hayallerini hep başkalarının yaşaması, sert yaşam. biraz uzun ama lütfen okuyun gerçekten son raddedeyim

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

wonderwoman2

Kullanıcı üyeliğini pasifleştirmiştir.
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
2 Mayıs 2024
36
-10
24
selam kızlar. biraz uzun oldu ama kusura bakmayın. ben 22 yaşındayım. ben küçük yaşta annemi kaybettim. annem hemşireydi, babam da asker. yani gayet normal orta halli ve her insan gibi bir yaşantı sürebileceğim bir hayattı her şey yolunda gitseydi. daha sonrasında anneannemin yanına ulaşım bile olmayan bir köye yerleşmek zorunda kaldım 5 yaşında. sadece okul için ulaşım kurabiliyordum sosyal hayatla ve normal hayatla. kulübe gibi bir evde yaşıyorduk tek odada oturuyorduk telefon internet diye bir şey zaten yok. bağlantı kurabileceğim tek insan bile olmadı. sıcak su gibi bir imkan yok haftada bir iki haftada bir banyo yapabiliyordum alaturka tuvaletin üzerinde. banyo yok. anneannem okuma yazma bilmez. ve maalesef ki çocuk yaştayken de dışarıdaki hayatın farkındaydım. diğer çocukların normal bi hayat yaşayabildiklerinin hep farkındaydım. eğer babam beni yanına alsaydı ya da bize ilçeden bir ev tutsaydı her şey bambaşka olurdu. yani acil bir durumda hastaneye gidebileceğin ulaşım bile yoktu. oturur kitap okurdum ders çalışırdım ama amaçsızca çünkü bu delikten bir çıkış yok gibiydi hep. okulda 1. 2. olurdum her zaman her şeyi tek başıma yaptığım için. 7 yaşındayken kendi ütümü vesaire de yine kendim yapıyordum. ve karın doyurmak dışında aklınıza gelebilecek hiçbir imkanım yoktu. gerçekten bir zindandı. her zaman isterdim ki normal bir evim normal bir odam olsun. arkadaşlarım olsun, arkadaşlarımla o ilçenin sokaklarında gezebileyim en azından gidip bir çay içebileyim bir yerde sınıf arkadaşlarımla. köylü çocukları annem öldüğü için bana uğursuz derlerdi mesela bu şekilde dayak yediğim oldu defalarca. 14 yaşına kadar hayatım bu şekilde geçti telefonun çektiği kadar dış dünyayla bağlantı kurmaya çalışıyordum ve o kadar çabalıyordum ki bunun için o kadar açtım ki dış dünyaya. sanaldan bile olsa sürekli erkek arkadaş ediniyordum kafamı oraya takmaya başladım ve okul hayatıyla hiçbir bağlantım kalmadı liseye geçiş döneminde ona rağmen aynı ilçedeki okula 1. olarak girdim. sonrasında bir erkek arkadaşım oldu. o da benden 2 yaş büyüktü. onun aile evinde kalmaya başladım sürekli ve bu süreçte babamın yanına yerleştim ama yine bana rahat yok yine çok fazla sorumluluğum vardı, babamın aklı dengesi yerinde değil ev bu haberlere çıkan çöp evler gibi hani belediyeler gelip çuvallarla çöp çıkarıyor ya tam olarak o şekilde. tek başıma bunu çözmeye çalışıyordum ve hala çözemedim çünkü her gün bir yenisi ekleniyor o çöplere. her neyse. erkek arkadaşımın evinde ilk kez insan yerine koyuldum ve gerçekten ilk kez düzgün ve normal bir duşu orada alabildiğimi hatırlıyorum. ilk kez orada normal rahat bi uyku çektim ve küçük yaşta bilinçsizce ona bağımlılık geliştirdim bu sebeple. o bana aşıktı ama ben ona muhtaçtım işte. onlarda kalmazsam eğer, babamda kaldığım zamanlarda gecenin bi vakti eve sarhoş arkadaşları gelirdi pislik gırla ve tehlikeli bir mahallede oturuyoruz. bana laf atarlardı baba bana laf attılar derdim gülerdi. beni takip ettiler birkaç kez erkek grupları baba gel diye acil çağırdığımda gelmedi ve saatlerce markette peşimi bırakmalarını beklediğim oldu. yani köyden kurtulmuştum evet ama çok daha beter bir duruma geldim sonra. bu süreçte anneannemi de kaybettim. ve kafamın içindeki tek şey bi şekilde erkek arkadaşımın yanında kalmak orada olmak oldu. hayat nedir? kendin için nasıl yaşanır aklımın ucundan bile geçmiyordu panik halindeydim bu yaşıma kadar 8 yıldır. o bana diyordu ki ders çalış, hayatımızı kurtaralım ileride gelecek kuralım ama nasıl odaklanabilirdim ki bütün bunlar olurken. her zaman gidip ona ağlıyordum. her zaman her gün başıma bir iş geliyordu ve tek başıma mücadele etmeye çalışıyordum. bir noktada o da yoruldu çünkü kendi hayatı normal düzgün ve sağlıklı bir gelecek vadeden bir hayattı. beni anlaması imkansızdı ona rağmen her koşulda yanımda oldu çocuk yaşında ama bir yere kadar. çünkü ona da zarar vermeye başladı bu durum ve benim bilincim tamamen kapanmaya başladı gerçeği yanlışı doğruyu ayırt edemedim bile sadece ona ihtiyacım vardı onun yanında kalmalıydım yoksa başıma sürekli bir şeyler gelecekti sadece bunu biliyordum kafamın içindeki tek şey buydu. sosyal hizmetlere gitmeme izin vermedi ailem. ve bu güne gelene kadar kendi hayatım adına tek bir adım bile atamadım bütün bu karmaşadan da çıkamadım. erkek arkadaşımla hala birlikteyiz ama bu olanlar onu da benim kadar yordu. artık mutlu olmamı istiyor, karşısında saygın ve güçlü bir kadın görmek istiyor geleceğim için çabalamamı istiyor ve mutsuz olmamamı istiyor çünkü bana zamanında sevgisinden çok daha fazlasını verdi zaten gerçekten. ama şu anda benden soğumuş durumda. ben de hayattan soğumuş durumdayım. üniversiteye başladım 3 yıl önce ve bıraktım başka bir şehire gitmeyi denedim olmadı geri döndüm seneye 2. sınıftan başlayacağım. o ise kendine iş kuruyor. ve dış görünüşüm de dahil olmak üzere her şeyim çöktü. şu anda bakıyorum da, küçükken de çok basit hayaller kurardım, normal bir hayatımın olması herkes gibi bir gün geçirmek gibi ve maalesef şu anda da aynı bu şekilde. 10 sene önce arkadaş olduğum herkes hayatın bir şekilde elinden tuttu, bir şeyler başardı ve çoğunluğu mutlu. bir tek ben değilim. neyi neresinden tutacağımı bile bilmiyorum artık, hala aynı sorunlarla baş başayım belki de kat be kat fazlalarıyla. resmen hayatsızım. bildiğim her şeyi unuttum. istemediğim bir hayat yaşıyorum ve geri dönülmez gibi geliyor çünkü 22 yaşına kadar böyle geldi ve hiçbir yapıtaşım yok hayatımda kendim adına. aklım bile çalışmıyor artık. ne yapacağımı bilmiyorum terapi almayı da denedim ama tamamen anlık çözümler sundu. kafamın içinde bunlar dönerken herhangi bir şeyle uğraşamıyorum. yaşım çok küçük gibi gözükebilir ama bu yaşa kadar hiçbir şeyle gelmemiş olmak, hiçbir deneyimle hiçbir sağduyuyla gelmemiş olmak çok geç işte. biliyorum ki yanlış kararlar almaya devam edeceğim. biliyorum ki güzel giden şeyleri de bok edeceğim çünkü hep böyle oldu ve doğru-yanlışı ayırt edemiyorum artık. durumlar böyle işte
 
