Her Telden Ekonomi...

Hoşgeldin sevgili elecda elecda , burda daha çok hayata dair paylaşımlar var... Her gelen bir renk olduğundan iyi ki geldi oluyor bizler için...

DenizGeldi DenizGeldi bizim Deniz benimle resmen konuşuyor, üç aylıktan biraz büyük. Sevdiği şarkılar var, bazı oyunlardan hiç hoşlanmıyor, sevmediği şeyleri surat asarak ses tonunu değiştirip bana tepki olarak gösteriyor. Sen henüz bir bebeksin ne bu tavırlar diyorum gülümsüyor.
Artık bebek gibi değil, birey gibi.

Bu hafta sonu gelecek olan yatılı misafirlerim var. Umarım güzel geçer.
 
Git meyraa hiç düşünme
Çok küçük değiller büyümüşler
Onlar içinde çok güzel olur

aynen öyle yapacağım canım...:KK55:

oğlanları anneme bırakacağız, kızımızı alıp gideceğiz inşallah.... nasip olunca, her şey yoluna giriyor, sebepsiz yollar açıyor Rabbim, elhamdülillah...

büyüklere bayram ziyareti, sonrasında bulunduğumuz yerden İstanbul a transfer veeeee.... inşallah.... :KK200:
 
Selamlar sevgiler,
Ben burayı yeni gördüm, geçmişi okudum geldim. Sevdiğim insanlar hep burdaymış yahu :KK200:

hoşgeldin canım da, tam ben buraları boşlamışken, uğrayamıyorken geldin... :)

duruşu, fikirleri, yazıları hoşuma giden nadir insanlardansın.... :super:zaten bir kaç arkadaşın ısrarıyla burada yazmaya başlamıştım, bir orada bir burada olamıyorum da... :) bakıyorum da diğer topiklerden, bir sözü, bir duruşu,bir düşüncesiyle dikkatimi çekenler, er ya da geç buluyor beni, bir şekilde, bir yerlerde... :cool:ve bu çok hoşuma gidiyor,
sanallığın duygu geçişine engel olamayacağına, bir kez daha şahit oluyorum ve tam boşlamışken tekrar sahalara dönüyorum... :)
 
aynen öyle yapacağım canım...:KK55:

oğlanları anneme bırakacağız, kızımızı alıp gideceğiz inşallah.... nasip olunca, her şey yoluna giriyor, sebepsiz yollar açıyor Rabbim, elhamdülillah...

büyüklere bayram ziyareti, sonrasında bulunduğumuz yerden İstanbul a transfer veeeee.... inşallah.... :KK200:

Hadi inşallah bakalım
Güle güle gidin gelin

Bizde ocak ayında düşünmüştük ama küçük bi misafirimiz var gibi o tarihte aramızda olabilir :)
 
Hoşgeldin sevgili elecda elecda , burda daha çok hayata dair paylaşımlar var... Her gelen bir renk olduğundan iyi ki geldi oluyor bizler için...

DenizGeldi DenizGeldi bizim Deniz benimle resmen konuşuyor, üç aylıktan biraz büyük. Sevdiği şarkılar var, bazı oyunlardan hiç hoşlanmıyor, sevmediği şeyleri surat asarak ses tonunu değiştirip bana tepki olarak gösteriyor. Sen henüz bir bebeksin ne bu tavırlar diyorum gülümsüyor.
Artık bebek gibi değil, birey gibi.

Bu hafta sonu gelecek olan yatılı misafirlerim var. Umarım güzel geçer.
Bak sen miniğe , maşallah :)
Şimdi bebekler bile daha farklı geliyor bana
Arkadaşımız bebeği 2 buçuk 3 aylıktı , biraz sevdim yerine yatırdım gözleriyle beni takip etmeler, yaklaşınca heyecanlanmalar , kucağa alınca bi mutluluk belirtileri bişeyler. İnsanın inanası gelmiyor o tepkilere

Birinden duymuştum ; bebekler 40 ı dolunca artık bildiğimiz insan fıtratındalardır gibi bişey demişti
40 ı çıkınca duygu geçişi tepkiler değişiyor gerçektende
 
Hoşgeldin sevgili elecda elecda , burda daha çok hayata dair paylaşımlar var... Her gelen bir renk olduğundan iyi ki geldi oluyor bizler için...

