- Konu Sahibi gulbeseker
-
- #361
Dikkat Eksikliği Bozukluğu Dr. Thomas E. Browmn
kitapyurdu: kitap - Dikkat Eksikliği Bozukluğu - Thomas E. Brown,Esra Çetintaş Sönmez, ,
Eğer bu kitabı okumadıysanız kesilikle okumanızı öneriyorum. Yetişkinlerde hiperaktivite sorunu anlatılan alandaki örnek resmen benim hayatım :) Çok ilgili bir annesiniz umarım çocuğunuz benim içine düştüğüm boşluklara düşmez. İlaca devam edin emin olun kendimden biliyorum hayatım bukadar nasıl değişir anlamıyorum bazen.
Baş ağrısı için bazı durumlar var;
Çocukta ilaç içtiği dönem içinde, sinirlilik, endişe kaygı mutsuzluk hali var ise doz yüksek geliyordur.
Eğer ilacın bittiği zamanlarda bu oluşuyor ise geri tepme yaşanıyordur. Yani ilaç etkisini çok hızlı kaybediyor demek. Uzun süreli tabletlerde ilk başta yarısı sonra kademe kademe salım var. O yüzden doz bazen tam gelmeyebiliyor. Doktorumla bu yüzden sürekli bir anlaşmazlık yaşıyoruz. 8-9 saat içinde geçiyor başıma çok ağrı bırakıyor diyorum yok bütün gün sürmesi gerekiyor diyor. Benim bu durumu yaşayan.. Üzerine insanlar pek eğitim almadıkları için bu işin yavaş yavaş oturacaktır çoğu şey. Umarım önerdiğim kitabı okursunuz. Herkese de tavsiye ederim.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (ADHD)
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun Teşhisine Kültürel Bir Bakış
Bir Çocuk ve Ergen psikolojisi yüksek lisans öğrencisi olarak sınıfta en çok tartışılan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite ADHDkonulardan biri çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (ADHD) . Türkiye’deki ve Amerika’daki çocukların yaklaşık %5′inde görülen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu Fransa’daki çocukların neredeyse %.5‘inden az çocukta görülüyormuş. Bu durum şu soruyu akıllara getiriyor: ADHD gerçekten de Türkiye’de ve Amerika’da inanıldığı gibi sinirsel ve biyolojik bir bozukluk mu? Yukarıdaki bilgi bize bunun aksine bir kanıt sunuyor. Eğer ADHD gerçekten de sinirsel ve biyolojik bir bozukluk olsaydı dünyanın heryerinde benzer oranlarda gözlemlenmesi gerekirdi. Peki öyleyse Fransız çocuklarını Türk ve Amerikan çocuklardan ayıran nedir?
1. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Teşhisi ve Tedavisi Farklılıkları
Türkiye’de ve Amerika’da psikolojik teşhislerde DSM (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) kullanılıyor. DSM, çocuktaki semptomlar üzerinden giden, çevresel koşulları (teşhis eden doktor dikkat etmediği sürece) dikkate almayan bir kılavuz. DSM’in Dikkat Eksikliği ve ADHD Teşhisiuzmanlar arasında fikir birliği sağlaması ve araştırmalar bazında gitmesi gibi birçok pozitif yönü var. Ancak çevresel koşulları dikkate almayınca, teşhis oranında yanıltıcı bir yükselmeye sebep olabilir. Örneğin, kalabalık sınıflardaki (30 öğrenci ve üstü) çocukların çoğunda ADHD semptomlarına benzer semptomların bulunduğu gözlemlenmiş, ancak bu çocuğun biyolojik yapısından değil, sunulan çevrenin çocuk üzerindeki etkisinden olduğu saptanmış. Fransa’da yapılan teşhislerde ise, çevresel koşullar öncelikli olarak göze alınıyor, bu da ADHD ile teşhis edilen çocuk oranını düşüren bir faktör.
Ayrıca Amerika’da ve Türkiye’dekinin aksine Fransa’da ADHD’nin psiko-sosyal bir rahatsızlık olduğuna inanılıyor, dolayısıyla çocuk ve aileyle terapi tedavi için sık başvurulan bir yöntem. Ancak Amerika ve Türkiye’de ADHD’nin sinirsel bir bozukluk olduğuna inanılmasından dolayı tedavide genelde direkt ilaç yöntemine başvuruluyor.
2. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nda Aile Yetiştirme Tarzının Etkisi
Pamela Druckerman’ın kitabı Bringing Up Bebe (Bebeği Yetiştirmek), Amerikan ve Fransız annelerin çocukları yetiştirme tarzlarındaki farklara dikkat çekerek, Fransız çocuklar okul çağına geldiğinde genelde nasıl Amerikalı yaşıtlarından daha uslu ve söz dinleyen çocuklar olduklarının altını çiziyor. Kitabı yorumlayan Dr. Marilyn Wedge’e göre Fransız çocukları Amerikalı çocuklara göre daha uslu yapan en büyük etkenlerden biri, ebeveynlerin sürekli çocuklarının servisinde çalışanlar gibi etraflarında dolanıp bir ihtiyaçları var mı yok mu kontrol etmemesi. Örneğin, bebek ağlıyorsa ve uyuyamıyorsa, birçok Fransız ebeveyn çocuğu kendi haline bırakıp, bir süre sonra ağlamasının zamanla kesilmesini bekliyorlar. Birçok Amerikalı anne ise çocuğu kucağına alıp oyalıyor ve yatıştırmaya çalışıyor. Ancak bir zaman sonra bebek daha uzun süre ağladığında, anne ve baba daha uzun süre ayakta kalmak zorunda oluyor, ve sinirleri bozuluyor, ve onların siniri çocuğu daha da ajite ediyor.
Dr. Marilyn Wedge’e göre bir başka önemli fark ise, Amerikalı anne-babaların çocuğun canıDikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu çektiğinde birşeyler yemesine izin verirken, Fransız ebeveynlerin günde 3 öğün yemek ve sadece 1 atıştırmalık sistemini uygulaması. Fransız psikologlar da, bu düzenin Fransa’da daha az çocuğun dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu geliştirmesinde bir etken olduğuna inanıyorlar. Açıkçası toplam 5 ay 8-14 yaş arası çocuklarla çalışmış biri olarak benim gözlemim de şu, Türk çocuklarının çoğu yemekhanede verilen özenle hazırlanmış sağlıklı yemeklerden çok, kantinde satılan abur cubur ve meyve sularını tüketmeyi tercih ediyorlar. Öyle ki, sonunda kampta tabağındaki yemeği bitirme ve kantinden sadece bir atıştırmalık ve bir içecek alabilme kuralını koyduk. İlk çalıştığım senelerde henüz bu kurallar yokken bünyeye şeker depolamış çocukların (özellikle de erkeklerin) nasıl zıvanadan çıkar biçimde hareket ettiklerini görme şansım oldu. Dolayısıyla çocuğa verilen abur cuburların ne zaman ve ne kadar verildiğine çok dikkat edilmesi gerektiğine inanıyorum.
Peki Türkiye’de durum ne?
Dr. Marilyn Wedge’in ve Pamela Drucerkman’ın gözlemleri Amerikan ve Fransız ebeveynleri karşılaştırmış olsa da, Türkiye’de de durum Amerika’dakinden çok farklı değil. Malesef bizde anne, birçok ailede çocuklarının peşinden koşan ve onların hizmetçisi gibi durmadan istediklerini yerine getiren kişi konumuna düşüyor. Çocuklara verilen sorumluluk ve özgür hareket etme alanı çok az. Çocuğun hata yapıp bundan ders çıkarması yerine, çocuk daha hata yapmadan müdahale ve onu yönlendirme ihtiyacına inanılıyor. Sonunda, çocuk kendi kendine hiçbir görevi yerine getirmiyor, anne veya bakan kişi onun için herşeyi yapıyor. Ve tabii, bir de ağlayan çocuğa direkt ‘meme’ verilmesi, sonunda çocukların istediği yerine gelmediğinde çığrından çıkmış biçimde davranmasına sebep oluyor. Buradan çocuklarda ortaya çıkan sorunlar için ebeveynleri suçladığım sonucuna varmayalım. Ancak, okul öncesi çocuğun gelişimi büyük ölçüde anne-baba ve çocuk arasındaki ilişkiye dayanıyor. Ve anne-babanın çocuğa karşı sabrının bittiği yerde (ki genelde çok geç kalınmış bir noktada), psikolog ve psikiyatristler devreye giriyor.
SAS Merkezleri - Ankara ve İstanbul
araşrtırırken bunu buldum netten.
en azından tanıtım seminerlerine gitmek lazım.
bu merkezi duyan veya giden var mı??biri istanbulda diğeri ankaradaymış.
SAS Merkezleri - Ankara ve İstanbul
araşrtırırken bunu buldum netten.
en azından tanıtım seminerlerine gitmek lazım.
bu merkezi duyan veya giden var mı??biri istanbulda diğeri ankaradaymış.
oğlum 2. sınıfa gidiyor öğretmenimizin bitmek bilmeyen şikayetleri ve evdeki gözlemlerimiz neticesinde çocuk psikiyatrisine gittik oğlumda dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu olduğunu söyledi ve 18 mg lık ilaca başladık ama çok endişelerim var ilaçla ilgili....ilacı sürekli kullanan varmı bir faydasını görüyormusunuz yada zararını
Ben yetişkin bir DEHB'liyim inanın çok işe yarayacak ama merak ediyorum o dozu nekadar zaman sonra verdiler. İlk önce ritalin ile başladı mı?