Çok uzun hepsini okuyamadım mlsf. 💔 Destek aldınız mı hiç?
evet. uzun süre aldım ama anlık çözümler sundu babanızla konusmayı deneyin, kendinize vakit ayırın gibi tavsiyeler ama her şeyi denesem de olmuyor yani insan gibi bir hayat yaşamadım hiç hayatımda
 
selam kızlar. biraz uzun oldu ama kusura bakmayın. ben 22 yaşındayım. ben küçük yaşta annemi kaybettim. annem hemşireydi, babam da asker. yani gayet normal orta halli ve her insan gibi bir yaşantı sürebileceğim bir hayattı her şey yolunda gitseydi. daha sonrasında anneannemin yanına ulaşım bile olmayan bir köye yerleşmek zorunda kaldım 5 yaşında. sadece okul için ulaşım kurabiliyordum sosyal hayatla ve normal hayatla. kulübe gibi bir evde yaşıyorduk tek odada oturuyorduk telefon internet diye bir şey zaten yok. bağlantı kurabileceğim tek insan bile olmadı. sıcak su gibi bir imkan yok haftada bir iki haftada bir banyo yapabiliyordum alaturka tuvaletin üzerinde. banyo yok. anneannem okuma yazma bilmez. ve maalesef ki çocuk yaştayken de dışarıdaki hayatın farkındaydım. diğer çocukların normal bi hayat yaşayabildiklerinin hep farkındaydım. eğer babam beni yanına alsaydı ya da bize ilçeden bir ev tutsaydı her şey bambaşka olurdu. yani acil bir durumda hastaneye gidebileceğin ulaşım bile yoktu. oturur kitap okurdum ders çalışırdım ama amaçsızca çünkü bu delikten bir çıkış yok gibiydi hep. okulda 1. 2. olurdum her zaman her şeyi tek başıma yaptığım için. 7 yaşındayken kendi ütümü vesaire de yine kendim yapıyordum. ve karın doyurmak dışında aklınıza gelebilecek hiçbir imkanım yoktu. gerçekten bir zindandı. her zaman isterdim ki normal bir evim normal bir odam olsun. arkadaşlarım olsun, arkadaşlarımla o ilçenin sokaklarında gezebileyim en azından gidip bir çay içebileyim bir yerde sınıf arkadaşlarımla. köylü çocukları annem öldüğü için bana uğursuz derlerdi mesela bu şekilde dayak yediğim oldu defalarca. 14 yaşına kadar hayatım bu şekilde geçti telefonun çektiği kadar dış dünyayla bağlantı kurmaya çalışıyordum ve o kadar çabalıyordum ki bunun için o kadar açtım ki dış dünyaya. sanaldan bile olsa sürekli erkek arkadaş ediniyordum kafamı oraya takmaya başladım ve okul hayatıyla hiçbir bağlantım kalmadı liseye geçiş döneminde ona rağmen aynı ilçedeki okula 1. olarak girdim. sonrasında bir erkek arkadaşım oldu. o da benden 2 yaş büyüktü. onun aile evinde kalmaya başladım sürekli ve bu süreçte babamın yanına yerleştim ama yine bana rahat yok yine çok fazla sorumluluğum vardı, babamın aklı dengesi yerinde değil ev bu haberlere çıkan çöp evler gibi hani belediyeler gelip çuvallarla çöp çıkarıyor ya tam olarak o şekilde. tek başıma bunu çözmeye çalışıyordum ve hala çözemedim çünkü her gün bir yenisi ekleniyor o çöplere. her neyse. erkek arkadaşımın evinde ilk kez insan yerine koyuldum ve gerçekten ilk kez düzgün ve normal bir duşu orada alabildiğimi hatırlıyorum. ilk kez orada normal rahat bi uyku çektim ve küçük yaşta bilinçsizce ona bağımlılık geliştirdim bu sebeple. o bana aşıktı ama ben ona muhtaçtım işte. onlarda kalmazsam eğer, babamda kaldığım zamanlarda gecenin bi vakti eve sarhoş arkadaşları gelirdi pislik gırla ve tehlikeli bir mahallede oturuyoruz. bana laf atarlardı baba bana laf attılar derdim gülerdi. beni takip ettiler birkaç kez erkek grupları baba gel diye acil çağırdığımda gelmedi ve saatlerce markette peşimi bırakmalarını beklediğim oldu. yani köyden kurtulmuştum evet ama çok daha beter bir duruma geldim sonra. bu süreçte anneannemi de kaybettim. ve kafamın içindeki tek şey bi şekilde erkek arkadaşımın yanında kalmak orada olmak oldu. hayat nedir? kendin için nasıl yaşanır aklımın ucundan bile geçmiyordu panik halindeydim bu yaşıma kadar 8 yıldır. o bana diyordu ki ders çalış, hayatımızı kurtaralım ileride gelecek kuralım ama nasıl odaklanabilirdim ki bütün bunlar olurken. her zaman gidip ona ağlıyordum. her zaman her gün başıma bir iş geliyordu ve tek başıma mücadele etmeye çalışıyordum. bir noktada o da yoruldu çünkü kendi hayatı normal düzgün ve sağlıklı bir gelecek vadeden bir hayattı. beni anlaması imkansızdı ona rağmen her koşulda yanımda oldu çocuk yaşında ama bir yere kadar. çünkü ona da zarar vermeye başladı bu durum ve benim bilincim tamamen kapanmaya başladı gerçeği yanlışı doğruyu ayırt edemedim bile sadece ona ihtiyacım vardı onun yanında kalmalıydım yoksa başıma sürekli bir şeyler gelecekti sadece bunu biliyordum kafamın içindeki tek şey buydu. sosyal hizmetlere gitmeme izin vermedi ailem. ve bu güne gelene kadar kendi hayatım adına tek bir adım bile atamadım bütün bu karmaşadan da çıkamadım. erkek arkadaşımla hala birlikteyiz ama bu olanlar onu da benim kadar yordu. artık mutlu olmamı istiyor, karşısında saygın ve güçlü bir kadın görmek istiyor geleceğim için çabalamamı istiyor ve mutsuz olmamamı istiyor çünkü bana zamanında sevgisinden çok daha fazlasını verdi zaten gerçekten. ama şu anda benden soğumuş durumda. ben de hayattan soğumuş durumdayım. üniversiteye başladım 3 yıl önce ve bıraktım başka bir şehire gitmeyi denedim olmadı geri döndüm seneye 2. sınıftan başlayacağım. o ise kendine iş kuruyor. ve dış görünüşüm de dahil olmak üzere her şeyim çöktü. şu anda bakıyorum da, küçükken de çok basit hayaller kurardım, normal bir hayatımın olması herkes gibi bir gün geçirmek gibi ve maalesef şu anda da aynı bu şekilde. 10 sene önce arkadaş olduğum herkes hayatın bir şekilde elinden tuttu, bir şeyler başardı ve çoğunluğu mutlu. bir tek ben değilim. neyi neresinden tutacağımı bile bilmiyorum artık, hala aynı sorunlarla baş başayım belki de kat be kat fazlalarıyla. resmen hayatsızım. bildiğim her şeyi unuttum. istemediğim bir hayat yaşıyorum ve geri dönülmez gibi geliyor çünkü 22 yaşına kadar böyle geldi ve hiçbir yapıtaşım yok hayatımda kendim adına. aklım bile çalışmıyor artık. ne yapacağımı bilmiyorum terapi almayı da denedim ama tamamen anlık çözümler sundu. kafamın içinde bunlar dönerken herhangi bir şeyle uğraşamıyorum. yaşım çok küçük gibi gözükebilir ama bu yaşa kadar hiçbir şeyle gelmemiş olmak, hiçbir deneyimle hiçbir sağduyuyla gelmemiş olmak çok geç işte. biliyorum ki yanlış kararlar almaya devam edeceğim. biliyorum ki güzel giden şeyleri de bok edeceğim çünkü hep böyle oldu ve doğru-yanlışı ayırt edemiyorum artık. durumlar böyle işte
Merhaba.. Ben yazınızı okudum anneniz ve yaşadıklarınız için üzgünüm.. Bence geçmişe takılıp kalmışsınız.. Geçmişi bırakın ve önünüze bakın daha 22 yaşındasınız belki de önünüzde onlarca yıl var.. Nasıl geçirmek istiyorsunuz? Ne yapmak istiyorsunuz? Kararlar alın ve peşinden gidin.. Özgüveninizi geri kazanın.. Sevgiliniz hep size destek olmuş.. Onu da kendinizi de daha fazla yıpratmayın.. Bir de onu kaybetmenizi istemem çünkü size değer veriyor gibi.. Geçmişi değiştiremezsiniz ama geleceği değiştirebilirsiniz..
 