DenizGeldi DenizGeldi bizim Deniz benimle resmen konuşuyor, üç aylıktan biraz büyük. Sevdiği şarkılar var, bazı oyunlardan hiç hoşlanmıyor, sevmediği şeyleri surat asarak ses tonunu değiştirip bana tepki olarak gösteriyor. Sen henüz bir bebeksin ne bu tavırlar diyorum gülümsüyor.
Artık bebek gibi değil, birey gibi.

Bu hafta sonu gelecek olan yatılı misafirlerim var. Umarım güzel geçer.

hayata dair ne varsa, hımmm, sevdim bunu... :) hep maddi birikim olmaz di mi, manevi birikim yoksa, maddi birikimin hiç bir anlamı olmadığını düşünenlerdenim.... ve renk ne kadar çok olursa, ortaya çıkan resmin de bir o kadar anlamlı ve güzel olacağını......:KK39:

çocuklarımıza doğduğu andan itibaren bir birey gözüyle bakabilirsek, yarının hanımefendileri ve beyefendileri olarak görebilirsek, geleceğe ümitle bakabilir, çok güzel dönüşler alabiliriz onlardan.... senin gölün de, deniz oldu, okyanus olma yolunda hızla ilerliyor... maşallah.... ne tatlıdır şimdi... :) o masumiyet duygusunu insana bir bebekten başka, ne yaşatabilir, bilemiyorum.....

misafir iyidir, insanın kafasını dağıtır, başka ufuklar açar, farklı farklı bakış açıları kazandırır insana.....her zaman olmasa da.... :))
 
Hadi inşallah bakalım
Güle güle gidin gelin

Bizde ocak ayında düşünmüştük ama küçük bi misafirimiz var gibi o tarihte aramızda olabilir :)

çok sağol canım, isteyen herkese nasip olsun inşallah... :)
maşallah, gözünüz aydın, ne güzel bir haber bu... :) ilk mi? biliyorum, çok unutkanım...:KK17:

biz de gidecektik geçen 15 tatilde, cesaret edemedim üç çocukla, onun yerine kayınvalideleri ziyarete gittik..... :) son dönemde hep istiyordum, eşim benden çok.... erkeklere engel yok tabi... :) nasip bu zamanaymış demekki, inşallah bir aksilik çıkmaz da gidebiliriz... biz niyet ettik, gereklerini de yerine getiriyoruz, sonrası Rabbimin bileceği iş.....
 
çok sağol canım, isteyen herkese nasip olsun inşallah... :)
maşallah, gözünüz aydın, ne güzel bir haber bu... :) ilk mi? biliyorum, çok unutkanım...:KK17:

biz de gidecektik geçen 15 tatilde, cesaret edemedim üç çocukla, onun yerine kayınvalideleri ziyarete gittik..... :) son dönemde hep istiyordum, eşim benden çok.... erkeklere engel yok tabi... :) nasip bu zamanaymış demekki, inşallah bir aksilik çıkmaz da gidebiliriz... biz niyet ettik, gereklerini de yerine getiriyoruz, sonrası Rabbimin bileceği iş.....
Sağolasın
İkinci , ilki 12 yaşında

Bizde geçtiğimiz yarı yıl tatillnde niye gitmedik bilmiyorum. Çok az vaktimşz vardı yetişebilirmiydik bilmiyorum gerçi

Hamileyken gitsem nasıl olur ki
Ekim gibi mesela
Nasip olursa 6 aylık olur
Olmazsa bebekle bir sonraki sene diyorum ama 1 yaşında bebekle mi daha iyi olur , hamileyken mi bilemiyorum
 
Sağolasın
İkinci , ilki 12 yaşında

Bizde geçtiğimiz yarı yıl tatillnde niye gitmedik bilmiyorum. Çok az vaktimşz vardı yetişebilirmiydik bilmiyorum gerçi

