hayatın her anında yaşadığım eziklik ve yalnızlık

ben de mobinge uğradım geçen hafta, sesimi çıkarıp kendimi savununca da kavgacı geçimsiz ilan edildim proje müdürü tarafından... hayat bizim gibilere çok zor. insanlardan ciddi ciddi nefret etmeye başladım artık özellikle işe başladıktan sonra
Ya resmen ölümu bekler oldum bir öleyim kurtulàyım günah olmasa suan çoktan denemiştim ama dışlanmak çok kötü birşey yaa hele psikolojik rahatsızligin varsa ve bundan dolayı insanlar yàdırgıyorsa öyle acı verici oluyor ki hayat
 
Ya resmen ölümu bekler oldum bir öleyim kurtulàyım günah olmasa suan çoktan denemiştim ama dışlanmak çok kötü birşey yaa hele psikolojik rahatsızligin varsa ve bundan dolayı insanlar yàdırgıyorsa öyle acı verici oluyor ki hayat
aynen, her gün neden yaşadığımı sorguluyorum yaşıtlarım o mekan senin bu mekan benim diye gezerken ben evi mekan biliyorum. ergenliğim de böyle geçti. geçmişe bakıyorum boş yalnız ve ötekileşmiş bir hayatım oldu hep.
 
aynen, her gün neden yaşadığımı sorguluyorum yaşıtlarım o mekan senin bu mekan benim diye gezerken ben evi mekan biliyorum. ergenliğim de böyle geçti. geçmişe bakıyorum boş yalnız ve ötekileşmiş bir hayatım oldu hep.
tek dileğim bizi ötekileştirenlerin bizzat kendilerinin aynı tecrübeyi uzun zaman yaşamaları.
 
tek dileğim bizi ötekileştirenlerin bizzat kendilerinin aynı tecrübeyi uzun zaman yaşamaları.
Yalnız değilsin canım.ne demek istediğini ,ne anlatmak istediğini o kadar iyi anlıyorum ki ..hakkını savunmaya kalkarsın geçimsiz olup dışlanırsın ,birşey olur gelir seni terslerler ,ofis ortamında cool takılayım diye karar alırsın ona da rahat vermezler gelip gidip uğraşırlar .
Birşey yapmak istersin yanında adam bulamazsın ama bir bakarsın biri senden yardım istediğinde koşarak gidersin .sonra senin ihtiyacın olur ama kimde telefonunu bile açmaz .
 
Yalnız değilsin canım.ne demek istediğini ,ne anlatmak istediğini o kadar iyi anlıyorum ki ..hakkını savunmaya kalkarsın geçimsiz olup dışlanırsın ,birşey olur gelir seni terslerler ,ofis ortamında cool takılayım diye karar alırsın ona da rahat vermezler gelip gidip uğraşırlar .
Birşey yapmak istersin yanında adam bulamazsın ama bir bakarsın biri senden yardım istediğinde koşarak gidersin .sonra senin ihtiyacın olur ama kimde telefonunu bile açmaz .
yazdıkların hayatımın özeti resmen. ne yapsam olmuyor. milletin telefonu susmaz, hali hatrı sorulur, ben ise ölsem kimsenin haberi olmaz. ben bunları yaşamak için geldim sanırım. artık umudum da kalmadı düzelecek diye. ölümü bekliyorum sadece
 
yazdıkların hayatımın özeti resmen. ne yapsam olmuyor. milletin telefonu susmaz, hali hatrı sorulur, ben ise ölsem kimsenin haberi olmaz. ben bunları yaşamak için geldim sanırım. artık umudum da kalmadı düzelecek diye. ölümü bekliyorum sadece
Ölüm bu yaşadığım hayattan daha iyi olmalı. Kimseyi kırmadim kimsenin kuyusunu kazmadim iki yüzlu olmadım hep dışlandm ezildm . Yasamak istemiyorum artık
 
Ölüm bu yaşadığım hayattan daha iyi olmalı. Kimseyi kırmadim kimsenin kuyusunu kazmadim iki yüzlu olmadım hep dışlandm ezildm . Yasamak istemiyorum artık
maske takmadık ve o yüzden dışlandık hep, sahte davranmaya da çalıştım onlar gibi, ama elime yüzüme bulaştırdım. bu başlıkta bir arkadaş boyalı kuş örneği vermişti, öyle güzel bir örnek ki. önceleri yaşamamı sağlayan bir umudum vardı düzelecek diye ama o da bitti. ne kadar devam edeceğim bilmiyorum pek enerjim de kalmadı inanır mısın artık üzülemiyorum bile hissizleştim resmen sadece biyolojik olarak canlıyım. bana bunu yaşatanlar inşallah misliyle bana yaşattığını yaşar.
 