Bu arada genel olarak yazılar yazıyorum sadece amacım paylaşım ve yardımcı olmak özellik cocuklar için çünkü yetişkinliğe geçerken bazı kötü taraflar tedavi edilmeli ben duygusal acıdan çok sorunlar çekmekteyim bu sebep ile. Ekliyorum keşke kücükken bu ilaç ile tanışsaydım. Piskoterapiyi atlamayın eğitimin çogu ailede bu arada. Bağırmak yerine ödül ile cezalar verilmeli.
http://hiperaktifmisizya.blogspot.com.tr/
biz risperdal kullanıyoruz. açıkçası kilo artışımız olmadı denildiği gibi uyku halide yaşamıyoruz ,hareketliliğinden eksiklen bir şey yok .mutlu ve olduğuncada eğlenceli bir çocuk , öfke kontrolü ve sınıfta sırasından kalkma olaylarımız azaldı hatta çok düşük seviyede diyebilirim. ders yaparken sıkılıyoruz ama görevimizi biliyoruz ders bitmeden kalkmak yok ,ben molalar veriyorum 10 dk bir su içmek için kaldırıyorum bir odaya git dolaş gel yapıyorum gidip geliyor ,açıkçası internette dolanan o kadar söz var ki emin ol doktorun en iyisini biliyor, okulun ilk aylarında sorun yaşamıştık arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde , fakat şimdi herkes tarafındna sevilen bir afacanım var.Lutfen ilac kullanan dikkat eksikligi ve hiperaktiv cocuklari olanlar buraya yazsin ve yorum yapsin birbirimize destek olalim
ilacınız yetersiz kalmış anlaşılan çünkü etkilerini görmeniz gerekirdi .bence tekrar ilaç durumunu uzmanınızla görüşün ,öğretmeninden ziyade sizin bilgilerinizide dikkate almalıydı ,doğumdan itibaren gelen bir durum sözkonusu .Benim kizimda zor buyudu huzursuz bir cocuktu sabaha kadar uyumaz hep aglardi.anaoklu ogretmeni hiperaktif olabilecegini soyledi devlet hastanesine goturdum ama degil dediler ama ogretmen ona verdigim forma dogrulari yazmamisti.simdi kizim 3.sinifa gidiyor ve ogretmenin yonlendirmesiyle tekrar dr gittik.bu sefer ozel dr gittim ve ilaca basladik strattera 25mg kullaiyoruz uc hafta oldu ama ben faydasini gormedim hala cok hareketli ve dikkatsiz tekrar kontrolumuz var bakalim ne diyecek
bence doktor değiştirin arkadaşım . çocuğunuz hem büyükmüş wisc-r testi var , o test sonunda ne olduğu ne olmadığı herşey günyüzüne çıkar, sonuçta etkilemiyor ilaç , bence hiç durma dr değiştirBenim oğlumda 2yegidiyor bizde de hep şikayet, devlet hast çocuk psikiyatr ına götürdüm.tahlil istedi fakat sonuçları görmeden depomin salgısı az dedi ritalin 10 Mg yazdı.sonuçlar çıkınca baktı hormonlar filan kan normal dedi,(peki nrml se ilaç niye?)1ay kullandım hiç bir iyileşme yok aksine sanki daha beter oldu,kontrolde stratera 18 ve 40 mg ye geçti,karın ağrısı bulantı çoktu biraz hafifledi haftaya 2. Ci ay olacak hiç bir iyileşme yok Çok üzülüyorum hatamı ettim ilaç kullanmakla diyorum,yazık oğluma...benim oğlum çok hareketli. Bir çocuk gibi değilde büyük biri gibi,hem düşünceleri hem kendini ifade etmesi koca adam gibi(anasınıfı öğrt.bir konu ver O vaaz verir derdi takdir ederdi yani.2 öğrt değiştik hep şikayet oturmuyor yapmıyor dediler 3.cüdeyiz daha 1haftalık:18: ),çok meraklı duyduğu yarım bir olayı mutlaka öğrenecek peşine düşüp onu öğrenmeden ona da bizede rahat yok ,yaşıtları büyüklerin lafına aldırış etmiyor ama bu diyorum ya büyük adam,muhatap olup anlamaya çalışıyor,çok hareketli her köşeyi kurcalar ne nerededir O bilir,derse sofraya birtürlü oturtamam,sonunu getirene dek 100 defa belki kalkıyor birbirimize giriyoruz.doktormu değişsem çaresizim :26:
bence doktor değiştirin arkadaşım . çocuğunuz hem büyükmüş wisc-r testi var , o test sonunda ne olduğu ne olmadığı herşey günyüzüne çıkar, sonuçta etkilemiyor ilaç , bence hiç durma dr değiştir
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?