Hamileyken gitsem nasıl olur ki
Ekim gibi mesela
Nasip olursa 6 aylık olur
Olmazsa bebekle bir sonraki sene diyorum ama 1 yaşında bebekle mi daha iyi olur , hamileyken mi bilemiyorum

oooo baya aradan sonra, ilaç gibi gelecek o bebek inşallah... ve ilk gibi olacak..... :) bebek haberi duyunca çok mutlu oluyorum, kendim artık düşünmediğim için...:KK17::anneadayı::anne::KK200:

İkinci trimester, hamileliğin en rahat dönemi ama ben yine de hamileyken tavsiye etmiyorum... ben cesaret edemezdim... normalde de sürekli hareket halinde olduğun (özellikle Mekke-i mükerremede) yorucu bir ibadet umre ibadeti... uçak vs. de hesaba katarsak, normal bir insanı zorlayan sürecin, hamile bir insanı daha çok yoracağı kanaatindeyim.... gayet tabi kişiden kişiye de değişen bir durum ama hamilelik, özen isteyen, kendinden önce bebeğini düşünmen gereken bir süreç olduğu için, bence hamileyken düşünme....

istisnaları var tabi, hiç unutmam, hacca gittiğimizde, 20 li yaşlardaydım, bekardım ama bizim cesaret edip giremediğimiz yerlere, hacerül esved gibi....ki çok izdiham oluyor, yaklaşamıyorsun bile, kardeşimle bir kez sakin gibi geldi, bir deneyelim yaklaşmayı dedik, ama ne mümkün... sevap işleyeyim derken günaha girilebilecek bir ortam, hemen uzaklaştık... ama aynı otelde kaldığımız, ikinci çocuğuna 7 aylık hamile bir arkadaşı ki benim yarım kadardı, hacerül esvedin yanında görünce, içimden, Rabbim nasip etsin yeter ki, bütün engeller tek tek kalkar önünden, diye düşünmeden edememiştim...... :)

bebekle biraz zor ama, bezli ve yürümüyorken biraz daha kolay... çok yoğun umre, tavaf vs. yapamayacak, bazı namazları kabe de okunan ezan sesi kulaklarında, otelde kılacaksın ama, yine de hamilelik gibi değil.... :) hiç bir şey yapamazsan, alır bebeğini kucağına, kabe yi seyredersiniz, dünyalara bedel...:KK200:

olmadı, benim gibi 3 yaşını doldurmasını bekler, iki, üç, kaç tane çocuk varsa hepsini alır gider, dönünce, yaşadığın tüm sıkıntılara rağmen, dilinde iyiki gitmişim, yüzünde hafif bir tebessüm, tekrar gideceğin günleri hayal edersin... :KK55:
 
Hoşgeldin sevgili elecda elecda , burda daha çok hayata dair paylaşımlar var... Her gelen bir renk olduğundan iyi ki geldi oluyor bizler için...

DenizGeldi DenizGeldi bizim Deniz benimle resmen konuşuyor, üç aylıktan biraz büyük. Sevdiği şarkılar var, bazı oyunlardan hiç hoşlanmıyor, sevmediği şeyleri surat asarak ses tonunu değiştirip bana tepki olarak gösteriyor. Sen henüz bir bebeksin ne bu tavırlar diyorum gülümsüyor.
Artık bebek gibi değil, birey gibi.

Bu hafta sonu gelecek olan yatılı misafirlerim var. Umarım güzel geçer.
Sen de bana iyi geliyorsun valla.:KK50:Senin paylaşımlarını okumayı seviyorum. Bu arada geçen gün Oyuncu Anne'nin küçük bebeği olanlar ile ilgili bir paylaşımına denk geldim. Ekliyorum, oğluşunu da öpüyorum.

Benim bir küçük bebeğim olsaydı;

Ona her gün masaj yapardım, ten teması kurar, ona dokunur ve güzel sözler söylerdim. Bir sürü renkli, eline sığacak kadar ama ağzına atamayacağı kadar toplardan alırdım. Bir karton kutunun üzerine delikler açar, o deliklere topları tutup sokmasını sağlardım. Bir duvardan diğerine bant çeker, bebeğimin bantın yapışkan tarafına topları yapıştırmasını izlerdim. Islanmasından korkmazdım. Önüne bir leğen su koyar, şıp şıp oynatırdım. Oyuncaklarını suyun içine atmasını, yüzüne su sıçramasını, elleriyle suya vurmasını, suyun içinden oyuncaklar yakalamasını izlerdim. Bir çorabın ucuna çan gibi, zil gibi ses çıkartan bir şeyler dikerdim. Bebeğim yatıp da ayaklarını havaya kaldırıp tepiştiğinde çıkan seslere şaşırmasını izlerdim. Odanın güneş vuran yerine, parlak kağıtlar koyardım. Hani böyle güneş vurunca parlayan ve renk değiştiren kağıtlardan. Birlikte bu görsel şöleni izlerdik. Farklı dokulardaki kumaşlardan bir kumaş kartelası yapardım. Kadife, fitilli, saten, ipek, keten kumaş… Bu kumaşlara dokunmasını sağlardım. Hışır hışır ses çıkartan poşetleri eline vermek tehlikeli olacağından, bu poşetleri kumaşların ya da çorabın içine koyar, ağzını diker ve kendi doku oyuncaklarını yapardım. Bir başka çorabın içine nohut, bir başkasının içine pirinç doldurup diker ve çeşitlendirirdim. Buzdan korkmazdım. Eline buz küpleri verip, soğuğu hissetmesini sağlardım. Hele oyun hamurundan hiç korkmazdım. Zararlı olabilir diye kaygım varsa, evde kendim yapardım oyun hamurunu. Masanın etrafından rengarenk kurdelalar sarkıtıp masanın altında oynatır, rengarenk kurdelaları yakalayıp bırakmasını izlerdim. Yere bir battineye serer, battaniyenin altına da üzerine basınca ses çıkartan oyuncaklardan koyardım. Birlikte emekler, sesleri bulunca birlikte şaşırırdık. Bir kumaşın üzerine bir sürü fermuar diker, o fermuarları açıp kapatmasını öğretirdim. Onu bir kutunun, bir leğenin içine oturtup evin içinde gezdirirdim. Her gün mutlaka sokağa çıkartır hava aldırırdım, kışın bile…

Ne kadar çok şey görse, ne kadar farklı tat tatsa, ne kadar farklı nesneye dokunsa, ne kadar farklı müzik işitse kardır diye düşünür, bu yolda ilerlerdim. Büyük çocuklarla oynanabilecek oyunları, kendi bebeğiminin başına ve seviyesine indirger öyle oynardım. İnternette bebeklerle oynanabilecek oyunlar gibi başlıklarla aramalar yapar, orada gördüğüm oyunları kendi bebeğimle oynardım. Sonra da ayaklarının altından, yanağından, gıdığından her yerinden pofur pofur öperdim.

Burdan da küçük bebeğiyle oynamak isteyip de ‘ne oynayacağız oyuncu anne’ yazan yeni annelere selam ederdim
 
hoşgeldin canım da, tam ben buraları boşlamışken, uğrayamıyorken geldin... :)

duruşu, fikirleri, yazıları hoşuma giden nadir insanlardansın.... :super:zaten bir kaç arkadaşın ısrarıyla burada yazmaya başlamıştım, bir orada bir burada olamıyorum da... :) bakıyorum da diğer topiklerden, bir sözü, bir duruşu,bir düşüncesiyle dikkatimi çekenler, er ya da geç buluyor beni, bir şekilde, bir yerlerde... :cool:ve bu çok hoşuma gidiyor,
sanallığın duygu geçişine engel olamayacağına, bir kez daha şahit oluyorum ve tam boşlamışken tekrar sahalara dönüyorum... :)
Sen de benim için öylesin canım. Hatta benim gözümde sihirbaz gibi birşeysin:KK45:
 
hayata dair ne varsa, hımmm, sevdim bunu... :) hep maddi birikim olmaz di mi, manevi birikim yoksa, maddi birikimin hiç bir anlamı olmadığını düşünenlerdenim.... ve renk ne kadar çok olursa, ortaya çıkan resmin de bir o kadar anlamlı ve güzel olacağını......:KK39:

çocuklarımıza doğduğu andan itibaren bir birey gözüyle bakabilirsek, yarının hanımefendileri ve beyefendileri olarak görebilirsek, geleceğe ümitle bakabilir, çok güzel dönüşler alabiliriz onlardan.... senin gölün de, deniz oldu, okyanus olma yolunda hızla ilerliyor... maşallah.... ne tatlıdır şimdi... :) o masumiyet duygusunu insana bir bebekten başka, ne yaşatabilir, bilemiyorum.....

misafir iyidir, insanın kafasını dağıtır, başka ufuklar açar, farklı farklı bakış açıları kazandırır insana.....her zaman olmasa da.... :))
Nerede okuduğumu hatırlamıyorum, şöyle bir yazı vardı. "Patronun ne kadar saçma davranırsa davransın ona bağıramıyor, kötü sözler söyleyemiyorsun. Hoşgörü ve saygı ile yaklaşmak zorunda hissediyorsun kendini. Peki çocuğuna bu şekilde neden davranıyorsun, çocuğun patronundan daha mı az değerli?"
Ne zaman kızıma sinirlensem bu cümleler geliyor aklıma. "Şimdi ben kızgınım, biraz sakinleşeyim öyle konuşalım" diyerek uzaklaşıyorum yanından. Eper faydasını gördüm. Zira insan evlat katili olma noktasına hızla gelebiliyor:işsiz:
 
Sen de benim için öylesin canım. Hatta benim gözümde sihirbaz gibi birşeysin:KK45:

yok daha neler... :) yapmak isteyip de yapamadığım o kadar çok şey var ki... hep derim... yarım anne, yarım eş, yarım arkadaş, yarım dost, yarım ev hanımı, yarım iş kadınıyım vs. vs. bazen zamansızlık bahane, bazen insanlar, bazen ben, ama en çok da ben...

amaaa çıkmayan candan ümit kesilmez, yapacağım inşallah.... :)))
mesela ramazan ayı hedefi koydum kendime, bir aylık adım ortalamam 5.000 in altında olmayacak, yediklerime dikkat edecek ve bayrama -5 kg la gireceğim.... yani inşallah.... yani lütfeeeen.... :)
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Nerede okuduğumu hatırlamıyorum, şöyle bir yazı vardı. "Patronun ne kadar saçma davranırsa davransın ona bağıramıyor, kötü sözler söyleyemiyorsun. Hoşgörü ve saygı ile yaklaşmak zorunda hissediyorsun kendini. Peki çocuğuna bu şekilde neden davranıyorsun, çocuğun patronundan daha mı az değerli?"
Ne zaman kızıma sinirlensem bu cümleler geliyor aklıma. "Şimdi ben kızgınım, biraz sakinleşeyim öyle konuşalım" diyerek uzaklaşıyorum yanından. Eper faydasını gördüm. Zira insan evlat katili olma noktasına hızla gelebiliyor:işsiz:

ahh ah onu hiç sorma.... annelik = tahammül artı sabır...... her seferinde bir daha ne olursa olsun, hangi raddeye getirmiş olurlarsa beni olsun, sakin sakin halledeceğim olayı, amaaa yine bir şeyler oluyor ve benim şarteller atıyor.... annelik, ama gerçek manada annelik, dünyanın en zor işi.... :)

Rabbim bu duyguyu, tatmak isteyen herkese yaşatsın, duam.......
 
yok daha neler... :) yapmak isteyip de yapamadığım o kadar çok şey var ki... hep derim... yarım anne, yarım eş, yarım arkadaş, yarım dost, yarım ev hanımı, yarım iş kadınıyım vs. vs. bazen zamansızlık bahane, bazen insanlar, bazen ben, ama en çok da ben...

amaaa çıkmayan candan ümit kesilmez, yapacağım inşallah.... :)))
mesela ramazan hedefi koydum kendime, bir aylık adım ortalamam 5.000 in altında olmayacak, yediklerime dikkat edecek ve bayrama -5 kg la gireceğim.... yani inşallah.... yani lütfeeeen.... :)
Bence konuya bakış açını değiştirelim. "yarım anne, yarım eş, yarım arkadaş, yarım dost, yarım ev hanımı, yarım iş kadınıyım vs. vs" cümleni "hem anne, hem eş, hem arkadaş, hem dost, hem ev hanımı, hem iş kadınıyım vs. vs" şeklinde revize edelim. :KK50:
 