Çocukken ben de dışlanan, oyunlara dahil edilmeyen bir çocuktum. Belli bir yaşa kadar sokağa hiç çıkmamıştım. Sonra çıkınca hem arkadaş edinemedim hem de çocukların alay konusu oldum. Ne kadar yaranmaya çalışsam da olmuyordu. Hatta beni bilerek düşürüp yaralanmama sebep olmuşlardı birkaç kere. 8 yaşındayken bir gün dedim ki "bunlarla ne uğraşıcam be, evde kendi kendime oynarım oyunumu". Dışarıya bütün yaz hiç çıkmadım. Çocuklar sokağa çağırmaya kapıya geldiğinde bile kapıya gitmedim. Hep annem konuşup yolladı çocukları. Evde kardeşlerimle oyun oynadım, atari oynadım, kitap okudum, çizgi film izledim.

Yaz sonunda bir gün çocuklar çok ısrar edince annem de zorla dışarıya çıkardı beni. Çık bi güneş gör dedi haklı olarak :KK48:. O gün bütün oyunlara dahil edildim, herkes bana çok iyi davrandı. Meğer herkese yaranmaya çalışmak yerine kendim olmam yetiyormuş. Bunu fark ettikten sonra okulda da arkadaş edinmede sorun yaşamadım. Ama bu sefer de ne kadar arkadaşım olursa olsun kendi kendime geçirdiğim vakit kadar eğlenceli gelmiyordu hiçbir şey. Hala daha öyle. 8 yaşından beri evde kendi kendime oynarım oyunumu :KK33:

İnsanlara böyle delicesine ihtiyacın yok ki. Telefonunun susmaması seni gerçekten mutlu edecek mi? Eğer kendin gibi davranırsan insanlar kendileri sana gelecek. Dostum olmadı diyorsun ama zaten hayatta çoğu insanın gerçek bir dostu olmuyor. Sevgilim yok demişsin, e zaten daha 23 yaşındasın. Boşu boşuna kendini ezikleyip üzüyorsun.

Kendi ayakları üzerinde durabilen, bir mesleği olan güzel bir genç kadınsın sen. Kendini anlattığında ben bunu görüyorum. Sen de kendinde bunu görmelisin. Gençliğinin tadını çıkarmalısın. Hayatının belki de en güzel zamanlarını böyle saçma kuruntularla geçiriyorsun.

Kitaplar da terapi gibi gelir insana. Kitap okumanı öneririm.
 
