- 22 Mayıs 2008
- 693
- 1
- Konu Sahibi schnitCELL
- #1
senağlama aklıma gelince hala hüzünlenirim beş sene oldu evleneli ama babamla ayrılışımı hatırladığımda içimin bir yanı acır hep...düğün kasedini cdye çevirtmedim çekmecede duruyor, belki bu yazımdan sonra yarın yada öbür gün veririm,vereyimde hakikaten artık...
iki seneye yakın nişanlı kaldım eşimle,çok güzel bir nişanlılık geçirdim hiç kavga etmeden löy löy o bize gelirdi ben ona giderdim...aile baskısıda olmadı hiç sağolsun hiç karışmadılar bize neden iki sene hadi artık falan diye...amaç para biriktirmek olsada benim işime geldi aslında belki eşim hadi artık deyip baskı yapmasaydı üç sene falan giderdi daha...
en sonunda haziran ayında nikah için gün aldık,temmuzun on sekizi ve o gün aklım başıma geldi...:1shok:
evet evleniyordum artık şaka değildi yani...eve geldiğimde çok ağladım annem babam ne olduğunu,eşime kavgamı ettiğimizi falan sordu.garibim kendide anlamadı zaten sevinçten ağlıyorum diye düsünmüş tabii bakış açısı ona gına geldiği için aldığımız güne çok mutlu olmuştu benide öyle düşünmüş olmalı...
öyle garip bi duyguki eşimi çok seviyorum allahtan o benim en büyük şansım ailemden sonra ama ailemide çok seviyorum onlardan uzakta eşimin işinden ötürü çoğu kez yalnız kalacağım bir hayatı yaşayacağım artık...o bir ayı böyle bi duyguyla yaşadım hep bizimkilerle daha fazla zaman geçirmeye çalışıyordum bir yandanda oturduğum yer annemlere iki saat uzaklıkta koş evi yerleştirmeye çalış,işe devam et geceleri mesailerle gündüzü telafi etmeye çalış en sonunda kala kala bir hafta kaldı evlenmeye...
yirmi dokuz yaşında kazık kadar ben, koala misali annemle babamın tepesindeydim o günlerde bide evin en küçüğü benim ve evde en uzun kalan ben
nikah günü hazırlanıpta eve geldiğimde ağlamamak için ne anneme baktım nede babama biraz durduk ve salona gittik biz,arkadan ailelerimiz ahbablarımız falan filan...
bütün samimiyetimle yazıyorum neye evet dediğimi hala hatırlamıyorum elim ayağım buz gibiydi ve titreme tuttu beni,heyecan ama neyin heyecanı...nikahları bilirsiniz hemen takı ve tebrik bölümüne alınırsınız...nedense hatırladığım tek şey en büyük ablamın annemin elinden tutmasıydı ama devamlı yani,annem ve ablam allahtan ağlamıyordu çünkü ağlamaya başlarsa tutamayacağımı biliyordum kendimi...
ve işte koptuğum an babacığım kırmızı kuşakla duasını edipte kuşağı belimden dolamaya başlayınca hem o ağladı hemde ben...yazarken bile ağlayabiliyorum hala...aslında gurur verici bişey bu onun eliyle duasıyla beni eşime emanet edişi bu...ama onun kanatları altında yirmidokuz yıl yaşamışım kolaymı ağlamadan ondan ayrılmak,gerçekten kızlar babaya biraz dahamı düşkün oluyorlar nedir ki bu...geri kalanı hayal gibi hatırlıyorum çünkü tutmaya çalışıyordum kendimi daha fazla ağlamamak için babam da zaten yok oldu ortadan arada da gördüğüm annemin sonsuz kahkahaları ve üç ablam var sürekli birinin annemin koluna girmiş olmasıydı...ne yalan söyleyim annemin aslında şen şakrak olmasıda tuhaf gelmişti bana...babamla annemle ablamlarla kaç defa sarıldığımı hatırlamıyorum...porselen makyaj akmaz diyenlere resimlerimi gösterebilirim aynen bi zombi gibiydim çünkü...
evde de sürekli ağladım eşim çok anlayışlıdır beni epey idare etti sağolsun...geldi geçti işte,şimdi dalga geçiyor benle baban evde kalıcan sandıda sevinçten ağladı o kadar diye...bu arada annem sabahtan pasifflora isimli ilaç vardır bilirsiniz belki bitkisel sakinleştirici meğer onu içmeye başlamış.ablam farettiğindede bir yudumluk bırakmış annem şişede...meğer onun kahkahalar ondanmış ablalarımın elinden kolundan tutmalarınında...benden sonra hastaneye götürmüşler annemi doktor serum vermiş ve ancak uyur fazla bişey olmaz deyip eve göndermiş..ücüncü günü gidilir anne evine adettir bizde,annem o gün çok ağladı kafasını tülbentle sıkmış bir halde... hala hepimiz bir araya geldiğimizde anneme ne kadınsın be deyip o günü gülerek hatırlarız...:1rolleyes:
bazen düşünüyorum benim kadar ağlayan olmuşmudur diye sizlerin anıları nasıl arkadaşlar işin özü benden fazla ağlayanınız varmı?? :uhm:
iki seneye yakın nişanlı kaldım eşimle,çok güzel bir nişanlılık geçirdim hiç kavga etmeden löy löy o bize gelirdi ben ona giderdim...aile baskısıda olmadı hiç sağolsun hiç karışmadılar bize neden iki sene hadi artık falan diye...amaç para biriktirmek olsada benim işime geldi aslında belki eşim hadi artık deyip baskı yapmasaydı üç sene falan giderdi daha...
