Her yıl 200 bin kişi bu hastalığa yakalanıyor!

Nevreste

Yeniden ☀
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
294.034
605.239
43
Dünyanın geri kalmış ülkelerinde, açlık, yoksulluk, yaşam ve temizlik koşullarının yetersizliği, iç savaşlar ve sürekli göçler nedeniyle her yıl yaklaşık 200 bin yeni kişi Lepra (Cüzzam) hastalığına yakalaniyor

1274-paraguayan-presiden_787325i-1.jpg



Kamu Hastaneleri Birliği Bakırköy Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamada, insanlık tarihi kadar eski olan Lepra'nın (Cüzzam) 1876’da Armauer Hansen tarafından bulunan lepra basili tarafından oluşturulan öncelikle, deri ve siniri tutan kronik seyirli bir enfeksiyon hastalığı olduğu belirtildi.

Çağ dışı hastalık Türkiye'de bitmedi

Açıklamada, "Lepra hastalığını yapan basile (etkene) karşı insanların pek çoğunda doğal bir bağışıklık (hastalığa karşı koruma) hali vardır. 1982 yılında Dünya Sağlık Örgütü en çok iki yıl sürede tamamlanan çok ilaçla tedavi (Multi Drug Treatment=MDT) protokolleriyle hastaların tamamına ulaşılmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde cüzzamla ilgili çalışmalar 1960’lı yıllarda Doç Dr. Etem Utku tarafından başlatılmış sonrasında 1976 yılında Prof. Dr. Türkan Saylan ile devam etmiştir.O dönemden günümüze kadar ülkemizde tesbit edilmiş tüm hasta ve hasta yakınları kontrol altına alınmıştır.

Günümüzde halen hizmet sunumuna devam eden ve dünyadaki diğer ülkelere örnek olarak gösterilen Türkiye’deki tek Lepra Hastanesi olan, İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi tarafından Lepra (Cüzzam) Hastalığı ile ilgili tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri verilmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün tropikal hastalıklar içinde saydığı birçok hastalık gibi Lepra’nın da (Cüzzamın), Avrupa -Asya kavşak noktasında olan Türkiye’nin aldığı göçler nedeniyle gelebilecek pek çok endemik nitelikli hastalıklar da olduğu gibi önlem alınması için uyarmaktadır" denildi.

Sağlık Bakanlığı'nın başta Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu olmak üzere Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ile Lepra (Cüzzam) Hastalığının teşhis, tedavi, tarama ve takibiyle ilgili gerekli tüm altyapı çalışmalarını yaptığı belirtilerek, "Lepra (Cüzzam), günümüzde, ne yazık ki, hakkındaki bilgisizliğin sürmesi nedeniyle, hala korkulan ve insanları korkutmak,ürkütmek için kullanılan bir simge olmaya devam etmektedir. Bilinen eski ve sakat hastalar, hiç kimseye bir zararları olmadığı halde, damgalanmaktan (Stigma) kurtulamamakta, çoğu kez anlayışsızlıkla karşılanıp dışlanabilmektedirler. Lepra’ya dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için tüm dünyada her yıl ocak ayının son pazar günü Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisiyle "Dünya Cüzzam Günü" olarak anılmaktadır" denildi.



lk olarak 1876 senesinde Norveçli bilim adamı Armauer Hansen tarafından bulunan cüzzam mikrobu deriyi tutarak yayılan ve vücuda bu şekilde hükmeden bir hastalıktır. Cüzzam hastalığı dünya çapında sosyal ve toplumsal bir hastalık olarak kabul görmektedir bu şu nedenledir ki; cüzzam hastaları toplum arasında barınamazlar ve yaşamaları mümkün değildir bu yüzden bu hastalar kayıt altında tutulmakta ve kendilerine yaşam alanı belirlenmektedir. Son kayıtlara göre ülkemizde 2605 cüzzam hastası olduğu ortaya çıkmıştır ve ortalama yaşları 60,5 olarak açıklanmıştır.Araştırmalar şunu göstermektedir ki cüzzam hastaları genellikle kırsal kesimlerde yaşayan ailelerden oluşmaktadır. Aynı kaptan beslenen, aynı eşyaları kullanan ve sağlık hizmetlerinden yeteri kadar yararlanamayan aileler…

c%C3%BCzzam-3.jpg


Cüzzam Hastalığı Nasıl Yayılır?

Bu hastalık ırsi denilebilecek niteliktedir. Vücut mikroba karşı doğal bağışıklık sistemine sahiptir ancak bazı bünyelerde bağışıklık sistemi yoktur bu mikroba karşı bu da aileden gelen bir durumdur.Hastalığın tek taşıyıcısı insandır başka yollarla bulaşması mümkün değildir. Cüzzam hastası olan ve bu mikrobu taşıyan bir hasta ile en ufak bir yakın temas hastalığın bulaşmasına neden olur bu yüzden cüzzam hastaları sağlıklı insanlarla birarada yaşayamaz.


Cüzzam Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

- Vücutta,zamansız oluşan kepeksiz ve yuvarlak olmayan lekelerin belirmesi ve zaman zaman kaşıntı yapması
– Sık sık tekrarlayan burun kanamaları ve burun tıkanıklıkları
– Kol ve bacak sinirlerinde ağrıların başlaması ve el parmaklarının(4. ve 5.) içe doğru bükülme,eğilme göstermesi
– Alt göz kapaklarının hareketsiz duruma geçmesi ve kapanmaması durumu
– Dizlerde ve dirseklerde yara izleri
– Yüz bölgesinde oluşan ödem




Hastalığın Tedavisi


İlk teşhis çok önemlidir ve doğru teşhis sonrası tedavi mümkündür.Teşhis gecikmiş ve hiç tedavi görmemiş hastalarda 10-20 sene sonrası sakatlıklar ve vücutta dökülmeler baş göstermeye başlar.Tedavi süreci önemlidir ve en az 3 ilaç şeklinde kombine bir tedaviye başvurulur.Kısa zamanda hastalık sorunsuz şekilde tedavi edilebilir.Yaraların ve görsel sorunların giderilmesi adına hasta,doktor kontrolü altında kalabilir.

KAYNAKLAR:F5-Bilgiustam