Çoğu kişi fark etmeyecek bu başlığı fark edenler de okumaya üşenecek belki, ama ben gene de yazacağım çünkü içimdekileri bu kadar uzun bir yazıya dökecek kadar doldum. Bu kadar dolmama neden olan yaşadıklarımdan ziyade bu yaşadıklarımın kısır döngü olduğu ve bu döngüden hiç kurtulamayacağım düşüncesi. Yaşadığım her şey ve kendi zayıflığım bu düşünceyi sürekli körüklediğinden ve kuvvetlendirdiğinden artık bu düşüncenin doğruluğuna kendimi inandırdım. Belki bu yazıyı okuyan biri çıkar, belki benle benzer durumları yaşayanlar vardır. Bunlar da dert mi diye düşünecek kişiler de olacak belki ama bizzat yaşayan bilir, bunlar çok ağır geliyor insana ve ben bu döngüden çıkamama gerçeğine daha fazla dayanamayacağım.
Küçüklüğümden beri hep grupların dışında kaldım, girdiğim grupların da zayıf halkası hep ben oldum. Bir kişi oyun grubu oluştururdu, ben oluşturmaya kalksam kimse katılmazdı bile. Sanki yokmuşum gibi. Arkadaş gruplarında bir yere gidileceği zaman unutulan tek kişi ben olurdum. Öğle teneffüsü olurdu, grupça kantine inilirdi, işi uzayan sona kalan kim olursa olsun grup o kişiyi beklerdi, benim dışımda. Eğer sona kalan ben isem grubun çok umrunda olmaz ve sınıfa çıkarlardı. Sona kalan Ayşe, Fatma bilmem kim ise onlar beklenirdi. Bu çocukluk zamanlarımla sınırlı kalmayıp ergenliğime de sıçradı. En iyi arkadaşım dediğim kişilerin en iyi arkadaşları hiçbir zaman ben olmadım. Ergenlik dönemimde beraber sinemaya gidelim diyeceğim ya da beni davet edecek bir arkadaşım hiç olmadı. Elimden geleni de yapıyordum halbuki, sıcakkanlı davranıyordum, fazla yılışmıyordum her şeyi kararında götürüyordum ya da ben öyle sanıyordum. Ne zaman biriyle tanışsam ilk zamanlarda sıcak davranan bu biri, ileriki zamanlarda sanki hakkımda utanç verici bir dedikodu dönmüş gibi benden hızla uzaklaşıyordu. Lisenin bahar şenliklerine " yanımda kimse yok tek başıma nasıl eğleneceğim ki" deyip hiç gitmedim. Yalnızlığımdan utanırdım ama kaçamıyordum da üstümde bir kara büyü varmış gibi. Okulda ya da dershanede sanki vebalıymışım gibi sınıfta yanı boş olan kişi hep ben oldum,istisnasız, inanın.
Üniversitede de bu durumdan kurtulamadım. Bu sefer bir tane arkadaş edinebilmiştim kendime ancak o arkadaşın da bir arkadaşlığını göremedim. Yine de yalnızlıktan iyidir deyip attığı kazıklara rağmen yanında olmaya devam ettim. İlk defa sinemaya gittiğim arkadaşım oydu, cafeye gittiğim de. Asosyal değildim ama bilmediğim bir sebepten insanlar hep benden uzaklaşıp bana karşı tiksinti ya da acıma dolu bakışlar atıyordu. Tanımadığı kişiyle bile notlarını paylaşan öğrenciler nedense bende hep bir bahane buluyordu. Mezuniyet günümde de bu dışlanılmışlığın utancını ve kaygısını yaşadım. Diploma için ismi anons edilen her kişi alkışlanıyordu. Ben ise alkışlanmayacağımı biliyordum ve ailemin bu dışlanmışlığa şahit olmasının vereceği ağır utanç duygusu beni daha da streslendiriyordu. Evet dışlandığımdan utanıyordum ve ailemin de bu dışlanmışlığımı ve ezikliğimi görmesinden çok korkuyordum. Ama ilginçtir orada ismim anons edildiğinde alkış sesleri geldi çok olmasa da. Sanki hiç hazırlanmadığım çok önemli bir sınav birkaç ay sonraya ertelenmiş gibi müthiş bir rahatlık ve mutluluk yaşadım. Bu alkış herkes için olağandı ama benim için imkansız gibi bir şeydi.
Şu an 23 yaşındayım ve çalışmaktayım. Ofiste 6 kişiyiz. Tahmin edeceğiniz gibi tek dışta kalan kişi benim. Günaydınına cevap verilmeyen iyi akşamlarına kem küm ses çıkartılan kişi benim. Yemekhanede genelde yalnız yemek yiyen, ya da ofisteki grubuyla gittiğinde sona kalırsa beklenmeyen tek kişi benim. Hiç sevgilim de olmadı, dostum da. Sadece arada bir iki yazdığım üniversite arkadaşım var yukarıda bahsettiğim.
Bunları hak etmek için ne yaptım bilmiyorum, hayatımın her anında ve her ortamda böyle ezik ve dışlanmış olmak için bilmeden insanlara hakaret falan yağdırıyorum herhalde. Milletin telefonları susmazken bana haftada anca bir iki kere gelen whatsapp mesajı, ona da şükür diyorum aylarca kimsenin mesaj attığı olmadığı zamanları da yaşadım çünkü. Daha fazla böyle devam edebilir miyim bilmiyorum. Birkaç kez intihara kalkışmıştım ergenken, şu an da aklıma gelip gelip gidiyor. Nickimi de bilinçli böyle aldım, prozac kullanıyorum, yaşadıklarımı bir nevi takmamamı sağlıyordu ama artık o da yetmiyor. Hiçbir psikolog psikiyatr da çözüm etmiyor sanki hepsi para tuzağıymış gibi, boş boş dinliyorlar ve seans bitimini bekliyorlar.
Ay kendimi okudum resmen. Şu anda da felaket bir iş deneyiminden sonra işten çıkarıldım. Mobbingin alasını yaşadım üstelik. Burada bile milletin konuştuğu konuya ben cvp yazınca kimse o konuyu konuşmaz oluyor.Soğuk biri diyorlar benim içim. Ama yeni bir ortamda ya da yeni biriyle tanışırken o kDar utanıyorum ki hemen ortama giremiyorum. Sonra soğuk diye damga yiyorum. Vıcık vıcık öpüşmeleri muhAbbetleri sevmiyorum. Üzülme arkanda bırak. Daha çokgençsin.
 