en sonunda haziran ayında nikah için gün aldık,temmuzun on sekizi ve o gün aklım başıma geldi...:1shok:
evet evleniyordum artık şaka değildi yani...eve geldiğimde çok ağladım annem babam ne olduğunu,eşime kavgamı ettiğimizi falan sordu.garibim kendide anlamadı zaten sevinçten ağlıyorum diye düsünmüş tabii bakış açısı ona gına geldiği için aldığımız güne çok mutlu olmuştu benide öyle düşünmüş olmalı...
öyle garip bi duyguki eşimi çok seviyorum allahtan o benim en büyük şansım ailemden sonra ama ailemide çok seviyorum onlardan uzakta eşimin işinden ötürü çoğu kez yalnız kalacağım bir hayatı yaşayacağım artık...o bir ayı böyle bi duyguyla yaşadım hep bizimkilerle daha fazla zaman geçirmeye çalışıyordum bir yandanda oturduğum yer annemlere iki saat uzaklıkta koş evi yerleştirmeye çalış,işe devam et geceleri mesailerle gündüzü telafi etmeye çalış en sonunda kala kala bir hafta kaldı evlenmeye...
yirmi dokuz yaşında kazık kadar ben, koala misali annemle babamın tepesindeydim o günlerde bide evin en küçüğü benim ve evde en uzun kalan ben
nikah günü hazırlanıpta eve geldiğimde ağlamamak için ne anneme baktım nede babama biraz durduk ve salona gittik biz,arkadan ailelerimiz ahbablarımız falan filan...
bütün samimiyetimle yazıyorum neye evet dediğimi hala hatırlamıyorum elim ayağım buz gibiydi ve titreme tuttu beni,heyecan ama neyin heyecanı...nikahları bilirsiniz hemen takı ve tebrik bölümüne alınırsınız...nedense hatırladığım tek şey en büyük ablamın annemin elinden tutmasıydı ama devamlı yani,annem ve ablam allahtan ağlamıyordu çünkü ağlamaya başlarsa tutamayacağımı biliyordum kendimi...
ve işte koptuğum an babacığım kırmızı kuşakla duasını edipte kuşağı belimden dolamaya başlayınca hem o ağladı hemde ben...yazarken bile ağlayabiliyorum hala...aslında gurur verici bişey bu onun eliyle duasıyla beni eşime emanet edişi bu...ama onun kanatları altında yirmidokuz yıl yaşamışım kolaymı ağlamadan ondan ayrılmak,gerçekten kızlar babaya biraz dahamı düşkün oluyorlar nedir ki bu...geri kalanı hayal gibi hatırlıyorum çünkü tutmaya çalışıyordum kendimi daha fazla ağlamamak için babam da zaten yok oldu ortadan arada da gördüğüm annemin sonsuz kahkahaları ve üç ablam var sürekli birinin annemin koluna girmiş olmasıydı...ne yalan söyleyim annemin aslında şen şakrak olmasıda tuhaf gelmişti bana...babamla annemle ablamlarla kaç defa sarıldığımı hatırlamıyorum...porselen makyaj akmaz diyenlere resimlerimi gösterebilirim aynen bi zombi gibiydim çünkü...
evde de sürekli ağladım eşim çok anlayışlıdır beni epey idare etti sağolsun...geldi geçti işte,şimdi dalga geçiyor benle baban evde kalıcan sandıda sevinçten ağladı o kadar diye...bu arada annem sabahtan pasifflora isimli ilaç vardır bilirsiniz belki bitkisel sakinleştirici meğer onu içmeye başlamış.ablam farettiğindede bir yudumluk bırakmış annem şişede...meğer onun kahkahalar ondanmış ablalarımın elinden kolundan tutmalarınında...benden sonra hastaneye götürmüşler annemi doktor serum vermiş ve ancak uyur fazla bişey olmaz deyip eve göndermiş..ücüncü günü gidilir anne evine adettir bizde,annem o gün çok ağladı kafasını tülbentle sıkmış bir halde... hala hepimiz bir araya geldiğimizde anneme ne kadınsın be deyip o günü gülerek hatırlarız...:1rolleyes:
bazen düşünüyorum benim kadar ağlayan olmuşmudur diye sizlerin anıları nasıl arkadaşlar işin özü benden fazla ağlayanınız varmı?? :uhm: