- 28 Şubat 2007
- 842
- 7
- 55
Hepimizin olmuştur herhalde genelde “bana kalbin kadar temiz sayfayı ayırdığın için” diyerek başlayan ve “sepet sepet yumurta sakın beni unutma” diyerek biten bir hatıra defteri.
Bu gün böyle bir defter buldum eskilerin arasında. Küçücük pembe bir defter, yanında küçük bir de kilidi var üzerinde barbie resimleri…
Bir bıçak yardımıyla kırdım kilidi ve ilk sayfada bir yazı dikkatimi çekti
“Bir gün bu defteri üstü tozlanmış olarak tavan arasında bulacaksın”
“Ve ilk sayfasını açtığında iki damla gözyaşı akıtacaksın.”
Tutumu beni bir gülme krizi :))
Bu ilk sayfadaki yazı pek bir tanıdık geldi doğrusu
Besbelli ablamın bana 8. yaş günü hediyesiydi bu hatıra defteri
Ama bir sorun vardı. Sevgili ablacığım benim bu kahkahalarımı hesaba katmamıştı…
Birde tavan arası meselesi
Ben bu defteri neden tavan arasına koyayım ki ? bana kalsa çoktan yok olmuştu da annem saklamış.
Saklamakta değil aslında bilirsiniz küçülen kıyafetler değerlendirmek için birilerine verilir. İşte annemde bize küçülenleri birtakım insanlara vermek için kutulamış koymuş bir kenara Oradan buldum işte bu defteri. Üstelik tozlu falanda değildi
Defteri elime alır almaz başladım okumaya ablam birde yazısının altına bir imza atmış ki görülmeye değer hemen bir G harfi yapıp üzerini de karalayıvermiş.Hadi tarih atmış anladıkta sonuna bir de saati saniyesine kadar yazması bitirdi beni.
Arka sayfayı çevirdim. İnsan hiç kendi kendime hatıra yazar mı? ben yazmışım işte
Ne utanç verici.
Sonra bir birinin tıpkısı yazılar
Birisi; “bana kalbin kadar temiz sayfayı ayırdığın için…” yazıyor ve ona bakarak diğerleri de aynısını yazıyor tıpkı birbirinin fotokopisi…
Birde yaşıtlarım ve büyüklerim bilir.
O yılın meşhur şarkılarını *aboneyim abone biletleri cebimde-ada vapuru yandan çarklı simitçi kahveci gazozcu* gibi şarkıları yazmışlar …
Ve sayfalara çoğunlukla bir kalp çizmişler bilirsiniz ortasından bir ok geçirilir uçlarına da bir takıp harfler yazılır, sevdiğinin baş harfleri falan (bak seeen! O yaşta aşkı da bilirmişiz)
Başka kocaman bir S harfi ve karşısına tek bir S kullanarak *seni seveni sende sev* gibi yazılar…
Sonra arka sayfalara doğru kargacık burgacık bir yazı dikkatimi çekti. “Aptal” dedim başta mahvetmiş defterimi. neden mi?
Bir erkek çocuğu “bana kalbin kadar temiz sayfayı ayırdığın için sağ ol” yazıp yamuk yumuk bir kalp çizmiş ortasından bir ok geçirip bir ucuna kendi isminin baş harfini, diğer ucuna da benim baş harfimi yazmış. Sonra da kalbi karalamış “şaka şaka” yazmış. Belli ki bu çocuk bana aşık ! dalga konusu olmamak için son anda kıvırmış velet. “Şimdi ben bu sayfayı koparsam ayıp olur bari karalayıvereyim” demiş galiba
Farkındaydım zaten ben onun. Az mı uğraşırdı benimle. Annemin özenle iki kuyruk ördüğü saçlarımın tokalarını çekip sökerdi. Siyah okul formamın kuşağına asılır koparırdı.
Hatırladım seni küçük Seyhun! pek bir şeye benzemezdin. Üstelik boyunda benden çok kısaydı ama kokulu silgilerine bayılırdım. Her ne kadar koklatmasan da…
Hem ben Ayhan’ı seviyordum.O yakışıklıydı ve sınıf başkanıydı üstelik çok şımardığım halde beni tahtaya hiç yazmazdı…Senin kremalı bisküilerin bile beni tavlamana yardımcı olamamıştı biliyorsun…Ama olsun ben seni bir arkadaş olarak çok severdim
Ne kadar küçükmüşüz meğer ne kadar çirkinmiş yazılarımız. Kargacık burgacık yazılar yazıp bir de hatıra yazdık diye övünürmüşüz kendimizle.
Şimdi bakıyorum da doğru dürüst kimsenin hatıra defteri yok.Ama ben çok mutluyum
benim bir hatıra defterim var artık yaşasın…
Bu hatıra defteri benim *Anılarımda saklı olan çocukluğumun bir kırıntısı olarak kitaplığımın baş köşesinde yer alacak*
“Sevgili arkadaşım bana kalbin kadar temiz sayfayı ayırdığın için çok teşekkür ederim” diyerek başlayan yazılar halen bendeler peki bu yazıları yazan küçük arkadaşlarım şimdi neredeler ?
