senaryo sahnede. Kitleler belki zor (zor olan her hal hastalık değildir. Borca girmiş birinin ruh hali de zorludur) ancak doğal olan ruh hallerinden ötürü hasta olduklarına telkin ve propaganda yöntemiyle inandırılmaya çalışılıyor. Böyle yapılarak herkesin kaygılanması (kaygı hastalığa götüren kara bir bataktır nasıl olsa), “Muhtemelen benim yaşadığım da depresyon, çünkü bu kadar yaygınmış baksana” demeleri, bu düşünce sonunda tıpış tıpış kliniklere doğru koşmaları hedefleniyor. Yeter ki oraya kadar ulaşsın insanlar. Oraya gidip de önce hastalık teşhisi, ardından kutu kutu aynı ilaçtan almayan kaç kişi var sanıyorsunuz!

Bu mesajla hedefledikleri ikinci nokta devlet kurumlarını daha fazla kaynak ayırmaya hazırlamak, bunun alt yapısını sağlamaktır! Böylece, devletlerin ilgili birimleri bu “asrın salgını” karşısında vicdani muhasebe yapacak, haliyle halklarını düşünerek şeker tabletiyle aynı etkiyi gösterdiği bilmem kaç kere ortaya konan bu “sihirli ilaca” tüyü bitmemiş yetimin haklarından daha fazla rakam ayıracak!

Bu lobinin diğer çok önemli bir hedefi de dünyadaki mevcut global statükoyu muhafazadır! Onlar her ruhsal sıkıntıya hastalık diyerek, “Ne düşünce biçiminde, ne hayatı yaşama felsefende, ne de içinde bulunduğun koşullarda sorun var. Tek sorun var, o da beyninde. İçindeki maddesi azalmış, serotonini düşmüş” demeye çalışmaktadırlar aslında. Yani sorgulama, öde ücretini, sonra da iç ve uyuş sadece! Çünkü sorgularsa gerçek çözümü falan bulabilir insanoğlu! O yüzden korkuya fobi (hastalık) derler, hatta asla bilimsel olmayan, tam bir kandırmaca olan hipnoza bile önem verirler; ancak gerçek yaklaşımlara bir türlü yer vermezler. Amaç şu: Bir şeylerle uğraş, ama bu asla kesin çözüm veren şeyler olmasın! Yoksa sektör ne yapar sonra!

Yine bu günlerde, “Gerçek depresyon vakalarının en fazla yüzde yirmisi kliniklere gidiyor” denilerek kitlelere, “Kliniğe gitmedik diye kendinizi sağlıklı zannetmeyin. Siz aslında durumundan habersiz olan cahil hastalarsınız. Ama biz, siz kliniğe gelmeseniz bile durumunuzun ne olduğunu oturduğumuz yerden biliyoruz” mesajı veriliyor. Böylece pastayı büyütmek için korku umacılığı yapıyor. Esas söylemesi gereken şeyi, yani, “Demek kliniklere gitmeyen yüzde 80’lik daha büyük kesime hiç de bir şey olmuyor, bak ne güzel yaşayıp gidiyorlar” gerçeğini ise demiyor. Çünkü öyle bir hırsla gözünü o bakir yüzde seksene dikmiş ki bunu göremiyor bile.

NEDEN SIK SIK BUNLARI YAZIYORUM. TAKINTILI BİRİ MİYİM YOKSA

Gerçeklere kayıtsız kalamadığım, göz göre göre yapılan bu sömürüye eyvallah diyemediğim için yazıyorum. “Kötü komşu ev sahibi yapar” derler ya hani, kötü işleyen bu sömürü sistemi de aynı şekilde beni yazar yaptı! (Demek ki her işte bir hayır var hakikaten.)

Bu sektörün çivisinin çıktığını görüyorum; çünkü yıllardır bizzat içinde çalışıyorum. Mutfakta olup biteni aşçı ve garsondan daha iyi kim bilebilir! Mutfağın içini bilmek için prof. olmak değil, aşçı olmak gerekir.

