bundan 2 sene önce içimde halledemediğim sorunlarım(gelecek kaygısı, aşk, aile ve baba anlaşmazlıkları), içe kapanıklığım ve üstüne de bir arkadaşımın intihar etmesi sonucunda majör depresyona sürüklendim. çok tehlikeli bir boyuta geldiğim ve yatırılmam gerektiği söylendi. intihar girişimlerim oldu, yalnız bırakılmam yasaktı ve 6. kattaki evimiz balkona çıkıp atlamaya çok müsait olunca 2. kat bir eve bile taşındık. dışarda durmadan akıp giden bi hayat vardı beni bekleyen ama hiç dahil olamadığım. simsiyah bir boşluğun içinde gidiyodum gidiyodum, bi sonu yoktu. yatan insanları, o ortamı görünce kendimi çok sorguladım. sevdiklerimi üzmeye değer miydi? hayat akıyordu, herkesin mutlaka iyi kötü bi derdi vardı, aslında herkes mutlu rolü kesiyordu ve bi süre sonra o role alıştırıyordu kendini. ilaçlar, terapiler ve karşıma çıkan dünyalar iyisi bir hayat arkadaşıyla toparladım. canımı sıkan çok ciddi sebeplerim olsa bile hep gülümsedim, rol kestim ve kendimi rolüme inandırdım. bir parça da büyüdüm. şuan ömür boyu benimle yaşayacak olan bir hastalık sahibiyim. 10 sene içinde beni tamamen sakat bırakabilir ve yürüyemeyebilirim.
canını sıktığın her ne varsa zamana bıraktığında koşullar seni öyle bir yere getiriyor ki, önceden canını sıktığın şeyler sana artık saçma ve komik gelebiliyor. çözümü olabilen bir derdin varsa ki sorunun halledebileceğin birşey, bunu zamana bırakmanı öneririm. hayat bi şeylere sıkılmak için çok fazla kısa..