Ay ilk önce onlar kendilerini sevsin. Sende bu saçmalıkları bırak bir an önce pro. Kimse seni kötü hissettiremez tamam mı? Bu hayat senin. İster bir gün neşeli olup her tarafına emoji kağıtları yapıştırir çıkarsın, ister buzdağı olup elinde bir kova buzla gezersin. 'Kime ne, banane, ona ne , sana ne' Hayir onlar hergün kokarcayi sırtlanip geliyorlar birşey diyor muyuz, hayır. Çünkü ruhumuz ezik değil. Çünkü kıskanıyorlar.
 
İnsanların sosyal çevrelerinin geniş olması sürekli gezip tozmaları onların çok sevildikleri ya da
gerçek dost sahibi oldukları anlamına gelmiyor ki.. Bakın bu dünyada herkes kendini, kendi çıkarını
ve mutluluğunu düşünür. İnsanlar biriyle iyi ve eğlenceli vakit geçirdiği için onunla sürekli
birlikte olmak arkadaş olmak ister. (yüzeysel arkadaşlıktan bahsediyorum)
Mesela bir arkadaşım vardı erkek.. çocuk o kadar eğlenceli, esprili ve neşeli ki Cem Yılmaz'dan daha
komiktir ortamlarda sürekli aranır çünkü insanları güldürüyor bu onun bir özelliği yani kimse
benimle arkadaş olsun sevsin diye özellikle yapmıyor karakteri böyle ama hepimiz böyle
değiliz napalım insanlar bizi sevsin diye olmadığımız hissetmediğimiz gibi mi davranalım.
Siz belki çok iyi kalpli, kültürlü, bilgili, bir şeyler öğrenilecek ve yardımsever birisinizdir ama
insanlar sırf sizle eğlenmediği ve sizi sıkıcı bulduğu için arkadaş olmayabilir.
Peki bu neden önemli olsun ki? Siz kendinize değer verin o da onların vizyonsuzluğu deyin geçin.
Mutluluğunuz başkalarına bağlı olmasın kendi kendinize mutlu olun.

Mobing konusunda da mobinge uğramayan zaten çok azdır ama hayat maalesef böyle bişey ezildikçe
artık daha dayanıklı güçlü ve umursamaz oluyorsun. Siz daha çok genç ve yolun başındasınız ve
bence biraz hassas, naif, her şeyi fazla umursayan bir karakteriniz var sorunların tüm kaynağı bu..
 
yazdıkların hayatımın özeti resmen. ne yapsam olmuyor. milletin telefonu susmaz, hali hatrı sorulur, ben ise ölsem kimsenin haberi olmaz. ben bunları yaşamak için geldim sanırım. artık umudum da kalmadı düzelecek diye. ölümü bekliyorum sadece
Bir kaç kere yakın sandığım arkadasıma aynı şeyi söyledim .’ölsem haberin olmayacak’ çünkü bunalmıştım bir dönem ,ararsın ulaşamazsın ,mesaj atarsın iki gün sonra birşey yokmus gibi cevap gelir ,bu sefer sen cevap vermezsin ama sen suçlu olursun .
İşte bu sebeplerden herkesi hayatımdan çıkardım ,kendi kendime takılıyorum .iş yerinde de mobbingin kralını görüyorum,onunla da mücadele etmeye çalışıyorum ,en azından millete yaranmak için kişilik değiştiren omurgasızlardan olmuyorum ,kişiliğimi koruyorum ..
 