Çok üzüldüm ve biraz da olsa sizi anlıyorum. Ama tek şansınız elinize mesleğinizi alıp ayaklarınız üzerinde durmak. Siz ne okuyorsunuz? Maddi olarak geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz? Okulunuzu bitirip güzel bir işe girip tek oda bile olsa kendi hayatınızı kurun bence. Çok üzücü ama erkek arkadaşınızın ebedi olarak sizle olacağını bilemezsiniz bir gün gelir siz bile devam etmek istemeyebilirsiniz. İnşallah kendi ayaklarınız üzerinde durun da, yine yuva da kurun beraber de olun tabii. Ama önce bu belirsizlikten kurtulun
 
evet. uzun süre aldım ama anlık çözümler sundu babanızla konusmayı deneyin, kendinize vakit ayırın gibi tavsiyeler ama her şeyi denesem de olmuyor yani insan gibi bir hayat yaşamadım hiç hayatımda
Merhaba yazını okudum inan çok üzgünüm. Benimde senden farklı olsada gerçekten çok zorlu bir çocukluk geçirdim. 26 yaşındayım hala travmam var. 2 sene önce panik atak hastası oldum. Acılar yıllar sonra ortaya çıkıyor. Bu yazdığına neden alıntı yaptım çünkü sana babanızla konuşmayı deneyin diyen birinin yolundan gidilmez bile. Konuşulacak biri olsa böyle şeyler yaşamazdın aynısı benim babam içinde geçerli. Sana kendi tecrübelerimden sadece şunu söyleyebilirim. Evet hiç bir zaman geçmiyor ve çok acı. Benim hala kalbim acıyor hala kaldıramıyorum hala çocukluğuma çok üzülüyorum. Evliyim. 8 aylık. Eşimle 6 senedir birlikteydim. 6 sene katlandı. Bıktırdığımda oldu. Kendi acılarım yüzünden onada çok acı çektirdim çok. Şuan hala çok kötü bir dönemden geçiyorum ama bu sefer onada yaşatmicam. Canım çünkü biz yeterince acı çekmişiz destekçimiz olan birine bunu yaşatmaya hakkımız yok. Ailemiz yapmamış o desteği. Mecburen önümüze bakcaz bazen geriye baksakta. Ayrıca kendini işe yaramaz düşünme. Günler çuvalda mı? İlla bişeye yaramak zorunda değilsin. Kendini öyle hissetme. Çünkü kendine evham yaparsan hiç ilerleyemezsin. Bende hiç güçlü değildim aynı senin düşüncedeydim . Eşim güçlü görmek istiyorum seni dedi. Sen sadece senin yanında olmak isteyenle ol. Bak ne güzel ilgileniyor ona sarıl aynı benim yaptığım gibi. Biraz zamana ihtiyacın var kendine haksızlık etme daha genciz bir şekilde hallederiz inşallah…
 
İlk defa buraya yazan biri adına korktum sert acımasız bir şey yazar da onu incitirler diye.
Hayat gibi maalesef sert ve acımasız insanlar var. Hepte olcaklar. Sosyal medyada full kaynıyor. Acıyı yaşayan bilir. İnanın o kadar zor ki… hayat her şeye rağmen devam ediyor. Biz üzülüyoruz diye durmuyor keşke gerçekten acılarımızın merhemleri olsa. Sadece kabuk bağlıyor işte.
 
Yaşadıklarınıza çok üzüldüm, çocuk halinize, hayallerinize... Ama çok güçlü olduğunuzu fark etmelisiniz. Her şeye rağmen okumaya devam etmiş ve odağınızda olmamasına rağmen birinci olmuşsunuz. Ne okuyorsunuz bu arada?

Bakın önce kendinizi iyi tanımanız lazım. Geçmişe takılmak bence karaktere göre insanı farklı farklı etkiler. Kimi insan geleceği çok düşününce bunalır, karamsar hisseder. Geçmiş daha çok gündemindedir ve böyle mutludur hatta acıdan beslenir bir nebze. Geçmiş ona aynı zamanda hareket gücü verir. Melankoliye rağmen aksiyon alır.

Kimi insan da geleceği düşününce motive olur, geçmişten bahsetmenin ne faydası var, önüne bakayım der ve devam eder. Geçmiş onu boğar, karamsar hissettirir.

Siz hangisisiniz?

Buna cevap verdikten sonra nasıl davranmanız gerektiği çıkacak ortaya. Eğer birincisi iseniz sizin motivasyonunuz erkek arkadaşınızda değil bizzat sizde. Geçmişin acılarını gerekirse tekrar tekrar düşünüp kabul etmek ve devam etmek. Geçmişten beslenip bu motivasyonla önünüze bakmak. Örneğin güvenli bir semtte, güzel geniş bir evde yaşadığınızı hayal edin. Banyosu ferah, pırıl pırıl... İstediğiniz gibi duş alıyorsunuz. İşte bu hayal uzak bir hayal değil. Sizin çabanıza bağlı. Bir de ilk banyonuza ve ya şimdikini düşünün. Oldu, oluyor ama olmaya devam edecek mi? Hep böyle mi olsun istersiniz yoksa bunu değiştirecek mısınız?