Önce teşhis konuluyor kişilere, sonra önümüze geliyor bu vakalar. Haliyle gerçeği tüm çıplaklığıyla görme şansımız çok fazla.

DEHB denilenlerin en fazla yüzde beşinin gerçek manada DEHB olduğuna, depresyon denilenlerde bu oranın yüzde ikiyi bile geçmediğine binlerce kere şahit oluyorum. On gün önce kocasından boşanmış kadının sekiz - on günlük doğal yas sürecine bile kronik depresyon denilebiliyor, iş o boyuta varmış durumda!

Sonra da ya, “Bana ne, salla başı al maaşı” deme durumu ile, “Bari millet öğrensin, kendi tedbirlerini kendileri alsınlar, bu işin kendi içinden düzeleceği yok” deme tercihi arasında tercihe zorlanıyorum.

Beni buna zorlayan şey sadece inancımın yüklediği mesuliyet duygusu ve doğuştan verilen, henüz bozulmadığını düşündüğüm vicdanım! Kimse belki de kendimi hedef haline getirecek bu yazılarım için bana para falan ödemiyor yani. Zaten hayatta en az zaafım olan şeydir, para! Çünkü onun her şeyi satın alacak gücünün olmadığını yıllar önce fark ettim!

BELKİ DE BU, BU KONULARDAKİ SON YAZIM

Çünkü ısrar; bir yerden sonra özün yani içeriğin önüne geçebiliyor, sözlenilenlerin önemini azaltabiliyor. Kişiler bu durumda içeriğin taşıdığı mesajla değil, söyleyen kişinin niyetiyle vs. uğraşmaya başlayabiliyorlar. Bilirim, günümüz insanı biraz tuhaftır. Kendisi için uğraşana değil, aleyhine çalışana meyillidir egoları! O sebeple kendisini seveni pek sevemez, gözü yine de çekip giden de, kendisinden kaçanda kalır daha çok! Onun için dedim zaten, esasında asrın sorunu Stockholm sendorumu diye!

Evet, yeni, yine vicdanımı sızlatan bir tespitim olmadığı sürece bu konulardaki son yazım bu muhtemelen!

Bu arada mühim bir hatırlatma yapmalıyım:

İnsanlara depresyon hastası değilsiniz derken sadece bir suistimal olduğundan dolayı değil; aslında var olan ve adına depresyon denilen bir zorlu ruhsal süreçten kurtulmanın yolunun evvela kendimizi hasta kabul etmemek olduğunu bildiğim için de bunu söylüyorum.

Yani, “Depresyon hastalık değildir, bu durumda siz de hasta değilsiniz” demekle, “Yardım almayın boş verin, çekin derdinizi” demiyorum ben; sizin durumunuzun düzelmesi için de bunun böyle algılanması gerektiğini söylemeye çalışıyorum.

Çünkü hastayım dediğinizde iyileşme olasılığınızı değil; süreci besleme ve uzatma olasılığınızı artırıyorsunuz ancak! Benim hasta değilsiniz telkinim aslında iyileşmeniz için de gerekli olan temel terapötik bir yaklaşım!

Velhasıl gerek özünde hastalık olmadığı için gerekse (velev ki hastalık dahi olsa) bu zorlu insani süreçten kurtulabilmeniz için en doğru psikolojik ve felsefi zemin (yaklaşım) kendinizi hasta kabul etmemek, böylece beyninizi ruhsal dünyanızın üzerine kilitlememektir. Bu kilit açık olursa ilaç alsanız da almasanız da vakti geldiğinde kurtulur gidersiniz. Depresyondan kim ölmüş! (İntihar riski hikayesine kanmayın siz. Bir depresyon vakası intihar edene dek beş depresyonu olmayan sağlıklı kişi intihar ediyor yaşamda)

Dediğim gibi, depresyon vs. denilen bir süreçten kurtulmanın en doğru ilk adımı kendinizi hasta olarak görmek değil; sağlıklı ancak zor bir dönemden geçen bir kişi olarak algılamaktır. Bu ilk adımı doğru atarsanız gerideki adımlar kısa da olsa uzun da olsa hedefinize varırsınız!

