Canım sen ne alemdesinbiriktiriyor musun :)
Eveet harika gidiyor hem de.
Sistemim şöyle;
Yol masrafını ayır, geriye kalan kağıt paralar kumbaraya. Dışarı çıkarken küçük bir bozuk para cüzdanı alıyorum yanıma. Arkadaşlarımla konuştum, genelde buluştuğumuzda yemek yerdik artık yemiyorum çay içiyorum sadece. Su şişemi de sabah evden dolduruyorum. Şekerimin düşmemesi için her ihtimale karşı çantamda meyve kurusu, ceviz vs. oluyor, bazen sandviç hazırlıyorum. Saçımı artık boyamıyorum (zaten ara verecektim çok yıpranmıştı), hedefim kuaför işlerini minimuma indirmek. Giyim ve kozmetik alışverişini tamamen bıraktım, bakım ürünlerimi idareli kullanıyorum. Kitaplığımdaki kitaplar bitene kadar yeni kitap (ders kitapları hariç) almayacağım. Sinemaya gitmek yerine evde film seyrediyorum.
Abarttığımı düşünenler olabilir. Asıl alışveriş yaparken abartıyormuşum, bunu anladım. Harcamalarımı düzenlemeye başladıkça elimdekilerin "fazla fazla" olduğunu gördüm. (7 tane far paleti, 3 ayrı dermokozmetik markasının güneş koruyucu kremi vb.) Sistem tüketim üzerine kurulu, televizyon ve internet (özellikle biz kadınları) devamlı bir şeyler satın almaya teşvik ediyor. Zaten ayıla bayıla ürün tanıtımı yapan insanlara baktığınızda farkedeceksiniz ki bu ürünler onlara reklam yapmaları amacıyla ücretsiz olarak gönderiliyor yani sponsorlular.
Beni bu konuda cesaretlendiren Selma Hekim'in TEDx konuşması olmuştu (internette bulabilirsiniz). Anladım ki satın almanın sonu yok. Elindekiyle yetinmeyi bilmek farkındalığı arttırır, birikim yapmak ise parayı doğru yerlere harcamayı sağlar.
Hep beraber birikime devam...