Amacınız çok daha fazlası olabilir örneğin başarılı olacağım ve kariyerimde yükseleceğim gibi. Ama duş alabilecek düzgün bir ev ve düzen gibi çok insani, temel bir şey de olabilir. Fark etmez. Amacınıza tutunun ve içinde bulunduğunuz koşullarınız neyse sınırları zorlayarak koşullarınızı iyileştirin.

İkincisiyseniz daha kolay. Geleceğe tutunun. Daha 22 yaşındasınız. Önünüzde belki de 80 senelik bir ömür var. Sağlıklı ve kaliteli yaşamak elinizde. Bu yaşlarda göstereceğiniz çaba büyük çoğunlukla hayat standardınızı belirleyecek.

Haddim olmayarak sormak istiyorum cevabı kendinize verin isterseniz ben sadece sorayım. Annenizi erken kaybetmekten dolayı siz de erken öleceğinizi düşünüyor olabilir misiniz? Bu tarz bir düşünce de amaçsızlığa sürükleyebilir veya kayıp korkusu, belki de erkek arkadaşınıza da bir çeşit kaybetme korkusu besliyorsunuz. Bence fırsat bulur bulmaz destek alın, babayla çöz tarzı konuşmayan bir yerden ama. Üniversitelerin de destek merkezleri oluyor. Araştırabilirsiniz.

Son olarak tekrar söylemek istiyorum. Siz çok güçlüsünüz ve her şeyin üstesinden tek başınıza geldiniz. Bir başka insana ihtiyacınız yok. Koşullarınızı iyileştirin, kendinizi iyileştirin ve sonra sağlıklı bir birliktelik yaşayın. İlişki birinin diğerini onaracağı bir şey değildir. Destek olunur elbette ama bir noktadan sonra bunalıp bırakabilir karşı taraf.

Umarım her şey gönlünüzce olur.
 
selam kızlar. biraz uzun oldu ama kusura bakmayın. ben 22 yaşındayım. ben küçük yaşta annemi kaybettim. annem hemşireydi, babam da asker. yani gayet normal orta halli ve her insan gibi bir yaşantı sürebileceğim bir hayattı her şey yolunda gitseydi. daha sonrasında anneannemin yanına ulaşım bile olmayan bir köye yerleşmek zorunda kaldım 5 yaşında. sadece okul için ulaşım kurabiliyordum sosyal hayatla ve normal hayatla. kulübe gibi bir evde yaşıyorduk tek odada oturuyorduk telefon internet diye bir şey zaten yok. bağlantı kurabileceğim tek insan bile olmadı. sıcak su gibi bir imkan yok haftada bir iki haftada bir banyo yapabiliyordum alaturka tuvaletin üzerinde. banyo yok. anneannem okuma yazma bilmez. ve maalesef ki çocuk yaştayken de dışarıdaki hayatın farkındaydım. diğer çocukların normal bi hayat yaşayabildiklerinin hep farkındaydım. eğer babam beni yanına alsaydı ya da bize ilçeden bir ev tutsaydı her şey bambaşka olurdu. yani acil bir durumda hastaneye gidebileceğin ulaşım bile yoktu. oturur kitap okurdum ders çalışırdım ama amaçsızca çünkü bu delikten bir çıkış yok gibiydi hep. okulda 1. 2. olurdum her zaman her şeyi tek başıma yaptığım için. 7 yaşındayken kendi ütümü vesaire de yine kendim yapıyordum. ve karın doyurmak dışında aklınıza gelebilecek hiçbir imkanım yoktu. gerçekten bir zindandı. her zaman isterdim ki normal bir evim normal bir odam olsun. arkadaşlarım olsun, arkadaşlarımla o ilçenin sokaklarında gezebileyim en azından gidip bir çay içebileyim bir yerde sınıf arkadaşlarımla. köylü çocukları annem öldüğü için bana uğursuz derlerdi mesela bu şekilde dayak yediğim oldu defalarca. 14 yaşına kadar hayatım bu şekilde geçti telefonun çektiği kadar dış dünyayla bağlantı kurmaya çalışıyordum ve o kadar çabalıyordum ki bunun için o kadar açtım ki dış dünyaya. sanaldan bile olsa sürekli erkek arkadaş ediniyordum kafamı oraya takmaya başladım ve okul hayatıyla hiçbir bağlantım kalmadı liseye geçiş döneminde ona rağmen aynı ilçedeki okula 1. olarak girdim. sonrasında bir erkek arkadaşım oldu. o da benden 2 yaş büyüktü. onun aile evinde kalmaya başladım sürekli ve bu süreçte babamın yanına yerleştim ama yine bana rahat yok yine çok fazla sorumluluğum vardı, babamın aklı dengesi yerinde değil ev bu haberlere çıkan çöp evler gibi hani belediyeler gelip çuvallarla çöp çıkarıyor ya tam olarak o şekilde. tek başıma bunu çözmeye çalışıyordum ve hala çözemedim çünkü her gün bir yenisi ekleniyor o çöplere. her neyse. erkek arkadaşımın evinde ilk kez insan yerine koyuldum ve gerçekten ilk kez düzgün ve normal bir duşu orada alabildiğimi hatırlıyorum. ilk kez orada normal rahat bi uyku çektim ve küçük yaşta bilinçsizce ona bağımlılık geliştirdim bu sebeple. o bana aşıktı ama ben ona muhtaçtım işte. onlarda kalmazsam eğer, babamda kaldığım zamanlarda gecenin bi vakti eve sarhoş arkadaşları gelirdi pislik gırla ve tehlikeli bir mahallede oturuyoruz. bana laf atarlardı baba bana laf attılar derdim gülerdi. beni takip ettiler birkaç kez erkek grupları baba gel diye acil çağırdığımda gelmedi ve saatlerce markette peşimi bırakmalarını beklediğim oldu. yani köyden kurtulmuştum evet ama çok daha beter bir duruma geldim sonra. bu süreçte anneannemi de kaybettim. ve kafamın içindeki tek şey bi şekilde erkek arkadaşımın yanında kalmak orada olmak oldu. hayat nedir? kendin için nasıl yaşanır aklımın ucundan bile geçmiyordu panik halindeydim bu yaşıma kadar 8 yıldır. o bana diyordu ki ders çalış, hayatımızı kurtaralım ileride gelecek kuralım ama nasıl odaklanabilirdim ki bütün bunlar olurken. her zaman gidip ona ağlıyordum. her zaman her gün başıma bir iş geliyordu ve tek başıma mücadele etmeye çalışıyordum. bir noktada o da yoruldu çünkü kendi hayatı normal düzgün ve sağlıklı bir gelecek vadeden bir hayattı. beni anlaması imkansızdı ona rağmen her koşulda yanımda oldu çocuk yaşında ama bir yere kadar. çünkü ona da zarar vermeye başladı bu durum ve benim bilincim tamamen kapanmaya başladı gerçeği yanlışı doğruyu ayırt edemedim bile sadece ona ihtiyacım vardı onun yanında kalmalıydım yoksa başıma sürekli bir şeyler gelecekti sadece bunu biliyordum kafamın içindeki tek şey buydu. sosyal hizmetlere gitmeme izin vermedi ailem. ve bu güne gelene kadar kendi hayatım adına tek bir adım bile atamadım bütün bu karmaşadan da çıkamadım. erkek arkadaşımla hala birlikteyiz ama bu olanlar onu da benim kadar yordu. artık mutlu olmamı istiyor, karşısında saygın ve güçlü bir kadın görmek istiyor geleceğim için çabalamamı istiyor ve mutsuz olmamamı istiyor çünkü bana zamanında sevgisinden çok daha fazlasını verdi zaten gerçekten. ama şu anda benden soğumuş durumda. ben de hayattan soğumuş durumdayım. üniversiteye başladım 3 yıl önce ve bıraktım başka bir şehire gitmeyi denedim olmadı geri döndüm seneye 2. sınıftan başlayacağım. o ise kendine iş kuruyor. ve dış görünüşüm de dahil olmak üzere her şeyim çöktü. şu anda bakıyorum da, küçükken de çok basit hayaller kurardım, normal bir hayatımın olması herkes gibi bir gün geçirmek gibi ve maalesef şu anda da aynı bu şekilde. 10 sene önce arkadaş olduğum herkes hayatın bir şekilde elinden tuttu, bir şeyler başardı ve çoğunluğu mutlu. bir tek ben değilim. neyi neresinden tutacağımı bile bilmiyorum artık, hala aynı sorunlarla baş başayım belki de kat be kat fazlalarıyla. resmen hayatsızım. bildiğim her şeyi unuttum. istemediğim bir hayat yaşıyorum ve geri dönülmez gibi geliyor çünkü 22 yaşına kadar böyle geldi ve hiçbir yapıtaşım yok hayatımda kendim adına. aklım bile çalışmıyor artık. ne yapacağımı bilmiyorum terapi almayı da denedim ama tamamen anlık çözümler sundu. kafamın içinde bunlar dönerken herhangi bir şeyle uğraşamıyorum. yaşım çok küçük gibi gözükebilir ama bu yaşa kadar hiçbir şeyle gelmemiş olmak, hiçbir deneyimle hiçbir sağduyuyla gelmemiş olmak çok geç işte. biliyorum ki yanlış kararlar almaya devam edeceğim. biliyorum ki güzel giden şeyleri de bok edeceğim çünkü hep böyle oldu ve doğru-yanlışı ayırt edemiyorum artık. durumlar böyle işte
Hiç birşey bitmiş sayılmaz daha çok gençsiniz
Bin defa da yıkılsan binbirinci defa kalkacaksiniz hayat böyle birşey
Okulunuzu bitirmeye odaklanın
Kendinizden daha kötü durumda olanları düşünün
Veya eskiden imkanınız olmayan şimdi ise elinizde olan imkanlari düşünün ve bunun kıymetini bilin