(Not: Hemen değil, vakti saati gelince! Çok iyi beslediniz diye yeni doğan bir bebek iki ayda yürümez)

Psikolog
İzzet Güllü
 
merhaba
mehmet başkak a giden var mı?
Giden varsa lütfen yorumlarınızı yazabilir misiniz

çok acil bu konu ile ilgili doktor arıyorum.Tavsiyelerinizi bildirmeniz bizim için çok önemli
 
Arkadaşlar acil bir terapiste ihtiyacım var herkes farklı birşey yazmış kafam çok karıştı .s
 
Hipnoterapi çok farklı... bununla ilgili gerçekçi bir kitap okuyupta gitmek lazım. Seni farklı bir noktaya taşıyorlar...
 
Arkadaslar merhaba yeni uye oldum burada yazilanlari ozellikle Emel Cekici hanimin egitimi hakkinda yazilan yorumlardan sonra luzumlu gordum.Egitimi biz 3 kisi aldik ve Emel hanim kendi vakalarindan deneyimlerini guzel bir sohbet ortaminda bizlere aktardi her birimize yaklasik 3 saat seans yapti ve seanslarda kisinin ozellikle hangi duygu durumuna gore dusunce kaliplari icinde oldugunu dikkat edilmesi gereken noktalarin neler oldugunu hepimizde tek tek uygulama esnasinda anlatti. derin duygularda gecmis yasantilara gittigimde. Deneyimledigim kafamin arkasindan vurulmusum bizzat aciyi aynen yasadim ve o anda yasadigim duygu kalibini bu hayatimda tasidigimi farkettim seans sonunda inanilmaz gozumun onu aydinlandi ve rahatladim. Egitimle ilgili elestiri de benimle ayni egitimi alan arkadasimin elestirileri bence cok agir .Regresyonist olmak oyle cok kolay degil.Klasik ogretmen anlatir ogrenci dinler seklinde bir egitim yerine uygulamaya yonelik ornek vaka uzerinde calismalar yaptik ve Emel hanim cok samimi bir insan bana yeterli gelmedi deyin birlikte calisma yapmaya surekli acik skpy uzerinden bile. Size yardimci oluyor.Bu kadar elestirici haketmedigini dusunuyorum konusunda kesinlikle uzman ve ilginc bir mistik durugorusu olan bir insan
 
merhaba, bu yorumu kim icin yaptiniz merak ettim anlayamadim silinmis olabilir mi acaba ?
 
emel cekici mi bahsettiginiz kisi ? toplu para resmi yollardan sikayet falan o yorumu anlayamadim lutfen ogrenebilir miyim? tskler
 
Buraya yeni üye oldum merhabalar
Epeydir bu konuyu arastırıyorum.fadime emir in psişik korunma kitabını okudugumdan beri.oglumla ilgili sıkıntılarım var.kardesinin olmayan bir ses cıkardigini iddia ediyor.on yasında.bir yıldır en iyi dr ve metafizikçiye götürdüm.hep an ı en iyi ihtimalle ay ı kurtardım.fadime hanımla kpnustum.o marmaris te.bana istanbul istinye de neslihan kosova yı önerdi.cok tatlı bir bayandı uzun uzun tlf da kpnustuk.
Gelişmeler aktarırım.içimde dogru kşi olduguna dair bir his var
 