Bence konuya bakış açını değiştirelim. "yarım anne, yarım eş, yarım arkadaş, yarım dost, yarım ev hanımı, yarım iş kadınıyım vs. vs" cümleni "hem anne, hem eş, hem arkadaş, hem dost, hem ev hanımı, hem iş kadınıyım vs. vs" şeklinde revize edelim. :KK50:

sen öyle diyorsan... :)
 
oooo baya aradan sonra, ilaç gibi gelecek o bebek inşallah... ve ilk gibi olacak..... :) bebek haberi duyunca çok mutlu oluyorum, kendim artık düşünmediğim için...:KK17::anneadayı::anne::KK200:

İkinci trimester, hamileliğin en rahat dönemi ama ben yine de hamileyken tavsiye etmiyorum... ben cesaret edemezdim... normalde de sürekli hareket halinde olduğun (özellikle Mekke-i mükerremede) yorucu bir ibadet umre ibadeti... uçak vs. de hesaba katarsak, normal bir insanı zorlayan sürecin, hamile bir insanı daha çok yoracağı kanaatindeyim.... gayet tabi kişiden kişiye de değişen bir durum ama hamilelik, özen isteyen, kendinden önce bebeğini düşünmen gereken bir süreç olduğu için, bence hamileyken düşünme....

istisnaları var tabi, hiç unutmam, hacca gittiğimizde, 20 li yaşlardaydım, bekardım ama bizim cesaret edip giremediğimiz yerlere, hacerül esved gibi....ki çok izdiham oluyor, yaklaşamıyorsun bile, kardeşimle bir kez sakin gibi geldi, bir deneyelim yaklaşmayı dedik, ama ne mümkün... sevap işleyeyim derken günaha girilebilecek bir ortam, hemen uzaklaştık... ama aynı otelde kaldığımız, ikinci çocuğuna 7 aylık hamile bir arkadaşı ki benim yarım kadardı, hacerül esvedin yanında görünce, içimden, Rabbim nasip etsin yeter ki, bütün engeller tek tek kalkar önünden, diye düşünmeden edememiştim...... :)

bebekle biraz zor ama, bezli ve yürümüyorken biraz daha kolay... çok yoğun umre, tavaf vs. yapamayacak, bazı namazları kabe de okunan ezan sesi kulaklarında, otelde kılacaksın ama, yine de hamilelik gibi değil.... :) hiç bir şey yapamazsan, alır bebeğini kucağına, kabe yi seyredersiniz, dünyalara bedel...:KK200:

olmadı, benim gibi 3 yaşını doldurmasını bekler, iki, üç, kaç tane çocuk varsa hepsini alır gider, dönünce, yaşadığın tüm sıkıntılara rağmen, dilinde iyiki gitmişim, yüzünde hafif bir tebessüm, tekrar gideceğin günleri hayal edersin... :KK55:
Bizim ailemizde 12 yaş aralıklı kardeşlerden üçüncüsü olcak inşallah
Biri kardeşimle ben , biri kuzenlerim , biri de benim çocuklarım
Seviyoruz tek tek büyütmeyi, özleyip özleyip öyle doğurmayı :)

Sende düşünüyomuşsun gibi bi hava var da neyse :KK66:

Sağol verdiğin bilgiler için
Kızımın en istediği iki şeyin biri kardeş biri umreydi.
Henüz haberi yok hiçbirşeyden
Madem kardeş yola girdi , umreyi azcık erteleyeceğiz artık napalım
 
ahh ah onu hiç sorma.... annelik = tahammül artı sabır...... her seferinde bir daha ne olursa olsun, hangi raddeye getirmiş olurlarsa beni olsun, sakin sakin halledeceğim olayı, amaaa yine bir şeyler oluyor ve benim şarteller atıyor.... annelik, ama gerçek manada annelik, dünyanın en zor işi.... :)

Rabbim bu duyguyu, tatmak isteyen herkese yaşatsın, duam.......
Hakikaten çok zor işmiş annelik, ben normalde sakin bir insanım, ama bazen kan beynime öyle bir sıçrıyor ki kendime şaşırıyorum. Çözümü böyle anlarda kendimi tuvalete kitlemekte buldum.:olamaz:
 
Sen de bana iyi geliyorsun valla.:KK50:Senin paylaşımlarını okumayı seviyorum. Bu arada geçen gün Oyuncu Anne'nin küçük bebeği olanlar ile ilgili bir paylaşımına denk geldim. Ekliyorum, oğluşunu da öpüyorum.

