Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
İlaç gibi geldi yazdıkların yine... O dönem tekrar alırım senden bir doz... Kendimi alıştırmaya çalışıyorum bu fikre şu an...
benim de kızım, bebekleriyle oyun oynuyordu, baktım bebeğini almış kucağına, "ağlama tızım ağlama, annen işten gelecek birazdan" diyordu...........................................
evet zor bir durum, evet anneler olarak içimiz sızlıyor, vicdan azabı çekiyoruz ama benim yıllar sonra bu konudaki düşüncem; çalışan annelerin, tabi her anne için geçerli değil, bilinçli anneler için geçerli, maddi/manevi çok daha kaliteli vakit geçiriliyor, çok daha kaliteli, kişiliği oturmuş, düzgün insanlar çıkıyor ortaya gelecekte....
o dengeyi sağlamak çok önemli ama, çocuğu bıraktığın insanın/insanların karakterinden tut da, ortamına, anne/babanın çocukla geçirdiği zamana vs. dikkat edilirse, çok daha mutlu çocuklar çıkıyor ortaya.... evde olup, akşama kadar bağırıp, çağırıp, anne/baba bir gitse de rahat etsek diye düşünen çocuklar tanıdım ben.... tabi istisnalar kaideyi bozmaz.... çocuğun anne/babaya da, arkadaşa da, oyun ablalarına da, büyüklere de ( anneanne, babaanne, dede vs.) ihtiyacı var.... o ihtiyaçlar, dengeli bir şekilde karşılanırsa, problem yaşanmıyor....
yukarıdaki sözleri, yıllarca kimseye güvenip bırakamadığı, kimseyi eve alamadığı, kreşe, yuvaya güvenemediği için kendisini de, eşini de, çocuklarını da yoran bir "anne" yazıyor, dikkate alınsın lütfen... :)
ben ancak 3. çocukta düzeni oturttum, çok sevdiği/sevdiğim 44 yaşlarında bir teyzemiz/ablamız, şansımız, nasibimiz var, benim memleketlim.. :)) (ee ne yapayım önemli bir detay bu, damak tadımız bile uyuyor :) )
emzirme döneminde, iki yıl boyunca neredeyse, her gün eve uğradım, işe geç gittim, erken çıktım, hastalandı, hiç gitmedim... tabi kendi işimin olması, bağımlı çalışmıyor olmam, benim şansımdı ama ben inanıyorum ki, şartları biraz zorlarsak, bu dengeyi kurabiliriz...
bakıcımızla oyun arkadaşlığını, her zaman anne babasının yanında olamayacağını, özlemeyi, kavuşmayı, her istediğinin, her zaman olamayacağını vs. bir çok duyguyu yaşayarak öğrendi....
tamam biraz vicdan yapacağız mecburen, anneyiz çünkü :) ama dengeyi kurduğumuzda, çok daha mutlu bir anne, eş, evlat, arkadaş olacak ve karşımızda da, daha mutlu çocuk, eş ve insanlar göreceğiz....
çok karışık yazdım, farkındayım ama eminim ki, benim gibi pimpirikli bir insanın, hele de çocuk konusunda, karmaşık yazılmış olsa da, şu satırları yazabiliyor olması, resmin çok da kötü görünmediği kanaati uyandıracaktır... :)
Annelik dediğin ömür boyu vicdan azabı diye bir söz vardı... Aynen öyle vallaResmen gözlerim doldu anne olmadan önce anlayamazdim sanırım...
Gelirsen Ankaya görüşelim bir kahve içeriz beraberYaaaa teşekkür ederim canım
Ben okumayı çok severim ama yazma dilim biraz devrik ve bazen tam ifade edemiyorum sanki bazen düşüncelerimi
Benimde gözlerim seni arıyor
Ankara da dayım görümcem var Bir de elecda var benim için
Tamamen aynı fikirdeyim canım. Kendi adıma çalışmasaydım, kızıma bu kadar kaliteli vakit ayırmazdım. Hergün bir oyun ayarlayarak gidiyorum eve. Eve adım attıktan sonra tüm zamanım ona odaklı geçiyor.
benim de kızım, bebekleriyle oyun oynuyordu, baktım bebeğini almış kucağına, "ağlama tızım ağlama, annen işten gelecek birazdan" diyordu...........................................
evet zor bir durum, evet anneler olarak içimiz sızlıyor, vicdan azabı çekiyoruz ama benim yıllar sonra bu konudaki düşüncem; çalışan annelerin, tabi her anne için geçerli değil, bilinçli anneler için geçerli, maddi/manevi çok daha kaliteli vakit geçiriliyor, çok daha kaliteli, kişiliği oturmuş, düzgün insanlar çıkıyor ortaya gelecekte....
o dengeyi sağlamak çok önemli ama, çocuğu bıraktığın insanın/insanların karakterinden tut da, ortamına, anne/babanın çocukla geçirdiği zamana vs. dikkat edilirse, çok daha mutlu çocuklar çıkıyor ortaya.... evde olup, akşama kadar bağırıp, çağırıp, anne/baba bir gitse de rahat etsek diye düşünen çocuklar tanıdım ben.... tabi istisnalar kaideyi bozmaz.... çocuğun anne/babaya da, arkadaşa da, oyun ablalarına da, büyüklere de ( anneanne, babaanne, dede vs.) ihtiyacı var.... o ihtiyaçlar, dengeli bir şekilde karşılanırsa, problem yaşanmıyor....