Çok çok mutluyum herşeyim çok güzel gidiyor diyen insanlar ya yalan söylüyordur yada psikolojisi iyi değildir
Bakın bu dünya üzerinde her konuda çok mutlu çok şanslı olan maalesef yok
Çok çok zengin olanın ya ailesinden biri yada kendi sağlığı bozuk olabiliyor yada çok zorlu çok kötü günler yaşamış insanlara güvenini yitirmiş oluyor

Çok çok fakir olan biri ise belki parası olmuyor ama sağlam ilişkileri yaşama umudu sağlığı yerinde oluyor

İnsanoğlu olarak böyleyiz malesef hep neden ben de böyle değilim ? Neden herkes mutlu iken ben mutsuzum vs vs


Bende senin gibi düşüncelere kapılıyorum bazen etrafımda olan bitene bakıyorum diğerlerine göre daha çok çabalıyor daha çok çalışıyorum ama onlar kılını bile kıpırtmadan elde edebiliyor bazı şeyleri
Hayat böyledir bazen
Ama sırf istediğim olmadı diye hayattan vazgeçmek gibi bir lüksüm yok
Yaşamak ve umut etmek lazım her daim

Bazen bende isyan ediyorum ağlıyorum itiraz ediyorum içime kapaniyorum
Ama ben üzgünüm.diye hayat durmuyor devam ediyor
Doğan Cüceloğlu nun dediği o kadar doğru ki ...
Lütfen hayatıninin ve kendinin kıymeti bil
Senin şikayet ettiğin bir başkasının hayali olabilir

Hayat da insanlar da adil değil ama bir yaşamaktır tututurmuşuz ve yaşıyoruz
Lütfen kıymetini bil daha çok gencsin
 
Canim benzerlerini yaşamiş bir ablan olarak sana verebileceğim tek tavsiye içindeki savaşçı kızı bulmak olur.

Sadece onu bulmaya konzentre ol ve önüne bak.
Okuluna sıkı sıkı tutun ve full gaz devamla.
Başla asla bir çıkış yolun yok malasef.

Geçmişle sonra hesaplaşirsin. Enerjini geleceğe yatırman lazim. Babanla sorunlari çözmek yerine sinavina ver kendini.

Neden ben diye sorma kendine. Bunun cevabını bulamazsin.
 
Sanırım psikoloğa değil de psikiyatriste gitmelisin bana öyle geldi.
Allah annene be ananene rahmet eylesin çok zor bir hayat yaşamışsın. Ama olan olmuş ve inan ki senin hayatını yaşamak isteyecek kadar kötü şartları olanlar da var.
Aslında 18 inden itibaren çalışmaya başlamalıydın bir yandan da. Hem kendi paranı kazanmalısın hem de kafanı başka şeylerle meşgul etmelisin. Ve kendi paranı kazanırsan belki başkasına muhtaç değil de kendine yetebileceğini farkedersin
 
44 yaşındayım şu an ve ben annemi 30 yaşımda kaybettim hala zaman zaman ağlarım annem olsa farklı olurdu diye iş arkadaşlarıma bakarım adam 60 yaşına gelmiş gün içinde annesiyle konuşur pek imrenirim. ki sen 5 yaşında annesiz kalmışsın ! Çok zor çok ama ne yapalım herkesin kaderi ve imtihanları farklı .inan sokakta gördüğün her Gülen'in mükemmel bir hayatı yok herkesin derdi tasası mücadeleei farklı annen yaşasaydı emin ol babanda bu halde olmazdı bir askeriye çalışanınında maddi manevi sonu böyle olmazdı.anne evin bilgisayar kasası anne hastalanınca evde bilgisayar çöker .hayat acımasız. ben annemden sonra çok güçlü olmak zorunda kaldım herkesin her işi bir çırpıda oluverirken ben her işimi tırnaklarım kanaya kanaya yapmak zorundayım . Sen daha yolun çok başındasın hayat seni güçlü olmak zorunda bırakmış ders çalış mutlaka ekmeğini eline algüzel bir yuva kurar güzel bir anne olursun inşallah Rabbim iyi insanlarla karşılaştırsın
 
Yaşadıklarına çok üzüldüm. Hayatda bir şekilde devam ediyor. Nefes aldığımız sürece mücade etmek zorundayız.
Üniversitene devam et. Burs ve yurda başvur. Ortam değişikliği iyi gelecektir. Devletten yardımlara da başvur. Okul bitince mesleğini eline alınca biraz daha kolaylaşır hayat.
Başımıza neler geleceğine biz karar veremiyoruz ama, onların bizi nasıl etkileyeceklerine müdahale edebiliriz.
 