Bir kaç kere yakın sandığım arkadasıma aynı şeyi söyledim .’ölsem haberin olmayacak’ çünkü bunalmıştım bir dönem ,ararsın ulaşamazsın ,mesaj atarsın iki gün sonra birşey yokmus gibi cevap gelir ,bu sefer sen cevap vermezsin ama sen suçlu olursun .
İşte bu sebeplerden herkesi hayatımdan çıkardım ,kendi kendime takılıyorum .iş yerinde de mobbingin kralını görüyorum,onunla da mücadele etmeye çalışıyorum ,en azından millete yaranmak için kişilik değiştiren omurgasızlardan olmuyorum ,kişiliğimi koruyorum ..
Ben de bugun dayanamayip ağlaya ağlaya istifa mi verdm. Bir kişi bile benimle konuşmuyordu. Öyle değersiz öyle mutsuz hissediyorum ki anlatamam. İlk günden beri bana böyle davrandılar. Sonradan duydum ki başka arkadaşları gelecek mis benim olduğum pozisyonà ama ben daha hızlı davranmışm gerçi bilmeden müracaat ettim tabi o ise .ama beni bir türlü kabul etmediler ise başladım bir hafta sonra evlendim hayırlı olsun bile demediler şok oldum. Resmen hayalet gibi yım aralarında ben yokmuşm gibi davranıyorlar.
 
Merhaba. Öncelikle sizi çok iyi anladığımı söylemek istiyorum.
Yazdığınız mesajdan iletişim açısından (en azından yazılı olarak) bir problem olmadığı çıkarımına vardım nacizane.
Ben anaokulundayken ve ilkokuldayken aynı sizin gibi hissediyordum. Niye ben de onlar gibi olamıyordum ki? Niye beni aralarına almıyorlardı? Bunları çok aklıma takıyordum. Baya üzülüyordum, canım sıkılıyordu. Daha çocuktum fakat o zamanki hislerimi hatırlayınca hala içim sızlar. Peki nasıl çözdüm bunu?
Direk sadece buydu diyemem ama bi kaç şeyi sıralamak istiyorum. O zamanlar sosyal medyaya merak salmıştım ve sorun çıkmadan insanlarla iletişim kurabildiğimi, bana bir şeyler danıştıklarını ve benim aslında sosyalleşebildiğimi görmüştüm. Bu beni çok mutlu etmişti. Sonra okulumda o zamanlar çok popüler olan gözümde çok büyüttüğüm ama yıllar sonra 1iyle çok iyi arkadaş olacağım biriyle ise normal bir şekilde görüşebileceğim 2 kız ortaokulda farklı yerlere gitmişlerdi. Ve ben belki normalde (kötü bir hisle) burun bükebileceğim ama bana ilaç olan bir arkadaş buldum. Ve benim için ilaç gibi oldu o. Aşk ve Gurur diye bir film var oradaki Elizabeth karakterini çocuk aklıyla kendime uyarlamıştım. Bazı duyguları hala içimde yaşıyorum hala her şey tozpembe değil ama çok daha iyi oluyor.
 
Bu yaziyi okurken gözümden yaş geldi. Sosyal hayatta tanışsak iyi anlaşacağız belli ki. Çünkü beni anlatıyorsun. Küçüklüğümden beri ben de sosyal çevrede sorunlar yaşıyorum. Okulda herkes birbiriyle oyun oynardı tuhaf bir şekilde ben tek kalırdım birini bulamazdım. Yaşım 24. İlkokuldan beri sanki her yere fazla geldim. İnsanlar benimle 1 veya 2 kez buluşurlardi sonra ellerini ayaklarını çekerlerdi. Çalışıyorum şu an. Tek sevilmeyen insan yerine konulmayan benim. Arkadaş bulamıyorum iş yerinde sev8lmiyorum. Neden napıyorum anlamıyorum. Hep görünmez oldum. Keşke gerçek hayatta görseydim seni belki birbirimize iyi gelirdik
 
giyim tarzımı genelde beğenirler, elimden geldiğince kibar davranmaya çalışıyorum herkese ve bencil olmamaya çalışıyorum, genelde konuşmaları dinliyorum, onaylayıcı tavır içerisindeyim
Sevilmenin yolunun onaylamak ve takdir etmekten geçtiğini mi düşünüyorsunuz? Aksine kendi fikirlerinizi ortaya koymalısınız. Uyumsuz biri olmanıza gerek yok ama uyumlu olacağım diye kendi fikirlerinizi gizlemek ya da karşındaki ne söylese çok güzel, evet, bence de demek, her söylenene uymak gibi davranışlar mesela bana göre tam aksi itici şeylerdir. Onaylanmama endişeniz fobi haline gelmiş sanki. Çocukluk döneminde ailenizle iletişiminiz nasıldı çok baskıcı ve eleştirel miydiler? Mükemmeliyetçi anne babalar pasif çocuklar yetiştiriyor maalesef.
 
X