Ay benimkini anlatmışsınız kızını özel olarak fırlatmislar başka gezegenden en güzel O en özel şeylere layik olan o ama evlendiği günden beri bir gün ev hanımlığı yapamadı kendisi hizmetciligini yapıyor çocuk doğurdu ona bile annesi olmadan bakamıyor amaaa neymiş en iyisi oymus
Sadece kendisinin değil kendi ailesi, (anne-babasi rahmetli hic gormedim) kendi yaptıkları,kendi aldıkları da en iyi en güzel en harika şeyler
Sizin gibi minik detayları aklında tutup mevzu yapan insanlardan çok korkarım.kızlar benim kayınvalidenin herşeyi, en iyisidir
kendisi buna can-ı gönülden inanıyor.ha bunda bişi yok, bırakıyoruz öyle inansın mutlu mesut yaşasın. ama bizi de inandırmaya çalışıyor.
örnek: bahçesindeki kiraz ağacı. şöyle iri iriymiş, böyle güzelmiş, şöyle suluymuş böyle lezzetliymiş. hayatında onun gibi kiraz yememiş, amerikaya gidenler nolur bize de çekirdeğini verin dikelim demiş vs vs. yani her gittiğimde 2 saat ağacı dinliyorum. ben de ne diyeyim hı hı annecim oh çok güzelmiş ay ne güzel bol bol yiyin, diyip geçiyordum artık sinirime dokunuyor.
geçen de tutmuş 3 harfli ucuz markette satılan unla bişiler yapıyor, diyor ki bak zaten en iyi un markası bu.bilmem kimler de hep bunu kullanıyor. 'ee ucuz tabii ondan kullanıyorlardır, x markette satılıyor. iyidir iyidir.' dedim. 'aa yooo, heryerde satılıyor, çok güzel marka' diyor. hayır anne dedim 'x marketin malı, sadece orda satılıyor', 'hayır orda da vardır ama başka yerde de satılıyordur ben başka yerden aldım' diyor. paketi çıkardım. bak burda ne yazıyor, bak hangi markete özel üretilmiş dedim. sonra oğlu da söyledi de haa pardon ben karıştırdım ben de ordan aldım galiba' dedi.
plajda güneşleniyoruz, güneş kremi sürüyoruz, üzerine kendi kızının aldığını çıkarıp ay durun bundan sürün diyor. anne sürdük diyoruz, 'aa ama bu çok özel, bu çok değişik diyor, kızım bunu özel aldı diyor' hayır eczanede satılan mişel suyuyla ünlü olan marka işte. neyini özel almış anlamıyorum ki
hele oğlunun herşeyi mükemmeldir, ola ki oğlunun evinin balkonu dar diye vs bişi diyecek olsanız sinir krizi geçirir. ben de 'tabii ki annecim onun herşeyi güzel, herşeyi dört dörtlülk. baksana en çok da karısı güzel diyorum (evet bildiniz: ben)bişi diyemiyor.
tabii çok ufak şeyler dert de değil. aslında iyi de bir kadın, sağolsun bir dediğimizi iki etmez ama ben eskiden 'hıı tabii tabii aa öyle mi bak ben de bundan alayım' diyordum baktım ki bu beni iyice saf sanıyor ben de artık un mevzusunda olduğu gibi tak tak söylüyorum.
sizinkiler de böyle herşeyin en iyisi en güzeli enn ennn ennni bende, benim çocuklarımda der mi? eskisi gibi hı hı en güzelini sen bilirsin mi diyeyim, kırmadan tak tak söyleyeyim mi? sizin taktikler nedir?
ben artık saldım he he modundan yoruldum, müstehzi bir gülüş takınıp dinliyorum
peki
Oğlak mı
tam olarak bilmiyorum da doğumgünü yaz aylarındaydı, bu durumda oğlak olamaz.