Benim bir küçük bebeğim olsaydı;

Ona her gün masaj yapardım, ten teması kurar, ona dokunur ve güzel sözler söylerdim. Bir sürü renkli, eline sığacak kadar ama ağzına atamayacağı kadar toplardan alırdım. Bir karton kutunun üzerine delikler açar, o deliklere topları tutup sokmasını sağlardım. Bir duvardan diğerine bant çeker, bebeğimin bantın yapışkan tarafına topları yapıştırmasını izlerdim. Islanmasından korkmazdım. Önüne bir leğen su koyar, şıp şıp oynatırdım. Oyuncaklarını suyun içine atmasını, yüzüne su sıçramasını, elleriyle suya vurmasını, suyun içinden oyuncaklar yakalamasını izlerdim. Bir çorabın ucuna çan gibi, zil gibi ses çıkartan bir şeyler dikerdim. Bebeğim yatıp da ayaklarını havaya kaldırıp tepiştiğinde çıkan seslere şaşırmasını izlerdim. Odanın güneş vuran yerine, parlak kağıtlar koyardım. Hani böyle güneş vurunca parlayan ve renk değiştiren kağıtlardan. Birlikte bu görsel şöleni izlerdik. Farklı dokulardaki kumaşlardan bir kumaş kartelası yapardım. Kadife, fitilli, saten, ipek, keten kumaş… Bu kumaşlara dokunmasını sağlardım. Hışır hışır ses çıkartan poşetleri eline vermek tehlikeli olacağından, bu poşetleri kumaşların ya da çorabın içine koyar, ağzını diker ve kendi doku oyuncaklarını yapardım. Bir başka çorabın içine nohut, bir başkasının içine pirinç doldurup diker ve çeşitlendirirdim. Buzdan korkmazdım. Eline buz küpleri verip, soğuğu hissetmesini sağlardım. Hele oyun hamurundan hiç korkmazdım. Zararlı olabilir diye kaygım varsa, evde kendim yapardım oyun hamurunu. Masanın etrafından rengarenk kurdelalar sarkıtıp masanın altında oynatır, rengarenk kurdelaları yakalayıp bırakmasını izlerdim. Yere bir battineye serer, battaniyenin altına da üzerine basınca ses çıkartan oyuncaklardan koyardım. Birlikte emekler, sesleri bulunca birlikte şaşırırdık. Bir kumaşın üzerine bir sürü fermuar diker, o fermuarları açıp kapatmasını öğretirdim. Onu bir kutunun, bir leğenin içine oturtup evin içinde gezdirirdim. Her gün mutlaka sokağa çıkartır hava aldırırdım, kışın bile…

Ne kadar çok şey görse, ne kadar farklı tat tatsa, ne kadar farklı nesneye dokunsa, ne kadar farklı müzik işitse kardır diye düşünür, bu yolda ilerlerdim. Büyük çocuklarla oynanabilecek oyunları, kendi bebeğiminin başına ve seviyesine indirger öyle oynardım. İnternette bebeklerle oynanabilecek oyunlar gibi başlıklarla aramalar yapar, orada gördüğüm oyunları kendi bebeğimle oynardım. Sonra da ayaklarının altından, yanağından, gıdığından her yerinden pofur pofur öperdim.

Burdan da küçük bebeğiyle oynamak isteyip de ‘ne oynayacağız oyuncu anne’ yazan yeni annelere selam ederdim
Ah bayıldım.
Allah zaman ve izin verirse hepsini yapacağım.
Bu sabah kendi yatağıma aldım onu kitabımı yüksek sesle okumaya başladım arada sayfalarına dokunmasını sağladım... Bir dakika kadar kesintisiz konuştu benimle... Birşeyler anlattı... Oğlum atomu parçalamış gibi hissediyorum :))
Umarım çok iyi bir anne olurum. Biraz daha az endişeli , eğlenceli bir anne :)
 
X