hayatın her anında yaşadığım eziklik ve yalnızlık

O prozacı da lustralı da çöpe at. Uyku yapıyor. İnsanlara zayıf yönünü gösterme. Hep yüksekte ol. Yazlık muhabbeti, araba muhabbeti, ev muhabbeti yap. Onları evine davet et yedir içir. Yedikleri sürece arkadaş olurlar.
 
Kıza neler yakıştırdınız. Ağzı filan kokmuyor. Tertemiz kız. Sadece yalakalık yapmıyor, dürüst, samimi, temiz, ciddi. Şu andan itibaren bir arkadaşı var. Ben. İnsanlar oturduğu siteye, altındaki arabaya, eşinin işine, çocuğunun gittiği okula, tatili yaptığın yere, paraya mülke göre arkadaşlık kuruyor çünkü. O da bunları yapmıyor.
Sen hafaza melegimisin, nereden biliyorsun bu saydığın vasıflara sahip olduğunu. İnsanlar durduk yere niye dışlasın, o onu yapmıyormuş sen benim bildigimden daha fazla ne biliyorsun su an haspam... Al okuda biraz bilgin artsın, belki gercekten boyle bir problemi var farkinda degil.
Beslenme sonrasında ve sabah uyandığımızda oluşan ağız kokusu, fizyolojik ağız kokusu olarak tanımlanır ve bir hastalık belirtisi değildir. Bunun dışında meydana gelen ağız kokusu genellikle bir hastalık belirtisi olarak kabul edilir ve patolojik ağız kokusu olarak tanımlanır. Sinüs ve akciğer kaynaklı enfeksiyonlar, şeker hastalığı (aseton kokusu gibi) ve karaciğer yetmezliği gibi birçok sistemik rahatsızlık, ağız kuruluğu, yetersiz ağız hijyeni, tütün ve alkol ürünleri, dişeti hastalıkları ve diş çürükleri ağız kokusunun başlıca nedenleridir. Ağız kokusu; %90 oranında ağız kaynaklı sebeplerden bunun dışındaysa, %8 üst solunum kaynaklı, %1 oranında sindirim sistemi, %1 oranında metabolik sebeplerden kaynaklanır.
 