Ben de sürekli o unu kullanırım. Pek çok bilindik markadan iyidir. Üstelik sürümü çok olduğu için hep tazedir.kızlar benim kayınvalidenin herşeyi, en iyisidir
kendisi buna can-ı gönülden inanıyor.
örnek: bahçesindeki kiraz ağacı. şöyle iri iriymiş, böyle güzelmiş, şöyle suluymuş böyle lezzetliymiş. hayatında onun gibi kiraz yememiş, amerikaya gidenler nolur bize de çekirdeğini verin dikelim demiş vs vs. yani her gittiğimde 2 saat ağacı dinliyorum. ben de ne diyeyim hı hı annecim oh çok güzelmiş ay ne güzel bol bol yiyin, diyip geçiyordum artık sinirime dokunuyor.
geçen de tutmuş 3 harfli ucuz markette satılan unla bişiler yapıyor, diyor ki bak zaten en iyi un markası bu.
plajda güneşleniyoruz, güneş kremi sürüyoruz, üzerine kendi kızının aldığını çıkarıp ay durun bundan sürün diyor. anne sürdük diyoruz, 'aa ama bu çok özel, bu çok değişik diyor, kızım bunu özel aldı diyor' hayır eczanede satılan mişel suyuyla ünlü olan marka işte. neyini özel almış anlamıyorum ki
hele oğlunun herşeyi mükemmeldir, ola ki oğlunun evinin balkonu dar diye vs bişi diyecek olsanız sinir krizi geçirir. ben de 'tabii ki annecim onun herşeyi güzel, herşeyi dört dörtlülk. baksana en çok da karısı güzel diyorum (evet bildiniz: ben)
tabii çok ufak şeyler dert de değil. aslında iyi de bir kadın, sağolsun bir dediğimizi iki etmez ama ben eskiden 'hıı tabii tabii aa öyle mi bak ben de bundan alayım' diyordum baktım ki bu beni iyice saf sanıyor ben de artık un mevzusunda olduğu gibi tak tak söylüyorum.
sizinkiler de böyle herşeyin en iyisi en güzeli enn ennn ennni bende, benim çocuklarımda der mi? eskisi gibi hı hı en güzelini sen bilirsin mi diyeyim, kırmadan tak tak söyleyeyim mi? sizin taktikler nedir?
Benimki de öyle bekar görümcemi över ondaki akıl kimsede yok gibisine... Huylu huyundan vazgeçmez o öyle degil desen de dediğini yaptırmaya calısıyor yapılacak tek şey bence umursamamak... Oda değiştirmek filan... Cevap verdikçe daha cok çılgına dönerler daha cok iddialarıyla yorarlar oldugun yeri terkedeceksin yeri gelince cevabını esirgeme cok bastırırsakızlar benim kayınvalidenin herşeyi, en iyisidir
kendisi buna can-ı gönülden inanıyor.
örnek: bahçesindeki kiraz ağacı. şöyle iri iriymiş, böyle güzelmiş, şöyle suluymuş böyle lezzetliymiş. hayatında onun gibi kiraz yememiş, amerikaya gidenler nolur bize de çekirdeğini verin dikelim demiş vs vs. yani her gittiğimde 2 saat ağacı dinliyorum. ben de ne diyeyim hı hı annecim oh çok güzelmiş ay ne güzel bol bol yiyin, diyip geçiyordum artık sinirime dokunuyor.
geçen de tutmuş 3 harfli ucuz markette satılan unla bişiler yapıyor, diyor ki bak zaten en iyi un markası bu.
plajda güneşleniyoruz, güneş kremi sürüyoruz, üzerine kendi kızının aldığını çıkarıp ay durun bundan sürün diyor. anne sürdük diyoruz, 'aa ama bu çok özel, bu çok değişik diyor, kızım bunu özel aldı diyor' hayır eczanede satılan mişel suyuyla ünlü olan marka işte. neyini özel almış anlamıyorum ki
hele oğlunun herşeyi mükemmeldir, ola ki oğlunun evinin balkonu dar diye vs bişi diyecek olsanız sinir krizi geçirir. ben de 'tabii ki annecim onun herşeyi güzel, herşeyi dört dörtlülk. baksana en çok da karısı güzel diyorum (evet bildiniz: ben)
tabii çok ufak şeyler dert de değil. aslında iyi de bir kadın, sağolsun bir dediğimizi iki etmez ama ben eskiden 'hıı tabii tabii aa öyle mi bak ben de bundan alayım' diyordum baktım ki bu beni iyice saf sanıyor ben de artık un mevzusunda olduğu gibi tak tak söylüyorum.
sizinkiler de böyle herşeyin en iyisi en güzeli enn ennn ennni bende, benim çocuklarımda der mi? eskisi gibi hı hı en güzelini sen bilirsin mi diyeyim, kırmadan tak tak söyleyeyim mi? sizin taktikler nedir?
Şuan anlattıklarını birebir yaşıyorum,kendi anne babasının bahçesinin eriginden getirmiş ısrar kıyamet illaki o eriği yiyecekmisiz. hem mukemmel,enfes, harika bir erikmis(bildiğimiz can eriğinin kırmizilasmisi) hemde hic biyerde bulamazmisiz öyle erik kompostosunu yapip posasını bile ziyan etmeyecekmişiz o derece kıymetli hz.erik(töğbe haşa)
sen böyle anlatınca Çocuklar Duymasındaki Seyyar Tayyar’a benzettim bi ankızlar benim kayınvalidenin herşeyi, en iyisidir
kendisi buna can-ı gönülden inanıyor.
örnek: bahçesindeki kiraz ağacı. şöyle iri iriymiş, böyle güzelmiş, şöyle suluymuş böyle lezzetliymiş. hayatında onun gibi kiraz yememiş, amerikaya gidenler nolur bize de çekirdeğini verin dikelim demiş vs vs. yani her gittiğimde 2 saat ağacı dinliyorum. ben de ne diyeyim hı hı annecim oh çok güzelmiş ay ne güzel bol bol yiyin, diyip geçiyordum artık sinirime dokunuyor.
geçen de tutmuş 3 harfli ucuz markette satılan unla bişiler yapıyor, diyor ki bak zaten en iyi un markası bu.
plajda güneşleniyoruz, güneş kremi sürüyoruz, üzerine kendi kızının aldığını çıkarıp ay durun bundan sürün diyor. anne sürdük diyoruz, 'aa ama bu çok özel, bu çok değişik diyor, kızım bunu özel aldı diyor' hayır eczanede satılan mişel suyuyla ünlü olan marka işte. neyini özel almış anlamıyorum ki
hele oğlunun herşeyi mükemmeldir, ola ki oğlunun evinin balkonu dar diye vs bişi diyecek olsanız sinir krizi geçirir. ben de 'tabii ki annecim onun herşeyi güzel, herşeyi dört dörtlülk. baksana en çok da karısı güzel diyorum (evet bildiniz: ben)
tabii çok ufak şeyler dert de değil. aslında iyi de bir kadın, sağolsun bir dediğimizi iki etmez ama ben eskiden 'hıı tabii tabii aa öyle mi bak ben de bundan alayım' diyordum baktım ki bu beni iyice saf sanıyor ben de artık un mevzusunda olduğu gibi tak tak söylüyorum.
sizinkiler de böyle herşeyin en iyisi en güzeli enn ennn ennni bende, benim çocuklarımda der mi? eskisi gibi hı hı en güzelini sen bilirsin mi diyeyim, kırmadan tak tak söyleyeyim mi? sizin taktikler nedir?