selam kızlar. biraz uzun oldu ama kusura bakmayın. ben 22 yaşındayım. ben küçük yaşta annemi kaybettim. annem hemşireydi, babam da asker. yani gayet normal orta halli ve her insan gibi bir yaşantı sürebileceğim bir hayattı her şey yolunda gitseydi. daha sonrasında anneannemin yanına ulaşım bile olmayan bir köye yerleşmek zorunda kaldım 5 yaşında. sadece okul için ulaşım kurabiliyordum sosyal hayatla ve normal hayatla. kulübe gibi bir evde yaşıyorduk tek odada oturuyorduk telefon internet diye bir şey zaten yok. bağlantı kurabileceğim tek insan bile olmadı. sıcak su gibi bir imkan yok haftada bir iki haftada bir banyo yapabiliyordum alaturka tuvaletin üzerinde. banyo yok. anneannem okuma yazma bilmez. ve maalesef ki çocuk yaştayken de dışarıdaki hayatın farkındaydım. diğer çocukların normal bi hayat yaşayabildiklerinin hep farkındaydım. eğer babam beni yanına alsaydı ya da bize ilçeden bir ev tutsaydı her şey bambaşka olurdu. yani acil bir durumda hastaneye gidebileceğin ulaşım bile yoktu. oturur kitap okurdum ders çalışırdım ama amaçsızca çünkü bu delikten bir çıkış yok gibiydi hep. okulda 1. 2. olurdum her zaman her şeyi tek başıma yaptığım için. 7 yaşındayken kendi ütümü vesaire de yine kendim yapıyordum. ve karın doyurmak dışında aklınıza gelebilecek hiçbir imkanım yoktu. gerçekten bir zindandı. her zaman isterdim ki normal bir evim normal bir odam olsun. arkadaşlarım olsun, arkadaşlarımla o ilçenin sokaklarında gezebileyim en azından gidip bir çay içebileyim bir yerde sınıf arkadaşlarımla. köylü çocukları annem öldüğü için bana uğursuz derlerdi mesela bu şekilde dayak yediğim oldu defalarca. 14 yaşına kadar hayatım bu şekilde geçti telefonun çektiği kadar dış dünyayla bağlantı kurmaya çalışıyordum ve o kadar çabalıyordum ki bunun için o kadar açtım ki dış dünyaya. sanaldan bile olsa sürekli erkek arkadaş ediniyordum kafamı oraya takmaya başladım ve okul hayatıyla hiçbir bağlantım kalmadı liseye geçiş döneminde ona rağmen aynı ilçedeki okula 1. olarak girdim. sonrasında bir erkek arkadaşım oldu. o da benden 2 yaş büyüktü. onun aile evinde kalmaya başladım sürekli ve bu süreçte babamın yanına yerleştim ama yine bana rahat yok yine çok fazla sorumluluğum vardı, babamın aklı dengesi yerinde değil ev bu haberlere çıkan çöp evler gibi hani belediyeler gelip çuvallarla çöp çıkarıyor ya tam olarak o şekilde. tek başıma bunu çözmeye çalışıyordum ve hala çözemedim çünkü her gün bir yenisi ekleniyor o çöplere. her neyse. erkek arkadaşımın evinde ilk kez insan yerine koyuldum ve gerçekten ilk kez düzgün ve normal bir duşu orada alabildiğimi hatırlıyorum. ilk kez orada normal rahat bi uyku çektim ve küçük yaşta bilinçsizce ona bağımlılık geliştirdim bu sebeple. o bana aşıktı ama ben ona muhtaçtım işte. onlarda kalmazsam eğer, babamda kaldığım zamanlarda gecenin bi vakti eve sarhoş arkadaşları gelirdi pislik gırla ve tehlikeli bir mahallede oturuyoruz. bana laf atarlardı baba bana laf attılar derdim gülerdi. beni takip ettiler birkaç kez erkek grupları baba gel diye acil çağırdığımda gelmedi ve saatlerce markette peşimi bırakmalarını beklediğim oldu. yani köyden kurtulmuştum evet ama çok daha beter bir duruma geldim sonra. bu süreçte anneannemi de kaybettim. ve kafamın içindeki tek şey bi şekilde erkek arkadaşımın yanında kalmak orada olmak oldu. hayat nedir? kendin için nasıl yaşanır aklımın ucundan bile geçmiyordu panik halindeydim bu yaşıma kadar 8 yıldır. o bana diyordu ki ders çalış, hayatımızı kurtaralım ileride gelecek kuralım ama nasıl odaklanabilirdim ki bütün bunlar olurken. her zaman gidip ona ağlıyordum. her zaman her gün başıma bir iş geliyordu ve tek başıma mücadele etmeye çalışıyordum. bir noktada o da yoruldu çünkü kendi hayatı normal düzgün ve sağlıklı bir gelecek vadeden bir hayattı. beni anlaması imkansızdı ona rağmen her koşulda yanımda oldu çocuk yaşında ama bir yere kadar. çünkü ona da zarar vermeye başladı bu durum ve benim bilincim tamamen kapanmaya başladı gerçeği yanlışı doğruyu ayırt edemedim bile sadece ona ihtiyacım vardı onun yanında kalmalıydım yoksa başıma sürekli bir şeyler gelecekti sadece bunu biliyordum kafamın içindeki tek şey buydu. sosyal hizmetlere gitmeme izin vermedi ailem. ve bu güne gelene kadar kendi hayatım adına tek bir adım bile atamadım bütün bu karmaşadan da çıkamadım. erkek arkadaşımla hala birlikteyiz ama bu olanlar onu da benim kadar yordu. artık mutlu olmamı istiyor, karşısında saygın ve güçlü bir kadın görmek istiyor geleceğim için çabalamamı istiyor ve mutsuz olmamamı istiyor çünkü bana zamanında sevgisinden çok daha fazlasını verdi zaten gerçekten. ama şu anda benden soğumuş durumda. ben de hayattan soğumuş durumdayım. üniversiteye başladım 3 yıl önce ve bıraktım başka bir şehire gitmeyi denedim olmadı geri döndüm seneye 2. sınıftan başlayacağım. o ise kendine iş kuruyor. ve dış görünüşüm de dahil olmak üzere her şeyim çöktü. şu anda bakıyorum da, küçükken de çok basit hayaller kurardım, normal bir hayatımın olması herkes gibi bir gün geçirmek gibi ve maalesef şu anda da aynı bu şekilde. 10 sene önce arkadaş olduğum herkes hayatın bir şekilde elinden tuttu, bir şeyler başardı ve çoğunluğu mutlu. bir tek ben değilim. neyi neresinden tutacağımı bile bilmiyorum artık, hala aynı sorunlarla baş başayım belki de kat be kat fazlalarıyla. resmen hayatsızım. bildiğim her şeyi unuttum. istemediğim bir hayat yaşıyorum ve geri dönülmez gibi geliyor çünkü 22 yaşına kadar böyle geldi ve hiçbir yapıtaşım yok hayatımda kendim adına. aklım bile çalışmıyor artık. ne yapacağımı bilmiyorum terapi almayı da denedim ama tamamen anlık çözümler sundu. kafamın içinde bunlar dönerken herhangi bir şeyle uğraşamıyorum. yaşım çok küçük gibi gözükebilir ama bu yaşa kadar hiçbir şeyle gelmemiş olmak, hiçbir deneyimle hiçbir sağduyuyla gelmemiş olmak çok geç işte. biliyorum ki yanlış kararlar almaya devam edeceğim. biliyorum ki güzel giden şeyleri de bok edeceğim çünkü hep böyle oldu ve doğru-yanlışı ayırt edemiyorum artık. durumlar böyle işte
Zor bir hayat doğru, senelerdir sana söylenenlerin üç aşağı beş yukarı aynısını yazacaklar, kimi kibarca kimi kırıcı şekilde... 22 yaşındasın küçükken ne fiziken ne yaş olarak ne maddi olarak ne çevre olarak bir şekilde etki edememiş ve bir yerden sonra aynı döngüyü kabul etmişsin. Sen hayatının iplerini eline almak zorundasın. Sosyal bir çevre kurup hayatının her yönüne kendin karar vermelisin. Terapi aldım diyorsun da onun yöntemi iyi gelmedi demek ki kısa gittin belkide , başka birin git. Olmadı mı başka birine daha git. Anlaştığını hissettiğinle uzun soluklu bir tedavi sürecine başla... 22 yıllı ruhuna açılan yaraları heralde 2 seansta düzeltemezsin..
Dış görünüşe üzülüyorsan maddi durum varsa spora git, üniversitede kampüste bu olanak çoğunda var zaten. Hiç mi yok kalk sabah yürü akşam yürü. Temiz iki üç parça kıyafetin olsun saçlarını kestir temiz olmak iyi hissettirir... yavaş yavaş düzelecek her şey.. Ben her şeyi b.k ederim mantığı ile bir şeyi düzeltemezsin. Ayrıca etrafındakiler de bıkar uzaklaşır.
Senin düzeltmeye gereğin yok bazı şeyleri değiştirmek gerekiyor o kadar
 