Çoğu kişi fark etmeyecek bu başlığı fark edenler de okumaya üşenecek belki, ama ben gene de yazacağım çünkü içimdekileri bu kadar uzun bir yazıya dökecek kadar doldum. Bu kadar dolmama neden olan yaşadıklarımdan ziyade bu yaşadıklarımın kısır döngü olduğu ve bu döngüden hiç kurtulamayacağım düşüncesi. Yaşadığım her şey ve kendi zayıflığım bu düşünceyi sürekli körüklediğinden ve kuvvetlendirdiğinden artık bu düşüncenin doğruluğuna kendimi inandırdım. Belki bu yazıyı okuyan biri çıkar, belki benle benzer durumları yaşayanlar vardır. Bunlar da dert mi diye düşünecek kişiler de olacak belki ama bizzat yaşayan bilir, bunlar çok ağır geliyor insana ve ben bu döngüden çıkamama gerçeğine daha fazla dayanamayacağım.
Küçüklüğümden beri hep grupların dışında kaldım, girdiğim grupların da zayıf halkası hep ben oldum. Bir kişi oyun grubu oluştururdu, ben oluşturmaya kalksam kimse katılmazdı bile. Sanki yokmuşum gibi. Arkadaş gruplarında bir yere gidileceği zaman unutulan tek kişi ben olurdum. Öğle teneffüsü olurdu, grupça kantine inilirdi, işi uzayan sona kalan kim olursa olsun grup o kişiyi beklerdi, benim dışımda. Eğer sona kalan ben isem grubun çok umrunda olmaz ve sınıfa çıkarlardı. Sona kalan Ayşe, Fatma bilmem kim ise onlar beklenirdi. Bu çocukluk zamanlarımla sınırlı kalmayıp ergenliğime de sıçradı. En iyi arkadaşım dediğim kişilerin en iyi arkadaşları hiçbir zaman ben olmadım. Ergenlik dönemimde beraber sinemaya gidelim diyeceğim ya da beni davet edecek bir arkadaşım hiç olmadı. Elimden geleni de yapıyordum halbuki, sıcakkanlı davranıyordum, fazla yılışmıyordum her şeyi kararında götürüyordum ya da ben öyle sanıyordum. Ne zaman biriyle tanışsam ilk zamanlarda sıcak davranan bu biri, ileriki zamanlarda sanki hakkımda utanç verici bir dedikodu dönmüş gibi benden hızla uzaklaşıyordu. Lisenin bahar şenliklerine " yanımda kimse yok tek başıma nasıl eğleneceğim ki" deyip hiç gitmedim. Yalnızlığımdan utanırdım ama kaçamıyordum da üstümde bir kara büyü varmış gibi. Okulda ya da dershanede sanki vebalıymışım gibi sınıfta yanı boş olan kişi hep ben oldum,istisnasız, inanın.
Üniversitede de bu durumdan kurtulamadım. Bu sefer bir tane arkadaş edinebilmiştim kendime ancak o arkadaşın da bir arkadaşlığını göremedim. Yine de yalnızlıktan iyidir deyip attığı kazıklara rağmen yanında olmaya devam ettim. İlk defa sinemaya gittiğim arkadaşım oydu, cafeye gittiğim de. Asosyal değildim ama bilmediğim bir sebepten insanlar hep benden uzaklaşıp bana karşı tiksinti ya da acıma dolu bakışlar atıyordu. Tanımadığı kişiyle bile notlarını paylaşan öğrenciler nedense bende hep bir bahane buluyordu. Mezuniyet günümde de bu dışlanılmışlığın utancını ve kaygısını yaşadım. Diploma için ismi anons edilen her kişi alkışlanıyordu. Ben ise alkışlanmayacağımı biliyordum ve ailemin bu dışlanmışlığa şahit olmasının vereceği ağır utanç duygusu beni daha da streslendiriyordu. Evet dışlandığımdan utanıyordum ve ailemin de bu dışlanmışlığımı ve ezikliğimi görmesinden çok korkuyordum. Ama ilginçtir orada ismim anons edildiğinde alkış sesleri geldi çok olmasa da. Sanki hiç hazırlanmadığım çok önemli bir sınav birkaç ay sonraya ertelenmiş gibi müthiş bir rahatlık ve mutluluk yaşadım. Bu alkış herkes için olağandı ama benim için imkansız gibi bir şeydi.
Şu an 23 yaşındayım ve çalışmaktayım. Ofiste 6 kişiyiz. Tahmin edeceğiniz gibi tek dışta kalan kişi benim. Günaydınına cevap verilmeyen iyi akşamlarına kem küm ses çıkartılan kişi benim. Yemekhanede genelde yalnız yemek yiyen, ya da ofisteki grubuyla gittiğinde sona kalırsa beklenmeyen tek kişi benim. Hiç sevgilim de olmadı, dostum da. Sadece arada bir iki yazdığım üniversite arkadaşım var yukarıda bahsettiğim.
Bunları hak etmek için ne yaptım bilmiyorum, hayatımın her anında ve her ortamda böyle ezik ve dışlanmış olmak için bilmeden insanlara hakaret falan yağdırıyorum herhalde. Milletin telefonları susmazken bana haftada anca bir iki kere gelen whatsapp mesajı, ona da şükür diyorum aylarca kimsenin mesaj attığı olmadığı zamanları da yaşadım çünkü. Daha fazla böyle devam edebilir miyim bilmiyorum. Birkaç kez intihara kalkışmıştım ergenken, şu an da aklıma gelip gelip gidiyor. Nickimi de bilinçli böyle aldım, prozac kullanıyorum, yaşadıklarımı bir nevi takmamamı sağlıyordu ama artık o da yetmiyor. Hiçbir psikolog psikiyatr da çözüm etmiyor sanki hepsi para tuzağıymış gibi, boş boş dinliyorlar ve seans bitimini bekliyorlar.
Sandığınız gibi sizin yazdığınız mesajı uzun bulup okunamazlık yapmadım aksine hepsini okudum. Sizin yaşadığınız sorunları Zaman Zaman ben de çektim . Sonra kendimi değiştirme kararı aldım kilo verdim birkaç şeyi daha değiştirdim kendimde . Sonra ne fark ettim biliyor musunuz ? Kilit nokta sizsiniz . Siz kendinize güvenirseniz her şey çözülecek, siz kendinizi bu kadar yargılar ve ezerseniz insanlar ne yapsın? Size tavsiyem matthew mckay ve patrick fanning in özgüven kitabını okumanız ama şiddetle tavsiye ediyorum. Bunu yaparken de eğer inanıyorsanız dua ve zikire yönelmeniz. İstediüiniz Zaman bana mesaj atabilirsiniz
 
Ayrıca ek olarak söylemek istediklerim de şunlar; bence öncelikle kendine yönelmelisin
mesela mesleğin ne ? Kendini geliştir bu konuda
Daima elinde kitap olsun iş yerinde molalarını falan öyle geçir .
Kimseyle muhabbete girmeye çalışma , ben senin söylediğin kadar olumsuz olduğunu düşünmüyorum ama madem arkadaş olmuyorlar çek kendini onlara ihtiyacın yok bugüne kadar yanında kimse yokmuş madem ...
Sağlıklı beslenme konusuyla ilgilenebilirsin spor yap spor psikolojini rahatlatır Mutlu eder
Kendine bitki çayları götür iş yerine
Dine yönel
Film dizi izle
Güzel müzikler keşfet ...
Gezilere katıl...

Bunları yaptığında kendine güvenin tazelenecek kendi kendine yetmeyi öğreneceksin ...
İnsanlar kendine güvenen insanları merak eder ve arkadaş olmak ister ... Kendiliğinden olur böylece her şey. Ama olmasına da gerek yok kendi kendine yetiyorsun zaten değil mi :) zaten doğru insanlar olmadığı sürece arkadaş dost sevgili hepsi insana mutsuzluk dışında bir şey vermiyor. Kasma ve kendine yönel . Mutluluk sende
 
genelde ortamdayken ne yapmalıyım diye stres içinde oluyorum nasıl konuşacağım ne demeliyim gibi gibi

Bu da rahat olamamana dolayisiyla dogal gorunmemene sebep oluyor.
Sonra gozlerin kaygili bakiyor. Ve emin ol insanlar bunu hissediyolar
Ayni durumdayiz. Bak burda bile ne kadar cok kisi seninle ayni seyleri hissettiginden bahsetmis. Yalniz degilsin emin ol. Ben de mesela bu sorunlarimi da cozebilmek adina psikologa gidiyorum. Arkadas edinmek adina kurslara fln gitmek istiyorum ama sadece istemede kaliyor. Olumsuz dusuncelerimi kiramiyorum. Cunku tek basima yapamayacagimi anldim. Senin ayrica ilaclik bir durumun oldugunu sanmiyorum canim. Iyi bir psikoterapi bunun ustesinden gelir.

Mesela sana bisey anlaticam. Lazer icin bi yere gidiyorum. Boyle iyi olayim diye gayet ezik tavırlar sergiliyorum. O anda ben de farkindayim ama insanlarla kotu olmak istemiyorum. Oraya havali kadinlar da geliyor. Sirf bu yuzden onlara olan yaklasim bile farkli oluyo. Gercekten havali, burnu dusse yerden almayacak, biraz da cirkef tipler ayri bi saygi goruyo. Bunun sebebini bilemiyorum ama sonuc olarak insanlar ezik tipleri daha da ezilecek kisiler olarak goruyolar sanirim. Ya da kendine duydugun ozsaygi insanlara da yansiyo. E sen kendine saygi duymuyosan onlar da duymuyo
 
Ah doğum günleri... Herkesin ki kutlanır benimki atlanır. Ben de doğum günleri gereksiz nolmus yani 365 gün geçmişse diyip kimseninkini kutlamiyorum. Ama altında benimkinin kutlanmamasi var kendimi avutuyorum. İnşallah çözümü buluruz. Bence arayan devasini bulur.
bende de aynıydı başkalarınınki kutlanırken benimki unutulurdu
 
Kıza neler yakıştırdınız. Ağzı filan kokmuyor. Tertemiz kız. Sadece yalakalık yapmıyor, dürüst, samimi, temiz, ciddi. Şu andan itibaren bir arkadaşı var. Ben. İnsanlar oturduğu siteye, altındaki arabaya, eşinin işine, çocuğunun gittiği okula, tatili yaptığın yere, paraya mülke göre arkadaşlık kuruyor çünkü. O da bunları yapmıyor.
çok teşekkür ederim :)
 