Gönül Sevinç
Bu gün böyle bir defter buldum eskilerin arasında. Küçücük pembe bir defter, yanında küçük bir de kilidi var üzerinde barbie resimleri…
Bir bıçak yardımıyla kırdım kilidi ve ilk sayfada bir yazı dikkatimi çekti
“Bir gün bu defteri üstü tozlanmış olarak tavan arasında bulacaksın”
“Ve ilk sayfasını açtığında iki damla gözyaşı akıtacaksın.”
Tutumu beni bir gülme krizi :))
Bu ilk sayfadaki yazı pek bir tanıdık geldi doğrusu
Besbelli ablamın bana 8. yaş günü hediyesiydi bu hatıra defteri
Ama bir sorun vardı. Sevgili ablacığım benim bu kahkahalarımı hesaba katmamıştı…
Birde tavan arası meselesi
Ben bu defteri neden tavan arasına koyayım ki ? bana kalsa çoktan yok olmuştu da annem saklamış.
Saklamakta değil aslında bilirsiniz küçülen kıyafetler değerlendirmek için birilerine verilir. İşte annemde bize küçülenleri birtakım insanlara vermek için kutulamış koymuş bir kenara Oradan buldum işte bu defteri. Üstelik tozlu falanda değildi
Defteri elime alır almaz başladım okumaya ablam birde yazısının altına bir imza atmış ki görülmeye değer hemen bir G harfi yapıp üzerini de karalayıvermiş.Hadi tarih atmış anladıkta sonuna bir de saati saniyesine kadar yazması bitirdi beni.
Arka sayfayı çevirdim. İnsan hiç kendi kendime hatıra yazar mı? ben yazmışım işte
Ne utanç verici.
Sonra bir birinin tıpkısı yazılar
Birisi; “bana kalbin kadar temiz sayfayı ayırdığın için…” yazıyor ve ona bakarak diğerleri de aynısını yazıyor tıpkı birbirinin fotokopisi…
Birde yaşıtlarım ve büyüklerim bilir.
O yılın meşhur şarkılarını *aboneyim abone biletleri cebimde-ada vapuru yandan çarklı simitçi kahveci gazozcu* gibi şarkıları yazmışlar …
Ve sayfalara çoğunlukla bir kalp çizmişler bilirsiniz ortasından bir ok geçirilir uçlarına da bir takıp harfler yazılır, sevdiğinin baş harfleri falan (bak seeen! O yaşta aşkı da bilirmişiz)
Başka kocaman bir S harfi ve karşısına tek bir S kullanarak *seni seveni sende sev* gibi yazılar…
Sonra arka sayfalara doğru kargacık burgacık bir yazı dikkatimi çekti. “Aptal” dedim başta mahvetmiş defterimi. neden mi?
Bir erkek çocuğu “bana kalbin kadar temiz sayfayı ayırdığın için sağ ol” yazıp yamuk yumuk bir kalp çizmiş ortasından bir ok geçirip bir ucuna kendi isminin baş harfini, diğer ucuna da benim baş harfimi yazmış. Sonra da kalbi karalamış “şaka şaka” yazmış. Belli ki bu çocuk bana aşık ! dalga konusu olmamak için son anda kıvırmış velet. “Şimdi ben bu sayfayı koparsam ayıp olur bari karalayıvereyim” demiş galiba
Farkındaydım zaten ben onun. Az mı uğraşırdı benimle. Annemin özenle iki kuyruk ördüğü saçlarımın tokalarını çekip sökerdi. Siyah okul formamın kuşağına asılır koparırdı.
Hatırladım seni küçük Seyhun! pek bir şeye benzemezdin. Üstelik boyunda benden çok kısaydı ama kokulu silgilerine bayılırdım. Her ne kadar koklatmasan da…
Hem ben Ayhan’ı seviyordum.O yakışıklıydı ve sınıf başkanıydı üstelik çok şımardığım halde beni tahtaya hiç yazmazdı…Senin kremalı bisküilerin bile beni tavlamana yardımcı olamamıştı biliyorsun…Ama olsun ben seni bir arkadaş olarak çok severdim
Ne kadar küçükmüşüz meğer ne kadar çirkinmiş yazılarımız. Kargacık burgacık yazılar yazıp bir de hatıra yazdık diye övünürmüşüz kendimizle.
Şimdi bakıyorum da doğru dürüst kimsenin hatıra defteri yok.Ama ben çok mutluyum
benim bir hatıra defterim var artık yaşasın…
Bu hatıra defteri benim *Anılarımda saklı olan çocukluğumun bir kırıntısı olarak kitaplığımın baş köşesinde yer alacak*
“Sevgili arkadaşım bana kalbin kadar temiz sayfayı ayırdığın için çok teşekkür ederim” diyerek başlayan yazılar halen bendeler peki bu yazıları yazan küçük arkadaşlarım şimdi neredeler ?
Gönül Sevinç