tuvalete zor yetiştim. bağırsaklarım nasıl hareketlendi. sanki 1 haftadır klozet tepesinde bekleyen ben değilmişim gibi. ben diyeyim 1,5 kg, sen de 2 kg. bir anda çıkıverdi. fazlası var eksiği yok. ertesi sabah yine yedim, yine koşa koşa tuvalete, yine 2 kg. anne sende de böyle mi oluyor? yok ama bu erik başka türlü. ne zaman yesem, 1 saatte tuvaletteyim. karnıma önce tatlı bir ağrı giriyor, bağırsaklarım ötmeye başlıyor. sonrasını ne sen sor ne ben anlatayım... 
ama belki sen anlattıkça dinlemekten sıkılır da susar övülmek çok hoşuna gidiyor benimkinin. o yüzden o erik dedikçe sen daha çok söyle.
evet annecim, şöyle güzel böyle mükemmel erik de. üstelik bağırsaklara çok faydalı de. bak bana 1 haftadır kabızdım, senin eriği bir yedim. Allah Allah, Allah Allah...
yani biliyorum iğrenç bir muhabbet
valla işte ben gerekmedikce konuşmayan bir tıp olduğum için böyle yapınca hemen aayyy benimde geçen çok şuram ağrıdi neredeyse acile gidecektim bla bla... diye devam eder.Hep o en çok hasta,hep o en iyi,onun sülalesi mükemmel,o söyle o böyle diye uzar gider bu örnekler.Esimde de diyor o dedikce sende de aynısını diyor ama işte ben boş muhabbet yapamıyorum
Işte bende Heee hee diyorum genelde ama bazen yorgun oluyorum,daha önemli kafamda düşündüğüm bir takım şeyler oluyor ozaman içimden Allahım keşke insanların da mute tuşu olsaydı diyorum
ohhh nasıl kaptım yumurta gibi çocuğu
diyin.
kızlar benim kayınvalidenin herşeyi, en iyisidir
kendisi buna can-ı gönülden inanıyor.
örnek: bahçesindeki kiraz ağacı. şöyle iri iriymiş, böyle güzelmiş, şöyle suluymuş böyle lezzetliymiş. hayatında onun gibi kiraz yememiş, amerikaya gidenler nolur bize de çekirdeğini verin dikelim demiş vs vs. yani her gittiğimde 2 saat ağacı dinliyorum. ben de ne diyeyim hı hı annecim oh çok güzelmiş ay ne güzel bol bol yiyin, diyip geçiyordum artık sinirime dokunuyor.
geçen de tutmuş 3 harfli ucuz markette satılan unla bişiler yapıyor, diyor ki bak zaten en iyi un markası bu.
plajda güneşleniyoruz, güneş kremi sürüyoruz, üzerine kendi kızının aldığını çıkarıp ay durun bundan sürün diyor. anne sürdük diyoruz, 'aa ama bu çok özel, bu çok değişik diyor, kızım bunu özel aldı diyor' hayır eczanede satılan mişel suyuyla ünlü olan marka işte. neyini özel almış anlamıyorum ki
hele oğlunun herşeyi mükemmeldir, ola ki oğlunun evinin balkonu dar diye vs bişi diyecek olsanız sinir krizi geçirir. ben de 'tabii ki annecim onun herşeyi güzel, herşeyi dört dörtlülk. baksana en çok da karısı güzel diyorum (evet bildiniz: ben)
tabii çok ufak şeyler dert de değil. aslında iyi de bir kadın, sağolsun bir dediğimizi iki etmez ama ben eskiden 'hıı tabii tabii aa öyle mi bak ben de bundan alayım' diyordum baktım ki bu beni iyice saf sanıyor ben de artık un mevzusunda olduğu gibi tak tak söylüyorum.
sizinkiler de böyle herşeyin en iyisi en güzeli enn ennn ennni bende, benim çocuklarımda der mi? eskisi gibi hı hı en güzelini sen bilirsin mi diyeyim, kırmadan tak tak söyleyeyim mi? sizin taktikler nedir?