selam kızlar. biraz uzun oldu ama kusura bakmayın. ben 22 yaşındayım. ben küçük yaşta annemi kaybettim. annem hemşireydi, babam da asker. yani gayet normal orta halli ve her insan gibi bir yaşantı sürebileceğim bir hayattı her şey yolunda gitseydi. daha sonrasında anneannemin yanına ulaşım bile olmayan bir köye yerleşmek zorunda kaldım 5 yaşında. sadece okul için ulaşım kurabiliyordum sosyal hayatla ve normal hayatla. kulübe gibi bir evde yaşıyorduk tek odada oturuyorduk telefon internet diye bir şey zaten yok. bağlantı kurabileceğim tek insan bile olmadı. sıcak su gibi bir imkan yok haftada bir iki haftada bir banyo yapabiliyordum alaturka tuvaletin üzerinde. banyo yok. anneannem okuma yazma bilmez. ve maalesef ki çocuk yaştayken de dışarıdaki hayatın farkındaydım. diğer çocukların normal bi hayat yaşayabildiklerinin hep farkındaydım. eğer babam beni yanına alsaydı ya da bize ilçeden bir ev tutsaydı her şey bambaşka olurdu. yani acil bir durumda hastaneye gidebileceğin ulaşım bile yoktu. oturur kitap okurdum ders çalışırdım ama amaçsızca çünkü bu delikten bir çıkış yok gibiydi hep. okulda 1. 2. olurdum her zaman her şeyi tek başıma yaptığım için. 7 yaşındayken kendi ütümü vesaire de yine kendim yapıyordum. ve karın doyurmak dışında aklınıza gelebilecek hiçbir imkanım yoktu. gerçekten bir zindandı. her zaman isterdim ki normal bir evim normal bir odam olsun. arkadaşlarım olsun, arkadaşlarımla o ilçenin sokaklarında gezebileyim en azından gidip bir çay içebileyim bir yerde sınıf arkadaşlarımla. köylü çocukları annem öldüğü için bana uğursuz derlerdi mesela bu şekilde dayak yediğim oldu defalarca. 14 yaşına kadar hayatım bu şekilde geçti telefonun çektiği kadar dış dünyayla bağlantı kurmaya çalışıyordum ve o kadar çabalıyordum ki bunun için o kadar açtım ki dış dünyaya. sanaldan bile olsa sürekli erkek arkadaş ediniyordum kafamı oraya takmaya başladım ve okul hayatıyla hiçbir bağlantım kalmadı liseye geçiş döneminde ona rağmen aynı ilçedeki okula 1. olarak girdim. sonrasında bir erkek arkadaşım oldu. o da benden 2 yaş büyüktü. onun aile evinde kalmaya başladım sürekli ve bu süreçte babamın yanına yerleştim ama yine bana rahat yok yine çok fazla sorumluluğum vardı, babamın aklı dengesi yerinde değil ev bu haberlere çıkan çöp evler gibi hani belediyeler gelip çuvallarla çöp çıkarıyor ya tam olarak o şekilde. tek başıma bunu çözmeye çalışıyordum ve hala çözemedim çünkü her gün bir yenisi ekleniyor o çöplere. her neyse. erkek arkadaşımın evinde ilk kez insan yerine koyuldum ve gerçekten ilk kez düzgün ve normal bir duşu orada alabildiğimi hatırlıyorum. ilk kez orada normal rahat bi uyku çektim ve küçük yaşta bilinçsizce ona bağımlılık geliştirdim bu sebeple. o bana aşıktı ama ben ona muhtaçtım işte. onlarda kalmazsam eğer, babamda kaldığım zamanlarda gecenin bi vakti eve sarhoş arkadaşları gelirdi pislik gırla ve tehlikeli bir mahallede oturuyoruz. bana laf atarlardı baba bana laf attılar derdim gülerdi. beni takip ettiler birkaç kez erkek grupları baba gel diye acil çağırdığımda gelmedi ve saatlerce markette peşimi bırakmalarını beklediğim oldu. yani köyden kurtulmuştum evet ama çok daha beter bir duruma geldim sonra. bu süreçte anneannemi de kaybettim. ve kafamın içindeki tek şey bi şekilde erkek arkadaşımın yanında kalmak orada olmak oldu. hayat nedir? kendin için nasıl yaşanır aklımın ucundan bile geçmiyordu panik halindeydim bu yaşıma kadar 8 yıldır. o bana diyordu ki ders çalış, hayatımızı kurtaralım ileride gelecek kuralım ama nasıl odaklanabilirdim ki bütün bunlar olurken. her zaman gidip ona ağlıyordum. her zaman her gün başıma bir iş geliyordu ve tek başıma mücadele etmeye çalışıyordum. bir noktada o da yoruldu çünkü kendi hayatı normal düzgün ve sağlıklı bir gelecek vadeden bir hayattı. beni anlaması imkansızdı ona rağmen her koşulda yanımda oldu çocuk yaşında ama bir yere kadar. çünkü ona da zarar vermeye başladı bu durum ve benim bilincim tamamen kapanmaya başladı gerçeği yanlışı doğruyu ayırt edemedim bile sadece ona ihtiyacım vardı onun yanında kalmalıydım yoksa başıma sürekli bir şeyler gelecekti sadece bunu biliyordum kafamın içindeki tek şey buydu. sosyal hizmetlere gitmeme izin vermedi ailem. ve bu güne gelene kadar kendi hayatım adına tek bir adım bile atamadım bütün bu karmaşadan da çıkamadım. erkek arkadaşımla hala birlikteyiz ama bu olanlar onu da benim kadar yordu. artık mutlu olmamı istiyor, karşısında saygın ve güçlü bir kadın görmek istiyor geleceğim için çabalamamı istiyor ve mutsuz olmamamı istiyor çünkü bana zamanında sevgisinden çok daha fazlasını verdi zaten gerçekten. ama şu anda benden soğumuş durumda. ben de hayattan soğumuş durumdayım. üniversiteye başladım 3 yıl önce ve bıraktım başka bir şehire gitmeyi denedim olmadı geri döndüm seneye 2. sınıftan başlayacağım. o ise kendine iş kuruyor. ve dış görünüşüm de dahil olmak üzere her şeyim çöktü. şu anda bakıyorum da, küçükken de çok basit hayaller kurardım, normal bir hayatımın olması herkes gibi bir gün geçirmek gibi ve maalesef şu anda da aynı bu şekilde. 10 sene önce arkadaş olduğum herkes hayatın bir şekilde elinden tuttu, bir şeyler başardı ve çoğunluğu mutlu. bir tek ben değilim. neyi neresinden tutacağımı bile bilmiyorum artık, hala aynı sorunlarla baş başayım belki de kat be kat fazlalarıyla. resmen hayatsızım. bildiğim her şeyi unuttum. istemediğim bir hayat yaşıyorum ve geri dönülmez gibi geliyor çünkü 22 yaşına kadar böyle geldi ve hiçbir yapıtaşım yok hayatımda kendim adına. aklım bile çalışmıyor artık. ne yapacağımı bilmiyorum terapi almayı da denedim ama tamamen anlık çözümler sundu. kafamın içinde bunlar dönerken herhangi bir şeyle uğraşamıyorum. yaşım çok küçük gibi gözükebilir ama bu yaşa kadar hiçbir şeyle gelmemiş olmak, hiçbir deneyimle hiçbir sağduyuyla gelmemiş olmak çok geç işte. biliyorum ki yanlış kararlar almaya devam edeceğim. biliyorum ki güzel giden şeyleri de bok edeceğim çünkü hep böyle oldu ve doğru-yanlışı ayırt edemiyorum artık. durumlar böyle işte
Herkesin yürüdüğü yollar engebeli, lakin yürümek zorundayız. Hayat devam ediyor. Geçmiş zaten gitti anı yaşayın, yarını planlayın.
 