İnternetten gevşeme telkin müzikleri acarak telkinle gevsemeyi ögrettim ogluma.önhazırlık olsun diye.bu işlerde inanç önemli.enerjinizi inanmayarak tıkarsanız fayda görmeniz imkansız olabilir.psikiyatr lara inancım az.çünkü çok sınırlı bir bilgiyle hareket ediyorlar.ruh u işin içine katmadan madde yoluyla iyileştirmeye calışıyorlar
 
Ankara'da geçmiş yaşam terapisi alan ve memnun kalanlar var mı
Tuğçe Yıldızdan randevu aldım yoğunluğundan ötürü ileri bir tarihe verdi gidince sonuçları paylaşıcam başka isimleri araştırırkende dün bir tanıdığımızla görüştüm onun bir yakını skype ile uzaktan çalışma almış aynı kişiden çok memnun kalmış panik atak sorunu yaşıyomuş epey ilerleme kat etmişler ben daha beklemedeyim
 
Öncelikle geçmiş olsun. Bu konuda Ergün Candan'a ulaşmayı denediniz mi yanlış bilmiyorsam bu alanda bir çalışması var. Internetten bir bakın isterseniz.
 
Paylasirsaniz sevinirim çünkü çok kararsız kaldım. Sonuçta zihnimi hiç tanımadığım iyi mi kötü mü olduğunu bilmediğim birine açmak beni korkutuyor.
 
Paylasirsaniz sevinirim çünkü çok kararsız kaldım. Sonuçta zihnimi hiç tanımadığım iyi mi kötü mü olduğunu bilmediğim birine açmak beni korkutuyor.
Elbette benim randevu tarihim haftaya uygun olur olmaz detayları yazarım.bu arada instagramına göz atın tugceyildizkeskin diye geöiyordu yanılmıyosam birkaç paylaşımı dikkatimi çekti bir fikir oluyor gitmeden.banada şans dileyin hanımlar!
 
Hanımlar spiritüel yaşam koçu Tuğçe Yıldız için sonuçları yazıcam demiştim. Tek kelimeyle çok huzur verici bi seanstı enerjisi baya kuvvetli hemen farkediyosunuz ztn resmen arındığımı hissettim benim bu yaşantımdaki travmalarımın sebebinin değersizlik hissi olduğunu söyledi ve çocukluk anılarımdan kaynaklandığını seansta gördüm şifasını yaptı. Reiki de uyguladı.Bi çalışma dosyası verdi onları uyguluyorum kendimi daha farklı hissediyorum en azından bakış açım değişti eskisi kadar acı vermiyor yaşadıklarım. Dahanrahat ve pozitif bir duygu içindeyim daha neolsun:) Bu kadarını söyleyebilirim.
 
Oncelikle iyi hissettirdiyse sizin adiniza sevindim.

Benim merak ettiğim Geçmiş yasam terapisi yaptı mı bir de reikiye karşıyım bazı nedenlerden dolayı ama benim için önemli olan geçmiş yasam terapisi o nasıldı
 
Çok teşekkürler. Regresyon zaten geçmiş yaşam terapisi demek Ya şöyle anlatim,önce uzandım gözlerime uyku gözlüğü taktım ve tuğçe hanımın telkinleriyle hafif transa girdim ama bilinç açık yani hipnoz kullanmıyor. Beni yönlendirmesiyle daha sonra birsürü olaya gittim çocukluğuma eski Çağlarda bir kasabaya orda da bugün yaşadığım olayları farklı şekillerde yaşadığımı gördüm biraz ağladım rahatladığımı hissettim 1.5 saat sürdü gözlerimi açtığımda gördüklerime inanamadım hepsi üzerinde konuştuk neden sonuç vb insan bazı yaşadıklarının nedeninin farkına varıyor daha sağlıklı düşğnüyor en başta ben öyle düşünüyorum
 
Bende kendisinden geçmiş yaşam şifası aldım. Aynı zamanda Reikiyi. İşini iyi yapıyor
 
Gittiniz mi bahsettiginiz uzmana? Nasil oldu durum? Simdiden tesekkurler
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…