Siz de bi sorun yok. İnsanlar sizi kullanamayacaklarını anladıkları için böyle davranıyorlar. Çünkü insanlar çıkar ilişkisi kurarlar. Ya da kendilerinden üstün gördükleri kişilere yaklaşmaya çalışırlar. Ben de senin gibiyim. Akrabalarıma yakınım. Sakın onlara kek poğaça yapma, yerler yine yüzüne bakmazlar. Sinema, tiyatro, kurs vb etkinliklere katıl. Sağlam bi erkek arkadaş bul. Gerisini boş ver.
erkek arkadaş bulabilsem keşke bu kadar yalnız hissetmezdim
 
Ya çok alakasız gibi olacak ama ağız kokun olabilir mi acaba ? Ben ağzı kokan insanlara pek yaklaşamıyorum istemsiz kötü bir intiba bırakıyor bende.
öyle bir durumum yok sanırım eğer olsa her eksiğimi yüzüme vuran annem söylerdi eminim
 
O prozacı da lustralı da çöpe at. Uyku yapıyor. İnsanlara zayıf yönünü gösterme. Hep yüksekte ol. Yazlık muhabbeti, araba muhabbeti, ev muhabbeti yap. Onları evine davet et yedir içir. Yedikleri sürece arkadaş olurlar.
evet kullandığımdan beri enerjim kalmadı, azaltarak bitireceğim umarım.
 
Canım ben de üniversiteye kadar söylediklerini yaşıyordum.Kaynağını buldum sonradan,babamın aşağılayıcı sözleri Davranışları..
Ankara'da yaşıyormuşsun,ben de Ankaradayım ve geleli çok olmadı.İstersen bir avm de buluşup ark olabiliriz canım.Seni anlarım
 
Canım ben de üniversiteye kadar söylediklerini yaşıyordum.Kaynağını buldum sonradan,babamın aşağılayıcı sözleri Davranışları..
Ankara'da yaşıyormuşsun,ben de Ankaradayım ve geleli çok olmadı.İstersen bir avm de buluşup ark olabiliriz canım.Seni anlarım
Ankarada oturan bir baska yalniz arkadas daha kabul eder misiniz
 
Seni çok iyi anlıyorum.
Arkadaş çevresi değiştir yada kendini!
Bana çok değer veren geç kalırsam bekleyen arayan soran ve senin yokluğunu hissettiğin herşeyi yapan arkadaşlarım da oldu hala da varlar ama 3 kişi sadece ama az olsun öz olsun hepside farklı yerlerden arkadaşım. Çoğu on senesini doldurmuştur.
Onun dışında ben onlara değer verirken beni kullanıp sonra yokmuşum gibi davrananlarda oldu. Bunlar kim mi çıkarcı yapmacık sırf kaybetme korkusuyla insanlara gülücükler saçan kankacılık yapan birbirleriyle cıvık cıvık aşkım bitanem vs saçma sapan sevgi gösterileri yapan karaktersizlerdi. Bende doğruya doğru yanlışa yanlış diyen samimiyetsizliği sevmeyen biriyim işte bu iki karakter çatısınca ben kendimi ne kadar dürüst saf temiz hissetsem kendim iyi biri gibi görsem de o karakterde insanlar biz gibileri salak olarak algılayıp dışlanmaya çalışıyorlar akıllarınca buna bizzat şahit oldum gruptan dışlanan çok iyi bir kız vardı arkadasından çok saf salak o çekilmiyordu dediler ya doğruların yanlış yanlışların doğru olduğu bir dünyada yaşıyoruz malesef ya kendin gibi biriyleriyle arkadaş olmayı yani dostunu iyi seçmeyi öğreneceksin yada yapabilirsen sende yapmacık davranacaksın o şekilde onlarca arkadaşın olur.
Bak anılarım depresyon ya üniversitesi okurken yurtta benim herşeyim olurdu kimseden birşey istemeyi sevmem muhtaç değilken benden otlanmaya çalışanlardanda nefret ederdim kullandırtmazdım eşyalarımı odaya biri geldimi ilgilenedirdim yardım ederdim gezdirirdim yeni kazandıysa sonra bir bakardım diğer kızlarla kanka olmuşlar birbirlerinin kıyafetlerini giyerek izinsiz dolaplarını karıştırır aşkımlı konuşmalar birlikte uyumalar falan samiyetsizlik abideleri. Ben dışlanırdım bir anda o yüzden herkese iyi davranmamak lazım. Mesafeli ol iyi tanı öyle değer ver insanlara.