Merhaba, hayat hepimize elinde çiçekler sunmuyor ne yazikki. 31 yaşındayım ve geçmişimde silmek istediğim çok şey var. Bazen eşime sarılırım bazense kızıma. Ama kızım ve eşim hayatıma girmeden evvel Rabbime şükürler ederdim her mutlu anım için. Mutsuz isem de yine dualar ederdim. Yazdiklarini kelime kelime okudum ve sindirdim de. Biliyorum ki daha yazmadigin bir çok şey var. 22 yaşında çokta güzel duygularını ifade edebilen bir kız gördüm ben. :) herkeste annesinin kucağında şımarık gelecek dünyaya diye bir durum yok maalesef. Bak beynimde 2 adet tümör ile yaşıyorum anne olamazsın dendi, Rabbime olan inancım la ve sürekli doktor araştırmakla geçti zamanım. Evlenme kimse almaz seni dendi, çünkü ne zaman nerde nöbet geçirip müdahale edilmez ise öleceğim için. 6 kardeşiz biz. Ablam ve 4 abim var. Hiç biri yanımda değil. Hayata onlarsiz devam ediyorum. Bir tek ben mi dedim hep. Bazen isyan edip Allah'ım neden ben dedim. Ama fark ettimki karanlık diye adlandirdigim durumdan sadece ben istediigm sürece çıkabildim. Sana bunları yazıyorum ve inan fazlasi var ve bir çok kişinin hayatında ' son radde ' dediği yer var buna inan. Bazen dua edip ya da sakin kalıp hayatımıza biz yön vermeliyiz. Bazende eskiyi kimseye anlatmamaliyiz. Etrafımızda bazende bu yüzden kaçar insanlar. Kahkaha at geç deli desinler ama kimseye yaranı ve yaranın nerede olduğunu gösterme.
 
Yazdıklarınızı okudum evet zor şeyler ama bu durumları sadece siz yaşamıyorsunuz ve durumunuzun farkına çok gec varmamışsınız daha 22 yaşındasınız 0 dan başlamak için zamanınız var ayrıca biraz gerçeklerle yüzleşmeniz gerekiyor böyle oldu şöyle oldu diye bahanelere sığınmayın olan oldu ve yetişkinsiniz şimdi hayatınızı kendiniz kuracaksınız. Üniversite zor mu geliyor meslek edinme kursuna gideceksiniz. Artık ben deme ve yeni adımlar atma vakti. Neden böyle oldu neden normal bir hayatım olmadı demeye devam ederseniz 10 yıl sonra da aynı noktada olacaksınız ama bugün hayatınızı güzelleştirmeye başlarsanız 10 yıl sonra çok farklı bir noktada olursunuz. Olamazsanız da böyle yapsaydım ne olurdu pişmanlığı olmaz ✨
 
Eğer okuyamıyorsan ki ben okumanı tavsiye ederdim belediyelerin vs meslek edindirme kurslarına katılıp kendine bir meslek edin bir düzen kur kendine.
Bir işe girip çalış hem böylece sosyal hayata karışmış yeni insanlar tanımış olursun kafan dağılır biraz belki o surede aöf den falan bir bölüm bitirirsin.
Kamu dairelerinin kura ile personel alımı alıyor onlara başvur kpss ye vs gir bu sürecte.
Evet bazılarımızın geçmişi çok ağır olabiliyor ama sürekli oraya takılı kalırsak işler dahada yolunda gitmiyor.
olan olmuş artık yapacak bir şey yok bundan sonranı kurtarmaya bak.
Burada çok iyi akademik hayatı olan kişilerde var sana bu konuda yön gösterebilirler belki nereden nasıl başlayacagin konusunda
 
Kendine odaklanmalisin ve profesyonel bir destek almak seni çok rahatlatir. Ben de psikologa gidiyorum faydası olmasa da rahatlatıyor. Ekonomik olarak bir gelirin mevcut mu bunu merak ettim ve hangi bölümde okuyorsun. Yaz tatilinde bir yerlerde çalışıp birikim yapmaya çalışabilirsin hem çalışmak farklı insanlar ile iletişimde olmak kafa dağıtıcı birşey. Bulunduğun yerdeki işkur a gidip durumunu anlat seni yıpratmaya ak iyi profillerle çalışabileceğin yeri onlar sana önerirler. Devletimizin kurumlarının kapısını çalmaktan çekinme. Psikoloğa verecek paran yok ise il sağlık müdürlüğüne ulaşabilirsin. Onlar her zaman seni doğru yönlendirecektir. Yardıma muhtaç içen kaymakamlık sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı birimi mevcut onların da kapısını çalabilirsin.

Para kaznamak sana özgüven katar. Lise kpss var önümüzde ona çalışabilirsin. Ve birşey farkettim farkındalığın yüksek olması aşırı düşünmek insanı yıpratıyor ve bitiriyor çok düşünmemey3 çalış ve tekrar söylüyorum kamu kurum ve kuruluşlarının kapısını çalmaktan çekinme
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X