yukarıdaki sözleri, yıllarca kimseye güvenip bırakamadığı, kimseyi eve alamadığı, kreşe, yuvaya güvenemediği için kendisini de, eşini de, çocuklarını da yoran bir "anne" yazıyor, dikkate alınsın lütfen... :)
ben ancak 3. çocukta düzeni oturttum, çok sevdiği/sevdiğim 44 yaşlarında bir teyzemiz/ablamız, şansımız, nasibimiz var, benim memleketlim.. :)) (ee ne yapayım önemli bir detay bu, damak tadımız bile uyuyor :) )
emzirme döneminde, iki yıl boyunca neredeyse, her gün eve uğradım, işe geç gittim, erken çıktım, hastalandı, hiç gitmedim... tabi kendi işimin olması, bağımlı çalışmıyor olmam, benim şansımdı ama ben inanıyorum ki, şartları biraz zorlarsak, bu dengeyi kurabiliriz...
bakıcımızla oyun arkadaşlığını, her zaman anne babasının yanında olamayacağını, özlemeyi, kavuşmayı, her istediğinin, her zaman olamayacağını vs. bir çok duyguyu yaşayarak öğrendi....
tamam biraz vicdan yapacağız mecburen, anneyiz çünkü :) ama dengeyi kurduğumuzda, çok daha mutlu bir anne, eş, evlat, arkadaş olacak ve karşımızda da, daha mutlu çocuk, eş ve insanlar göreceğiz....
çok karışık yazdım, farkındayım ama eminim ki, benim gibi pimpirikli bir insanın, hele de çocuk konusunda, karmaşık yazılmış olsa da, şu satırları yazabiliyor olması, resmin çok da kötü görünmediği kanaati uyandıracaktır... :)
Hergun bir oyun nasıl ayarlayabiliyorsun canım? Bı kaynak var mı yoksa düşünüp buluyor musun?Tamamen aynı fikirdeyim canım. Kendi adıma çalışmasaydım, kızıma bu kadar kaliteli vakit ayırmazdım. Hergün bir oyun ayarlayarak gidiyorum eve. Eve adım attıktan sonra tüm zamanım ona odaklı geçiyor.
Hem internetten bulduklarım var. Hem de kitaplardan okuyarak not aldığım oyunlar.Hergun bir oyun nasıl ayarlayabiliyorsun canım? Bı kaynak var mı yoksa düşünüp buluyor musun?
Hem internetten bulduklarım var. Hem de kitaplardan okuyarak not aldığım oyunlar.
diye bir web sayfası var. Orada çıktı alınabilen eşleştirme oyunları var.
Caroline Young'ın Küçük Çocuklar İçin Eğlendirici ve Eğitici Etkinlikler kitabı var. Oradan epey faydalandım. Oyuncu annenin oyun takvimi var. Alya ile evde Montesorri Etkinlikleri diye bir Facebook grubu var. Orada da güzel öneriler oluyor.
Akşamı planlayınca benim için de kızım için de daha güzel geçiyor.
Ben de akşam inceleyip notlar alicam. Çok teşekkür ediyorum...Hem internetten bulduklarım var. Hem de kitaplardan okuyarak not aldığım oyunlar.
www.childcareland.com diye bir web sayfası var. Orada çıktı alınabilen eşleştirme oyunları var.
Caroline Young'ın Küçük Çocuklar İçin Eğlendirici ve Eğitici Etkinlikler kitabı var. Oradan epey faydalandım. Oyuncu annenin oyun takvimi var. Alya ile evde Montesorri Etkinlikleri diye bir Facebook grubu var. Orada da güzel öneriler oluyor.
Akşamı planlayınca benim için de kızım için de daha güzel geçiyor.
Faydalı oluyorsa ne mutlu banaelecda senin bu tarz paylaşımlarını çok beğeniyorum
İş çıkış saatim siteyi yarın inceleyeceğim
Bir şey soracağım kaç yaşında başladın bu tarz eşleştirme oyunlarına?
Rica ederim canım.Ben de akşam inceleyip notlar alicam. Çok teşekkür ediyorum...
Hem internetten bulduklarım var. Hem de kitaplardan okuyarak not aldığım oyunlar.
www.childcareland.com diye bir web sayfası var. Orada çıktı alınabilen eşleştirme oyunları var.
Caroline Young'ın Küçük Çocuklar İçin Eğlendirici ve Eğitici Etkinlikler kitabı var. Oradan epey faydalandım. Oyuncu annenin oyun takvimi var. Alya ile evde Montesorri Etkinlikleri diye bir Facebook grubu var. Orada da güzel öneriler oluyor.
Akşamı planlayınca benim için de kızım için de daha güzel geçiyor.
elecda canım bir şey daha soracağım. Eşleştirme kartlarının olduğu site ücretli mi?