İş yerinde ise maalesef biraz alttan alman lazım bence çünkü iş arkadaşlarını sen seçmedin her gün işte mutsuz olacağına işini değiştir imkanın varsa ve yeni yerde daha ılımlı davran kimseye yaranmaya çalışma fikirlerinin çoğunu kendini sakla sıkarsa muhabbet dinliyormuş gibi yap ama zıt gitme daha çok mutlu olursun.

Uzattım biraz kusura bakma son olarak Mümin Sekman'ın herşey seninle başlar kitabını okumanı tavsiye ederim dibe vurmuş hissediyorsun o sana kendini sevdirecek ve istediğin her ne olursa ona ulaşman için yol gösterecektir. Ben defalarca okudum okudukça hayat felsefenin oldu. Öyle boş sadece motive edici geçici gaz veren bir kitap değil.

Umarım yakın zamanda sıkıntından kurtulursun canım
 
Hmm biz kizlarla vakit buldukca günü birlik workshoplara katılıyoruz cikolata kurabiye gibi seylerin yapimi, yada alisveris bazende sadece sohbet katıl bize dicektim ama ankaradaymıssın:) sonucta uzman psikologlrda yardımcı olabilir belki ama yeni insanlar yeni ortamlar anında insanı kendine getirebilir:)
Nerdesin ben gelim ben de yalnizim:)
 
Yani tabi herkesle her şey konuşulmaz ama karakterini az çok beğendiğim güvendiğim insanlarla özel hayatımı da konuştuğum oluyor detaya girmesem de. Onların özel durumlarını da aklımda tutmaya çalışıp sorarım noldu ne bitti diye. Bazen gündemdeki olaylar, bazen işle ilgili meseleler. Canımı sıkan kişiler varsa anlatırım. Onlar da anlatır. Giyim kuşam konuştuğumuzda olur. Tavsiye veririm ya da fikir sorarım. Biraz karşınızdaki kişilerce ortak alanlarınızı belirlemeye çalışın.
Ben sahsen isyerinden kanka aramiyorum.Az mic mic ama saygi bekliyorum.Aa yok mic mic olduklarina sonsuz saygi micmic olmadiklarina ise sen kim kopek oluyorlar.Sirf buyuzden daha iyi sohbet edeyim ama yok kafadar degiliz zaten herseyi konusmak bana gereksiz geliyor ben surekli gordugum is arkadasimla hergun hergun konusacak ne bulabilirim onlar ne buluyorlar konusacak surekli sasiyorum.. Bana normal saygi yetecek .Boyle bir aradayim ben de.
Ben olsam oyle yapmam.Herkese saygi duyarim.
Kendimi de sucluyorum bazen ama yok;
Ben normalim ,bu isyerinde muhatap oldugum insanlar bir tuhaf.Farkli bakiyoruz herseye.Yirticilar bir kere..Ama bir saygiyi hakediyoruz.
Ayrica senin o arkadaslarina da diyorum ki:Terbiyesizler!
Peki sen hic ozelestiri yaptin mi .?Neden olabilir.Onlar haksiz da olsa bir nedenleri vardir.
 
Son düzenleme:
Canım bir ortamda sadece arkadaşlarını dinliyor olumlu olumsuz hiç bir konu hakkında yorum yapmıyorsan insanlar seni ketum,sinsi,içten pazarlıklı gibi algılayabilir.Hep dinlemek olmaz biraz da sen anlatıp paylaşacaksın ki karsındaki de senle yakınlık kursun.Daha fazla paylaşımcı ol düşüncelerini çekinmeden söyle,konusulan konularla ilgili sen de örnekler ver bir olay anlat. Unutma hiç birimiz birbirimizden üstün değiliz kendini aşağılamayı bırakmalısın
Bunlar genelde dedikodu kisminda oluyor.Gruplasmalara taraf olmuyorsan ortada kaliyorsun.
 
X