E
EU1
Ziyaretçi
- Konu Sahibi EU1
- #1
HAYAT BİR OYUN HAMURUDUR ASLINDA
Her zaman ki gibi oğlunu okuldan almaya gitmişti genç bayan. Oğlu henüz 6 yaşındaydı ve anasınıfına gidiyordu. Her gün yeni şeyler öğreniyordu. Oğlunu almaya her gün yarım saat erken gidiyordu. Sınıfın bir köşesinde oturup oğlunu izliyordu yarım saat boyunca.
Bugün de aynısını yapmıştı. Bugün kü konuları oyun hamurundan şekiller yapmaktı. Özenle arabasını bitirmeye çalışıyordu oğlu. Bundan mutluluk duyuyordu. Çünkü arabalar onun idealiydi. Ve herkes istediğini yapmakta özgürdü.
Oğlunu izlerken birden kendi anasınıfı günleri geldi gözünün önüne. Öğretmeni ona oyun hamurunu verdiğinde nasıl da heyecanlanmıştı. Küçücük yüreğinde yapacağı bebeğin hayalini kurarken öğretmeni ısrarla bir ev yapmasını istemişti. Ne kadar da hayal kırıklığına uğramıştı. Elin de sadece bir hamur vardı ve o çok istemesine rağmen bebek değil de ev yapmak zorundaydı. O an alıp kaçmak istemişti o hamuru. Kaçıp gitmek ve kimsenin ona ne yapmasını söylemeyeceği bir yerde çok istediği o küçük bebeği yapmayı… Ama çaresiz ev yapmıştı istemeye istemeye…
Bunları düşünürken aslında hayatında bir oyun hamuru olduğunu fark etti. Evet hayat bir oyun hamuruydu ve bizim elimizde şekilleniyordu. Peki ona nasıl bir şekil vereceğimizi gerçekten biz mi seçiyorduk yoksa kurallar, baskılar yada daha farklı etkenler mi nasıl şekil vereceğimizi belirliyordu?
Aslında bu zor bir soruydu. Çünkü hayatı şekillendirmek herkese göre değişiyordu. Kişinin yapısına, yaşadığı çevreye, kişiliğine, kendine olan güvenine, üstündeki baskıya ,her şeye göre değişiyordu aslında. Herkes ya bir araba ya bir bebek yapmak istiyordu. Ama üzerindeki tabular onların zorla ev yapmak zorunda kalmasına neden oluyordu.
Hangisi doğru bilmiyordu genç kadın. Ev yapmayı istememek ve oradan kaçıp kimsenin ona karışmadığı bir yerde bebek yapmak mı yoksa kalıp ev yapmak mı? Elinde tek bir hamurla kendi ideallerini mi gerçekleştirmek yoksa başkalarının yapmasını istediklerini mi yapmak?
…………………………
nur1835
Her zaman ki gibi oğlunu okuldan almaya gitmişti genç bayan. Oğlu henüz 6 yaşındaydı ve anasınıfına gidiyordu. Her gün yeni şeyler öğreniyordu. Oğlunu almaya her gün yarım saat erken gidiyordu. Sınıfın bir köşesinde oturup oğlunu izliyordu yarım saat boyunca.
Bugün de aynısını yapmıştı. Bugün kü konuları oyun hamurundan şekiller yapmaktı. Özenle arabasını bitirmeye çalışıyordu oğlu. Bundan mutluluk duyuyordu. Çünkü arabalar onun idealiydi. Ve herkes istediğini yapmakta özgürdü.
Oğlunu izlerken birden kendi anasınıfı günleri geldi gözünün önüne. Öğretmeni ona oyun hamurunu verdiğinde nasıl da heyecanlanmıştı. Küçücük yüreğinde yapacağı bebeğin hayalini kurarken öğretmeni ısrarla bir ev yapmasını istemişti. Ne kadar da hayal kırıklığına uğramıştı. Elin de sadece bir hamur vardı ve o çok istemesine rağmen bebek değil de ev yapmak zorundaydı. O an alıp kaçmak istemişti o hamuru. Kaçıp gitmek ve kimsenin ona ne yapmasını söylemeyeceği bir yerde çok istediği o küçük bebeği yapmayı… Ama çaresiz ev yapmıştı istemeye istemeye…
Bunları düşünürken aslında hayatında bir oyun hamuru olduğunu fark etti. Evet hayat bir oyun hamuruydu ve bizim elimizde şekilleniyordu. Peki ona nasıl bir şekil vereceğimizi gerçekten biz mi seçiyorduk yoksa kurallar, baskılar yada daha farklı etkenler mi nasıl şekil vereceğimizi belirliyordu?
Aslında bu zor bir soruydu. Çünkü hayatı şekillendirmek herkese göre değişiyordu. Kişinin yapısına, yaşadığı çevreye, kişiliğine, kendine olan güvenine, üstündeki baskıya ,her şeye göre değişiyordu aslında. Herkes ya bir araba ya bir bebek yapmak istiyordu. Ama üzerindeki tabular onların zorla ev yapmak zorunda kalmasına neden oluyordu.
Hangisi doğru bilmiyordu genç kadın. Ev yapmayı istememek ve oradan kaçıp kimsenin ona karışmadığı bir yerde bebek yapmak mı yoksa kalıp ev yapmak mı? Elinde tek bir hamurla kendi ideallerini mi gerçekleştirmek yoksa başkalarının yapmasını istediklerini mi yapmak?
…………………………
nur1835